31 Aralık 2014 Çarşamba

Araştırmacı Girişimciler, TÜBİTAK Çağrı Merkezinden Haberdar mısınız?

TÜBİTAK, destek programları, burslar, yarışmalar ve yayınlar hakkında her türlü soru ve başvurunun etkin ve hızlı şekilde yanıtlanması için 444 66 90 numaralı çağrı merkezini hizmete açtı.

Öğrenci, akademisyen, araştırmacı ve diğer vatandaşlarla daha sağlıklı iletişim kurulması amacıyla TÜBİTAK’ın 444 66 90 numaralı çağrı merkezi kullanıma açıldı. Mesai saatleri içerisinde hizmet veren 444 66 90’a gelen çağrılar, müşteri hizmetleri temsilcileri tarafından karşılanıyor. Merak edilen konularda vatandaşlara yardımcı olunuyor, gelen tüm başvurular online olarak kayıt altına alınıyor. Arayanların iletişim bilgileri alınarak, bilgi edinmek istedikleri konular hakkında geri dönüş yapılıyor.

08.30-17.30 saatleri arasında hizmet veren çağrı hattı ile;

Burs ve destek hizmetlerine yönelik bilgi aktarımı,TÜBİTAK dergileri, kitapları ile bu kaynakların e-satış ve abonelik işlemleri,Proje bazında danışmanlık,Eğitim ve destek talepleri için yönlendirme, TÜBİTAK İş Uygulama Yazılımları’nın kullanımına ilişkin yönlendirme ve bilgi desteği

ile alınan kayıtlar doğrultusunda oluşturulan istek, dilek ve şikâyet raporlarının ilgili birimlere iletimi ve e-Posta ile destek hizmeti sağlanıyor.

TÜBİTAK'ın faaliyetleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.tubitak.gov.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca "TÜBİTAK Destekleri Forum"u aracına buradan kayıt olarak soru, görüş ve önerilerinizi iletebilirsiniz.

Haberimizi TÜBİTAK'ın faaliyetlerini yakından takip eden okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

30 Aralık 2014 Salı

TÜRSAB 2015 Kış Turizmi Raporunu Yayınladı!

Deniz, kum, güneş denildiğinde ilk akla gelen ülkeler arasına yerleşen Türkiye, turizm sektörünü 12 aya yaymak için son yıllarda kış turizmine de ağırlık vermeye başladı. 10 yıl önce Aralık-Ocak-Şubat aylarında 2.7 milyon ziyaretçi ağırlanırken, bu sayı 2014 itibarıyla 4.8 milyon kişiyi aştı.Kış turizminde Avusturya, İsviçre ve Fransa gibi zorlu rakipleri olan Türkiye, kış sezonunun vazgeçilmezi olan kayak tesislerinde de ilerleme kaydediyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kayıtlı kayak merkezlerinin sayısı 28 iken buna Turizm Bakanlığı belgesi olmayan ancak farklı idareler tarafından kayak merkezi olarak belirlenen ya da hedef gösterilen alanlar da eklenince bu sayı 51’e yükseliyor.

2026’da yapılacak Kış Olimpiyatları’na talip olan Türkiye’de yatırım ve tesis anlamında daha gidilecek çok yol var fakat son yıllarda tesis sayısının ve kalitesinin artması ve artan talep bu hedefe ulaşmanın, devletin de desteği ile çok zor olmayacağını gösteriyor. Nitekim 2015 kış sezonu için Türkiye’ye olan ilgi ve fiyatlar da potansiyeli açıklamaya yetiyor.  

Bu Dönem Hedef 5 Milyonu Aşmak

“Kış Turizmi Raporu” hakkında değerlendirmelerde bulunan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy, “Deniz, kum, güneş turizminde dünyanın önde gelen turizm ülkelerinden birisi olarak yerini sağlamlaştıran Türkiye, son yıllarda alternatif tatil seçenekleriyle de öne çıktı. Üzerinden kar eksik olmayan yüksek dağları ve kayak merkezleriyle kış turizmi, sağlık ve termal tesis yatırımlarıyla desteklenince Türkiye’nin turizm vitrinine çıkardığı önemli bir ürün oldu” dedi.

Ulusoy, kış döneminde ağırlanan turist sayısının geçen kış 4.8 milyon olduğunu belirtirken, bu rakamın bu kış döneminde 5 milyonun üzerine çıkmasını beklediklerini anlattı. TÜRSAB Başkanı Ulusoy; Uludağ, Palandöken, Kartepe ve Kartalkaya’da yeni tesislerle birlikte dünyada isimlerini duyurduklarını kaydederken, bölgelerde artan doluluk oranlarının da bunun bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Ulusoy, “Kış turizmine çok uygun olan Türkiye’de turizmciler el ele verirse dünyadaki kayak merkezlerinin yüzde 83’ünü bünyesinde bulunduran Alpler’deki tesisler ile yarışırız” şeklinde konuştu.

Kış aylarında gelen ziyaretçilerin önemli bir kısmı kültür turizm kapsamında giriş yapsa da kış sporlarını da içeren kayak merkezlerine olan ilginin yoğun biçimde arttığı da bir gerçek. Sömestr tatilinde yerli turistlerin de kayak merkezlerine akın etmesiyle son yıllarda doluluk oranlarında fazlasıyla bir artış olduğu dikkat çekiyor.

Ziyaretçi Sayısı Yüzde 76 Arttı

Yıl Gelen ziyaretçi*2005 2.745.1382006 2.994.95420073.133.24120083.522.61120093.543.15220103.829.15220114.140.59920124.273.12220134.749.7712014 4.836.7352015*5.000.000*Aralık, ocak, şubat ayları toplam rakamıdır. Aralık ayı önceki yılın, ocak-şubat ayları ise adı geçen yılın rakamlarıdır.2015 rakamı beklentidir.

Yapay Kar Yağdırıyorlar

Son birkaç yıldır karın yağmaması nedeniyle sıkıntı yaşayan ve önemli ölçüde zarar eden Türkiye’deki dağ otelleri de artık yapay kar yağdırma yatırımına yöneldiler. Yapay kar yağdırma sistemi sayesinde kar garantisi veren oteller, eylül ayından başlayarak kış dönemine yönelik olarak erken rezervasyon almaya bile başladılar.

Rakipler Büyük ve İddialı

Kış turizminde büyümek ve potansiyelini kullanmak isteyen Türkiye’nin, dünyadaki rakipleri oldukça büyük ve zorlu. Son rakamlara bakıldığında kayak merkezi sayısında Japonya 547 ile dünya lideri. Onu 498 tesis ile Almanya, 481 tesis ile ABD izliyor. Türkiye’de bu rakam ise günübirlik kayak merkezlerinin de dahil edilmesi ile 51 düzeyinde. Türkiye, kış turizminde büyümek için adımlar atarken bir yandan da ileriye dönük yatırımlar da planlıyor. Bunlardan biri de 2026 Kış Olimpiyatları. Yapılan çalışmalarda Türkiye’de 48 ilde kayak yapılabileceği tespit edilmiş durumda ve Turizm Bakanlığı tarafından yaptırılan bir çalışmaya göre Türkiye’de 1000 metreden yüksek 435 adet dağ bulunuyor. Yani, Türkiye’nin bütün bölgelerinde özellikle de Doğu Anadolu’da büyük bir kış turizmi potansiyeli mevcut.

Türkiye Kayak Merkezi Sayısında 18'inci Sırada

SıraÜlkeKayak merkezi sayısı1Japonya5472Almanya4983ABD4814Çin3505İtalya3496Fransa3257Kanada2888Avusturya2549İsviçre24010İsveç22818Türkiye51

Kış Turizmi Master Planı Hazırlanacak

Kış turizminde Türkiye’nin büyümesi ve rakiplerinin arasından sıyrılıp daha çok tercih edilen bir destinasyon haline gelmesi için bir master planı hazırlanacak. 2015 yılında açıklanması beklenen master planı ile birlikte, Türkiye’de hangi bölgelerin kış turizmi potansiyel taşıdığı belirlenecek ve bu bölgelerin hangilerinin öncelikli alan olduğu ortaya konacak. Ayrıca, kış turizmi merkezlerine yönelik yatırım planlaması yapılacak ve kış turizm merkezlerinde yeni işletmecilik modelleri geliştirilecek.

Kış Turizminin Sağladığı Faydalar

Kış turizmi, mevsimsellik sorunun aşılmasında, dönemsel olarak atıl kalan kapasite ve iş gücünün ekonomiye kazandırılmasında büyük rol oynuyor.

Turizmin 12 aya yayılmasında en önemli rollerden birine sahip.İstihdam açısından bölgesel talep yaratıyor.Yaz aylarında çalışan ve kışın işsiz kalan vasıflı turizm personeline bir dönem daha iş yaratıyor.Bölgeye yatırım ve bölge halkına gelir kazandırıyor.

Kış Turizmi Raporu’ndan Öne Çıkan Başlıklar

Türkiye, geçen kış Aralık, Ocak, Şubat aylarında toplam 4.8 milyon turist ağırladı, bu kış döneminde bu rakamın 5 milyonu aşması bekleniyor.Türkiye’de Turizm Bakanlığı belgeli 28 kayak merkezi var. Bakanlık dışındaki idareler tarafından kayak merkezi olarak belirlenen ya da hedef gösterilen noktalar da eklenince toplam rakam 51’e yükseliyor.Bakanlık belgeli kayak merkezlerinde yatak kapasitesi şu an 9 bin 549. Hedef ise bu rakamın 78 bin 645’e yükselmesi.Türkiye, kayak merkezi sayısında dünyada 18’inci sırada yer alıyor. Kalite, popülerlik ve fiyat açısından Türkiye’deki kayak merkezleri neredeyse Alpler’i yakalamış durumda. Sömestr döneminde Uludağ’da 5 gecelik tatilin faturası ulaşım hariç 2 bin 500 liraya ulaşırken, bu fiyat, son yıllarda Türkler’in ucuz kayak keşfi olan Bulgaristan’ın Bansko kayak merkezinde bir tatilin neredeyse 3 katına denk geliyor. Türkiye’de kayak faturası dünya kayak turizminin en popüler destinasyonu Alpler’deki bazı tesisleri sollamış, bazı tesislere ise çok yaklaşmış durumda. Avusturya’daki Zell Am See’de 5 gecelik fatura 2 bin 473 TL , Fransa’daki Chamonix’de ise 2 bin 755 TL.Dünyadaki kayak merkezlerinin yüzde 36 ile önemli bir kısmı, Alpler'de yer alıyor ve dünyada kayakçıların yüzde 45'i Alpler'i tercih ediyor.Büyük kayak merkezi olarak tanımlanan ve yıllık ziyaretçi sayısı 1 milyon ve üzeri olan kayak merkezlerinin önemli bir kısmı bu iki ülkede bulunuyor. Fransa'da 14, Avusturya'da 14 olmak üzere toplam 28 kayak merkezi yılda 1 milyon ve üzerinde kayakçı ağırlıyor.

TÜRSAB kaynaklı haberimizi kış turizm sektöründe faal olan girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

27 Aralık 2014 Cumartesi

Girişimciler, Türkiye'nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirketi Aranıyor!

TOBB, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketini, dünyanın en hızlı büyüyen şirketleriyle biraraya getirecek. TOBB, AllWorld Network ve TEPAV işbirliğinde düzenlenen “Türkiye 100” yarışmasına 31 Aralık 2014 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.

Yarışmada ilk 100’e giren firmalara küresel ortaklıkların kapısı açılırken, uluslararası platformda tanıtım imkânı sağlanacak. ​TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu projenin önemine dikkat çekerek, “Anadolu’nun her tarafında doğru fırsatları gören girişimcilerimiz var. Bu yarışma da hızla büyüyen KOBİ’lerimiz için çok önemli bir fırsat ” dedi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), merkezi ABD’de bulunan AllWorld Network ve TEPAV işbirliğinde “Türkiye 100” yarışmasının ikincisini gerçekleştiriyor. Yarışmaya başvuranlar arasından 2011-2013 döneminde satış gelirlerini en hızlı arttıran 100 şirket seçilecek.

“Türkiye 100” yarışması ile başarılı şirketlere uluslararası düzeyde görünürlük kazandırmak ve bu şirketlerin küresel ekonomik bağlantılarını kuvvetlendirmek amaçlanıyor. Listeye girmeye hak kazanan şirketler her yıl Harvard Üniversitesi’nde düzenlenen Harvard Girişimcilik Zirvesi’ne katılmaya hak kazanacaklar.

AllWorld Network’ün dünyanın dört bir tarafında gerçekleştirdiği “Türkiye 100” benzeri yarışmaların kazananlarıyla bir araya gelme fırsatı yakalayacaklar. Yarışma ile ayrıca Türkiye 100 şirketlerinin başarı öykülerinin genç nesillere ilham kaynağı olması ve onları girişimci olmaya teşvik etmesi de hedefleniyor.

Hisarcıklıoğlu: “Girişimcilerimiz Dünyaya Tanıtılacak”

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, girişimciliğin geliştirilmesi meselesinin TOBB’un en önemli önceliklerinden birisi olduğunu söyledi. Türkiye’nin girişimci sayısının artması ile birlikte daha fazla büyüyeceğine inandığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, “2023 yılında dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olmamızın anahtarı girişimciliktir.Anadolu’nun her yanında doğru fırsatları gören, inovasyon yapan ve istihdam sağlayan binlerce girişimcimiz var. Bu girişimcilerimiz en büyük varlığımızdır. TOBB’un öncülüğünde TEPAV ve AllWorld Network’ün yürüttüğü Türkiye 100 Projesi’yle bu girişimcilerimiz dünyaya tanıtılacak” diye konuştu.

Yarışmaya Başvuru Koşulları

"Türkiye 100" yarışmasına 31 Aralık 2014 tarihine kadar başvuruda bulunulabilecek. Yarışmaya katılım koşulları ise şöyle:

Türkiye 100’e başvuracak şirketler, en az 3 yıllık işletme geçmişine ve 2013 itibariyle en az 500.000 ABD doları gelire/ciroya sahip olmalı ve 2011-2013 döneminde satış gelirlerini en az %10 artırmış olmalı.Bağımsız, özel, halka açık olmayan ve kar amaçlı bir şirket, ortaklık veya şahıs şirketi olmalı.Şirket merkezi Türkiye'de olmalı. Ancak şirket yasal olarak başka bir yerde şirketleşmiş olabilir. Yabancı bir şirketin şubeleri yarışmaya başvuramaz.Şirketin yerli veya yabancı yatırımcıları olabilir, ancak hisselerinin %51’i veya daha fazlası bir halka açık şirkete veya herhangi bir ülkenin devletine ait olmamalı.Şirket kar amacı gütmeyen bir kuruluş, holding şirketi, franchise, otomobil satış bayiliği, banka veya kamu hizmeti veren bir şirket olmamalı.Bir holdingin sahip olduğu, ancak bağımsız tüzel kişilik durumuna sahip işletmeler başvuruda bulunabilir.

Unutmayın, "Türkiye 100" yarışmasına başvurular 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek. 2013'ün en hızlı büyüyen 100 şirketini merak eden okurlarımız buradaki haberimizi inceleyebilirler.

"Türkiye 100" yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz turkiye100.tobb.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Başvuru işlemlerinizi ise buradan ücretsiz olarak gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi şirket sahibi okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

26 Aralık 2014 Cuma

Bilgi İletişim Teknolojilerinde Dünya Markası Çıkarabiliriz

Türkiye'nin dünya markası çıkaracağı alan, Netaş CEO'su Müjdat Altay'a göre "Bilgi İletişim Teknolojileri". Müjdat Altay'a göre Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmesi mümkün. Ancak bunun için önümüzdeki 10 yıl Türkiye'nin yapacağı 1 trilyon dolarlık bilişim alımlarının iyi kurgulanması şart.

Türkiye'nin Dünya Markası Çıkaracağı Alan "Bilgi İletişim Teknolojileri"

Türkiye'nin bu alanda müthiş bir satın alma gücünün olduğunu ve Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda bilişime 1 trilyon dolar yatırım yapacağını söyleyen Altay, "Kamu alımları doğru organize edilirse, bu tüm sektöre yansır. Yerlilik oranı artarsa Türkiye dünya markaları çıkarır ve onlarca ülkeye ihracat yaparak bölgenin bilişimde lideri olur" diyor.

Son Çeyrekte Hareketlendik

Büyük çaplı entegrasyon projeleri gerçekleştiren Netaş'ın Ar-Ge harcamalarının ciroya oranı yüzde 8.3. Bu, yıllık 30 milyon dolara karşılık geliyor. Altay, "Kıyaslama yapıldığında en düşük ciro ile en büyük Ar- Ge harcamasına sahibiz" diyor.

"2014 önce biraz durgun başladı, sonra yavaş yavaş ısındı" diyen Müjdat Altay, "Netaş için iyi bir yıldı. Büyük projelere imza attığımız bir yıl oldu" ifadesini kullanıyor. Büyümede dördüncü çeyrekte üçüncü çeyreğin geçileceğine inanıyor. Altay, "Biz de hareketlendik, sektör de hareketlendi. Kamuda bir hareket olmadı ama biz özel sektörde aradığımızı bulduk" diyor.

Netaş CEO'su 2015 yılında kamunun bilgi iletişim teknolojileri alımlarının hareketleneceğini öngörüyor. "Kamu alımlarının artması gerekiyor" diyen Altay, Türkiye'nin büyümede ihtiyaç duyduğu sıçramayı da bu yolla yapabileceğini düşünüyor ve "Kamunun Türkiye'ye öncülük etmesi gerekiyor. Bütün kamunun bir şemsiye altında birbiriyle iletişebilmesi, e-devlet, bulut teknolojileri, büyük veri... Tüm alanlarda kamunun daha verimli olabilmesi için bu yatırımları yapması Türkiye'nin önünü açacaktır. Bu atağa ihtiyacı var Türkiye'nin" diyor.

Müjdat Altay, "Baktığımızda kamuda malesef her bakanlık kendi içinde çalışmalar yapıyor. Bunun aslında bir bütün halinde incelenmesi lazım. Türkiye'nin bulut bilişim, büyük veri, akıllı devlet konularında çalışma yapması gerekiyor" yorumunu yapıyor.

Kamu Dengeyi Kurmalı

Peki bu ihtiyaçların, bir zamanlar yapıldığı gibi kamu şirketleri kurularak onlar üzerinden karşılanma yoluna gidilebilir mi?

"Bence çok yanlış olur" diyen Müjdat Altay şöyle devam ediyor: "Bilgi iletişim sektöründe gelişme özel sektörle olur. 2023 planı içinde IT teknolojilerinin 160 milyar dolar olması belirtiliyor. Bugün bu rakam 30 milyar dolar ve bence 160 milyar dolar aslında konservatif bir beklenti. Bence 200 milyar dolara çıkabilir IT yatırımları. Yani önümüzdeki 10 yıl içinde 1 trilyon dolarlık bilgi iletişim yatırımı olacak Türkiye'nin. Kamu da bunun öncüsü olacak, bunun enerjisini verecek. Kamu ne yaparsa denge öyle kurulacak. Burada kamunun dengeyi kurması gerekiyor."

İşte bu noktada 1 trilyon dolarlık yatırımın ne kadarının yerli olması gerektiği, yerlilik oranının nasıl artırılabileceği konusu odağa geliyor. Müjdat Altay, analizini şöyle sürdürüyor: "Bakanlıklarımızın her biri kendi içinde IT yatırımı yapıyor ancak buna bir büyük gözle bakmanın önemli olduğunu düşünüyorum. O zaman orada da bir verimlilik sağlanacak. Yatırımların tek bir plan çerçevesinde doğru partilerle doğru stratejilerle yapılması halinde Türkiye'nin çığır açacağına inanıyorum. Türkiye bu büyük sıçramayı çok iyi planlamalı. Akıllı devletten geçiyor bu. Akıllı devlet, büyük veri, bulut bilişime entegre olduğunda, akıllı devlete entegre olan bizler de ona entegre olacağımız için 10 yıllık 1 trilyon dolarlık potansiyel Türkiye'den bilişim alanında markalar çıkarır. Bölgenin lideri haline geliriz bu alanda ve onlarca ülkeye ihracat yaparız. Bunu yapabiliriz çünkü büyümenin arkasındaki en büyük güç olan satın alma gücüne sahibiz."

Samsung Değil Helva Yapalım

Müjdat Altay,"Geçmişin dünyasının getirdiklerine değil 10 yıl sonra dünyanın bilişimde lider ülkelerinden biri haline gelmenin yollarına bakmamız gerekiyor. Her şeyimiz var. Yüksek bir satın alma gücü, gelişen bir ekonomi ve tüm kurumlarca benimsenmiş bir 2023 hedefi. Artık helva yapmak lazım." dedi.

Türkiye'de inovasyonun tüm kurumların genlerine nasıl işleyeceğini şöyle anlatıyor: "Türkiye her kurumuyla kısa vadeli gelirlere ve kısa vadeli krizlere alışmış durumda. Bu nedenle yatırımları hızlı çevirmeniz gerekiyor. İnşaatın hızlı gelişmesi bundan. Ar-Ge ise sabır, inanç, çalışma gerektirir. Patronlar şu anda inovasyona yatırım için çekingenler çünkü 10-15 sonrasını görmüyorlar, Devlet teşvik vererek görevini yaptı. Bu teşvik daha fazla olabilir mi? Evet olabilir ve bu yolda çalışma var. Özel sektörde Ar- Ge çalışan sayısı 120 binlere çıktı. Özel sektörün gerçekleştirdiği Ar- Ge harcamaları oranı 2003 – 2013 arasındaki 10 yılda, yüzde 23.2’den yüzde 47.5’a yükseldi. Ar-Ge satış için yapılır, inovasyon bunun yan çıktısıdır. Yani siz müşterinin kapış kapış aldığı bir cep telefonu üretmek için Ar-Ge yaparsınız, bir bakarsınız ki bunu yaparken birçok inovasyona imza atarsınız. Türkiye milyon tane patenti olsun diye Ar-Ge'ye destek vermiyor, milli hasılasını artırmak için destek veriyor. Biz 10 yılda Ar- Ge'nin milli hasılaya oranını 2.5 kat artırdık. Bu bir başarı. Özel sektörün uzun vadeli düşünmeye başlaması gerekiyor artık. Ayrıca kamu kurumlarının, özel sektörün ve son tüketicinin kendi geliştirdiğimiz ürünlere güvenmesi lazım."

Ar-Ge'ye Yatırım Son 10 Yılda Yüzde 1'e Geldi, Bu Bir Kırılma Noktası

Müjdat Altay'a göre Türkiye için en önemli kararlardan biri 2014 yılında başlayan Ar-Ge desteği. Ar-Ge'yi Karadeniz'in meşhur tulum çalgısına benzetiyor Altay. "Tulumu önce dolduracaksınız ki sonra ses çıkacak. E tulum da büyük, koskoca Türkiye" diyor. Müjdat Altay'a göre son 10 yılda Türkiye'nin "Ar-Ge tulumu" doldu. Türkiye'de Ar-Ge'ye yatırım, 2004'te bu destekler verilmeye başladığında milli gelirin binde 4'ü seviyesindeydi. Altay, "Çok mutluyuz, geçen hafta bu rakamın binde 9.5'e geldiği açıklandı. Bu kırılma noktasıdır. Dünyada pek çok ülkede yüzde 1 bir eşik, bu eşiğe geldiğinizde yüzde 1.5-2'ye kendiliğinden çıkıyor. Şu anda Türkiye nefes alabilir duruma geldi. Ama rakiplerimiz yüzde 3 Ar-Ge yapıyor bugün. 11 yıldır Ar-Ge'ye yatırım yapmışsınız. Orta vadeli programa baktığınızda off setler var, yerliye yatırım var, dönüşüm projeleri var. 1 trilyon dolar da harcanacak para var 10 yılda. Bunun özel bir plana, özel bir ilgiye ihtiyacı var. Devlet büyüklerimizin bu konuya eğilmesini bekliyoruz" diyor.

Netaş olarak 4G'yi geliştirirken nereden konsept dizaynı aldınız?

Netaş, sadece sınırlı sayıda uluslararası teknoloji şirketinin sahip olduğu 4G teknolojisini Aselsan ve ARGELA ile birlikte sıfırdan geliştirdi. Bu teknoloji, sadece 4G’ye geçmeyi planlayan mobil operatörlerin değil; yüksek hızlı, kesintisiz ve güvenli görüntü iletişimine gerek duyan ulaşımdan sınır güvenliğine kadar pek çok kuruluşun ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak tasarlanıyor. Ancak CEO Altay bu konuda biraz dertli. Şöyle anlatıyor: "Kendinize güvenirseniz, yapacağınıza da güvenirsiniz. 4G'yi geliştirdik biliyorsunuz. Beni en çok üzen sonu 'Nereden konsept dizaynı aldınız?' Sıfırdan yaptık. O zaman nasıl yaparsınız diyorlar. Arkadaşlarımız günde 20 saat çalışıp milli ruhla bunu yaptılar. Buna gereken değeri de vermek lazım. Biz yapabiliriz. Önce buna inanmamız lazım. On milyarlarca dolarlık firmaların yaptığını nasıl Netaş yapabilir diyorlar. Bu beni kahrediyor. Yaptık, gelin görün... Bugün Netaş, Türkiye'nin altyapısını yapacak her türlü ürünü yapabilecek kapasitede. Şu anda savunma alanında yapıyoruz bunu ama diğer alanlarda da yapabiliriz."

Dünya gazetesi kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

25 Aralık 2014 Perşembe

Adanalı Bilim İnsanı "Canan Dağdeviren" Kalpten Enerji Üretecek

2009’da Türkiye’de ilk defa verilmeye başlayan ABD destekli Fullbright bursuyla ABD’ye giden ve doktorasını yapan Adanalı bilim insanı Canan Dağdeviren, kalp üzerine yerleştirilen ve kalbin kendi hareketiyle enerji üreterek, kalp pilini şarj eden bir alet üretti.

28 yaşındaki Adanalı Canan Dağdeviren, buluşuyla, kalp pili takan hastaları binlerce dolarlık kalp pili değiştirme külfetinden kurtardı.

Dağdeviren, kalp, diyafram ve akciğerlerin hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştürme ve bu enerjiyi depolama yeteneğine sahip olan, vücut içine yerleştirilebilen (implantable) bir aygıt geliştirmiş. PZT MEH adındaki buluş, saç telinden yüz kat daha ince olup kağıt gibi katlanıp bükülebilen ince bir teyp şeklinde ve doğrudan bir organ yüzeyine yerleştirilebilmekte.

Aygıt, birçokfarklı özelliğe sahip unsurlardan oluşmakta:

Yumuşak ve esnek biyouyumlu malzemeden bir alttaş (substrate),Kurşun, Zirkonat Titanat (PZT, İngilizce baş harfleri) adlı bir malzemeden oluşan son derece ince bir aktif piezoelektrik bileşen,Bu piezoelektrik bileşen iç organların mekanik hareketleri nedeniyle deformasyona uğrar ve eletrik enerjisi üretir, Elektrik enerjisinin depolanabilmesi için elde edilen voltaj ve akımı değiştiren bir düzeltici ve elektrik enejisinin doplanlandığı bir mikro pil.

PZT ve pil arasındaki bağlantı çok ince ve hafif bir kablo olan iletken bant vasıtasıyla gerçekleştirilir. İnsan vücudunda kalp kası ritmik olarak kasılır; bu hareket yılda yaklaşık 40 milyon kez gerçekleşir. Aygıtın PZT bileşeni kalp kası ile bükülür, gevşer ve piezoelektrik özellikleri sayesinde bir elektrik akımı üretir.

Dağdeviren’in aygıtı ile ”günümüzde kullanılan boyutça büyük, maliyetli, ve kalp ile herhangi bir mekanik yakınlığı bulunması mümkün olmayan teknoloji” geride bırakılarak bilim tarihinde yeni kapılar açılıyor. Tamamen esnek, kağıt gibi katlanabilir-bükülebilir alet, kıvrımlı hatlara sahip organlar ile sıkı kontak kurabiliyor. Bu sayede enerji verimliliği yüksek ve organların hareketini sınırlamayan bir sistem oluşturulmuş oluyor. Bu aygıt; günümüzün elektronik dünyasında kullanılan kırılgan ve kalın silikon destekler üzerinde oluşturulmuş diğer aygıtlar nedeni ile ortaya çıkabilen sertlik, ağırlık gibi olumsuzluklar ya da kalbin doğal ritmini engellemeye ilişkin sonuçlar doğurmamakta.

Aygıt, Arizona Üniversitesi Sarver Kalp Merkezi’nde kalp boyutları insanınkine yakın olan koyun, dana ve domuz üzerinde başarılı ile denenmiş. Kalp, akciğer ve diyafram üzerine yerleştirilen sistemin işleyişine yönelik tatmin edici sonuçlar elde edilmiş.

Aynı zamanda laboratuvar ortamında, 20 milyon kere katlanıp büküldüğünde dahi aygıtın mekanik ve elektriksel olarak stabil olduğu kanıtlanmış. Yüksek elektriksel güç elde etmek için birden fazla PZT MEH’in gruplandırılmasının mümkün olduğu ispatlanmış. Spesifik olarak, beş adet PZT MEH’in seri şekilde bağlanarak klasik bir kalp pilini çalıştırmak için yeterli gücün (1.2 μW/cm2) elde edildiği gözlenmiş.

Aygıtın biyo uyumluluğunu sağlamak amacıyla, ince bir polimer katman ile vücut sıvısı izole edilip güç kaybı ya da bağışıklık tepkisi minimize edilerek aygıt enkapsüle edilmiş. Ayrıca, canlı metabolizmasıyla ile uyumunu kanıtlamak amacıyla yapılan kontrol deneyinde, fare kas hücrelerinin alet üzerinde sorunsuz büyüyebildiği görülmüş. Dokuz günlük kültürden sonra, hücreler aygıt yüzeyi üzerinde genişlemiş ve %96′dan fazlası canlı kalmış. 20 milyon kere katlanıp büküldüğünde dahi mekanik olarak sağlamlığını koruyabilen alet, 3.8 volt`luk pile enerji depolayabilmekte.

Dağdeviren, insanlar üzerinde uygulanacak testlere geçmeden önce, yapılması gerekli bir adım olan hayvanlar üzerinde uzun süreli (survival test) çalışmasına başlamak üzere izin almış. Bu çalışmada, PZT MEH bir hayvanın kalbine yerleştirilecek ve aygıtın işleyişine devam edip etmediği bir yıl boyunca gözlemlenecek. Şimdilik, Dağdeviren aygıtın vücutta 6 aya kadar güvenli şekilde çalışabileceğinden “kesinlikle emin” olduklarını ifade etmekte. Teorik hesaplamaları gerçekleştirmek için Northwestern Üniversitesi’nden (ABD) uzmanlar ile işbirliği yapılmış.

Kalıcı Pacemakerlar İçin Kalp Atışları

Dağdeviren tarafından tasarlanan, üretilen ve patentlenen teknoloji, her 7 veya 8 yılda bir pacemakerların pilinin değiştirilmesi için operasyon geçirmesi gereken milyonlarca kişinin yaşam kalitesinde nitel bir sıçrama yaratabilecek. Bu cerrahi işlem, hasta için ciddi bir risk ve yüksek bir sağlık maliyetini beraberinde getirmekte.

PZT MEH ile pacemakerlar ve ona bağlı diğer biyomedikal aygıtlar, pillerini taşıyıcının kalp atışı ile şarj edebilecek ve pillerin çok daha az sıklıkla değiştirilmesi sağlanacak. Bu aygıtlar, aynı zamanda, pacemakera erişemediği için dünyada her yıl hayatını kaybeden milyonlarca kişi olması sebebiyle de önem teşkil etmekte ve tedavinin daha kolay satın alınabilir olması ile geniş yankı uyandıracak. Dağdeviren’in kalp yetmezliği nedeniyle 28 yaşındayken vefat eden büyük dedesi gibi bu rahatsızlık sonucunda hayatını kaybeden kişilerin, PZT MEH uygulaması ile hayatta kalması sağlanabilir.

Dağdeviren 5 yaşında bir çocukken, hayal yaşını 28 olarak belirledi ve 28 yaşını doldurmadan önce, kalp sorunları yaşayan hastalara yardım etmeye karar verdi. Bunu gerçekleştirmek için seçtiği yol, Fizik ve Malzeme Bilimi’nden geçiyordu ve on yıldan fazla bir süre boyunca gerçekleştirdiği çalışmaları, hayata geçirdiği aygıtın bir ineğin kalbine yerleştirilmesi ile sonuçlandı.

Türkiye’de bulunduğu süreçte, Dağdeviren piezoelektrik olayın altında yatan teoriyi çalışmış ve biyomedikal aygıtlarda piezoelektrik malzemelerin nasıl uygulanabileceğini araştırmaya başlamış. Ancak, prototipler ağır ve sert olduğundan dolayı vücudun yumuşak dokularına bağlanması mümkün olmamış. Esnek ve biyo uygunluğa sahip olan aygıtlar elde etmek için gerekli üretim tekniklerini öğrenmek amacıyla 2009 yılında Türkiye’de ilk defa verilmeye başlanan Fullbright doktora bursunu kendi alanında ilk sırada kazanarak, Illinois’de Prof. John Roger’ın araştırma grubuna katılmış.

Ağustos 2014’ te Illinois Üniversitesi’nden doktora derecesiyle mezun olan Dağdeviren, şu an Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde, MIT (ABD) doktora sonrası araştırmalarına devam etmekte. Aynı zamanda, Dağdeviren PZT’ye dayalı aygıtlarının piyasaya sunulması düşüncesiyle Illnois ve Arizona Üniversiteleri (ABD) tarafından ortaklaşa kurulacak bir şirket çalışmalarına başlamış.

TPG Kredi Fonlarının bağımsız danışmanı ve MIT Technology Review Innovators Under 35 (MIT Teknoloji İncelemesi 35 Yaş Altı Mucitler) Yarışması jüri üyesi olan Paloma Cabello, Dağdeviren’in söz konusu teknolojisinin “çok geniş” etkiye sahip olduğunu ve aşağıda ifade edilen tüm nitelikleri karşıladığını belirtmiştir: “yıkıcı düşünce, teknolojik kapasite, küresel etki, piyasaya yaklaşma vizyonu ve cesaret. “

Dağdeviren, Harvard Üye kulübünün tarihinde seçilmiş ilk Türk bilim insanı. Girişim Haber olarak Canan Dağdeviren'i tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

24 Aralık 2014 Çarşamba

TÜBİSAD Bilişim Sektörü 2014 Değerlendirmesi ve 2015 Tahminleri

TÜBİSAD, bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün 2014 yılında yaklaşık olarak yüzde 11 büyüme gerçekleştirdiğini tahmin ettiklerini, 2015 yılında ise veri, bulut teknolojileri ve katma değerli servislerin bilişim sektöründe büyümeyi besleyecek önemli alanlar arasında yer alacağını belirtti.

2014-2015 Sektör Büyüklüğü ve Büyüme Beklentileri

TÜBİSAD, 2014 yılı için büyüme ve pazar büyüklüğü verileri ile ilgili net rakamları 2015 yılının Nisan ayında yayınlayacağı sektör raporu ile açıklayacak. Ancak dernek üyelerinden alınan bilgiler doğrultusunda yapılan değerlendirmeler aşağıdaki gibi:

Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün 2013 yılında 61,6 milyar olan hacminin 2014 yılında TL bazında %11 ile %15 arasında bir büyüme gerçekleştirmesi bekleniyor. Ürünlerin büyük bir bölümünün ithalata dayalı olması nedeniyle TL’nin Dolar karşısında değer kaybının sonucunda ithalat hacminin 2013 yılı ile aynı seviyede seyreden bir performans göstereceği söylenebilir.

2015 yılına dair makroekonomik tahminler doğrultusunda; bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe temkinli bir büyümenin olacağı ve yılın ikinci yarısında, özellikle seçim sonrasında bir hızlanma görüleceği öngörülmektedir.

2014 yılı Genel Değerlendirme

2014 yılını genel olarak değerlendirecek olursak özellikle ABD’den başlayarak son birkaç yıldır BT gündemini işgal eden Bulut Bilişim pazarı, küresel olarak gelişme kaydettiği gibi Türkiye pazarında da etkisini gösteriyor. 2014 yılı başında şirketlerin BT’ye ayırdıkları bütçelerle ilgili pozitif hava, yılın devamındaki gelişmeler neticesinde yavaşladı. Önemli başlıkları şöyle sıralayabiliriz:

Veri Merkezi ve felaket kurtarma alanlarında yatırımlar gerçekleşti. BT Hizmetleri büyüdü ve dolayısıyla yatırımların da devam ettiği bir alan oldu. Böylece Donanım ağırlıklı olan genel pazar yapısında dengeli bir dağılıma geçme konusunda adımların atıldığı bir tablo sergilendi.Dünya genelinde PC’lerin tekrar adetsel ve hacimsel ağırlık kazandığı ve tabletlerin yavaşladığı bir dönemde, Türkiye’de akıllı telefon ve tabletler satıcı firmalar açısından PC’lerdeki gelir düşüşünü azaltan bir etki yarattı. You Tube ve Twitter yasakları; yabancı yatırımcılar üzerinde olumsuz etkiye neden oldu.

Genel olarak bakıldığında ise toplam donanım pazarının üçüncü çeyrekte adet bazında yaklaşık %1 küçüldüğünü ve kurumsal alanda Dolar bazında uzun yıllar sonra ilk kez yaklaşık %5 azaldığı görülüyor.

2014 yılındaki seçimlere kadar kamuda çok fazla hareket olmaması ve sonrasındaki dönemde de görev değişiklikleri doğal olarak kamu yatırımlarını olumsuz etkiledi.

Bireysel tüketici tarafında ise satın alma talepleri büyümeye devam etti. Ana ürün gruplarına bakıldığında taşınabilir PC ürünlerinde bir miktar küçülme yaşandı, masa üstü bilgisayarlarda ise bir önceki yıla göre aynı seviyenin korunduğu söylenebilir. Tablet ürünlerinde ise bir önceki yıla göre az da olsa bir büyüme gerçekleşti. Akıllı cep telefonu ürünlerinde yaklaşık % 15 büyüme kaydedildi.

Telekomünikasyon Sektörü, bir önceki yılın üçüncü çeyrek dönemine göre elde ettiği ciroyu % 25,1 artırdı, toplam ciro ise 2014 üçüncü çeyrek itibarıyla, önceki yıla göre % 2,1 büyüme gösterdi.

2015 Yılı Değerlendirmesi

2015 yılında; büyük veri pazarının öne çıkması bekleniyor. “Nesnelerin Interneti” ile yeni iş modelleri ile karşı karşıya kalınması, kurumsal mobil çözümler ve büyük verinin ağırlıklı yatırım alanları olması öngörülüyor. BT yatırımlarının, sağlık ve enerji sektörlerinde artması bekleniyor. Ayrıca devlette uzun dönemdir sessizliğini koruyan eğitimde tablet uygulaması projesinin kapsamının ve etkinliğinin artırılması bekleniyor. Burada bir kez daha değinilmesi gereken şey ise FATİH projesinin bir donanım ve tablet projesi olmaktan hızla uzaklaşıp, eğitim faaliyetlerini içerik ve verimlilik olarak geliştirici bir noktaya doğru şekillendirilmesi ve özellikle yazılım tarafındaki konulara ağırlık verilmesi.

Hizmetler pazarında yurt dışı faaliyetlerde büyüme, bulut tarafında ise bir rekabet yaşanması bekleniyor. Bulut hizmetlerindeki artış ve nitelik olarak değişikliklerin yazılım ve hizmetler pazarında yeni fırsatlara yol açması, yeni şirketlerin veya yaklaşımların devreye girmesi öngörülebilir. ABD'de ortaya çıkan NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı) dinlemeleri ve Edward Snowden'ın bu konulardaki açıklamalarının yaratmış olduğu izlenimler, özellikle AB ve diğer ülkelerde "küresel bulut" yaklaşımından ziyade güvenliği bölgesel veya yerel bazda yönetilebilecek uygulamalara geçiş yapılacağını işaret ediyor.

Bireysel ürünler alanında büyümenin önemli bir kısmının, 2014 yılında olduğu gibi, 2015 yılında da taksit sayısı ve ithalat kısıtlamalarına rağmen akıllı telefonlardan geleceği tahmin ediliyor. Türkiye Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Almanya, Hollanda gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde tüketici teknolojisi ürünleri pazarının büyük bir kısmını dizüstü ve tablet bilgisayar gibi BT ürünleri oluştururken, Türkiye’de akıllı telefonların önde olduğu görülüyor. Taşınabilir ve masaüstü bilgisayarlar tarafında ise, tabletten dizüstü bilgisayara doğru 2015’te bir yönlenmenin olacağı öngörülebilir.Bunun yanı sıra giyilebilir teknoloji ürünlerinde 2015 yılında bir çok ürünün ülke pazarına bir miktar hareket getirebileceği söylenebilir.

Özetle; veri, bulut teknolojileri ve katma değerli servisler bilişim sektöründe büyümeyi besleyecek önemli alanlar arasında yer alacak. Bu alanlarda bireysel ve kurumsal ihtiyaçlara cevap verecek cihaz, ürün ve servislerin önemi artarak devam edecek.

Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Söz konusu olan büyümeler sektörün gelişim beklentilerini karşılamıyor. Çünkü katma değeri yüksek, ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacak ve çarpan etkisi yaratacak alt sektörlerin, yani yazılım ve hizmet sektörünün halen donanım pazarına oranla düşük olduğu görülüyo. Bu potansiyel alanlarda istenen büyüme yakalandığında, büyüme beklentilerinin karşılanılacağı düşünülüyor.

Yerli üretim stratejik olarak dijital ekonomi ve dijital toplumun oluşturulmasında çok önemli bir yere sahip. Bu kapsamda, yerli üretimden ekonomik olarak maksimum düzeyde faydalanmak için özellikle bilişimde yerli üretimin doğru algılanması ve doğru planlanması gerekiyor. Avrupa’da dijital dönüşüm için yapılacak yatırım hacminin 3,3 Trilyon €'ya ulaşması beklenirken, Türkiye’nin telekomünikasyon ve bilişim sektöründe farklılık yaratabilecek alanlardan başlamak üzere büyük bir fırsatı yakalaması ve katma değerli hizmetler alanında yerli üretimi ihracata çevirebilecek bölgesel avantajları kullanması mümkün olabilir.

Türkiye’de bilişim harcamaları, özellikle KOBİ’lerde, halen AB’nin çok gerisinde. OECD raporuna göre, Türkiye’nin internet kullanımında 34 üye ülke arasında sondan ikinci ve de Internette en az e-mail kullanan, en az ürün bilgisi alan, en az online alışveriş yapan, e-devletten en az yararlanan Internet kullanıcılarına sahip ülke görünümünde. Verimliliği ülke genelinde artırması beklenen e-devlet kullanımında ise OECD ülkelerinin 31’i arasında yapılan sıralamada yine sondan ikinci oldu.

Türkiye'de hane halkı arasında bilgisayar ve Internete erişememenin en önemli nedenlerinden biri ekipman maliyeti ve erişim maliyetinin yüksek oluşu. KOBİ'ler ve şahıs firmaları için de rekabet gücü açısından son teknolojili ürünleri kullanmak gerekli ancak maliyetlidir. Bilişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması için maliyetlerinin mümkün olduğunca düşük tutulması gerekmekte. Bu nedenle özellikle bilgisayar, diz üstü bilgisayar, tablet gibi ürünler ve Internet erişimi üzerindeki vergilerin optimal düzeyde tutulması gerekmekte. Yüksek vergi hali hazırda düşük olan kullanım oranını daha da aşağıya çekecek.

Bu veriler, sektörün büyümesi ve dolayısıyla ülkenin rekabet gücünün artırılması için atılması gereken adımların olduğunu gösteriyor. Bunlar şöyle sıralanabilir:

2015 yılında beklenen siyasi ve ekonomik gelişmelerin getireceği sonuçlar kurumların kendisini geliştirmesi için ideal zamanlar. BT dönüşüm projelerini tüm yöneticilerin ivedilikle gündemlerine alması ve bir yandan maliyetlerini kontrol altına alırken diğer yandan yapacakları alt yapı yenilemeleri ve BT'nin hizmet olarak kullanılmasının getireceği hız avantajını kaçırmamaları gerekmekte. Bilgisayar ve Internet kullanımının yaygınlaşması sanayi sektörlerinde verimlilik artışları sağlayarak dış pazarlarda rekabet gücünü artırmakta ve dolayısıyla ticareti artırmakta. Bilgisayar sahipliği ve bilgisayar okuryazarlığının artması yüksek katma değerli sektörlerde çalışacak işgücünün yetişmesine destek vermekte. Bu aynı zamanda ülkemizin bölgeler arasındaki sayısal uçurumun azalması anlamına gelecek önemli bir gelişme olacak. Dünya üzerinde birçok ülke bilişim sektöründe korumacı politikaların aksine teknoloji adaptasyonunu kolaylaştırıcı veya teşvik edici politikalara yönelmekte. Türkiye'de bazı başlıklar için yerel sektörü desteklerken diğer tarafta da teknoloji adaptasyonunu yavaşlatacak maliyet artırıcı politikalardan kaçınılmalı.

TÜBİSAD hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.tubisad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

TÜBİSAD kaynaklı haberimizi bilişim sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

23 Aralık 2014 Salı

GREAT Startup'ı Kazanan Genç Teknoloji Girişimcileri Açıklandı!

‘GREAT’ kampanyası kapsamında Türkiye’nin genç teknoloji girişimcileri arasında düzenlenen ve 186 başvurunun yapıldığı ‘GREAT Startup’ yarışmasının sonuçları, İstanbul’da düzenlenen ‘Birleşik Krallık Teknoloji Zirvesi’nde açıklandı.

Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticaret ve yatırımı desteklemek amacıyla Birleşik Krallık hükümeti tarafından yürütülen GREAT kampanyası kapsamında Türkiye’deki genç teknoloji şirketleri arasında düzenlenen ‘GREAT Startup’ yarışması sonuçlandı.

186 başvurunun yapıldığı yarışmayı,

‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’ kategorisinde www.vitringez.com e-ticaret sitesi ile Natali Yeşilbahar, ‘Üniversiteli Genç Girişimci’ kategorisinde 7 farklı sosyal medya uygulaması sunan www.visionteractive.com ile Onur Candan, ‘Anadolu’dan Teknoloji Girişimcisi’ kategorisinde cloud üzerinden callcenter hizmeti sunan www.alo-tech.com ile Cenk Soyak, ‘Sosyal Teknoloji Girişimcisi’ kategorisinde yemek sitesi www.favoreat.com ile Verda De Eskinazis‘Jüri Özel Ödülü’nü ise seyahat turizm siteleri www.cloudarena.com ve HotelRunner projesi ile Arden Agopyan

kazandı.

Sonuçların açıklanmasının ardından yarışmacı şirketleri ve kazananları kutlayan Birleşik Krallık Başkonsolosu ve Ticaret ve Yatırım Ajansı (UKTI) Türkiye, Orta Asya & Güney Kafkaslar Genel Direktörü Leigh Turner, jürinin son derece başarılı projeler arasında seçim yapmakta zorlandığını belirtti. Turner sözlerini şöyle sürdürdü; “Başvuru sayısının çokluğu ve projelerin niteliği bize böyle bir yarışma düzenlemenin ne kadar yerinde ve faydalı bir karar olduğunu gösterdi. Kazanan girişimciler için şimdi önemli bir fırsat var. Ödül olarak sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendirerek işlerini daha da geliştireceklerine, büyüteceklerine inanıyorum. Bu projeler Türkiye ve Birleşik Krallık arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) alanında işbirliklerinin gelişmesine de katkı sağlayacak” dedi.

Startup yarışmasında kategori birincisi olan şirketler risk sermayesi şirketlerinin de yer aldığı Birleşik Krallık seyahatine katılım hakkı, Birleşik Krallık’ta iş kurmak isteyenlere danışmanlık, ilgili kişilerle tanışma ve Birleşik Krallık’ta iş yapmakta olan kişi ve şirketlerle tanışma ve fikir alışverişinde bulunma olanağı kazandılar.

Türkiye’deki genç teknoloji girişimcilerini hedefleyen ‘GREAT Startup’ yarışması Türkiye’de yaşayan, en az bir yıl önce kurulmuş şirketinde ana hissedarlardan biri olan, 40 yaşını geçmemiş tüm girişimcilerin başvurularına açıktı.

180’den fazla katılımcı şirket şu kriterlere göre değerlendirildi;

Yeni bir ürün ve hizmet fikrini geliştirme, Özgün bir iş modeli/iş fikri oluşturma, Girişimcilik ruhu ve risk alabilme, Sürdürülebilir bir şirket stratejisi oluşturma, Geleceğe yönelik sağlam bir iş planı, Bulunduğu pazara hakimiyet ve kuruluştan bugüne büyüme hızı.

5 farklı kategoride ödül dağıtan yarışmanın jurisi ise şu isimlerden oluşuyordu;

Leigh Turner - Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu ve UKTI Türkiye, Orta Asya ve Güney Kafkasya Genel Direktörü, Daniel King - UKTI Küresel Operasyonlar Hızlı Büyüyen ve Gelişmekte Olan Pazarlar Başkanı,James Tyler - Telecity Group International Ticaretten Sorumlu Başkan Yardımcı,Ali Sabancı - Pegasus Havayolları CEO’su,Nevzat Aydın - Yemek Sepeti.com CEO’su,Canan Özsoy - GE Türkiye CEO’su, Sina Afra - Markafoni.com kurucusu,Ümit Boyner – Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi, M. Rauf Ateş - Capital, Ekonomist, Startup Business Genel Yayın Yönetmeni,Fatih İşbecer - Monitise Turkey CEO’su,İhsan Elgin - Girişim Fabrikası Kurucu Direktörü, Tuğrul Tekbulut - Logo Yazılım Yönetim Kurulu BaşkanıHasan Aslanoba - Angel Investor / Aslanoba Grubu Kurucusu.

GREAT Kampanyası Hakkında

2012 yılında, dünyayı turizm, eğitim ve ticaret için İngiltere'ye gelmeye teşvik etmek için İngiltere'nin sunduğu fırsatları tanıtmak amacıyla hayata geçirilen GREAT kampanyası, Birleşik Krallık Hükümeti’nin en iddialı uluslararası pazarlama kampanyası niteliğinde. Kampanyanın Türkiye lansmanı geçtiğimiz yıl Mart ayında Bursa’da Uludağ Ekonomi Zirvesi sırasında gerçekleşmiş. Yabancı girişimcilere birçok kolaylık ve teşvik sunan Birleşik Krallık için Türkiye kampanya dahilinde büyük önem arz ediyor. Türkiye’deki markalar ve şirketler uluslararası ölçekte büyümek ve dünya markası olmak için büyük bir potansiyele sahip. Kampanya bu alanda tüm dünyada en iyi fırsatları sunan İngiltere’de iş yapmak ve ticari ortaklıklar oluşturmak isteyen Türk şirketlerine fırsatları daha iyi anlatma ve bilinilirlik yaratma misyonunu da taşıyor.

‘GREAT Startup’ kampanyası hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.gov.uk/great-startup-turkey web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

20 Aralık 2014 Cumartesi

İTÜ Proje Yarışması "Bir ProjEM Var Diyorsan" Başvuruları Devam Ediyor!

Türkiye’nin En Aktif İş ve Kariyer Kulübü seçilen İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü tarafından 21 yıldır düzenlenen Endüstri Mühendisliği Öğrenci Sempozyumu (İTÜ EMÖS), 72 farklı üniversite ve 34 farklı bölümden 900’ün üzerinde öğrenciyi ekonomiye yön veren şirketlerin yöneticileriyle bir araya getiriyor.

Sempozyum kapsamında düzenlenen proje yarışmasında da öğrencilere hayallerindeki projelerini sponsor şirketlerin yetkililerine sunma ve gerçekleştirme imkanı sunuluyor.

22. İTÜ EMÖS Proje Yarışması "Bir ProjEM Var Diyorsan"  bu sene P&G,B/S/H/, Bosch, Mercedes-Benz ve Unilever sponsorluğunda gerçekleşiyor. Öğrenciler ister sponsor şirketler tarafından belirtilen konulardan birini, ister kendi belirledikleri bir konuyu seçerek hazırladıkları projelerle yarışmaya katılabiliyor.

Son başvuru tarihi 28 Aralık 2014 olan proje yarışmasına gelen projeler İTÜ akademisyenleri tarafından ön elemeden geçiriliyor. Ön elemeyi geçen en iyi 6 grup, sponsor şirketler, çeşitli üniversitelerden akademisyenler ve 22. İTÜ EMÖS katılımcılarından oluşan final jürisine sunumlarını gerçekleştiriyor.

Bir ProjEM Var Diyorsan ödülleri  ise şöyle;

1. Gruba: 4000 TL + Koç Üniversitesi’nden Tam Burslu MBA Eğitimi 2. Gruba: 3000 TL + İstanbul Business School’daMicro MBA Eğitimi3. Gruba: 2000 TL + Teknolojik Ürün Ödülü

Başvuru Koşulları

Yarışmaya, Türkiye ve KKTC’de öğrenim görmekte olan lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılabiliyor.Bölüm kısıtlaması yok.Yarışmaya 1, 2, 3 veya 4 kişilik gruplarla (dereceye giren gruplara ek ödüller 3 kişi ile sınırlı) başvuruda bulunulabilir.Bir grup ikiden fazla proje fikri ile yarışmaya katılamaz.Konu sınırlaması yok.Projeler endüstri mühendisliği bakış açısıyla yazılmış olmalı.Proje dili Türkçe.Geç başvuru ve online başvuru yapılmamış projeler kabul edilmeyecek.

Ödül töreni 27 Ocak 2015 tarihinde İTÜ Maçka Kampüsü’nde yapılacak. Hazırlanan projeler belirtilen formatta hazırlanıp emos@ituemk.org adresine gönderilmeli.

Unutmayın, "Bir ProjEM Var Diyorsan" yarışmasının son başvuru tarihi 28 Aralık 2014 Pazar günü.

"Bir ProjEM Var Diyorsan" yarışmasının yarışma şartnamesine, konu havuzuna ve diğer gerekli tüm bilgi ve detaylara projenin web sitesi olan www.birprojemvardiyorsan.com üzerinden ulaşabilirsiniz.

Haberimizi projelerini fırsata dönüştürmek isteyen lisans veya yüksek lisans öğrenci girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

19 Aralık 2014 Cuma

Avrasyalı Genç Girişimciler: Türk Dünyası 2.6'dan Büyüktür!

Türk dünyasındaki ekonomik işbirliğini artırmak amacıyla kurulan Avrasya Genç Girişimciler Derneği (AVGİD), ilk toplantısını İstanbul’da düzenledi. Toplantıda, Türk Cumhuriyetleri’nin kendi arasındaki yüzde 2.6’yı geçmeyen dış ticaret payının artırılmasının bir zorunluluk olduğu vurgulandı ve bunun için kollar sıvandı.

Temmuz 2014’te İstanbul merkezli olarak kurulan Avrasya Genç İşadamları Derneği (AVGİD), ilk toplantısını, 24 Avrasya ülkesinden yaklaşık 200 genç işadamı ve ticari alanda faaliyet gösteren kuruluş temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdi.  Ünlü yazar Sunay Akın’ın Türk dünyası anekdotları ile renk kattığı toplantıda Türk dünyasındaki işbirliği fırsatlarını ve iş hacmini artırmak üzere genç girişimcilere birlik çağrısı yapıldı.

“Potansiyeli Ortaya Çıkarma Zamanı Geldi”

Toplantıda konuşan AVGİD Başkanı ve Acar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Demet Onuş, “Çok geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Türk dünyası, farklı ekonomik yapıları ve kapasiteleriyle, başta insan gücü olmak üzere çok zengin kaynaklara ve potansiyele sahip. Ancak bu potansiyeli kullanmıyoruz. Türk Cumhuriyetleri’nin toplam dış ticaretinde kendi aralarındaki payı sadece yüzde 2.6. Bu oran gerçekten de çok üzücü. Türk dünyası ekonomisinin yüksek teknolojiye dayanan üretim ve verimliliğini arzu edilen düzeye çıkartmanın zamanı geldi. İşte biz de Türk dünyasındaki genç girişimcileri aynı çatı altında toplayarak bu potansiyeli ortaya çıkarmak amacıyla kurduğumuz Avrasya Genç Girişimciler Derneği olarak faaliyetlerimize başladık. İstanbul merkezli faaliyet gösteren derneğimiz ilk toplantısını düzenledi. Toplantıya Avrasyalı genç girişimcilerin gösterdiği yoğun ilgiden çok mutlu olduk. Dernek olarak üyelerimizin ve genç girişimcilerin haklarını koruyarak, uluslararası düzeyde söz sahibi, güçlü bir sivil toplum örgütü konumuna gelmeyi, Türk dünyası ülkeleri arasında işbirliğini ve iş hacmini artırmayı hedefliyoruz” dedi.

“Ortak Girişimler Ticaret Payını Artıracak”

Onuş, “Azerbaycan,  Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ın dış ticaret hacmi toplamda 8 milyar 350 milyon dolar civarında seyrediyor. Ülkelerarası yapılacak ekonomik iş birliği, hem istikrarın sağlanması hem de kalkınma açısından çok önemli. Türk dünyasında endüstrinin gelişimine önem verilmesini ve gerekli yatırımların yapılmasını zorunlu buluyoruz. Bundan dolayı bütün olarak bir kalkınma projesi geliştirmek gerekiyor. Yapılacak ortak yatırımlar ve ortak girişimler bu noktada önemli bir adım olacaktır. Ortak girişimler sayesinde, hem ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin tecrübelerinden istifade edecekler, hem de oluşturulan yatırım sahaları her iki tarafın ekonomisi için de gelir kaynağı olacaktır. Böylece kendi aramızdaki ticaret payında ciddi bir artış sağlanacaktır” diye konuştu.

“Ortak güç küresel ekonomide var olacak”

AVGİD’in Türk dünyası ülkeleri arasında ekonomik işbirliğinin gelişmesi için aktif rol alacağının altını çizen Onuş sözlerine şöyle devam etti; “Türk dünyasının imkânlarını ve gücünü birleştirmesini sağlayacak ortak girişimlerle, yüksek teknoloji ürünü olan pek çok malzeme Türk Cumhuriyetleri’nde üretilebilecektir. Oluşturulacak Türk dünyasının ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Türk dünyası ve Türkiye Cumhuriyetleri’nin pazar payı artacak, ihracat gelişecektir. Tüm bunlar Türk dünyasının sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır. Türk Cumhuriyetleri diğer yatırım gruplarına karşı ortak bir güç olarak hareket edebilecek ve küresel ekonominin önemli bir parçası haline geleceklerdir.”

Avrasya Genç Girişimciler Derneği (AVGİD) hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.avgid.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

18 Aralık 2014 Perşembe

Kadın Gişimciler "Teknoloji Melekleri Projesi" İle Teknoloji Uzmanı Olacak!

Teknoloji alanında Türkiye'nin kadın girişimcilerini yetiştirmek amacıyla başlatılan Teknoloji Melekleri Projesi, 90 kadını mobil teknoloji alanında eğitecek.

Teknoloji alanında Türkiye'nin kadın girişimcilerini yetiştirmek amacıyla başlatılan Teknoloji Melekleri Projesi, 90 kadını mobil teknoloji alanında eğitecek.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) liderliğinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nde (TOBB) İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu ve İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığında, İstanbul Kalkınma Ajansı'nın desteğiyle gerçekleştirilen "Teknoloji Melekleri Projesi" tanıtıldı.

Çağlar: Kadın İstihdamı Devamlılık Arz Etmeli

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Teknoloji Melekleri Projesi'nin tanıtım toplantısında, sağlam bir ekonominin ancak teknolojinin etkin kullanımıyla mümkün olabileceğini söyledi.

Pek çok ileri teknoloji şirketinin yüzlerce ülke ekonomisini geride bırakacak oranda büyüdüğünü aktaran Çağlar, Türkiye'nin girişimci yönünü daha aktif kullanması gerektiğini anlattı.

Çağlar, kadın girişimcilerin desteklenmesi için İTO'nun gereken katkıyı sunmaya devam edeceğini belirterek, "İTO'da şu anda 4 kadın meclis üyemiz var. Ve her biri de alanında çok başarılı isimler" dedi.

Kadın girişimcilerin teknoloji alanında başarılı olacağına inandığını söyleyen Çağlar, kadın istihdamı konusunda atılan adımların devamlılık arzetmesi gerektiğini vurguladı.

"Genç Kadınlarımız, Mobil Teknoloji Sektöründe 120 Saat Eğitim Alacaklar"

TOBB İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Hatice Güner Kal, yüzde 75 istihdam garantisiyle "Teknoloji Uzmanları" yetiştirmek amacıyla başlatılan "Teknoloji Melekleri Projesi"nin ilk etapta 90 kişiyle eğitime başlayacağını, bu sayının ilerleyen dönemlerde artabileceğini söyledi.

Proje sayesinde 18-25 yaş arasında, ilk etapta en az lise mezunu 90 genç kadının, "Teknoloji Uzmanı" olarak başlayacakları kariyer yolculuklarına girişimci olarak devam edeceğini belirten Kal, "Teknoloji Melekleri Projesi kapsamında genç kadınlarımız, mobil teknoloji sektöründe 120 saat eğitim alacaklar. Mobil satış teknikleri ve mobil ürün teknolojilerini öğrenirken, mesleki İngilizcelerini de geliştirebilecekler. Eğitimi başarıyla tamamlayan gençler, uluslarrası City & Guilds platformu tarafından akredite edilecek. Bu sayede uluslararası geçerliliğe sahip 'Teknoloji Uzmanı' sertifikasına hak kazanacaklar" bilgisini verdi.

Şanslı İsimler ABD’deki Silikon Vadisi’ne Gidecek

Kal, iş fikri olan girişimci adaylarının KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi almalarının da sağlanacağını ifade ederek, katılımcıların KOSGEB Yeni Girişimci Desteği'ne başvurma hakkı kazanacaklarını söyledi.

Verilen bilgiye göre, proje sonunda "Proje Pazarı" etkinliği de düzenlenecek. İş fikrini hayata geçirmek isteyen kadın girişimciler, bu sayede projelerini akademisyenlere ve melek yatırımcılara sunma imkanı bulacak. İş fikrine sahip genç girişimciler arasından belirlenecek sayıda kadın kursiyer, ABD'deki Silikon Vadisi'ne gidecek.

"Teknoloji Melekleri Projesi" hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.teknolojimelekleri.com veya www.ito.org.tr/IKGK/ web adreslerini ziyaret edebilirsiniz. Başvuru için ise buradaki formu doldurup girişimcilik@ito.org.tr e-mail adresine göndermelisiniz.

Haberimizi 18-25 yaş arasındaki en az lise mezunu genç kadın girişimci başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

17 Aralık 2014 Çarşamba

Türk Şirketi Blesh, Apple İçin Geliştireceği Teknolojiyi Dünyaya Satacak!

Geçtiğimiz yıl kurulan ve henüz bir yaşında olan Türk mobil teknoloji şirketi Blesh, iBeacon teknolojisi üzerine geliştirdiği ürün ve Ar-Ge çözümleriyle Türkiye’de önde gelen marka ve şirketlere lider rolüyle danışmanlık ve hizmet sunuyor. 33 ilde 30’u aşkın AVM; mağaza, restoran ve şube gibi 2000’den fazla noktada 3000’i aşkın iBeacon cihazı ile iş ortaklarına anlık konum bazlı iletişim ve pazarlama yapma imkanı sağlıyor.

Blesh’in çözümlerini kullanan markalar mobil uygulamaları üzerinden tüketicilerin akıllı telefonlarına kampanya mesajları yollayarak satış ve karlılıklarını artırabiliyor. Ayrıca, iBeacon cihazları ile sürekli etkileşimde olan Blesh’in yazılım çözümü, tüketicilerin mağaza içindeki gezinti rotasını ve sürelerini belirleyerek ortaya koyduğu verilerle iş geliştirme ve strateji oluşturma noktasında şirketlere önemli kazanımlar sunuyor.

Bluetooth teknolojisinde uzmanlık sağlayan ve iBeacon cihaz üretimi ve mobil yazılımları alanında çalışmalar yürüten Blesh, Türkiye’deki ilk Apple onaylı iBeacon teknoloji sağlayıcısı olarak dikkat çekiyor.

Blesh’in kurucuları olan Devrim Sönmez, Uğur Gökdere ve Selçuk Kızılkaya, Blesh’in global bir şirket olmasını hedefliyor.

Turgut Gürsoy, Ali Sabancı, Emre Berkin ve Kemal Cılız da Blesh’e Yatırım Yaptı

Blesh’e kuruluş sürecinde inanan ve ilk yatırımcı olarak destek olan Turgut Gürsoy’un ardından, Ali Sabancı liderliğindeki ve aralarında Emre Berkin ile Kemal Cılız’ın da bulunduğu yeni melek yatırımcılar destek verdi. Bu önemli isimlerin katkısı ile Blesh global arenada gücünü artırarak iBeacon alanında dünyaya teknoloji ihraç edecek.

Silikon Vadisi’ne Davet Edilen Blesh, Bluetooth SIG’nin Çözüm Ortağı Oldu

Bluetooth 4.0 teknolojisinin duyurulmasından hemen sonra kurulan ve global bir vizyon ortaya koyan Blesh, DenizBank için geliştirdiği ve fastPay mobil cüzdan uygulamasıyla kapalı alanlarda ödeme imkanı sunan çözümü ile Amerika’ya Silikon Vadisi’ne davet edildi. Bluetooth Special Interest Group’un (Bluetooth SIG) düzenlediği Bluetooth World etkinliğine katılan Blesh, Bluetooth SIG Commitee’ye dahil oldu.

Türkiye’nin Gıda, Bankacılık ve Teknoloji Devlerinden iBeacon’a Büyük İlgi

Blesh’in sunduğu iBeacon çözümleri odağında işbirliği yaptığı markalar arasında Hürriyet, DenizBank, Tanı, Koçtaş, Garanti Bankası, Migros, Samsung, Simit Sarayı, İddaa, fastPay, Gloria Jean’s Coffee, Caffé Nero ve Mekanist gibi çok sayıda önemli şirket yer alıyor. Şirketlere özel çözümler geliştiren Blesh’in iddiası daha karlı şirket operasyonlarına katkı sağlamak.

Mağazaların İçinde Akıllı Telefonlar ve Tabletlerden Ödeme Artacak

Kısa bir süre önce Apple tarafından duyurulan ve mobil ödeme konusunda yeni bir dönem başlatan Apple Pay teknolojisini iBeacon teknolojisiyle ABD’de çalıştırma başarısını da gösteren Blesh, iBeacon aracılığıyla kendilerine ulaşan bildirimler üzerinden tüketicileri ödeme yapmaları için gerekli mobil ödeme yazılımına (Passbook) yönlendirecek. Böylece tüketicilerin anlık haberdar oldukları indirim gibi kampanyalar, satışa daha hızlı dönüşecek. Bu noktada Blesh, mevcut teknolojinin kasa entegrasyonları üzerinde de çalışıyor.

2015 Yılında Beacon Teknolojisi Dünyada Etkisini Artıracak

iBeacon teknolojisi 2015 yılında deneme sürecinden çıkarak zincir mağazalar başta olmak üzere pek çok marka tarafından aktif olarak kullanılmaya başlanacak. Businesss Insider’ın raporuna göre; 2015 yılında BLE (Bluetooth Low Energy) uyumlu cihaz sayısı 1 milyarı aşacak önümüzdeki 5 yıl içinde Beacon sektörü %287 büyüyecek. 2018 yılında, 3,5 milyon adedi perakendeciler tarafından kullanılan toplan 4,5 milyon adet Beacon cihazı olacak.

Blesh Apple Watch ve Gear 2 için Ürün Geliştirecek

Giyilebilir teknolojilerin hayatımıza girmeye başlamasıyla bu ürünler üzerinden daha çok iletişime geçeceğiz. Bunda da lokasyon bazlı iletişimin rolü büyük olacak. Blesh bu konuda da liderlik yapabilmek adına yeni ürünlerle ilgili araştırma yapan ve uygulama geliştiren bir ekip kurdu ve bu ekip, Samsung Gear 2 üzerindeki çalışmalarının yanısıra önümüzdeki sene çıkacak Apple Watch ve Gear S için de araştırmalara başladı.

Nesnelerin İnternet’i Blesh İçin Ayrı Bir Pazar Olacak

Son dönemde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de heyecan uyandıran ve çok konuşulan konuların başında gelen Nesnelerin İnterneti, insan hayatını yakından etkileyecek. Günlük yaşama daha fazla kolaylık getirecek olan bu teknolojik devrimin altında ise yine Blesh’in uzmanlaştığı ve sensörler üzerinden gerçekleşen etkileşim yani BLE (Bluetooth Low Energy) teknolojisi yatıyor. Cisco tarafından ortaya konan verilere göre 2020 yılında 50 milyar cihaz İnternet’e bağlı olacak ve Türkiye’de de bu alanda en önemli oyunculardan birisi de Blesh olacak.

Google iBeacon’a Rakip Physical Web’i Duyurdu, Blesh Ekibi Harekete Geçti

Google’ın yeni duyurduğu ve iBeacon’a cevap olarak nitelendirilen Physical Web için de Blesh ekibi yurtdışındaki partnerleriyle çalışmaya başladı. Her ne kadar ilk aşamada Apple teknolojisini duyursa da mobil dünyada Android’in yaygın olarak kullanılması da pazardaki dinamikleri her an değiştirebilecek güçte gözüküyor. Bu noktada Blesh, lider rolünü sürdürmek için Physical Web üzerine de odaklanıyor.

DenizBank ile Blesh’ten Dünyada Bir İlk

DenizBank şubelerine yerleştirilen Blesh iBeacon cihazları sayesinde, bankanın şubelerine maksimum 50 metrelik mesafeden geçen müşteriler şubeye girmeden sıra alma kolaylığı yaşıyor. Dünyada ilk kez gerçekleştirilen bu uygulama ile DenizBank mobil uygulamalarını yüklemiş olan DenizBank müşterileri daha şubelere girmeden sıra alabilecek. Bu teknolojiyle şubeye girmeden sıra alma avantajının yanı sıra DenizBank üye iş yerlerine yerleştirilen cihazlar sayesinde, söz konusu iş yerindeki fırsatlar fastPay mobil cüzdan uygulaması kullanan müşterilerle paylaşılabiliyor.

Migros ile Blesh’ten Önemli İşbirliği

Migros, Maslak’ta yer alan Uniq İstanbul’da açılan mağazasında iBeacon teknolojisini kullanarak Türkiye’de bu teknolojiyi kullanan sayılı markalar arasına girdi. iBeacon teknolojisi odağında Blesh ile çalışan Migros, alışveriş deneyimini bir üst noktaya çıkaracak yeni nesil teknolojileri bu mağazası ile müşterileriyle buluşturuyor.

Yeni nesil mağazada yer alan iBeacon cihazları ile müşteriler mağazaya girdikleri anda hoş geldiniz mesajı ile karşılanıyor ve Migros fırsatlarını akıllı cihazlarından anında görebiliyor. Farklı noktalara yerleştirilen cihazlar sayesinde müşteriler ilgili reyonun önünden geçerken o reyona özel cazip fırsatlardan ve yeni ürünlerden anında haberdar olabiliyor. Bu teknolojiden yararlanmak için müşterilerin Migros’un ücretsiz olan “Alışveriş Rehberim” uygulamasını akıllı telefonlara veya tablet bilgisayarlarına yüklemeleri ve cihazlarının Bluetooth’unu açmaları yeterli oluyor.

Koçtaş ve Blesh İşbirliğiyle Yepyeni Bir Alışveriş Deneyimi

Ev geliştirme perakendeciliği lideri Koçtaş ve Tanı, Blesh ile yaptığı işbirliği ile müşterilerine farklı bir alışveriş deneyimi sunuyor. Koçtaş, Cevahir mağazasına yerleştirdiği iBeacon cihazları ile mağazadaki müşterilerini kampanyalar hakkında haberdar ederken, aynı zamanda müşterilerin gezdikleri reyona ait özel bildirimler almasını da sağlayarak kişilerin alışveriş deneyimini özelleştiriyor. Tüketicilere yepyeni bir alışverişi deneyimi sunan bu işbirliği aynı zamanda iş zekâsı raporları ile mağaza ziyaretçilerinin en çok gezdiği rotaları belirlenmesini sağlıyor. Koçtaş, Tanı ve Blesh bu raporlar ışığında önümüzdeki dönemde mobil ödeme entegrasyonları ve sadakat programları konusunda da adımlar atacak.

iGaranti Müşterileri iBeacon’la indirim kazanıyor

Türkiye’nin lider bankalarından Garanti, ödüllü mobil bankacılık uygulaması iGaranti ile birlikte Blesh’in iBeacon cihazlarını kullanmaya başladı. iGaranti uygulamasını kullanan Garanti Bankası müşterileri iBeacon cihazlarının olduğu ortak mağazalarda indirim mesajları alarak, kampanyalardan haberdar oluyor. iGaranti müşterileri, İstanbul’da Altinuzade ve Bayrampaşa’da, Ankara’da AnkaMall ve Anatolium’da bulunan Gold Bilgisayar mağazalarında 1000 TL ve üzerindeki televizyon alışverişlerinde 100 TL indirim kazanıyorlar.

Sektöründe birçok ilke imza atan ve Samsung Türkiye’den çözüm ortağı ödülü de alan Blesh, ortaklıklarını geliştirerek daha fazla insana beacon teknolojisinin faydalanmasını hedefliyor.

Blesh hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.blesh.com web adresini ziyaret edebilirler. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

16 Aralık 2014 Salı

Türkiye'nin Önündeki Engel Liderlik Değil Bakış Açısı!

"Genç Liderler Akademisi" isimli proje yarışması kapsamında seminerinde öğrencilerle bir araya gelen İngiltere Norwich Business School öğretim görevlisi Dr. Fahri Karakaş, Türkiye’de liderliğin önündeki tek engelin bakış açısı olduğunu kaydetti.

Uluslararası Antalya Üniversitesi (UAÜ), Antalya’da liderlik potansiyeli taşıyan gençleri destekleyin ortaya çıkarmak maksadıyla düzenlediği ‘Genç Liderler Akademisi’ isimli proje yarışmasına bu yıl da devam ediyor.

Kazanan proje sahibi ekibin ABD’nin San Francisco şehrinde bulunan Silikon Vadisi gezisi ile ödüllendirileceği yarışma kapsamında eğitim semineri tertiplendi. Seminerinde öğrencilerle bir araya gelen İngiltere Norwich Business School öğretim görevlisi Dr. Fahri Karakaş, Türkiye’de liderliğin önündeki tek engelin kafamızda oluşturduğumuz sınırlar içinde yaşayarak dünya vizyonunu kaçırmak olduğunu vurguladı.

UAÜ Rektörü Prof. Dr. Cihat Göktepe, küresel dünyada işletme sahipleri ve kuruluşların yöneticiden daha çok liderlere ihtiyaç duyduğunu söyleyerek şunları ifade etti: “UAÜ olarak gençlerimize liderliğin önemini anlatmak ve onların liderlik özeliklerini geliştirmelerini sağlamak amacıyla böyle bir yarışma düzenledik. Bu yarışma aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi niteliği taşımaktadır.”

Uluslararası Antalya Üniversitesi’ni kurarken ‘liderler yetiştiren bir üniversite’ olması vizyonu ile ilerlediklerini ifade eden Rektör Göktepe, başta Mütevelli Heyeti Başkanı Fettah Tamince olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerinin projeye inandıklarını ve destek verdiklerini dile getirdi.

“Türkiye'nin Problemi Liderlik Problemi Değil”

İngiltere’de yaşayan bilim adamı Dr. Fahri Karakaş ülkenin probleminin liderlik problemi olmadığını, Türkiye’nin sorununun dışa açılma, dünya ile daha entegre ve iletişim halinde olma sorunu olduğunu anlatırken şunları da ekledi: “Barışla, eğitimle, kültür sanatla dünya çapında işler başararak kurumları küresel lige taşımayı başarmalıyız. Sorunlarımız genelde kafamızın içindeki sınırlarla ilgili, dünyaya bakışımız, perspektifimizle ilgi. Daha fazla seyahat edebilmeliyiz. Birbirimizle uğraşmak yerine dünya perspektifinde düşünmeliyiz. Gençlerimize de böyle düşünmeleri için fırsatlar oluşturmalıyız. Avrupa Birliği çok önemli, ABD, Uzak Doğu ile bağların artması, kurumlar arası daha fazla köprülerin kurulması çok önemli. Bu konularda daha fazla atılım yapmalıyız. İçine kapanık durumda şu an, birbirimizle uğraşarak ancak enerji kaybı oluyor. Çocukluğumuzdan itibaren sürekli ‘Üç taraf deniz, dört taraf düşman’ felsefesi ile büyüdük. Türk insanı hiçbir insanı beğenmiyor, Türk insanının algı araştırmasına göre ABD’liyi de, Avrupalıları da beğenmiyor. Arapları zaten beğenmiyor, Uzak Doğuluları da beğenmiyor. Sorun bizden kaynaklı, kimseyi beğenmiyor ve de güvenmiyoruz.”

“Başarının Yolu Başarısızlıktan Geçer”

Dr. Karakaş, dünyanın hızla değiştiğini, yeni düşünme şekilleri geliştirmemiz gerektiğini, düşünmeyi öğrenmeyi, kalıpların dışına çıkmamız gerektiğini ifade ederek “Özgürce, serbestçe, sıra dışı düşünmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Varsın size deli desinler, varsın size manyak desinler. Hiç aldırmayın. Hedefe kilitlenin ve o yoldan asla dönmeyin.” şeklinde konuştu ve sözlerine şöyle devam etti: “Her zaman hedefe giden yollarda engeller çıkacaktır. Ama sen inanıyorsan, ideallerine ulaşabilirsin. Hedefine ulaşmak için çok sıkı çalışabiliyor musun? Kendini disipline edebiliyor musun? Eğer büyük hedefiniz varsa, bunun bir maraton olduğunu unutmayın. Kendinizle yarışmanız gerekiyor. Ve unutmamalısınız ki, başarının yolu başarısızlıktan geçiyor. Alanında çığır açmış insanların hayatlarını araştırıyorum. Hepsinin de ortak noktası ‘başarısızlıklar’ olmuş! Ama vazgeçmemişler. Sen de vazgeçme. Uzun vadede kazanan sen olursun.”

“Çok Ulusluluk Eğitimin Kalitesini ve Niteliğini Zenginleştiriyor”

“Türkiye’de çalışacağım üniversiteleri seçerken uluslararası vizyonda üniversiteler olmasına dikkat ediyorum.” diyen Dr. Fahri Karakaş, bu vizyona sahip üniversitelerle bir şeyler yapmak istediğini belirterek şunları söyledi: “Bu üniversite de bu açıdan doğru şekilde tasarlandığı ve ilerlediği için ilgimi çekti. UAÜ, uluslararası vizyonla yola çıkmış ve uluslararası öğrencilerin bu kadar yoğun olduğu başka bir üniversite bulmak çok zor. Kanada ve İngiltere’de de öğrencilerin farklı ülkelerden gelmelerine çok önem veriyorum. Öğrencilerin farklı ülkelerden gelmeleri eğitimin kalitesini ve niteliğini zenginleştiren bir unsur. ABD, Kanada ve İngiltere’de üniversitelerin başarılı olması bu çok ulusluluğa bağlı. Tek faktör değil; ancak çok çok önemli bir faktör. UAÜ’nün yaptığı en doğru şey, kuruluşundan bugüne bu stratejide ilerlemesi oldu. Bu projede Antalya’daki en iyi yetenekleri keşfetmek ve onlara küresel bir ufuk katmak başlıca amacımız. Kalıpların, sınırların dışına çıkarmak istiyoruz bu gençleri. Dünya Türkiye’den ibaret değil, ufuklar ne kadar küresel olursa, bilgi birikimi ne kadar dışa dönük olursa ülkemizin geleceği de o kadar parlak olur. Gençlerin bu ufku kazanmaları için yatırım yapmamız gerekiyor, o nedenle bu projeyi önemsiyorum.”

Silikon Vadisi’ne Gidecekler

UAÜ yetkilileri, birinci gelen takımı Amerika-Silikon Vadisi’ne göndereceklerini belirtti. Bu ödül kapsamında genç liderler Apple, Google, Intel ve benzeri şirketleri ve üniversiteleri ziyaret ederek ufuklarını genişletme ve uluslararası firmalarda çalışma imkanlarını öğrenerek kariyerlerine yön verme imkanı elde edecek. Finale kalan takımların oluşturdukları projeler aynı zamanda bir katalog haline getirilip Antalya Valiliği’ne sunulacak.

‘Genç Liderler Akademisi’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.gencliderlerakademisi.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi lider olmak isteyen genç okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

13 Aralık 2014 Cumartesi

MÜSİAD 15. Ekonomi Basın Başarı Ödülleri Sahiplerini Buluyor!

MÜSİAD’ın ekonomi basınındaki başarılı gazeteci, yayın organı ve kuruluşların teşvik edilmesi amacıyla düzenlediği, Ekonomi Basını Başarı Ödülleri’nin (EBBÖ) bu yıl 15.’si gerçekleştirilecek.

15. MÜSİAD Ekonomi Basını Başarı Ödülleri yarışmasına aday olacak yayın ve haberlerin en geç 16 Ocak 2015 Cuma gününe kadar MÜSİAD İletişim birimine ulaştırılması, önerilmesi ve ödüle başvuruların yapılması gerekiyor.

Herhangi bir medya kuruluşunda profesyonel olarak görev yapan bütün medya mensuplarına açık olan yarışmada adaylar, 1 Ocak 2014 ile 31 Aralık 2014 tarihleri arasında ulusal gazete, dergi, internet sitesi ve televizyonlarda yayınlanmış en fazla üç ayrı çalışma ile başvuru yapabilecekler.

Yarışmaya gönderilecek haber ve yayınlar, her yıl olduğu gibi bu yılda Üniversiteler, İş dünyası, İletişim camiası ve basın sektörünün deneyimli isimlerinden oluşacak jüri tarafından belirlenecek.

9 ana kategoride verilecek ödüller kapsamında, bu yıl haber ajanslarının haberleri de değerlendirmeye alınacak.

Ekonomi Basını Başarı Ödüllerine, bir medya kuruluşunda (Ulusal gazete, dergi, internet sitesi, televizyon) görev yapan basın mensupları kişisel olarak ya da medya kuruluşları kurum olarak katılabilecek. Adayların, çalışmanın yayınlandığı haberin kupürünü, videosunu, linkini ya da internet adresini mail yoluyla "burcu.tanidir@musiad.org.tr veya hamdi.ekinci@musiad.org.tr" adresine göndermeleri yeterli olacak. Yarışmaya MÜSİAD Yönetim Kurulu, EBBÖ Jüri Üyeleri, MÜSİAD personeli ve yakınları başvuruda bulunamayacak.

Değerlendirme Kriterleri

Yarışmada, aday olacak çalışma ve yayınların "Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi" normlarına uygun olması ön şarttır. Bu şarta uymayan eserler, yarışma için teklif edilmiş olsalar dahi, ön eleme kurulu ya da jüri tarafından yarışma dışı bırakılabilir.

Ekonomi Basını Başarı Ödülleri, yedi kritere göre belirlenir:

Yenilik / Gündemi belirleyicilik,Özgünlük / Farklılık,Objektiflik / Tarafsızlık,Gerçeklik / DoğrulukStratejiklik / Sosyal faydalılık,Etik yaklaşım / Ahlaka uygunlukKişisel başarı / Beceriklilik

15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri Kategorileri

Yılın Ekonomi HaberiYılın Reel Sektör HaberiYılın Ekonomi Araştırma HaberiYılın Ekonomi RöportajıYılın Ekonomi Kulisi HaberiYılın Ekonomi YazarıYılın Ekonomi YayınıYılın Ekonomi SitesiYılın Ekonomi ProgramıJüri Özel Ödülü

Birinci seçilecek kişi ve kuruluşlar ve Jüri Özel Ödülü almaya hak kazananlar düzenlenecek törenle ödülleriyle buluşacak.

MÜSİAD hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.musiad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi medya kuruluşlarında faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

12 Aralık 2014 Cuma

Moda Girişimcileri ASKON'da Gerçekleşecek Sempozyumda Buluşuyor!

Tekstil ve Moda sektörünün önemli isimlerini bir araya getiren ‘Moda ve Girişimcilik Sempozyumu’ başlıyor. ASKON - Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği’nin 13-14 Aralık’ta düzenleyeceği sempozyum kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. Eğitim kapsamında Cevizlibağ-Yeşil Plaza’da bir araya gelecek tasarımcı, gazeteci ve girişimcilerin her biri uzman oldukları konularda 40’ar dakikalık eğitimler verecek.

Eğitimlerde, muhafazakar tekstil endüstrisinde yayıncılıktan basın ve modaya, e-ticaretten markalaşmaya, moda yazarlığından PR organizasyonlarına kadar pek çok farklı konuya değinilecek. Ayrıca katılımcılara uygulamalı stil ve renk analizi imkanının yanı sıra bilgisayarlı stilistlik tüyoları da verilecek. Moda tasarımı, iletişim, işletme, ekonomi, istatistik, grafikerlik gibi pek çok farklı bölümden öğrencilere hitap edecek eğitim, hali hazırda sektörde faaliyet gösteren girişimcilere de kısa zamanda önemli ipuçları verecek olması açısından da kaçırılmayacak nitelikte.

Eğitim verecek isimler ve konular aşağıdaki gibidir;

13 Aralık 2014 Cumartesi günü11:00-11:40Sosyal E-Ticaret Oya Okur Erciyes (www.sefamerve.com Kurucu Ortağı)11:45-12:25Nasıl Marka Olunur? Şüheda Aydın Pehlivan (Tasarımcı)12:30-13:10Moda Yazarlığı Esra Keskin Demir (Yazar/Tasarımcı)13:40-14:20Muhafazakarlık, Kadın ve Moda Kübra Tekin (Tasarımcı)14:25-15:05Bilgisayarda Çizim Tüyoları 1 Demet Yıldız (Moda Tasarımı Öğretmeni)15:10-15:50PR Organizasyonları, İletişim ve Moda Safiye Ekiz (Tasarımcı)15:55-16:35Moda ve Basın Hale Ceylan Barlas (Gazeteci)

14 Aralık 2014 Pazar  günü11:00-11:40Stil Danışmanlığı ve Renk Analizi Esra Seziş Kiğılı (Moda ve Stil Danışmanı)11:45-12:25Stil Nedir, Ne Değildir? Çağla Aksu (Tasarımcı)12:30-13:10Dikişsiz Pelerin Yapımı Neşe Kahramantürk (Tasarımcı)13:40-14:20Geçmişten Günümüze Moda Akımları Kuaybe Gider (Tasarımcı)14:25-15:05Bilgisayarda Çizim Tüyoları 2 Demet Yıldız (Moda Tasarımı Öğretmeni)15:10-15:50Muhafazakar Tekstil Endüstrisinde Yayıncılık Zeynep Hasoğlu (Hayyat Dergi İmtiyaz Sahibi)

Sempozyumdan elde edilen tüm gelir ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Tüm derslere giren katılımcılara ise ASKON tarafından Katılım Belgesi verilecek.

Faruk Güllüoğlu Dolapdere Şubesi'nin ikram sponsoru olduğu etkinlikte, ders aralarında da eğitimcilerle bire bir diyalog kurma imkanı sağlanacak. Ayrıca tekstil endüstrisinin önemli isimlerinin de katılımcılar arasında olacağı sempozyum network olanağı açısından öğrencilere ve sektör oyuncularına katkı sağlayacak.

‘Moda ve Girişimcilik Sempozyumu’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve sempozyuma katılmak isteyen okurlarımız 0212 578 79 80 nolu telefon aracılığı ile bilgi edinebilir veya başvuruda bulunabilirler.

Haberimizi tekstil ve moda sektöründe faaliyet gösteren veya ilgi duyan okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

⇒ Bu haberimizi beğendiyseniz RSS kaynağımıza abone olun, diğer haberlerimizi kaçırmayın!

11 Aralık 2014 Perşembe

GDG Devfest 2014 İstanbul Uygulama Geliştiricilere İlham Verdi

Google Developer Groups (GDG) tarafından organize edilen ve yazılım dünyasının en önemli konferanslarından biri olan DevFest, yazılım geliştiricileri bir araya getirdi. GDG DevFest 2014 İstanbul, iki binden fazla ziyaretçi ile 50’den fazla yerli ve yabancı konuşmacıyı ağırladı.

Google ve Turkcell ana sponsorluğunda düzenlenen Türkiye ve dünyadan binlerce katılımcıyı ağırlayan GDG DevFest 2014 İstanbul kapsamında; mobil teknolojiler, web teknolojileri, “back¬end” ve “front¬end” teknolojileri, kullanıcı ara yüzü (UI) tasarımı, kullanıcı deneyimi (UX), oyun teknolojileri konusunda teknolojik gelişmelerin geliştiriciler açısından değerlendirildiği, yeni nesil uygulama çözümleri ve ilham verici eş zamanlı sunumlar gerçekleştirildi.

GDG Ekibi Her Geçen Gün Büyüyor

Etkinlik Düzce, Kütahya, Konya, Eskişehir, Ankara ve İstanbul’daki GDG ekiplerinin yaptıkları çalışmaların sunulmasıyla başladı. GDG ekiplerinin ardından söz alan Google Geliştirici İlişkileri İletişim Müdürü Adriana Cerundolo, GDG üyelerinin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün artığını ifade etti. Her geçen yıl daha fazla katılımcı sayısına ulaşan GDG DevFest’in bu genişleyen kitlesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Cerundolo, GDG üyeleri ve katılımcılara teşekkürlerini iletti.

Bu Alanda İlerlemek İsteyenlere Bir Yol Haritası Niteliğinde

Google EMEA Geliştirici İlişkileri İletişim Müdürü Andy Volk, Türkiye’de bulunan Google teknolojileri ile uygulama geliştiren yazılımcılar ekibinin önümüzdeki günlerde sayısının artacağını vurgularken, uygulama geliştiriciler için düzenlenen etkinliklerin öneminden bahsetti. Bu tür etkinliklerin yazılım geliştiricilere vizyon kazandırmasının beraberinde bu alanda ilerlemek isteyenlere de bir yol haritası niteliği taşıdığını kaydetti.

Fizy’nin API’ları Yeni Uygulamalar İçin Açılıyor

Etkinliğin ana sponsorlarından olan Turkcell’in sunumunu gerçekleştiren Mobil Uygulamalar ve Uygulama Mağazası Yöneticisi Önder Filiz, Türkiye’deki mobil internet abone sayısının 31 milyon, M2M abone sayısının 2,4 milyona ulaştığını ifade etti.  Ayrıca bu rakamların bir sonucu olarak mobil veri trafiğinin de her geçen gün arttığına dikkat çekti. Türkiye’nin bilişim potansiyelini harekete geçirmek amacıyla Turkcell tarafından hayata geçirilen “Geleceği Yazanlar” platformunun 29 bin üyeye ulaştığını söyledi.

Bu platform kapsamında ortaya çıkan başarılı mobil yazılımlarla 6 bin 300 başarı hikâyesine tanıklık ettiklerinin vurgusunu yapan Filiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de bilişimin GSMH’taki payı yüzde 1,9. Turkcell olarak bu oranı artırmayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz ve bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz birden fazla projemiz bulunuyor. Turkcell olarak 2011 yılında satın aldığımız müzik arama motoru Fizy’nin API’larını Turkcell Müzik Maratonu kapsamında uygulama geliştiricilere açarak yepyeni uygulamalara zemin hazırlıyoruz.”

Katılımcılar e-dönüşüm ve e-fatura Konusunda Bilgilendirildi

Açılış konuşmalarındaki sunuculuğu etkinliğin Elmas Sponsoru olan Intel’in Ar-Ge Merkezi’nde Android geliştirici olarak görevi yapan ve GDG İstanbul üyelerinin arasında yer alan Murat Yener gerçekleştirirken, etkinliğin platin sponsoru olan FIT Solutions’ın CTO’su Koray Gültekin Bahar, Türkiye’deki e-dönüşüm süreci hakkında bilgiler verirken, FIT Solutions olarak 2014 yılında 150 milyar TL’lik e-fatura kestiklerini ifade etti. Yazılımın Türkiye’nin geleceği olduğuna inandıklarını söyleyen Bahar, katılımcıları e-fatura konusunda bilgilendirdi.

Etkinlik paralel oturumların ardından sona ererken katılımcılar, etkinliğin fuaye alanında birçok uygulamayı birebir deneme imkanı buldular.

GDG Devfest 2014 İstanbul hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz devfesttr.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi yazılım geliştiricileri başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

⇒ Bu haberimizi beğendiyseniz RSS kaynağımıza abone olun, diğer haberlerimizi kaçırmayın!

9 Aralık 2014 Salı

Türkiye İnovasyon Haftası 2014 İstanbul Başarıyla Sona Erdi!

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ekonomi Bakanlığı desteğinde, Arçelik AŞ, Sabancı Holding, Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türk Hava Yolları (THY) stratejik ortaklığında bu yıl üçüncüsü düzenlenen "Türkiye İnovasyon Haftası" sona erdi.

İstanbul'da üç gün boyunca yaklaşık 40 bin kişinin katıldığı inovasyon haftasında, Hollanda kendi talebiyle partner ülke olarak yer alırken, alanında uzman birçok yerli ve yabancı konuk katılımcılarla deneyimlerini paylaştı. Astrofizikçiler, robotik uzmanları, dijital eğlence ve medya içerik üreticileri, yazarlar, tasarımcılar, yurtdışında üst düzey görevlere gelmiş Türk vatandaşları, pazarlama uzmanları ve akademisyenlerin katıldığı etkinlikte, yerli ve yabancı mucitler projelerininyanı sıra inovasyon süreçlerini anlattı.

Ayrıca, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin iştirak ettiği etkinliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da son gününde ziyaret etti.

İzmir, Ankara ve Gaziantep etkinlikleri sonrası, "2014'ün finali" şeklinde nitelendirilen Türkiye İnovasyon Haftası'nın İstanbul etkinliğinde teknoloji, iş dünyası, eğitim, dünyayı yöneten Türkler, dijital medya, pazarlama, bilim ve enerji gibi konu başlıklarında sunumlar yapıldı.

Türkiye'nin en inovatif firmalarının ödüllendirildiği İnovaLig İnovasyon Şampiyonları ve 10 bin başvuru arasından 500 başarılı öğrencinin seçileceği İnovaLig Finalleri de etkinlik kapsamında gerçekleştirildi. Ar-Ge, tasarım, marka ve girişim liderleri ödüllerini Başbakan Davutoğlu'nun elinden alırken, İnovaLig İnovasyon Şampiyonları'na ödülleri Erdoğan tarafından takdim edildi.

Toplamda 35 Ar-Ge merkezi, 21 teknopark, 39 üniversite, 9 bilim ve teknoloji merkezi İstanbul'da 3 gün boyunca süren etkinliklere katıldı. Ayrıca, 7 Ar-Ge proje pazarı, 21 tasarım yarışmasında toplam 502 proje sergilendi. Bunların yanında, Türk iş dünyasından üst düzey yöneticiler öğrencilerle kariyer etkinlikleri gerçekleştirirken, öğrenciler de iş adamlarıyla birebir görüşme fırsatı buldu.

21 Ayrı Tasarım Yarışması

İnovasyon Haftası kapsamında 21 ayrı tasarım yarışması düzenlenirken, mobilyadan kumaşa, mücevherden endüstriyel gıdaya, halıdan deriye, ev tekstilinden otomotive, gemi ve yattan plastikle metal ambalaja kadar birçok alanda tasarımlar sergilendi.

Tüm Türkiye'de gerçekleştirilen 17 tasarım yarışmasından seçilen ödüllü tasarımlar da etkinlik alanında ziyaretçilerle buluştu. Ayrıca, ihracatta katma değerin arttırılması, yeni teknoloji ve üretim metotlarının üretim süreçlerine kazandırılması, üniversite sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilen Ar-Ge Proje pazarı yarışmalarında yer alan ödüllü projeler de Türkiye İnovasyon Haftası boyunca katılımcıların beğenisine sunuldu.

Türkiye İnovasyon Haftası hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.turkiyeinovasyonhaftasi.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

⇒ Bu haberimizi beğendiyseniz RSS kaynağımıza abone olun, diğer haberlerimizi kaçırmayın!

6 Aralık 2014 Cumartesi

Ethem Sancak: Milli Otomobili Üreteceğiz, Herkes Müsterih Olsun

15’inci MÜSİAD Uluslararası Fuarı'nda High Tech Port CEO Forum oturumlarının sonuncusu “Babayiğit Arayışları” temasıyla düzenlendi. Oturuma MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, ES Mali Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ve Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Hakan Altınay katıldı.

Hakan Altınay oturumun açılışındaki konuşmasında Türkiye 50 yıldır otomotiv endüstrisinde önemli kazanımlar sağladığını, önce montaj endüstrisi ile başladığını, sonra ürün geliştirme sürecine geldiğini ve son 10 yıldır ise Ar-Ge merkezleri ile beraber sahip olduğu üretme yetkinliğini teknoloji üretme sürecine doğru döndürdüğünü aktardı.

Ethem Sancak Önümüzdeki Dönemin Babayiğidi

Altınay, kendi markamızı ortaya çıkarmayı arzu ettiklerini belirterek, “Bu kolay bir şey değil ama özellikle Orta Avrupa’da ve pek çok dünya ülkesinde otomotiv endüstrisi ülkelerin gelişmesinde çok önemli bir yer tutuyor. Ülkemizin de kendi markasını bu şekilde olgunlaştırıp diğer uluslara hizmet edecek şekle dönüştürmesi lazım. O yüzden Cumhurbaşkanımızın Başbakan iken açıkladığı bir konu vardı. Türkiye’nin ulusal bir markayı oluşturmak için babayiğitlere ihtiyacı var diye. Türkiye’de bunu yapabilecek çok sayıda anlayışın olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda üzerine yeni bir görev  almış olan Ethem Sancak bey bugün aramızda. Kendisi otomotiv endüstrisinde önümüzdeki dönem yeni bir yiğit olacak.” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanımızın Yüklediği Bir Misyon”

Ethem Sancak konuşmasında, “Konu çok aktüel ve anlamlı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bize misyon olarak yüklediği bir göreve talip olma işi. O açıdan çok aktüel, çok zor bir iş babayiğit olmak. Bugün gerçekten milli otomotiv işine soyunmak gerçekten babayiğitliktir. Tıpkı Koca Yusuf gibi, Kurtdereli gibi, Adalı Halil gibi, ki bunlar biliyorsunuz sırtı yere gelmemiş cihan pehlivanlarımız. Bu da güncel olarak böyle bir babayiğitliktir. Şüphesiz naçizane benim gibi bir fakirin dışında bu işe soyunacak ve bu işi yapabilecek düzinelerce girişimcimiz artık çok şükür. Son 12 yılda yaratılan iklimle beraber oluşturuldu bunlar. Eğer bu iklim oluşturulmasaydı bu babayiğitler çıkmazdı. Yani siz çölde boyu bir metreyi bulan mısır yetiştiremezsiniz. Bu bir iklim meselesi, eski Türkiye’nin ikliminde babayiğit çıkmazdı.” diye konuştu.

“Yerli Otomobil Üretmek Delilik Değil”

Ethem Sancak konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi otomotiv sanayi ile uğraşan bazı meslektaşlarım girişimciler Türkiye’nin 80 yıllık büyük markaları, boş bulunup yerli otomobil yapmak deliliktir diyorlar, evet kendileri için deliliktir. Çünkü toplam pazarın yüzde 60’ına sahip iseniz, dağıtımda ve fasonculukta, Pazar sizin elinizdeyse ve bu bir uluslararası markaysa siz o konforu kullanarak onlara rakip olamazsınız, yaptırtmazlar. Yapmaya kalkarsanız o işini kaybedersiniz bu da deliliktir. Yani davranış olarak bir insanın kendi işini bile bile kaybetmesi gerçekten deliliktir. O yüzden o saygın iş adamımızın söylediği kendi açısından doğru. Eğer ülke ikliminiz buna müsait hale gelmişse, sanayileşme buna imkan veriyorsa, sermaye birikimi açısından, mühendislik açısından, bilgi üretme teknolojileri açısından, yani artık sizin ülkenizde bir otomotiv fabrikasının anahtar teslimi, sıfırdan üretim bandını robotlar şeklinde geliştirecek ve yapacak Altınay gibi bir şirket varsa, niye otomobil yapmayasınız? Niye otomobil fabrikası kurmayasınız?”

“Türkiye’nin Çevresinde Otomobil Satabileceğiniz 1 Milyar İnsan Var”

Ethem Sancak ayrıca şunları söyledi:

“Ülkeniz kişisel gelir açısından 11 bin doları geçmişse, eğer ülkeniz 160 milyar dolar ihracat yapabiliyorsa ve eğer ülkeniz içerde üretilen 1 milyon araç düzeyine çıkmışsa ve her yıl trafiğimize yüzbinlerce aracın girebileceği satılabileceği bir Pazar varsa, pergeli şöyle bir çevirdiğinizde 1 saatlik uçuş mesafesinde 1 milyar insan varsa çevrenizde bunlara satacak milli bir araba markası yapmak hiç de delilik ve zor değil. Geç bile kaldık. Uzak Doğu’ya bakın yerli arabası olmayan ülke kalmadı. Hem de bir tane değil, düzinelerce marka var. Avrupa’da araba üretmeyen ülkeyi dövüyorlar. Türkiye için gerçekten zor diyorlar, niye zor olsun. Biz 1936 yılında uçak ürettik ve İngiltere’den sipariş aldık.”

“Otomobili Yapacağız, Herkes Müsterih Olsun”

Ethem Sancak “Biz milli arabayı da yapacağız, milli motoru da yapacağız, milli tankı da yapacağız, 10 bin kilometreyi geçen balistik milli füzeyi de yapacağız, Batı ne yaptıysa bir fazlasını yapacağız. Biz de o güç var. Bunları yapabilecek bir düzine girişimcimiz var. Şimdi mevzu olmadığı için onların isimlerini söyleyemiyorum. Hiç bir şey yapamazsak bir düzine girişimci bir araya geleceğiz ve yapamaz diyenleri utandıracak şekilde bunları yapacağız. Herkes müsterih olsun.” iye konuştu.

“Yapacağız Deyince Neden İnanmıyorsun?”

Oturum sonrasında bir dinleyiciden gelen “Somut bir adım ne zaman atılacak, proje ne aşamada, başlangıç tarihi verebiliyor musunuz?” şeklindeki soruya Ethem Sancak şu yanıtı verdi:

“Somut bir adım olmadığını nereden çıkardınız? Ben şimdi size mühendisliğimizin hangi safhasında olduğumuzu neler yaptığımızı söyleyecek kadar saf değilim. Çağımızın en büyük casusluğu biliyorsunuz sanayi casusluğudur. Ben sana yapacağız dediğim zaman bunu veri olarak kabul edeceksin. Elin Hans’ı yapacağım dediği zaman inanıyorsun da ben söyleyince niye inanmıyorsun. Yapacağız.”

Oturum sonrasında ise Ethem Sancak'a bir baston hediye takdim edildi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

⇒ Bu haberimizi beğendiyseniz RSS kaynağımıza abone olun, diğer haberlerimizi kaçırmayın!