31 Ocak 2015 Cumartesi

Başbakan Davutoğlu: KOSGEB Desteklerini Yüzde 50 Artıracağız!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 3 işletmenin bir araya gelerek oluşturacağı teknoloji işbirliklerine, 300 bin lira geri ödemesiz, 1 milyon 200 bin lira da geri ödemeli olmak üzere 1,5 milyon lira destek verileceğini bildirdi.  

Davutoğlu, KOSGEB Girişimcilik 2014 Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, finale kalan 40 girişimciyi tebrik etti.

Katıldıkları toplantılara "hediyelerle" geldiklerini ve bu alışkanlığın yerleştiğini dile getiren Davutoğlu, 5 önemli müjdeleri olacağını söyledi.

KOBİ'lerin ürün bazında, uluslararası arenaya açılmalarını sağlayabilmek için bugün ilk defa kurumsallaşma ve markalaşma destek programını başlattıklarını bildiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu o kadar önemli ki. KOBİ'ler tek tek başarılı olabilir ama kurumsallaşamazlarsa bir müddet sonra KOBİ'lerin küçük ölçekten, orta ölçeğe ve daha büyük büyük ölçeklere yürümesi zorlaşır. Markalaşma ise bizim yeni ikinci hamle döneminde en çok önem verdiğimiz hususlardan birisi ve sektörel dönüşüm programlarında özellikle bir madde olarak gündeme getirdiğimiz bir husus. Bu çerçevede bu destek programına, bana getirilen teklifte ufak bir değişiklik yaptık, 50 milyon lira bütçeli bu programla, işletme başına 150 bin lira destek vereceğiz."

Bunun yetmeyeceğini ifade eden Davutoğlu, 50 milyon lira bütçeyi 100 milyon liraya çıkarma talimatını da verdi. Davutoğlu, "Dolayısıyla, 100 milyon lira bütçeli programla, işletme başına 150 bin lira destek sağlayacağız. Sadece kurumsallaşma ve markalaşma için." dedi.

İşbirliği ve Güç Birliği Destek Programı'nda Yenilik

İkinci olarak "işbirliği ve güç birliği"nin önemine işaret eden Davutoğlu, KOBİ'lerin bir araya gelerek, yeni bir güç oluşturmalarını sağlayacak "İşbirliği ve Güç Birliği Destek Programı"nda yeniliğe gittiklerini aktardı.

Davutoğlu: "Buna göre 3 işletmenin bir araya gelerek oluşturacakları teknoloji işbirliklerine, 300 bin lira geri ödemesiz, 1 milyon 200 bin lira da geri ödemeli olmak üzere, 1,5 milyon lira destek vereceğiz." diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti: "Mikro ölçekten küçük ölçeğe, orta ölçeğe yürümenin en önemli araçlarından biri, 'bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız' Hacı Bektaş'ı Veli'nin dediği gibi.  Ar-Ge, inovasyon ve endüstriyel uygulama alanlarındaki KOSGEB desteklerinin miktarlarını da yüzde 50 oranında artış yapacağız. Bunu bütün yaptığımız çalışmalarda eğer, Ar-Ge, inovasyon boyutu varsa destekleri, KOBİ'lerde olduğu gibi diğer bütün alanlarda da artırdık, artırmaya devam edeceğiz. Çünkü katma değerin gerçek anlamda sağlanacağı yer daha üst teknolojilere geçişte olacak. Son Bakanlar Kurulu toplantımızda Sayın Bakanımızın bir sunuşu oldu. Arkadaşlarla da değerlendirme yaptık, orta-yüksek ve yüksek teknoloji kullanılan alanlara verilen destekleri genel olarak da artıracağız. Bununla ilgili teşvikler noktasında da yeni bir çalışma başlatma talimatı verdim."

"Girişimcilik Destek Programı"nda kadın ve engelli girişimciler için destek üst limitini yüzde 10 daha fazla uyguladıklarını anımsatan Başbakan Davutoğlu, bu uygulamadan bundan sonra birinci dereceden şehit ve gazi yakınlarının da yararlanacağını bildirdi.

Şimdiye kadar kadın ve engelli girişimciler için destek üst limitininin yüzde 10 olduğunu hatırlatan Davutoğlu, bunu yüzde 20'ye çıkaracaklarını da vurguladı.

40 Girişimciye Özel Ödül

Davutoğlu, bugünkü ödül töreninin finalisti olan 40 girişimciye, tamamen KOSGEB destekli yurtdışı iş gezisi ödülü verdiklerini de söyledi.

Girişimcilikle, rekabet arasında doğrudan ilişki olduğunu değerlendiren Davutoğlu, şunları kaydetti: "Girişimciliğimiz ne kadar artarsa rekabetimiz o ölçüde artıyor. Küresel bütün endekslerde bunlar aynı kategoride değerlendiriliyor. Onun için Türkiye'nin bütün sathına yayılan KOBİ'lerimize seslenmek istiyorum; 2023 hedefine yürürken, en büyük destek kaynağımız sizlersiniz. Sizlere güveniyoruz. Sizlerin çabasına her türlü desteği vermeye kararlıyız. Sizler başarılıysanız Türk ekonomisi, istikrarlı ve sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirir. Sizlerde bir kriz olursa bu sadece bir ekonomik kriz olmaz, sosyal ve siyasal kriz olur. Bunun bilinciyle 62. Hükümetin her zaman KOBİ'lerin yanında olacağını bir kez daha teyit ediyorum. Son 12 yılda gerçekleştirilen başarılara yaptığınız katkıya teşekkürlerimle birlikte, inşallah 2023'e yürürken çok daha büyük başarılara hep birlikte katkıda bulunacağımızı ümit ediyorum."

Konuşmanın ardından ödül törenine geçildi.

GirisimFinans.Com kaynaklı haberimizi KOBİ’ler ve girişimciler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

30 Ocak 2015 Cuma

TİM-TEB Girişim Evleri'nin Gaziantep, İstanbul ve İzmir Seçmeleri Tamamlandı

Türk Ekonomi Bankası (TEB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi doğrultusunda kurdukları işbirliği kapsamında açtıkları TİM-TEB Girişim Evleri ile Türkiye'nin dört bir yanındaki teknolojik ve yüksek katma değerli proje sahibi girişimcilere ulaşmayı amaçlıyor.

İlki Gaziantep'te açılan TİM-TEB Girişim Evleri'nin sayısının önümüzdeki dönemde artırılarak 2015 yılında 10'a çıkarılması planlanıyor. Gaziantep, İzmir ve İstanbul'daki TİM-TEB Girişim Evleri için ilk girişimci seçmeleri yapıldı. İhracatın yeni kahramanları olmaya aday 200'e yakın girişimci seçmelere katıldı. Başvuran projelerden 31'i TİM-TEB Girişim Evi'nin imkanlarından yararlanmaya hak kazandı.

En Kapsamlı Destek

Türkiye'de girişimcilere en kapsamlı desteği sunan banka olarak, ihracatçıların çatı birliği TİM ile bu alanda güç birliğine gitmekten mutluluk duyduklarını söyleyen TEB KOBİ Bankacılığı Direktörü Devrim Ziya Tavil: "Geliştirdiğimiz TEB Girişim Evi konseptini TİM-TEB Girişim Evi adıyla Anadolu'ya yaymaya başladık. Amacımız teknolojik ve katma değeri yüksek ihracat potansiyeli taşıyan girişimlerin sayısını artırmak ve ihracat hedefinin gerçekleştirilmesine katkı sağlamak. TEB'in Danışman Banka tecrübesiyle TİM'in global ağının katkılarıyla ihracata dönük yüksek katma değer taşıyan projeleri ekonomiye kazandıracağız." dedi.

Girişimcilik ekosisteminin başka dinamikleri olduğuna dikkat çeken Tavil, şunları kaydetti: "Bir girişimcinin dünyayı değiştirecek bir fikri, bu fikri hayata geçirecek yeterli sermayesi olabilir. Ancak doğru zamanda, doğru yerde ürün ya da hizmetini pazarlamıyorsa, bir iş planı yoksa ayakta kalma şansı az. Bu noktada 2013'te İstanbul Ataşehir'de TEB Girişim Evi ve Kuluçka Merkezini kurduk. Burada girişimcilere ücretsiz eğitim, danışmanlık ve mentorluk hizmeti veriyoruz. Yatırımcı ve müşteri buluşmalarıyla projelerini tanıtma imkanı sunuyoruz. TİM-TEB Girişim Evleri'nde de iş fikirlerinin hayata geçirilmesinden projenin tanıtımına, müşteri bulunmasından yatırımcılara sunum yapılmasına kadar her aşamada ücretsiz destek sunacağız. Bu projeleri TİM ile dünyaya açacağız."

Seçilen Girişimciler Projeleriyle Dikkat Çekti

İstanbul TİM-TEB Girişim Evi'nin desteğini almaya hak kazanan Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi mezunu Bora Yücel'in kurduğu DUME TECH'in ilk projesi olan SuprCall uygulaması ile kullanıcılar, cep telefonlarından arama yaparken kişisel profillerini de karşı tarafla paylaşabiliyor, kendilerini arayanların fotoğraf, isim, lokasyon, meslek, okul, şirket gibi bilgilerini görebiliyor. Söz konusu sosyal arama uygulamasıyla rehberde kayıtlı olmasa bile kimin aradığı görülebiliyor. Ayrıca SuprCall içindeki Sponsorlu Arama özelliği sayesinde cepten aramalara reklam alınarak promosyon da kazanılabilecek. Mobil promosyonlar için Türkiye'de mobil operatörlerle entegrasyon denemeleri yapan DUME TECH'in iPhone ve Android telefonlarda çalışan uygulaması şimdiden farklı ülkelerden 75 binde fazla kullanıcıya ulaştı.

Güneş Enerjili Araç Geliştirdi

Ege Üniversitesi'nde Yenilenebilir Enerji Teknolojileri üzerine doktora çalışmalarında devam eden Kerem Odabaşı, güneş enerjisinden beslenen elektrikli ultra hafif kara taşıtı projesiyle, İzmir TİM-TEB Girişim Evi tarafından destek kazandı. Çevre dostu aracın turistik belde, tatil köyleri, golf sahaları ya da trafiğe kapalı diğer alanlarda, kısa mesafelerde kullanılması amaçlanıyor. Halihazırda, uluslarası bir markanın üretim tesisinde kullanılan güneş enerjili araç, konsepti ile TUBİTAK'ın 1512 programı kapsamında desteklenme hakkı da kazandı.

Antep'ten Yurtdışına Yazılım İhracatı

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu Abdurrahman Koçak, kurum içi iletişimi tek bir noktada toplayan 'Pilot' adlı uygulamasıyla Gaziantep TİM-TEB Girişim Evi'nden destek almaya hak kazandı. Kurum çalışanları arasında İnternet üzerinden ücretsiz anlık mesajlaşma, ücretsiz sesli görüşme ve bulut dosya paylaşımı yapılmasına imkan veren Pilot, araç takibiyle çalışanların konum bilgisini de takip edebiliyor. Pilot üzerinden çalışma grupları oluşturup gruplara ya da kişilere görev atanabiliyor, ortak takvim üzerinden çalışanların tüm planlanan etkinlikleri görülebiliyor. Bulut (cloud) sistemi üzerinden veri transferini güvenli bir şekilde gerçekleştirmeyi sağlayan Pilot; IOS, Android ve Web üzerinden çalışıyor. Böylece, çalışanlar uygulamaya girip kapalı devre kurum içi iletişime erişebiliyor.

Başvurular Teb Kobi Tv Üzerinden

TİM-TEB Girişim Evi projesi kapsamında, bir yıllık takvim döneminde her ildeki TİM-TEB Girişim Evi'nde yılda 2 dönem girişimci adayı alınacak ve her bir merkezde bir yılda 30 girişimciye ulaşılmış olacak. Ön başvuru ve jüri değerlendirmesinden geçerek seçilen girişimciler toplamda 6 aylık bir kamp ve danışmanlık sürecini tamamlayacak. 6 aylık kamp süreci sonunda başarılı olan girişimciler TEB Özel Melek Yatırım Platformu yatırımcıları ve TİM üyesi sanayicilerle buluşup projelerine yatırım ve müşteri bulma imkânına erişmiş olacak.

TİM-TEB Girişim Evi projesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.teb.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sabah kaynaklı haberimizi girişimciler ve girişimci adayları başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

29 Ocak 2015 Perşembe

Hazır mısınız? Teknoloji Tüketiciden İşletmelere Doğru El Değiştiriyor!

Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurumsal finansman ve kurumsal risk alanlarında dünyanın en büyük profesyonel hizmet firmalarından biri olan Deloitte, “14’üncü Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) Öngörüleri” raporunu yayımladı. Rapor; akıllı telefon kullanımı, mobil ödemeler, nesnelerin interneti, 3D cihazlar, insansız hava araçları ve nano uydular gibi çok geniş bir yelpazede ilginç detaylar sunuyor.

Deloitte’un yeni raporuna göre, 2015 yılında akıllı telefonlarını yenileyenlerin sayısı 1 milyarı aşacak. Mağazalarda akıllı telefonları ile ödeme yapanlar artacak. Basılı kitap satışları e-kitap satışlarından beş kat fazla olacak. Giyilebilir teknoloji, 3D baskı çözümleri, nesnelerin interneti (IoT), insansız hava araçları gibi teknolojiler tüketicilerden ziyade işletmelerden talep görecek.

Deloitte Türkiye TMT Endüstri Lideri Tolga Yaveroğlu raporla ilgili olarak: “Akıllı telefonlar henüz ‘cüzdan’ statüsüne erişmediler ancak 2015 yılının bir kırılma noktası olacağını öngörüyoruz. Bu yıl, dünyadaki akıllı telefonların %10’u ayda en az bir kez mağazalarda ödeme yapma amacıyla kullanılacak.” dedi.

“14’üncü Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon (TMT) Öngörüleri” Raporu'nun Detayları

Teknoloji      

Bilgi teknolojilerinde bireysel öncülüğün sonu mu geliyor? Geçtiğimiz yıllarda akıllı gözlükler ya da büyük ekranlı telefonlar gibi yeni teknolojiler önce tüketiciye, sonra da iş dünyasına sunuluyordu. Fakat 2015 yılında bu akım tersine dönmeye başlıyor. Giyilebilir teknoloji, 3D baskı çözümleri, insansız hava araçları gibi teknolojiler tüketicilerden önce işletmelerden talep görecek.

Nesnelerin interneti, insanların değil: Termostattan ışığa, çamaşır makinelerinden su ısıtıcılarına kadar birçok ürününü kontrol eden tüketiciler yerine, 2015 yılında 1 milyar internete bağlanabilen cihazın %60’ından fazlası işletmeler tarafından satın alınacak veya kullanılacak. Nesnelerin interneti akımı kapsamında birbirine bağlanabilen cihazların değerinin 10 milyar dolar olacağı ve cihazlarla gerçekleştirilen işlem değerinin de 70 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.Niş ve yüksek profilli insansız hava araçları: 2015 yılında insansız hava araçlarının çok çeşitli endüstriyel ve sivil yönetim uygulamaları olacak. Askeri amaçlı olmayan insansız hava araçları satışlarının yaklaşık 300 bin adet olarak gerçekleşeceği, bunun da mevcut kurulu tabanı 1 milyon adet seviyesine yükselteceği tahmin ediliyor. Her ne kadar tüketiciler ve üreten tüketiciler çoğunluğunu satın alacak olsa da, gelirin çoğunluğu işletmelerden elde edilecek. 3D baskı devrimi: 2015 yılında dünya genelinde yaklaşık 1,6 milyar değerinde, 220 bin adet 3D yazıcı satılacak. Ama bu her evde bir “fabrika”nın olacağı anlamına gelmiyor. Bu 3D yazıcılarının toplam gelirinin %80’i tüketicilerden ziyade işletmelerden gelecek. Bu da demek oluyor ki asıl 3D devrimi işletme pazarında yaşanacak.   Akıllı telefon pillerinde ilerleme: Daha uzun pil ömrü, tüketicilerin akıllı telefon seçimlerini yapmalarını etkileyen önemli bir faktör. Tüm akıllı telefonlarda kullanılan şarj edilebilen, lityum-iyon (Li-Ion) pil teknolojisi 2015 yılında gelişim gösterecek; fakat bu gelişim 2014 yılının modelleri ile karşılaştırıldığında %5’i geçemeyecek.Internetten sipariş verip mağazadan gidip alma dönemi yükselişte: 2015 yılında Avrupa’da, internetten satın alınan ürünlerin teslim alınabildiği mağaza ya da lokasyon sayısı yarım milyona ulaşacak. Bu da, bir önceki yıla göre %20 artış demek… Bu özellik, tüketicilerin internet’ten sipariş verip, ürünlerini istedikleri yerden gidip alabilmelerine imkân tanıyor.Nano uydular yükselişte: 2015’in sonunda 500’den fazla nano uydu (10 kg’ın altındaki uydular), yörüngede olacak. Nano uydular, geleneksel uydulardan daha ucuz ve hafif olması, yerleştirmesi, test etmesi ve fırlatması daha kolay olması ile bir hayli ilgi çekici bulunuyor. Fakat tüm bu özelliklerine rağmen mevcut uydu pazarını yerinden etmek yerine ona dâhil olması bekleniyor.

Medya    

Videonun yükselişi televizyonu yerinden edemiyor: Kısa online-video kliplerin ve 20 dakikadan daha kısa programların izlenme oranı, tüm yıl boyunca izlenen videoların %3’ünden daha az olması bekleniyor. Kısa online içeriklerin, uzun geleneksel televizyon programlarının yerini alması izlenme oranları ve elde edilen gelirler açısından değerlendirildiğinde şimdilik söz konusu bulunmuyor.  “Harcamaz” denilen Y kuşağı TMT’ye para harcıyor: Kuzey Amerikalı Y kuşağı, 2015 yılında bayrağı elinden bırakmıyor; geleneksel ve dijital içeriğe kişi başına ortalama 750 dolar harcıyor. Y kuşağı; televizyona, müziğe, bilgisayar oyunlarına, kitaplara, spora, video yüklemeye ve hatta gazetelere para harcıyor.Baskı ölmüyor, en azından kitaplar için: Kitapların satışından elde edilen gelir, e-kitap satış gelirinin 5 katı büyüklüğünde olacak. E-kitap, dijitalleşmenin CD, gazete ve dergi satışlarını etkilediği gibi, kitap satışlarını etkileyemiyor. 18-34 yaşları arasındaki genç nüfus, kendilerinden önceki nesil gibi kitaplara bağlı, aynı okuma oranına sahipler ve kitaplara para ödemeye hazırlar.Temassız mobil ödemeler hız kazanıyor: 2015 yılının sonunda, dünya çapında mobil telefonlarla yapılan ödemeler kırılma noktasına ulaşacak. 2015, bu özelliğin kullanılabilmesi için finansal kurumlar, tüketiciler ve cihaz satıcıları tarafından ihtiyaç duyulan ön koşulların tamamen karşılanabildiği ilk yıl olacak. 2015’te, dünyadaki akıllı telefonların % 10’u ayda en az bir kez mağazalarda ödeme yapma amacıyla kullanılacak. 2014 yılında bu oran, binde 5 idi.  Akıllı telefonunu yenileyenler ilk defa 1 milyarı aşacak: 2015 yılında dünyada 1.35 milyar akıllı telefon satılacak fakat bunların 1 milyardan fazlasını, hali hazırda akıllı telefonu olan kişilerin bir üst model ile telefonlarını güncellemesi oluşturacak. Ekran, hız, hafıza, yazılım ve tasarım, akıllı telefonların daha yenileri ile değiştirilmesi için başı çeken sebepler arasında yer almaya devam edecek. Genişbant hızı %20 artacak: Dünya çapında genişbant internete sahip evlerin sayısı %2 artarak 725 milyona ulaşacak. Birçok ülkedeki genişbant hızı ise ortalama %20 artacak. 2015 yılında, hızlı genişbanta erişimi olanlar ile sıradan genişbant hızına sahip olanlar arasındaki fark açılmaya devam edecek. Bu fark özellikle abonelerin kesintisiz video izleme gibi yüksek hız gerektiren uygulamalarda elde ettiği farklı deneyimlerle kendini gösterecek.

Deloitte Türkiye kaynaklı haberimizi teknoloji severler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

28 Ocak 2015 Çarşamba

Borsa İstanbul ve Angel Labs'tan Melek Yatırımcı Akademisi Semineri

Özel Pazar'ın kurucusu Borsa İstanbul, İstanbul İş Melekleri Merkezi ve Dünya çapında 50’den fazla ülkede yeni girişim ekosistemlerini destekleyen Uluslararası Angel Labs Patformu ile birlikte Melek Yatırımcı Akademisi Semineri düzenledi.

Borsa İstanbul, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi çerçevesinde girişimci ve bunlara yatırım yapan melek yatırımcı sayısının artırılması, ekosistemin büyütülmesi, istihdam ve inovasyon sağlamaya yönelik çalışmalara verdiği desteği sürdürüyor.

Bu kapsamda Borsa İstanbul ve Türkiye'deki melek yatırımcılığı geliştirmeyi amaçlayan akredite melek yatırımcı ağı İstanbul İş Melekleri Merkezi iş birliğiyle Dünya çapında 50’den fazla ülkede yeni girişim ekosistemlerini destekleyen Uluslararası Angel Labs platformunun sunduğu "Angel Labs Melek Yatırımcı Akademisi Semineri", 22 Ocak 2015 tarihinde İstanbul Beşiktaş’taki Point Hotel’de gerçekleştirildi.

Toplantıya, Borsa İstanbul Kotasyon ve Özel Pazar Grup Müdürü Sertac F. Karaağaoğlu ve Borsa İstanbul Özel Pazar Bölüm Müdürü Recep Bildik katıldı. Seminerin açılış konuşması İstanbul İş Melekleri Merkezi Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı tarafından gerçekleştirildi. Seminerde Angel Labs Co-Founder Tuğçe Ergül de eğitim verdi.

Seminerde konuşan Borsa İstanbul Özel Pazar Bölüm Müdürü Recep Bildik, Borsa İstanbul bünyesinde girişimciler ile yatırımcıları uzun vadeli ortaklıklar için bir araya getirerek ihtiyaçları olan finansman ve likiditeyi sağlamaya yönelik yeni bir alternatif çözüm aracı olarak hizmete açılan Özel Pazar hakkında da bilgi aktardı. Bu etkinliklerin Türkiye’de melek yatırımcılık konusunda farkındalık yaratma ve ekosisteme yeni yatırımcılar kazandırma anlamında  önemli katkılar sağlayacağını belirten Recep Bildik, şunları söyledi:

“Girişimcilik ekosistemine katkıda bulunmak için yeni bir alana yöneldik. Borsa İstanbul Özel Pazar olarak dünyada bir ilki gerçekleştirdik. Bu anlamda Özel Pazar da bir girişimcilik örneğidir. Amacı girişimciler ile yatırımcıları buluşturmaktır. Girişimcilik inovasyon, büyüme ve istihdam yaratma açısından stratejik öneme sahip ve bu konuda hükümetimizin önemli teşvikleri var. Daha henüz yeni doğmakta olan şirketlere melek yatırımcılar yatırım yaptığından, sermaye sağladığından ve mentorluk yaptığından melek yatırımcıların girişimcilik alanındaki rolü çok önemlidir ve sayılarının artırılması gerekmektedir.  Bizim de Borsa İstanbul olarak ülkemizdeki girişimcilik ekosisteminin büyümesine yönelik bu tip hizmetlerimiz devam edecek.”

Seminerin açılış konuşmasını yapan İstanbul İş Melekleri Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı da, İstanbul Startup Angels olarak yüksek etki yaratacak girişimleri başlangıç aşamasında keşfetmek, mentorluk yapmak ve Türkiye'deki potansiyel yatırımcıları geliştirmeyi amaçladıklarını belirterek, “Bugüne kadar toplam 160 potansiyel melek yatırımcıya eğitim verildi. Yatırımcılık ekosisteminin gelişmekte olduğu Türkiye için bu rakam oldukça önemli. Borsa İstanbul Özel Pazar platformu ile 2015 yılı içerisinde Anadolu'daki potansiyel melek yatırımcılara da ulaşarak, yaygınlaştırmayı ve Melek yatırımcı sayısını arttırmayı hedefliyoruz” dedi.

Borsa İstanbul Özel Pazar hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bistozelpazar.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi Borsa İstanbul Özel Pazar hakkında bilgi sahibi olmak isteyen tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

27 Ocak 2015 Salı

Türkiye Genç Ekonomi Başarı Ödülleri TÜRGEB 2015 Başvuruları Başladı!

2002 yılından bu yana Türkiye’de genç girişimciliğin öncü kurumlarından birisi olmuş Genç MÜSİAD tarafından ikincisi organize edilen TÜRGEB’de adaylık başvuruları başladı. Kişiler, mevcut 6 kategoride kendileri aday olabilecekleri gibi, o kategoriye uygun gördükleri bir ismi de aday olarak gösterebilecekler.

TÜRGEB Neyi Amaçlıyor?

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu ile dünyanın parlayan yıldızı, girişimci yönü ağır basan Türk gençleri, sadece Türkiye'de değil dünyada da çok büyük başarılara imza atıyor. Dünyanın geleceğine yön verecek olan Türkiye'nin parlak gençlerini keşfederek, hem bugüne kadar gerçekleştirmiş oldukları başarıları hem de ileriye dönük potansiyellerini ortaya çıkarmak ve de iş yaşamlarında katalizör etkisi oluşturmak için Genç MÜSİAD, "marifet iltifata tabidir" sözünden hareketle Genç Girişimcileri, Genç Profesyonelleri, Ekonomiye değer katan gençleri 6 kategoride teşvik etmek amacıyla TÜRGEB’in ikincisini düzenliyor.

TÜRGEB’e Kimler Aday Olabilir?

35 yaşını geçmemiş, mevcut kategorilerden her hangi birinde belirli bir projesi ya da faaliyeti olan herkes TÜRGEB’e aday olabilir.

Adaylardaki Hangi Özelliklere Önem Veriliyor?

Yenilikçilik: Dünyanın geldiği nokta itibariyle en başarılı girişimlerin, en uzun soluklu girişimcilik modellerinin yeniliğe dayanan, yenilikçi fikirler olduğu görülüyor. Bu yüzden yenilikçiliğe önem veriyoriliyor.Sosyal Etki: Başarılı girişimlerin, sosyal girişim olsun olmasın, tamamiyle ticari bile olsa oluşturduğu sosyal etki çok önemli. Girişimlerin paydalşarı vardır ve girişimci, ticari proje dahi olsa paydaşları da işin içine katmalı.Araştırma-Geliştirme: Günümüzde tüm girişimler, gıda üzerine de olsa, inşaat üzerine de olsa mutlaka kendi ilmî altyapısı, kendi bilim dalı ekseninde araştırma-geliştirme faaliyetlerinden beslenir,bu nedenle  TÜRGEB'de AR-GE önemli bir parametre.Topluma Katkı: Toplumun farklı kesimleri, girişimlerin ve girişimcilerin önemli temel paydaşlarını oluşturur, çalışanlar da, müşteriler de, dağıtıcılar da, iş ortakları da toplumun bileşenleri. Dolayısıyla girişimlerin başarı kriterlerinde Toplumsal Etki de önemli bir yere sahip.Rol Model Olabilme: Girişimin potansiyeli, öncelikli olarak Girişimcinin potansiyelinden oluşur. Başarılı bir girişimci, toplum için önemli bir rol model adayı ve sonraki nesiller için de çok önemli izler bırakacak kişi. Sadece girişimin değil, girişimcinin de duruşu aynı zaman da mesajı çok önemli.Sürdürülebilirlik: Dünyanın da sürekli konuştuğu, tartıştığı bir konu olan Sürdürülebilirlik, başarının en önemli kriteri olma yolunda hızla ilerliyor. Girişimlerin ve şirketlerin sadece bugününü değil, yarınını da garantileyebilmesi için sürdürülebilir bir model oluşturması şart, TÜRGEB de girişimlerde sürdürülebilirliğe çok önem veriyor.

Ödüller Nasıl Verilecek?

Adaylar ve başvuruları, yukarıdaki aranılan kriterlere göre analiz edildikten sonra belirlenen asîl adaylar, halk oylamasına sunulacak. Halk oylamasında en çok oyu alan adaylar seçkin bir jüri tarafından değerlendirmeye alınacak ve ödüle layık görülen adaylar ödül gecesinde lanse edilecek.

Ödül Kategorileri:

MÜSİAD Özel ÖdülüYılın Genç GirişimcisiYılın Genç Profesyonel YöneticisiYılın Genç Sosyal GirişimcisiYılın Üniversite TopluluğuYılın Genç Mucidi

Şube Organizatörleri:

Akdeniz - MersinEge - İzmirİç Anadolu - KayseriKaradeniz - ÇorumGüneydoğu - ŞanlıurfaDoğu Anadolu - ElazığMarmara - SakaryaAvrupa – Berlin

TÜRGEB Takvimi:

Tarih Durum25 Ocak 2014-22 Şubat 2015Aday Önerme/ Aday Başvuru22 Şubat 2015-1 Mart 2015Bölgesel Halk Oylaması1 Mart 2015-07 Şubat 2015Bölgesel Jüri Oylaması08 Mart – 22 Mart 2015Bölgesel Ödül Törenleri22 Mart 2015-01 Nisan 2015Ulusal Halk Oylaması01 Nisan 2015-18 Nisan 2015Ulusal Jüri Oylaması18 Nisan 2015Ulusal Ödül Töreni

TÜRGEB'e başvuruda bulunmak isteyen okurlarımız www.turgeb.net web adresinden başvuruda bulunabilir ve TÜRGEB hakkındaki anlık gelişmeleri ise facebook ve twitter hesaplarından takip edebilirler.

"Genç girişimci kategorisinde bile on küsür yıllık markaları, hatta holdingleşmiş şirketleri ödüllendiren organizasyonların aksine, ülkemizin başarılı genç değerlerini onurlandırmak ve ödüllendirmek isteyen Türkiye Genç Ekonomi Başarı Ödülleri'ne (TÜRGEB) başvurularınızı 22 Şubat 2015 Pazar gününe kadar www.turgeb.net adresinden yapabiliyorsunuz.

Haberimizi Genç Girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

24 Ocak 2015 Cumartesi

Jeremy Burton’dan Heyecan Uyandırıcı Teknoloji Tahminleri

EMC Pazarlama Direktörü Jeremy Burton; kaleme aldığı makalede, teknoloji gündemi özelinde 2015’e özgü trendleri değerlendirirken; giyilebilir teknolojilerden, iş ve eğitim yaşamının geldiği noktaya kadar, birçok konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor.

İşte Jeremy Burton'ın teknoloji tahminlerini içeren makalesi;

Uzun yıllar önce, web hizmetlerinin geleceğin büyük yeniliği olup olmadığı konusunda dahil olduğum bir görüşmede, Oracle’ın Kurucusu ve CEO’u Larry Ellison şu yorumu yapmıştı: “Modayı göz ardı etmemeniz gerektiğini bilecek kadar uzun bir süre İtalya’da kaldım.” Teknolojide, yeni bir trendden daha çok sevdiğimiz bir şey yoktur. Ayrıca hepimiz modanın önemli olduğunu biliriz. O nedenle biz de bu düşünceye katıldık. Sektör olarak yeni trendleri abartma konusunda usta olduğumuzu da açıkça gösterdik. Bu trendler için gerçekçi olmayan yüksek beklentiler yarattık. Zaman zaman ise bu trendler üzerinden para kazandık.

Gerçekten Giyilebilir mi?

Dünyanın dört bir yanındaki Apple fanatikleri, giyilebilir teknoloji ürünlerinin Apple Watch’ın ortaya çıkışı ardından yaygınlaşacağı beklentisi içindeydi. Ben o kadar da emin değilim. Bir gerçeği kabul edelim; 35 yaş altı kimse artık saat takmıyor. Bunun yerine her konuda akıllı cep telefonlarına güveniyorlar. Şu an bu pazarı destekleyen tek kitlenin, tüm gün Bluetooth kulaklıkla gezen insanlar olduğu düşünülürse, giyilebilir birçok teknoloji ürünü başarısız olacaktır. Elbette tamamı değil. Sektörü olumlu yönde etkileyecek olan; nabız, tansiyon gibi hayati verileri ya da sağlıkla ilgili etkinlikleri takip eden FitBit ya da JawBone gibi bağımsız, teknoloji ürünleri büyümeye devam edecek ve spor giyimin, ayakkabıların ya da ekipmanların bir parçası olacak.

“Suçüstü” Yakalanan Tüketiciler

Mobil cihazlar hemen hemen her sektörde yeni teknolojilerin geliştirilmesi için itici güç görevi görüyor. Mobil cihazları iş yaşamına uyarlayan ve hizmetlerini bu cihazlara taşıyan işletmeler, tüketiciyle doğrudan bir ilişki kurabiliyor. Bu da pazarlamacılar için adeta Nirvana’ya ulaşma fırsatı yaratıyor. Zira tüketicileri “suçüstündeyken” yakalama imkânına sahip olarak, dikkati ilgili ürün ve hizmetlere toplayabiliyorlar. Tüketicilerin mağaza içindeki konumu hakkında bilgili olan bir perakendeciyi ya da egzersiz rutinlerinden ve müşterilerinin sağlık durumlarından anlayan bir spor giyim mağazasını düşünün. Tam bir altın madeni değil mi? Ancak tüketiciler kararsız ve sabırsız. Birçok şirket bu konu üzerinde yıllardır çalışıyor. Konunun yakın zamanda kapsamlı bir şekilde yaygınlaşmasını bekliyorum. Bu da çok büyük miktarlarda verinin gerçek zamanlı olarak işlenmesi gerekeceği anlamına geliyor. Bellek içi veri tabanları ve flash depolama gibi teknolojilerin de kullanımını oldukça artıracak.

Asıl Konu Yazılımla İlgili

Geçtiğimiz 10 sene içinde birçok şirket yazılım işini bıraktı. BT departmanları, veri merkezi altyapısı yönetme ve ERP sistemlerinin kurulumunu yapma konusunda uzmanlaştı. Önümüzdeki 10 sene içinde hemen hemen tüm sektörler, yazılımlarla yeniden tanımlanacak ve bu yazılımların birçoğu da mobil cihazlarda ortaya çıkacak. Akıllı telefonlar ve tabletlerin dışında otomobillerde, uçak motorlarında, koşu ayakkabılarında ve hatta insanlarda! Tesla’yı düşünün. Tesla elektrikli bir otomobildir, öyle değil mi? Evet, ama dahası, Tesla yazılım-tanımlı bir otomobildir. Tesla, Apple’ın cep telefonu deneyimine yaptığını araç sürüş deneyimine yapmıştır. Otomobiliniz artık üzerinde yenilikler yapılabilecek bir yazılım platformudur. Bu şekilde yenilikler yapmayan şirketlerin ömrü uzun olmayacak.

Bu trend, aynı zamanda bizi de yakından ilgilendiriyor. EMC’nin de içinde olduğu veri merkezi altyapısı sektörünü bunun dışında tutmuyorum. Veri depolama dizilimleri, sunucular, ağ sistemleri ve tüm veri merkezi sistemleri, gelecekte akıllı yazılımlarla çalışacak ve yönetilecek.

Çevik Yazılım Geliştirme + Y Kuşağı = Yeni BT

Önümüzdeki 10 sene içinde işin dönüşümünü yeni, farklılaşmış, mobil cihazlar üzerinde çalışan yazılımlar yönlendirecek. Ancak bu yazılımlar, 20 sene önceki gibi olmayacak. Şu an 40’lı yaşlarda olanlarımız, okulda yazılım geliştirme yaşam döngüsünün geç bir evresinde herhangi bir değişiklik yapmanın pahalı bir iş olduğunu öğrendi. Bu yüzden de gereksinimleri erkenden belirleyip değişimle savaşmak zorundaydık. Değişim kötüydü. Birçoğumuz meslek yaşamımız boyunca, yıllarca süren ve sonuçta yanlış şeyi veren projeler üzerinde çalıştık.

Eğer işte dönüşüm olacaksa, bu dönüşümü işletmenin kendisi yönlendirecek. Daha çevik teknikler benimsenecek, iş öncelikli olacak ve sonra işten gelen geri bildirimlere göre birkaç haftada bir yeniden bu döngü tekrar edecek. Burada BT için yeni bir modelden bahsediyoruz. Neredeyse anında mükâfat ve memnuniyet sunan, iş yaşamına bu dönemde başlayacak olan Y Kuşağı için, oldukça uygun olan bir model. 2015 BT’nin merkeziyetten uzaklaşma sürecinin başlangıcını temsil edebilir. BT operasyonları merkezi kalmakla beraber, yazılım geliştirme ise farklı iş birimlerine geçecek.

Bunu Herkese Öğretin!

2015, eğitimde yeni bir çağın başlangıcı olacak. Sınıflarda verilen dersler için sonun başlangıcını göreceğiz. Öğrenim metodu olarak profesörlerin sınıfta ders anlatması yöntemi, geçerliliğini yitiriyor. Öncü üniversitelerde yapılan deneme çalışmaları, ortalama bir öğrencinin 40 dakikalık bir dersin yalnızca 7 dakikasına dikkatini verdiğini gösteriyor. Eğer bu ders 60 dakika olursa, dikkat süresi daha da düşüyor. Sınıflardaki derslerin yerini internet ortamındaki derslere bıraktığı bu dönemde, üniversitelerde bütünleme sınavlarına girme oranı da yüzde 50’lerden tek haneli rakamlara düştü. Tek iyi haber ise bu değil. İçerikleri internet ortamına taşımak, eğitim içeriğini dünyaya yayma olanağı da sunuyor. Herkesin Ivy League (Amerika’nın en iyi sekiz üniversitesi) üniversitelerinde öğrenim görme imkânına sahip olduğu bir dünya hayal edin! Çocuklarınız Khan Academy’de eğitim görürken daha dikkatli bakın. İş yaşamında eğitimin geleceğine bakıyor olacaksınız.

Tahminleri içeren bu makaleyi bilişim ve teknoloj sektöründe faal olan okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

23 Ocak 2015 Cuma

MasterCard'dan Girişimcilere Start Path ile Gelişim Fırsatı!

MasterCard, yeni kurulan startup şirketleri destekleyerek inovatif ticaret çözümleri geliştirmek üzere kurduğu Start Path programında yeni sezon başvurularını başlattı. Türkiyeli girişimciler dâhil tüm Avrupalı şirketleri davet eden MasterCard Start Path eğitimiyle inovasyon için çalışan şirketler stratejik partnerlerle yeni iş fırsatları yakalayacak.

Start Path Europe, ticaret çözümlerine yönelik çalışan startup şirketlere mentorluk ve eğitim sunmak amacıyla 2015 sezonu başvurularını başlattı. Her yıl Avrupa’dan sekiz girişimci şirket seçen ve girişimcilere 12 aylık eğitim sunan Start Path, Nisan ayında başlayacak. Türk girişimcilerin katılımına da açık Start Path’te başvurular 19 Şubat tarihine kadar alınacak.

İnovatif ticaret çözümleri geliştirmek isteyen ya da çözümünü şimdiden test aşamasına getirmiş girişimciler arasından Mart ayında yapılacak değerlendirmede seçilecek 8 şirket, 12 aylık hızlandırma programının ilk etabında Dublin’de eğitime katılacak. MasterCard’ın global uzman havuzundan eğitmenlerle birlikte MasterCard partnerleri de girişimcilerin iş fikirlerini geliştirmeleri için mentorluk sunacak.

Dublin’deki eğitimin ardından mentorluk süreci sahaya taşınacak. Şirketler tam kapasiteyle çalışarak, MasterCard’ın stratejik müşterileriyle bir araya gelecek. Kritik çözümler ve özel ürünler ortaya koyma ve iş modellerini hayata geçirme fırsatı bulacak. Start Path Europe katılımcıları böylece yaratıcı fikirlerini MasterCard’ın geniş partner ağıyla buluşturma şansını yakalayacak. Start Path Europe için başvurular 19 Şubat 2015 Perşembe gününe kadar devam edecek.

MasterCard Start Path Europe’un ilk dönemi 2014 yılında altı finalist girişimcinin katılımıyla tamamlandı. 30’dan fazla ülkeden başvuran şirketler arasında Ridango, Zencard, Xpreso, Instabank, MePin ve Storee, Start Path’ın ilk altı mezununu oluşturdular.

Dublin’de 2012’den beri faaliyet gösteren Xpreso, e-ticarette takip ve teslim zamanı için müşterilerin kuryelerle doğrudan irtibat kurarak evde kargo bekleme süresini kısaltan mobil çözümler sunuyor. Xpreso’nun CEO’su Simon Pleass; “Start Path sayesinde Xpreso’da bir sıçramaya imza attık. MasterCard’ın desteğiyle büyük kurumlara ulaşabildik. İş fırsatlarıyla birlikte satış hacmimizi de artırdık” diyor.

MasterCard Start Path Global Başkanı Stephane Wyper, Start Path Europe’ın yeni dönemini şöyle değerlendirdi:“Girişimcilerin ayrı ayrı ihtiyaçlarını dinleyerek, onlara yönelik destek ve mentorluk sunduğumuz Start Path Europe’u benzerlerinden ayrılan bir eğitim programı olarak görüyoruz. Amacımız girişimcileri başarıya ulaştırmak ve yalnız başlarına erişemeyecekleri bir büyüme hızına el birliğiyle ulaşmak.”

Unutmayın, Start Path Europe için başvurular 19 Şubat 2015 Perşembe gününe kadar devam edecek. Başvuruda bulunmak isterseniz başvuru işlemlerinizi buradan gerçekleştirebilirsiniz.

MasterCard Start Path hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.startpath.com web adresini ziyaret edebilir, ayrıca Twitter hesabını takip edebilirsiniz.

Haberimizi ekosistemimizdeki tüm girişimci okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

22 Ocak 2015 Perşembe

Tasarım ve Teknolojinin Kalbi ALLDESIGN 2015'te İstanbul'da Atacak!

19-21 Şubat 2015 tarihleri arasında Ford ana sponsorluğunda 4'üncüsü gerçekleştirilecek olan alldesign Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı & Uluslararası Tasarım Konferansları’nda geri sayım başladı! Tasarım ve teknoloji dünyasının dahilerini bir araya getirerek, bu yıl da büyük ses getirecek bir organizasyona imza atmaya hazırlanan alldesign’ın biletleri TixBox’ta satışa sunuldu.

2011 yılında “Aklın gözüyle görmek” mottosuyla yola çıkan ve 19-21 Şubat 2015 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek olan alldesign Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı & Uluslararası Tasarım Konferansları dünyaca ünlü yıldız konuşmacıları ve uluslararası markaları ile bu yıl da çok konuşulacak.

Geçen yıllarda gördüğü yoğun ilginin ardından bu sene üç günlük bir buluşma olarak, Ford ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek olan alldesign 2015, “yaratıcı endüstriler”in yanı sıra bu kez “gelişen teknolojiler” temasını da kapsayacak şekilde büyüyor. Her yıl tasarım dünyasının yerli ve yabancı gurularını sektörle buluşturarak İstanbul’u bir tasarım üssü haline getiren alldesign, yenilenen konseptiyle teknoloji dünyasının son trendlerini tasarım dünyası ile bir araya getirecek. alldesign 2015’te; bilgi telekomünikasyon teknolojileri, nanoteknoloji, akıllı malzemeler, robotik, yapay zeka teknolojileri başta olmak üzere, gelişen teknolojiler alanında dünyaca ünlü yerli ve yabancı isimler, markalar ve kurumlar üç gün boyunca tasarım dünyasıyla buluşacak.

Tasarımın Uluslararası Yıldızları alldesign İçin Geliyor

Tasarım dünyasından pek çok sürpriz isme ev sahipliği yapmaya hazırlanan alldesign; yüzyılın yaşayan mimarlık dehası Daniel Libeskind, Victoria’s Secret defilelerinin yaratıcı ismi Todd Thomas, Hollywood’un efsanevi prodüksiyon tasarımcısı Patrick Tatopoulos, marka ve mekan tasarımı konularında hizmet veren dünyaca ünlü tasarım firması Bruce Mau stüdyosunun CEO’su Hunter Tura ile Domus Academy ve Design Library’nin kurucusu Valerio Castelli gibi yıldızları ağırlamaya hazırlanıyor.

Türk Tasarımının Öncüleri de alldesign’da

alldesign Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı & Uluslararası Tasarım Konferansları Türk tasarımına yön veren çok önemli isimleri de bir araya getiriyor:

Derin markasını dünya tasarım platformunda ön sıralara taşıyan Derin Sarıyer, Autoban’ın kurucu ortağı mimar ve tasarımcı Seyhan Özdemir, Koleksiyon markasının Tasarım ve Marka Direktörlüğü görevini yürüten Koray Malhan, farklı markalar için yarattığı tasarımlarla pek çok uluslararası ödüllün sahibi olan Can Yalman, teknoloji liderleri Asus ve Intel ile işbirliği içinde hazırladıkları koleksiyonla moda ve teknolojiyi bir araya getiren ve ‘giyilebilir teknoloji’ üzerine araştırmalar yapan ezra+tuba markasının yaratıcıları Ezra ve Tuba Çetin; Patricia Kaas, Anneke Van Giersbergen ve Ozzy Osbourne gibi dünyaca ünlü müzisyenlerin albüm kapak fotoğraflarını çeken, 46 dergisinin sahibi ve yaratıcı yönetmeni Mehmet Turgut ile Nurus Grubu Yönetim Kurulu üyesi ve Nurus Design Lab bölümü yöneticisi Tasarımcı Renan Gökyay.

alldesign 2015’te gerçekleştirilecek olan Muhteşem Yüzyıl Söyleşisi’nin de izleyicilerden büyük ilgi görmesi bekleniyor. Söyleşide İstanbul Exhibitions’dan Yalçın Balcı, dizinin dekor tasarımlarını ve uygulamasını yapan Zafer Kanyılmaz, Sanat Yönetmeni Nilüfer Ayşe Çamur ve Kostüm Tasarımcısı Serdar Başbuğ, TV endüstrisinin bu en büyük prodüksiyonlu dizi projesiyle ilgili merak edilenleri izleyicilerle paylaşacak.

Geleceğin Teknolojileri alldesign’da Konuşulacak

alldesign 2015, yenilenen konseptiyle Türkiye’de ilk kez tasarım ve teknolojiyi aynı etkinlikte bir araya getirecek. Etkinlik esnasında YEKON önderliğinde gerçekleştirilecek olan “Yaratıcılık ve İnovasyon” paneli , “Girişim ve Yatırımcılık” sohbeti ve paneli teknoloji konusunda öne çıkan başlıklar olacak. Etkinlik alanında ise, fuar ziyaretçilerine de açık olacak “Teknovasyon Kahve Sohbetleri’’ ve ETMK’nın organizasyonu ile gerçekleşecek sohbet programı yer alacak.

Sabancı Grubu’nun teknoloji yatırım firması Inovent ve nanoteknoloji merkezi SUNUM, Birleşmiş Milletler’in özelleşmiş 17 örgütünden biri olan WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü), Oxford Üniversitesi bünyesinde kurulan İnsanlığın Geleceği Enstitüsü, teknoloji yatırım ağı Galata İş Melekleri, GF2045 projesi, IBM Türkiye, 2015 Japonya Nanoteknoloji fuarının organizatörü ICS Convention Design, yaratıcı endüstrileri bir araya getirmek, disiplinlerarası işbirliğini teşvik etmek ve geliştirmek amacıyla hizmet veren Yaratıcı Endüstriler Konseyi Derneği YEKON, Türkiye’nin önde gelen teknoparkları ve İngiltere Nanoteknoloji Enstitüsü (IoN), alldesign etkinlik alanında panelist ve konuşmacılarla temsil edilecek dünyaca ünlü teknoloji kurumlarından bazıları.

alldesign 2015’in Teknoloji Guruları

21. yüzyılın yaşayan en önemli 100 düşünürü arasında yer alan Oxford Üniversitesi İnsanlığın Geleceği Enstitüsü’nün kurucusu Nick Bostrom; insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılmasını temel alan “Transhümanizm” düşünce akımının ilk kadın teorisyeni olan ve insanlığın geleceğine ilişkin devrimsel nitelikte çalışmalarıyla tanınan Amerikalı düşünür, tasarımcı ve yazar Natasha Vita – More; IBM Türkiye, Ülke Teknolojileri Lideri ve IBM Teknoloji Akademisi Üyesi Kıvanç Uslu; Koç Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Profesörü Dr. Hakan Ürey ve tasarım ve inovasyon danışmanlığı firması GEDS’in kurucusu Gülay Özkan, Sabancı Üniversitesi tarafından Türkiye’nin ilk teknoloji ticarileştirme/akseleratör ve çekirdek fon şirketi olarak kurulan Inovent’in Genel Müdürü ve LES International Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Hızıroğlu üç günlük etkinlik boyunca teknoloji ve inovasyon dünyasındaki son yeniliklerden söz edecek isimler arasında yer alıyor.

YEKON İşbirliğinde Düzenlenen “Yaratıcılık ve İnovasyon” Paneli

alldesign 2015’te gerçekleştirilecek olan “Yaratıcılık ve İnovasyon” paneli ise, yaratıcı endüstrileri bir araya getirmek, disiplinlerarası işbirliğini teşvik etmek ve geliştirmek amacıyla hizmet veren Yaratıcı Endüstriler Konseyi Derneği YEKON işbirliğiyle, Reklamcılar Derneği Direktörü ve Sabancı Üniversitesi Program Direktörü Ayşegül Molu moderatörlüğünde düzenlenecek. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi, Yaratıcı Düşünme ve İnovasyon Derneği (YADİD) Yönetim Kurulu Asil Üyesi ve TED Türkiye Koordinatörü Umut Ekmekçi, Publicis Yorum Reklam Ajansı, Promat Matbaacılık ve Planet Film Stüdyoları’nın kurucularından olan, Somart Görsel ve Endüstriyel Tasarım şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yaşar Somuncuoğlu, Koç Holding’in teknoloji yatırım firması Inventram’ın Genel Müdürü Cem Soysal ve Güzel Sanatlar/Saatchi&Saatchi, MG Iniative, Content Media, Med Yapım Televizyon Yapımcılık, Ping, Coolshark, Netbook Media, Blab, Ideas Sports Marketing, Spark Stratejik Planlama şirketlerinin ortağı Yiğit Şardan ve Özyeğin Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölüm Başkanı Alpay Er, “Yaratıcılık ve İnovasyon” panelinin konuşmacılarını oluşturuyor.

“Girişim ve Yatırımcılık” Paneli

alldesign 2015’in “Yatırımcılık” başlığını taşıyan ve Galata İş Melekleri Derneği Direktörü Ayşe İnal moderatörlüğünde düzenlenecek olan ikinci panel oturumu ise Yemeksepeti.com CEO’su Nevzat Aydın, TBWA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Cem Topçuoğlu, Prisync Kurucu Ortağı Burç Tanır ve Ustaeli.com Kurucusu Tarık Sinan’ın katılımıyla gerçekleşecek.

Panel öncesinde gerçekleştirecek “Girişim Sohbeti” ise Duran Makina Sanayii, Duran Doğan Basım ve Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı, çağdaş sanat eserleri koleksiyoneri ve ArtON İstanbul’un kurucusu Oktay Duran; Girişim Fabrikası’nın kurucusu ve Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü İhsan Elgin ve İsviçre menşeli WIPO (Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu) bünyesinde Küresel Sorunlar Departmanı’nda İklim Değişikliği, Kamu Sağlığı, Gıda Güvenliği konularında çalışmalarını yürüten Yeşim Baykal gibi önemli konuşmacıları ağırlayacak.

Tasarım ve Teknoloji Dünyasının En Kapsamlı B2B Platformu

alldesign 2015, tasarım ve teknoloji dünyasının en kapsamlı B2B platformuna ev sahipliği yapacak. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Ford ana sponsorluğunda gerçekleşecek olan 3 günlük etkinlik süresince, WIPO, Galata İş Melekleri, Girişim Fabrikası, Inovent, Inventram, YEKON, ETMK, SUNUM başta olma üzere Türkiye’nin önde gelen teknoloji kurumları ve tasarım markaları alldesign’15 B2B Networking etkinliğinde bir araya gelecek.

Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı

7500 metrekarelik alanda gerçekleşecek olan alldesign 2015, Uluslararası Tasarım Konferansı’nın yanı sıra Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı’na da ev sahipliği yapacak. Odağında tasarım ve teknoloji olan tüm firmaları aynı çatı altında sektörle ve tasarım meraklılarıyla buluşturan alldesign Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı’nda tasarım ve teknoloji dünyasındaki en son yenilikler kullanıcılarına ulaşacak, katılımcılar yeni iş birliktelikleri kuracak.

Geçtiğimiz yıllarda çok sayıda katılımcı firmayı ve ziyaretçiyi ağırlayan fuar, bu yıl da ziyaretçilerine farklı sektörlerden tasarım ve teknoloji odaklı zengin bir ürün yelpazesi sunacak. Tasarımın ve teknolojinin Türkiye’deki ilk sektörel platformu olan fuar;

İç mimarlık ve dekorasyon firmaları, Obje tasarımcıları ve üreticileri, Mimari proje ofisleri, Dijital tasarım firmaları, Nanoteknoloji firmaları, Bilgi telekomünikasyon firmaları, Robotik firmaları, Yapay zeka teknoloji firmaları, Reklam ajansları, Grafik tasarım ajansları, Tekstil ürünleri, Aydınlatma armatürü, Diğer aksesuarların tasarımcı ve üreticileri, STK’lar, Eğitim kurumları, Sektörel yayınları

ziyaretçilerle buluşturacak.

Unutmayın, "alldesign Yaratıcı Endüstriler ve Gelişen Teknolojiler Fuarı & Uluslararası Tasarım Konferansları"19-21 Şubat 2015 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. alldesign ücretli olup biletleri TixBox’ta satışa sunuluyor. 

alldesign 2015 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.alldesignistanbul.com web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi yolu tasarımdan ve teknolojiden geçen okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

21 Ocak 2015 Çarşamba

Girişimciler, "Yeni Başlayanlar İçin E-Ticaret" Kitabını Okudunuz mu?

Dünyada ve Türkiye'de her yıl düzenli olarak büyümeye devam eden e-ticaret ekosistemi, süphesiz ki şu an cazip bir mecra durumunda. Hem bireysel, hem kurumsal anlamda sayısız girişimcilik teşebbüsü ve düşüncesi mevcut.

Ancak her girişimcilik çabası girişime dönüşmüyor ya da her girişim başarılı olamıyor. Bunda en önemli sebeplerden birisi, e-ticaretle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadan, yeterli etüd ve fizibilite çalışmasına girmeden sadece "iyi bir fikir" veya "sermaye" temelinden yola çıkmak oluyor.

E-Ticaret konusunda İnternette sayısız Türkçe kaynağa ulaşmak mümkün. Ancak yola henüz çıkmış olanların bu devasa bilgi yığının içerisinde işlerine yarayan bilgiyi ayrıştırması zor ve zahmetli bir süreç. E-Ticaretle ilgili yalın ve anlaşılır e-kitap sayısı ise yok denecek kadar az şu an. "Yeni Başlayanlar İçin E-Ticaret", bu eksikliği doldurmak adına İnternet girişimciliği temelli bir e-ticaret başlangıç kılavuzu olarak Ümit Büyükyıldırım tarafından hazırlanmıştı. Büyük beğeni gören "Yeni Başlayanlar İçin E-Ticaret" kitabı artık yazılı basını ile okuyucularını bekliyor.

E-Ticaret ekosistemi içerisindeki önemli kişilerden de destek ve olumlu tepkiler alan kitap, geçtiğimiz günlerde ekosistem içerisinde ücretsiz olarak dağıtılmak üzere sınırlı sayıda basılı olarak da çıktı.

Basılı yayınını okuyabileceğiniz "Yeni Başlayanlar İçin E-Ticaret" isimli kitabın içeriği e-ticaret ile ilgili önemli konulardan oluşuyor. İşte kitabın içeriği;

1.E-Ticarete GirişE-Ticaret Nedir?E-Ticaretin AvantajlarıE-Ticaretin DezavantajlarıKüresel E-TicaretTürkiye'de E-TicaretE-Ticaret İş Modelleri2.E-Ticarete Hazırlıkİş Planı HazırlamaGirişimcilik ve Yatırımcı Süreçleri3.Teknik AltyapıHazır E-Ticaret PaketleriE-Ticaret sitesi yazılımı ve hostingERP & CRME-Ticarette Güvenlik Ödeme Sistemleri4.OperasyonTedarik Zinciri YönetimiÜrün YönetimiLojistik ve DepolamaSevkiyat ve Kargolama5.PazarlamaMarka YönetimiSEM & SEOFacebook PazarlamaE-Posta PazarlamaDiğer Dijital Pazarlama Kanalları6.E-Ticaret HukukuTürkiye'de e-ticaretin hukuki tarihçesiE-Ticareti düzenleyen kanun ve uygulamalar

"Yeni Başlayanlar İçin E-Ticaret" isimli kitap hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.umityildirim.com web adresini ziyaret edebilir. Kitabın dijital versiyonuna ise ücretsiz olarak buradan ulaşabilirsiniz.

Haberimizi E-Ticaret sektöründe faaliyet gösteren veya bu sektöre yeni adım atmak isteyen girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

20 Ocak 2015 Salı

ABD'li Mühendislik Firması Dünyanın İlk 3D Otomobilini Fuarda Üretti!

İflastan kurtulan otomotivin başkenti Detroit’te düzenlenen yılın ilk şovunda otomotiv sanayi için devrim niteliğinde bir gelişme yaşandı. 3 boyutlu (3D) yazıcıların geleceğimizi oluşturmaya başladığı bugünlerde, Detroit fuarında bir ilke imza atılarak dünyanın hareket eden ilk otomobili yazıcıdan çıktı. Fuarda herkesin gözü önünde 3 boyutlu yazıcıyla bir otomobil üretildi ve daha sonra test edildi.

Bundan kısa bir süre önce ABD Başkanı Obama, 3 boyutlu yazıcı teknolojisinin geleceğin sanayi devrimini yaratacağını söylediğinde kimse bu teknolojinin bu kadar hızlı yol alacağını herhalde pek tahmin edememişti. Ama günümüzde artık bir çok nesne devrim diye nitelendirilen bu buluş ile üretilmeye başlandı. Uzay sanayii, tıp, endüstri mühendisliği derken otomotiv sektörü içinde küçük parça üretimi ile başlayan bu çılgınlık sonunda bir otomobilin üretilmesine kadar gitti.

Saatte 44 Parça

Daha önce birkaç prototipi üretilen ve teknoloji fuarlarında sergilenen ‘Strati’ isimli aracın satışa sunulacak versiyonu ilk kez bir otomobil fuarında hem de herkesin gözü önünde üreten ABD’li Local Motors adlı mühendislik firması, aracın motoru, elektrik aksamı, kablo ve tekerleri dışındaki tüm ara parçaları ve kaportası 3D yazıcıdan çıktı. Bugün sıradan bir otomobilin yaklaşık 5-6 bin mekanik ve statik parçası bulunuyor. Strati isimli araçta ise bu iş sadece 49 parçaya kadar indirilmiş. Bunların 44 adedi ise 3 boyutlu yazıcıdan çıkıyor. Tasarım aşamasının ardından tek tek bütün parçalarının 3D baskı makinelerinden basılması ise sadece 44 saat sürüyor. Yani 44 saatte 44 parça… Detroit fuarının açılmasının bir gün öncesinde başlayan üretim şirketin toplantı saatine kadar tamamlandı.

Fiyatı 25 Bin Dolar

Aracın üretiminde ‘Lego’ oyuncaklarda da kullanılan termpoplastik malzeme kullanılıyor. Bu malzemeye karbonfiber de takviye ediliyor. Yaklaşık 550 kilogram ağırlığındaki bu hafif araç elektrikli motoruyla yaklaşık 65 km hıza ulaşabiliyor ve tek şarjla 193 km yol alıyor. Local Motors yetkilileri araçlarının otomobil üretim teknolojisinde bir öncü olacağını söylerken, 25 bin dolara 2015 yılında internet üzerinden satışa sunulması beklenen Strati’nin 2016 itibariyle herkese hitap edebilecek rakamlara çekileceğini belirtiyor.

Gelecekte Her Eve Girecek

3 boyutlu bir yazıcı; basitçe tasarım yazılımında hazırlanmış bir çizimin, yığma tekniği ve ısıyla şekillendirilebilecek bir materyal kullanılarak elle tutulur ve hatta çalışır hale gelmiş çıktısını üretir. Yani teorik olarak bir ürünün çizimini elektronik postayla alıp, yazıcınıza yükleyerek evinizde üretmeniz mümkün. 3D yazıcıların geleceği oldukça parlak görünüyor, zira şu an neredeyse bilgisayar olan her evde bulunan 2 boyutlu (2D) yazıcı gibi 3D yazıcılar da gelecekte her evde olacak. Bir ürünü almak istediğiniz zaman sadece o ürünün data dosyasına para vereceksiniz ve evinizde istediğiniz ürünü kendiniz yazdırıp kullanabileceksiniz. Tabi bu teknolojinin tam anlamıyla hayatımıza girmesi yani otomobil veya benzeri ürünleri üretmeniz için biraz daha beklemeniz gerekiyor.

Hürriyet kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

19 Ocak 2015 Pazartesi

Türkiye'ye Tersine İşgücü Göçü Giderek Hızlanıyor!

Türkiye’de 1960’larda Avrupa’ya, 2000’lerin başında da Irak ve Orta Asya’ya doğru yoğun olarak gözlenen işgücü göçünün yavaşlamasına paralel tersine göç hızlanıyor. Yurtdışında yaşayıp Türkiye’de iş arayan Türklerin sayısı geçen yıl, 2013’e göre yüzde 35 arttı. Çalışmak için Türkiye’yi seçenlerin üçte birini gençler oluşturuyor.

İnsan kaynakları sitesi Eleman. net’in yurtdışında yaşayan 20 bin 600 üyesi üzerinden gerçekleştirdiği araştırmaya göre, adayların Türkiye’deki iş alanlarına başvuruları yüzde 35’e varan oranda arttı. 2013’te yapılan 156 bin ilan başvurusu, 2014’te 210 bin rakamına ulaştı. Başvurular, ağırlıklı olarak ABD ve Avrupa ülkelerinden yapılıyor.

En çok başvurunun yapıldığı ülkeler arasında;

% 15.1 ile Almanya birinci, % 8.4 ile ABD ikinci,% 8.2 ile Azerbaycan üçüncü,% 7 ile Fransa dördüncü, % 5.2 ile Hollanda beşinci

sırada yer alıyor.

Yurtdışındaki gurbet hayatını sonlandırarak Türkiye’de yaşamak isteyenler, iş hayatı için öncelikli olarak büyük şehirleri tercih ediyor. En çok başvuru yapılan iller arasında İstanbul yüzde 50’yi aşan bir oranla pastadan en büyük payı alıyor. İstanbul’u yüzde 8.9 ile Ankara, yüzde 8.6 ile İzmir izliyor.

Yurtdışında yaşayan Türklerin Türkiye’de çalışmak için en çok başvuru yapılan sektörlerin başında turizm, eğitim, bilişim, inşaat ve tekstil yer alıyor. Yüzde 62’si erkek olan adayların üçte birinin 25-29 yaş aralığında yani çalışma hayatına yeni adım atanlar olduğu dikkat çekiyor. 40 yaş ve üstü ise yüzde 15’te kalıyor. Adayların yüzde 36’sı üniversite, yüzde 29’u lise mezunu olduğunu belirtiyor.

‘Türkiye’nin Ekonomik Performansıyla Bağlantılı’

Eleman.net Murahhas Üyesi Savaş Ünsal, yurtdışında yaşayan Türklerin, Türkiye’de iş aramayı hızlandırmalarını, ülkenin son yıllarda gösterdiği ekonomik performansa bağladı. Ünsal, araştırma sonuçlarıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Bu durumu, Türk vatandaşlarının Almanya’nın 1960’larda göç imkânı tanımasıyla başlayan ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya yayılan gurbet yolculuğu, tersine dönüyor diye okuyabiliriz. Türkiye’den yurtdışına iş amacıyla gidişlerde görülen yavaşlama, tersine göçü de beraberinde getiriyor. ABD’de tarım dışı istihdam verilerinin beklentinin altında gerçekleşmesi ve Avrupa’da istihdama yönelik oluşan karamsar tablo karşısında Türkiye önemli bir cazibe merkezi haline geliyor. Tersine göç, ağırlıklı olarak ABD ve Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye uzanıyor. Gidilen ülkeye uyum sağlayamama, Türkiye’deki iş imkânları ve altyapının iyi seviyede olması, yabancı bir ülkede yaşamanın verdiği yalnızlık hissi ve yeterli maddi birikime ulaşma tersine göçü tetikleyen diğer faktörler arasında yer alıyor.”

‘Gençler Kariyer Planı İçin Artık Burayı Seçiyor’

‘Gurbetçi’ kavramının 1960’larda Avrupa’ya işçi göçüyle oluştuğunu hatırlatan Ünsal, “Bu kavram giderek yerini tersine göçe bırakıyor. İş amaçlı olarak Türkiye’den yurtdışına gerçekleşen göçteki azalmaya paralel olarak yaşanan bu tersine göç trendi, Türkiye ekonomisine olan güvenin bir göstergesi diyebiliriz” diye konuştu.

Adayların 25-29 yaş aralığında yoğunlaşmasının, başvurularda özellikle büyükşehirlerin tercih edilmesinin yurtdışında yaşayan Türk gençlerinin, kariyer planlarını Türkiye’de gerçekleştirmek istediğinin göstergesi olduğunu belirten Ünsal, “Bu durum, ülkemizin son yıllarda yükselişte olan büyüme grafiği ve Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancı sermayeli firmaların adaylara sunduğu imkânların bir göstergesi” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

17 Ocak 2015 Cumartesi

Türk Şirket Ar-Ge Sayesinde Zararsız 3D Tarama Teknolojisi Üretti!

Üç boyutlu yazıcılar dünyayı değiştirmeye başladı. Yakın gelecekte süs eşyasından, otomobilinize kadar birçok ihtiyacınızı bu yazıcılardan çıkarabileceksiniz. Aynı zamanda kendi kopyanızı ya da sevdiklerinizin ufak bir figürünü üç boyutlu yazıcıdan basmak için müthiş bir adım atıldı.

Geçtiğimiz yıllarda örneğini sadece bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz üç boyutlu yazıcılar, yavaş yavaş tüketicilerin elinde yaygınlaşmaya başladı. İlk başta, endüstriyel anlamda kullanılan bu teknoloji, şimdi eğlenceden sağlığa kadar birçok konuda hayatımızı değiştiriyor.

Ancak, bu yazıcılarla bir ürünün kopyasını basmak için onun taranması gerekiyor. Ev kullanıcıları için oldukça karmaşık olan bu süreç, söz konusu insan vücudu ve sağlık olduğunda tehlikeli boyutlara ulaşabiliyordu. Tarayıcıların içerdiği radyoaktif maddeler insan sağlığını tehdit ediyordu. Yurtdışında da örnekleri görülen, üç boyutlu yazıcıyla kişilerin bire bir kopyası olan biblolar üreten firmaların en büyük sıkıntısı, kullanıcının sağlık sebepleri nedeniyle bu işlemden çekinmesiydi. Daha yeni yeni oluşan sektörün önünü tıkayan ve tüketicilerde korkuya sebep olan bu soruna çözüm Türk aklı çözüm oldu.

Türk Ar-Ge’si Tüketicilerin Korkularını Yendi

İkizin Teknoloji, Türk mühendis ekibiyle birlikte 2013 yılında bu soruna çözüm olmak için Ar-Ge çalışmalarını başlattı. Geçtiğimiz yıl meyvelerini alan şirket, insan sağlığına tamamen zararsız olan “tarayıcı kabini” adını verdikleri teknolojiyi geliştirdiler.

3 boyutlu tarama kabinini, ilk etapta hediye sektöründe kullanan firma, yakın gelecekte büyük atılımlar yapmak istiyor. İkizin Teknoloji, ülkemizde ilk kez yapılan bu teknolojiyle müşterilerinin birkaç saniye içerisinde detaylı taramasını gerçekleştiriyor.

Üç boyutlu yazıcılar, animasyon filmlerinde kullanılan teknolojinin bir benzeriyle baskı işlemini gerçekleştiriyor. Katman katman alınan görüntüyü işleyen üç boyutlu yazıcı, bir nesnenin iç katmanından dışına kadar her türlü ürünün kopyasını basabiliyor.

Türkiye Üç Boyutlu Tarama Teknolojisini İthal Etmeye Başlayacak

İkizin Teknoloji; Özdilek Park ve Forum İstanbul’da açtığı mağazalarıyla, tüketicilere kendilerinin ya da sevdiklerinin ikizi gibi duran biblolar basma olanağı sunuyor.

İkizin Teknoloji Genel Müdürü Birkan Şahi sektöre getirdikleri kolaylığı şu sözlerle anlattı: “Bir kişinin biblosunun üretilebilmesi için sadece hizmet verdiğimiz İkizin mağazalarını ziyaret etmeniz ve 3 boyutlu taramanızı birkaç saniye içinde gerçekleştirmeniz yeterli olacaktır. Ardından 3 boyutlu üretim süreci 3-7 gün gibi kısa sürede tamamlanmakta ve müşterilerimize ikiz bibloları teslim edilmektedir.”

Tüketiciler yerli Ar-Ge sonucu çıkan çözümü oldukça beğenmiş durumda. Yoğun ilgi sadece ülke içerisinde de sınırlı değil. 3 boyutlu tarama teknolojisi, diğer ülkelere ithal edilmek üzere. İlk talep Azerbaycan’dan gelmiş durumda. Şahi konuyla ilgili gelişmeleri şu sözleriyle ifade etti:

“3 boyutlu tarama ve baskı dünyasındaki Ar-Ge çalışmaları hızla devam etmektedir ve bu konuda çok farklı çözümler ile yakın geleceğimizin şekilleneceği de bir gerçektir. İkizin Teknoloji olarak biz de bu konudaki gelişimimizi devam ettirmekteyiz ve ülkemizin 3 boyutlu tarama teknolojisi alanında ithal yapabilen konuma gelmesi ile birlikte ülkemizin cari açığının kapanması konusunda katkıda bulunmuş olmaktan onur duyacağız.

İlk ithalatımızı kardeş ülke Azerbaycan’da Ekizin markasının oluşturulması ve İkizin konsepti ile teknolojisinin kullanılarak hizmet verilmeye başlamasıyla yapmış bulunmaktayız. Yakın tarihte de farklı ülkelerden birçok talep alarak 2015 yılına da umut verici gelişmeler ile girmiş olmaktan son derece mutluyuz.”

Üç Boyutlu Yazıcılarla Neler Yapabiliyor?

Günümüzde birçok teknoloji uzmanı, üç boyutlu yazıcıların son yılların en büyük buluşu olduğunu söylüyor. İlk başlarda, basit süs eşyaları ve görsel amaçla ürünlerin üretiminde kullanılan bu yazıcılar artık tıptan, otomotiv sektörüne kadar farklı konuda da hizmet veriyor.

Yapay kalp ve organ üretimi için test edilen üç boyutlu yazıcılarla, geçtiğimiz aylarda tamamen çalışan bir otomobil de basıldı. Özellikle yedek parça ya da ev eşyası üretimi konusunda üç boyutlu yazıcıların tüm sektörleri değiştireceği düşünülüyor. Bazı modacılar şimdiden bu konuda yatırıma başladı, üç boyutlu yazıcıların elinden çıkmış ilk konsept kıyafetler moda günlerinde tanıtılıyor.

Büyük oyuncak firmaları da bu teknolojide erkenden yer alıp, kullanıcılara kendi yazıcılarından basabilecekleri ürünler sunmaya başladılar bile.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

16 Ocak 2015 Cuma

Huzurlarınızda 2014'te Trend Olan Dijital Gelişmeler!

Dünyanın önde gelen kişisel ürün tavsiye, e-posta, sosyal ve mobil pazarlama çözüm sağlayıcılarından biri olan Avusturya merkezli Emarsys, 2014’te dünya genelinde dijital alanda öne çıkan trendleri açıkladı.

Konuyla ilgili bilgi veren Emarsys Türkiye Ülke Müdürü Murat Erdör, dijital dünyanın oldukça hareketli bir yıl geçirdiğini, artan online satışlarla birlikte gönderilen e-posta sayısının inanılmaz derece arttığını ve kaliteli içeriğin 2014’ün ön plana çıkan konularından birisi olduğunu vurguladı.

Erdör, 2014’te öne çıkan 10 dijital trendi şöyle sıraladı:

E-posta Pazarlamada Kişiselleştirme: Artan online satışla, gönderilen e-posta sayısı inanılmaz derece arttı. Herkese aynı mesajı gönderen firmaların satış anlamında fazla şansı yokken, kişiye özel e-posta gönderenlerin okunma ve geri dönüşüm oranları artmaya devam etti.Video Pazarlama: Haziran’da oynanan Dünya Kupası sırasında Youtube’da video izleme oranları rekor kırdı. Kullanıcıların altı saniyede kendisini ifade etmesini sağlayan video programı “Vine”, yılın en popüler ürünü oldu. Video hala çok popüler ve pazarlama kanalı olarak vazgeçilmezler arasında.Tavsiye Sistemleri: Web sayfasını ziyaret eden müşterileri binlerce ürün ile boğmadan en uygun ürünü sunup sitede daha fazla zaman geçirmesini sağlamak, Tavsiye Sistemleri sayesinde artık daha kolay hale geldi.Büyük Veri: Firmalar bugün birçok müşteri verisi topluyor ancak bilgi akışı çok hızlı ve değişken olduğu için veri analizinde zorlanıyor. Verilerin sağlıklı şekilde toplanması ve verimli şekilde analiz edilmesi, 2014’ün en önemli gündem maddelerinden biriydi.İçerik Pazarlaması: Her firma web sayfasının arama motorlarının ilk sayfasında çıkmasını ve fazlasıyla okunmasını istiyor ancak her gün birçok içeriğin yayınlanmasından dolayı bu çok zor hale geliyor. Bu nedenle kaliteli içerik, 2014’ün ön plana çıkan konularından birisi oldu.Mobil Pazarlama: Mobil cihazlarla her şeyi yapabildiğimiz günümüzde firmalar mobil uygulamalar aracılığıyla tüketicilerle daha fazla iletişim halinde kaldı. Mobil cihazlara uyumlu web sayfası ve e-posta içerikleri de bu yıl daha fazla önem kazanırken, mobilde yapılan hedefleme çalışmaları ön plana çıktı.Lokasyon Bazlı Pazarlama: Geçmişte reyting rekoru kıran “Biri Bizi Gözetliyor” yarışması, artık gerçek oldu. Firmalar mobil cihazlarla yapılan her işlemi takip ederek, özel fırsatlar sunmaya başlarken, iBeacon yılın ön plana çıkan yazılımı oldu.Sosyal Medya’yı Etkin Kullanma: Sosyal medya 2014’te de yoğun olarak kullanıldı. Dünya Kupasında Facebook’ta yapılan paylaşımların önceki dönemlere göre çok fazla arttığı görüldü. Dünya Kupası sponsoru olmamasına rağmen bazı markalar, Twitter’daki akıllı paylaşımları sayesinde sponsor olan diğer firmalardan çok daha fazla konuşuldu. Bu da sosyal medyayı etkin kullanmanın önemini ortaya çıkardı.Giyilebilir Teknoloji: Akıllı saatler, vücudun biyolojik ve fizyolojik bilgilerini anlık okuyan giysiler, güneş enerjisini depolayıp cep telefonu şarj eden kıyafetler... Firmalar artık günlük hayatta kullanılan ürünleri teknolojik olarak konumlandırmaya başladı ve bu daha bir başlangıç.Kullanıcı Dostu Tasarım: Rahatlıkla kullanılabilen kolay ve basit tasarım, yeni trend. Birçok web sayfası, insanı ön plana aldı ve rahatlıkla okunabilmek için altyapı değişikliklerini yaptı. Bu, web sayfalarına hangi cihazdan girilirse girilsin sıkıntı yaşanmadan okunabilmesini de sağladı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

15 Ocak 2015 Perşembe

Yerli Ürün Teşvikinde Üçüncü Adım: Sanayi İşbirliği Programı!

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kamu alımlarında yüzde 15 fiyat avantajı uygulanacak ürünleri belirlemesinden sonra, ikinci adım olarak Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi’nin ‘iş bitirme belgesi’ yerine geçmesi sağlandı. Üçüncü adım ise hazırlıklarına geçen yıl başlanan yönetmelikle atılacak.

Temmuz 2014’te görüşe sunulan Sanayi İşbirliği Programı (SİP) yönetmelik taslağıyla, 5 milyon liranın üzerinde ihale kazanan yabancılara yüzde 30 Türkiye’de üretilmiş ürün alma zorunluluğu getirilecek.

Türkiye’de, kamu teknolojik yatırımlarında yurtiçi üretimi artırmak ve cari açığa olumsuz etkisini gidermek amacıyla geliştirilen ‘Sanayi İşbirliği Programı’ hayata geçirilmeyi bekliyor. Kamu alımlarında uzun süredir tartışılan, Türkiye’de ihale kazanan yabancı katılımcının, ihale bedelinin belirli bir tutarını Türkiye’den alması ya da yine belirli bir miktar Türkiye’den başka ürünler alabilmesini içeren sanayi katılım sistemi, son aşamaya geldi. Kamu İhale Kanunu’nda düzenlemenin yapılmasının ardından, fiilen uygulamayı başlatacak ikincil mevzuat taslağı da hazırlandı. Ancak Temmuz ayında görüşe açılan taslak, o tarihten sonra bir türlü gündeme gelemedi. Yönetmeliğin çıkmasının ardından, idari kurumlar kendi iç işleyişlerini de tamamlama fırsatı bulacak ve uygulama fiilen yürürlüğe girebilecek.

‘Sanayi İşbirliği Programı’ adı verilen sistem, halen Savunma Sanayi’sinde uygulanan off-set ve benzeri programların tamamını bütün kamu alımlarına yayıyor ve zorunlu hale getiriyor.

Uygulamayla, en az 5 milyon dolar ve üzeri ihalelerde, en az yüzde 30 oranında çeşitli tedarik yollarıyla yerli katkı alınması zorunlu hale geliyor. Sistemi başta gelişmişler olmak üzere çok sayıda ülke uyguluyor ve bazı ihalelerde yerli katkı, yerli alım zorunluluğu yüzde 100’e kadar çıkabiliyor.

100 Milyonun Üstünde Son Söz Başbakanlık’ta

Hazırlanan taslağa göre, Sanayi İşbirliği Programı uygulaması, ihaleyi yapan kurum-kuruluş bünyesinde takip edilecek.

İhalelerde SİP uygulanacaksa kurum bünyesinde Sanayi İşbirliği Birimi kurulacak. İhale sürecinde de seçilecek şirketi ve yerli katkıyı belirlemek dahil sanayi işbirliği programı uygulamasında etkili olacak Sanayi Geliştirme Komisyonu olacak. Taslağa göre, 100 milyon dolar ve üzerindeki stratejik alımlarda Başbakanlığa bağlı bir mekanizmayla Sanayi İşbirliği Programı yürütülecek.

Yabancı Yatırımcılar 4 Modelden Birini Seçecek

Uygulamaya ilişkin hazırlanan ve görüşe açılan taslağa göre; kapsama giren ve ihaleyi kazanan yabancı istekli bu işlemi, doğrudan kendisi Türkiye’ye yatırım yaparak, yerli ortakla yeni yatırım, ortak girişim ya da Türkiye’de faaliyette olan bir kuruluştan alım olmak üzere 4 ayrı modelle yerine getirebilecek. ‘Yenilik, yerlileşme ve teknoloji transferini sağlamaya yönelik mal ve hizmet alım ihalelerinde Sanayi İşbirliği Programı uygulamaları’ yapılması zorunlu olacak.

İhaleyi yapan her bir kuruluş komisyon kurarak ve gerekli görmesi halinde programa yönelik kendi iç mevzuatını uygulayarak işlemlerini yürütecek. İhalelerde sanayi işbirliği katılım oranları da bir kriter haline getirilebilecek. Kapsama giren mal ve hizmet alımlarında tedarik sözleşmelerine ek olarak SİP sözleşmesi imzalanacak.

Dünya kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

14 Ocak 2015 Çarşamba

Kadın Yönetici Sayısında Dünya Sıralamasında İkinciyiz!

"2014 Küresel Cinsiyet Uçurumu" raporuna göre Türkiye, kadın yönetici sayısında dünya sıralamasında Norveç'ten sonra ikinci sırada yer aldı.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) "İş Hayatında ve Yönetimde Kadın" başlığı altındaki "2014 Küresel Cinsiyet Uçurumu" raporunu yayımladı.

Raporda, kadınların hala üst düzey yöneticilikte yeteri kadar temsil edilmediği ancak 108 ülkeden gelen veriler doğrultusunda 80 ülkede üst düzey kadın yönetici ve müdürlerin sayısında artış olduğu ifade edildi.

ILO'nun İşveren Faaliyetlerinden Sorumlu Müdürü Deborah France Massin, kadınların üst düzey yöneticilik ve müdürlük pozisyonlarında temsil edilme oranında son 20 yılda artış kaydedildiğini ifade etti ve sözlerini şöyle devam ettirdi: "Kadınların üst düzey karar mekanizmalarında yer alması iş performansını artırıyor. Fakat iş hayatında, özellikle de üst düzey pozisyonlarda, cinsiyet ayrımcılığını aşmamız için önümüzde maalesef uzun bir yol var."

Raporda, dünyanın en büyük şirketlerinin üst yöneticilerinin sadece yüzde 5'inin kadın olduğu ve küresel cinsiyet eşitsizliğindeki uçurumun 81 yılda kapanabileceği kaydedildi.

Norveç, yüzde 13,3 ile yönetim kurulu başkanı kadın olan ülkelerin başında gelirken Türkiye, yüzde 11,1 ile ikinci sırada yer aldı. Raporda ayrıca 19 ülkede yönetim kurulu başkanı kadın olan tek bir şirket bile olmadığına dikkat çekildi.

Kadın müdürlerin en çok olduğu ülkeler sıralamasında ise; Jamaika yüzde 59,3 ile listenin başında yer alırken, Yemen yüzde 2,1 ile sonuncu oldu. Bu listede; ABD 15, Rusya 25, İngiltere 41 ve Türkiye ise 94. sırada yer alıyor.

TRT Haber kaynaklı haberimizi kadın girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

13 Ocak 2015 Salı

Giyilebilir Teknolojiler Daha da Küçülmeye Devam Ediyor!

Giyilebilir teknolojiler küçülmeye devam ediyor. Intel’in geçen hafta tanıttığı ‘Curie’ adındaki modül, giyilebilir cihazları kol düğmesi boyutuna kadar küçültüyor.      

Nabız ölçen kulaklık ve yeni nesil akıllı bileklik gibi giyilebilir teknolojiler konusundaki iddiasını arttıran Intel, şimdi de akıllı düğmeyle sahneye çıktı. Las Vegas’ta düzenlenen dünyanın en büyük teknoloji fuarı Consumer Electronic Show 2015 (CES) fuarında ‘Curie’ adındaki yeni nesil modülü tanıtan şirket, bunun giyilebilir teknolojilere nasıl entegre edilebileceğini anlattı.

Paylaşılan bilgilere göre Curie, şu ana kadar geliştirilmiş en küçük modüllerden biri. Düşük enerji tüketimiyle dikkat çeken yeni modül üzerine hareket sensörü, adım sayar ve GPS gibi farklı özellik entegre edilebiliyor. Bu sayede ise Curie ile birçok farklı giyilebilir teknoloji geliştirebilmek mümkün. Bunların içerisinde akıllı yüzük, akıllı çanta veya akıllı gözlük gibi birçok farklı ürün bulunuyor. Intel’in sahnede tanıttığı akıllı düğme de bunlardan biri. Curie, amaca bağlı olarak kullanıcıların adım sayısını ve yakılan kalori miktarını ölçebiliyor.

Engelleri Kaldırıyor

Bluetooth ile akıllı telefonlara ve tabletlere aktarılabilen bu verilerle kullanıcılar günlük aktivitelerini takip edebiliyor. Birçok insanın muhteşem fikirler üretmeye başladığını ifade eden Intel Yeni Teknolojiler Başkanı Mike Bell: “Yeni cihazların geliştirilebilmesi için birçok engel var. Bunlardan biri de modüllerin büyüklüğü” şeklinde konuştu.

Helikoptere Dönüşen Bileklik

Intel’in etkinliğinde ‘drone’ olarak bilinen insansız hava araçlarının çok farklı bir modeli tanıtıldı. Bir bileklik gibi bileğe takılabilen ‘Nixie’ adındaki drone, uçuşa hazır bir şekilde bekliyor. Kullanıcıların kilidini çözmesi durumunda havalanan bu cihaz, üzerindeki kamera ile çekim yaparak geri dönüyor. Geliştiricileri Jelena Jovanovic ve Christoph Kohstall’ın sahneye çıkarak uçurduğu Nixie, CES 2015’in en çok dikkat çeken sahneleri arasında yer aldı. Nixie, aynı zamanda Intel’in giyilebilir teknoloji yarışması ‘Make It Wearable’ı kazanmıştı.

Vücut Diliyle Anlaşan Robot

Geçtiğimiz yılın sonunda ilk kez Japonya’da geliştirdiği robotu tanıtan Toshiba, CES 2015’e bu robotla katıldı. ‘Aiko Chihira’ adındaki robot, işaret diliyle iletişim kuruyor. Bir insan gibi mimiklere sahip olan robot, Japonca konuşulanları anlıyor ve bu konuşmaları işaret diline çeviriyor. Robotun 2020 yılında satışa çıkması bekleniyor.

Batarya İçin Dev Fabrika

Elektrikli otomobill üreticisi Tesla ile Japon teknoloji şirketi Panasonic, dev bir batarya fabrikası kuracaklarını açıkladı. Kuzey Nevada’da kurulacak fabrika, özellikle otomobil bataryaları üzerine yoğunlaşacak.

Sanal Gözlüğe Çizgi Film Tarzı

Samsung’un ilk kez geçtiğimiz yıl Berlin’de düzenlenen IFA fuarında tanıttığı sanal gerçeklik gözlüğü Gear VR, Las Vegas’taki yerini aldı. Markaların kendilerine göre tasarladığı Gear VR, ziyaretçilerin yoğun ilgisini gördü. Karikatürleriyle ünlü Marvel ile anlaşan Samsung, Marvel karakterlerinin yer aldığı Gear VR başlıklarını ilk kez görücüye çıkardı.

Harekete Duyarlı Drone, Şov Yaptı

Intel’in etkinliğinde sahneye çıkan ‘AscTec Firefly’ adındaki drone, üzerinde bulunan ‘RealSense’ kameralar sayesinde etrafındaki her şeyi algılayabiliyor. Bu sayede drone hiçbir yere çarpmadan uçabiliyor.

Çamaşır Makinesine Çift Yıkama Özelliği

LG’nin fuarda tanıttığı ‘Twin Wash System’, çamaşır yıkayanların işini kolaylaştıracak. Tek makinede iki farklı yıkama haznesi olan model, aynı anda farklı çamaşırları yıkayabiliyor.

Cep Telefonu İnceliğinde TV

Sony fuarda tanıttığı yeni televizyon modeliyle dikkat çekti. 11 yeni ‘Bravia TV’ modeli tanıtan şirket, ‘Dünyanın En İnce Televizyon Serisi’ olarak adlandırdığı X9000C’yi de CES 2015’te görücüye çıkardı. 55 inç ile 75 inç arası ekran büyüklüklerine sahip modellerin inceliği ise 4.9 mm.

Hürriyet kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

11 Ocak 2015 Pazar

60 Milyar Dolar İhracat Potansiyelli Hazır Giyim Sektörüne Tasarım Desteği!

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği; Türkiye’de tasarım ve inovasyon kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla, Ekonomi Bakanlığı tarafından yayınlanan “Tasarım Desteği” tebliğinin hazır giyim ve konfeksiyon sektörüne büyük bir ivme kazandıracağını açıkladı.

Tebliğ kapsamında; tasarımcı şirketler/tasarım ofisleri ve işbirliği kuruluşlarının gerçekleştireceği tanıtım, reklam, pazarlama, istihdam, danışmanlık harcamaları, yurt dışında açacakları birimlere ilişkin giderleri ile şirketlerin yurtdışı pazarlara yönelik yüksek katma değerli ürün geliştirmek amacıyla yürütecekleri tasarım ve ürün geliştirme projelerine ilişkin giderlerinin yüzde 50’si “Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu” tarafından karşılanacak.

Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kızılgüneşler konuyla ilgili yaptığı açıklamada, bugüne kadar reel anlamda uygulanabilir ve sektörün tasarım ihtiyacını ivmelendirecek çok önemli bir destek düzenlemesinin çıktığını vurgulayarak:

“Söz konusu tebliğ, Türkiye’de tasarım ve inovasyon kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması amacıyla düzenlendi. Belirli şartlar yerine getirildiği takdirde şirketler, yurtdışı pazarlara yönelik yüksek katma değerli ürün geliştirmek için yürütecekleri tasarım ve ürün geliştirme projelerine ilişkin giderleri için artık yüzde 50 oranında destek alabilecekler. Bu değerli çalışmanın ortaya çıkmasında emeği geçen başta Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci olmak üzere, Sayın Bakan Yardımcımız Adnan Yıldırım ve Bakanlık çalışanlarına EHKİB olarak teşekkürlerimizi bir borç bilirim.” şeklinde konuştu.

Yapılan düzenlemenin tasarım ve inovasyon konusunda önemli artışlar sağlayacağına da dikkat çeken Kızılgüneşler sözlerine şöyle devam etti: “Yıllık 10 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası veren, en fazla katma değer sağlayan sektörlerin başında gelen hazır giyim sektörümüzün bu yönünü daha da ön plana çıkararak sadece üretimde değil tasarım ve koleksiyon hazırlama alanında da dünyada söz sahibi olmasının yolu açılacak. Bu tebliğ sayesinde firmalarımızın kuracakları tasarım ofislerindeki tasarımcı maaşlarından ekipman gerekliliklerine, dijital ihtiyaçlarına kadar tüm masrafları desteklenebilecek. Tasarımcıların yaptığı yurtdışı seyahat masraflarının yüzde 50’si de yine destek kapsamında. Böylece birçok firmamız Avrupa’ya koleksiyon satar hale gelecek. 2023 yılı için sektörün belirlediği 60 milyar dolar ihracat hedefine bu tebliğin yaratacağı sinerji ile ulaşmak mümkün olacak.”

Sadece hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe değil tasarım ve inovasyona önem veren tüm sektörlerdeki firmalara önemli avantajlar sağlayacak düzenlemeyle ilgili olarak Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB)’nin bir dizi toplantı ile sektöre alabilecekleri destekleri tanıtmayı planladıkları bilgisini veren EHKİB Başkanı Emre Kızılgüneşler, oldukça kapsamlı bir tebliğ çıkarıldığını, bu adımın Türkiye’deki inovasyon bilincini hareketlendireceğini ve tekstil ve konfeksiyon sektörlerindeki tasarım standartlarını yükselteceğini öngördüğünü bildirdi.

Emre Kızılgüneşler: “EHKİB olarak ‘Tasarım Desteği’ tebliğini, ihracat ve kalkınma hedeflerine ulaşmamız yönünde önemli bir adım olarak görüyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.

“Tasarım Desteği” tebliği hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.ekonomi.gov.tr web adresini ve Ekonomi Bakanlığı’nın diğer desteklerinden haberdar olmak için de www.ekonomi.gov.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

9 Ocak 2015 Cuma

Melek Yatırımcılıkla İlgili Aklınıza Gelen Tüm Sorular Bu Haberimizde!

Melek Yatırımcı, henüz yolun başında olan iş fırsatlarına ve start-up girişimlere yatırım yapan, işletmelerin büyümeleri veya gelişmeleri için sermaye sağlayan kişilerdir. Peki Türkiye'de "Melek Yatırımcılık" ve "Melek Yatırım Felsefesi" yeterince biliniyor mu? İşte Melek Yatırımcılık ile ilgili akıllara takılan sorular..

1 - Melek Yatırımcı Kimdir?

Melek yatırımcılar büyüme potansiyeli yüksek olan girişimlere azınlık hisse (maks. 50%) alarak ortak olan ve 2 ile 7 yıl arasında hisselerini satarak girişimden ayrılmayı hedefleyen bireysel yatırımcılardır.

Türkiye’de melek yatırımcılar Hazine Müsteşarlığı tarafından belirli gereksinimleri karşılamaları durumunda lisanslanabilmekte. Bireysel Katılım Yatırımcısı Lisansı ile Hazine Müsteşarlığı tarafından belirtilmiş olan sektörlerde yatırım yapmaları durumunda vergi teşviğinden faydalanabilmekte.

2 - Melek Yatırımın Felsefesi Nedir?

Melek yatırım temelde adından da anlaşılacağı gibi içinde iyilik yapmayı barındıran bir yatırım türü. Melek yatırımcılar büyüme potansiyeli yüksek olan riskli projelere yatırım yaparlar ve belirli bir süre sonra girişime koyduklarının karşılığında sahip oldukları hisseleri satarak ayrılırlar.

3 - Kimler Melek Yatırımcı Olabilir?

Melek yatırım felsefesi doğrultusunda yatırım yapacak herkes melek yatırımcı olabilir. Melek yatırımcılar bireysel, grup ya da kurumsal olabilirler fakat önemli olan felsefe doğrultusunda yatırım yapmalarıdır.

4 - Neden Melek Yatırımcı Olunur?

Melek yatırımcı olmaya iten sebeplerin bazılarına Scott Shane’in Fool’s Gold kitabında yer vermiştir. Bunlardan bazıları;

İyilik yapmakPara kazanmakEğlenmek Başka firmaların bir parçası olabilmekYeni şeyler öğrenmek İş sahibi olmakGirişimcilik ekosistemine katkı sağlamakBir tanıdığının projesine katkı sağlamak

5 - Melek Yatırımcılar Girişimlere Neler Koyarlar?

Melek yatırımcılar girişimlere hayattan beklentilerini, bilgilerini, iş ağlarını ve sermayelerini koyuyorlar. Girişimlerin hızlı büyüyebilmesi için de onlara mentorluk ve danışmanlık yapıyorlar. Gelecek beklentilerini ve büyüme hedeflerini de aynı zamanda girişimlere veriyorlar.

6 - Melek Yatırımcıların Yatırımlara İlişkin Geri Dönüş Beklentileri Neler?

Melek yatırımcıların projelerden getiri beklentileri genel olarak projenin içinde yer aldığı sektöre ve de projenin aşamasına bağlı oluyor. Genel olarak geri dönüş beklentileri hisse başına değerin 3 ile 14 kat arasında artışı yönünde oluyor. Bu beklenti girişimlerin sahip olduğu risk potansiyelinden dolayı aynı zamanda sıfırlanabiliyor.

7 - Melek Yatırımcıların Girişimlerdeki Konumlanmaları Nasıl Olmakta?

Melek yatırım felsefesi içerisinde temelde yatırımcının şirket içerisinde yönetim kadrosunda yer almadığı görülüyor. Melek yatırımcı şirketin yönetimini büyük çoğunlukla girişimciye bırakıyor ve onun yeteneklerine güvenmesi gerekiyor.

8 - Melek Yatırımcılar Hangi Özelliklere Sahipler?

Melek yatırımcılar temelde yüksek varlık sahibi bireyler oluyor. Sahip oldukları varlıklar ile geleneksel finansal ürünlere yatırım yaparken diğer yandan da alternatif ve heyecanlı bir alanda yatırım yapmayı tercih ediyorlar.

Genel olarak iletişim yetenekleri gelişkin, sabırlı, uzun vadeyi planlayabilen, stratejik düşünebilen, iletişim ağı geniş olan, girişimciler için zaman ayırabilecek, heyecanlı, yenilikçi ve yeni şeyleri öğrenmeyi seven birisi olmalı.

9 - Melek Yatırımcılık İçin Ne Kadar Bütçe Ayırılmalı Ve Kaç Girişime Yatırım Yapılmalı?

Melek yatırımcılığa başlamak isteyenler özellikle ilk olarak yatırım için ayırdıkları bütçenin %5-10’u arasında bir tutarı girişimlere yatırmak üzere ayırmalılar.

Melek yatırım için ayrılan bütçenin minimumda 5-6 farklı şirkete yatırılmasında fayda var. Sonuç olarak her girişim/yatırım başarıyla sonuçlanmayabiliyor.

10 - Melek Yatırım Alan Girişimlerin Başarılı Olma Şansı Nedir?

Özellikle ABD’de yapılan yatırımların çoğu göstermiştir ki yaklaşık 10 işletmenin 8’i yatırım almaları sonrasında istenilen başarı düzeyine ulaşamamakta. Genel olarak da geri kalan girişimlerin yüksek oranda sağladıkları getiri başarıya ulaşmayı kolaylaştırmakta.

11 - Melek Yatırımcılar Girişimleri Değerlendirirken Nelere Dikkat Ediyor / Etmeli ?

Bir girişimin başarıya ulaşabilmesi için sahip olması gereken çeşitli nitelikler var. Girişimlerin potansiyelini ortaya koyan bu nitelikler genel olarak aşağıda yer alan başlıklar altında sorgulanıyor / sorgulanmalı.

Özgün bir proje mi?Katma değerli bir proje mi?İnovasyon tabanlı mı?Büyüme eğilimi yüksek mi?Sürdürülebilir mi?Ölçeklenebilir mi?Uluslararası pazarda gelişim şansı var mı?Satışa hazır mı?Bugünün şartlarında gerçekleştirilebilir mi? Pazarda talep görme potansiyeli var mı?Yeni projelerin ortaya çıkmasına katkı sağlar mı?

12 - Bireysel Katılım Sermayesi(BKS) Nedir?

BKS erken aşamada bulundukları için yüksek risk içeren işletme¬lerin finansal ihtiyaçlarını karşılamalarında kullanılan finansal bir araç. Bunun yanı sıra bu sermaye tipi piyasada belirli bir davranış kültürünün, etik kuralların hâkim kılınması ve profesyonelliğin artırılmasını sağlayarak girişimciler için güvenilir bir finansal araç olma özelliğini de taşıyor.

13 - BKS Sistemi Neyi Kapsamaktadır?

BKS sisteminin amacı Bireysel Katılım Yatırımcılarının lisanslanması ve de bu lisans aracılığı ile desteklenen sektörlerde yatırım yapılmasını sağlayarak bireylere kişisel gelir vergisi üzerinden teşvik sağlamak.

14 - Bireysel Katılım Yatırımcı Lisansı Nasıl Alınabilir?

İlk olarak BKY lisansı için gerekli koşulların sağlanıp sağlanmadığı kontrol ediliyor. Koşulların sağlanması durumunda akredite edilmiş BKY ağları aracılığıyla T.C. Hazine Müsteşarlığına başvurular gerçekleştirilebiliyor.

15 - Bireysel Katılım Yatırımcısı (BKY) Lisansının Sağladığı Avantajlar Nelerdir?

Girişimcinin yanında olan bu sistem sayesinde güvenilir bir finansal ekosistem oluşturuluyor. BKS yatırımlarının devlet destekleri ile cazip hale getirilmesi, yatırımları arttırarak girişimlerin önünü açacak.

16 - Melek Yatırımcı ve Bireysel Katılım Yatırımcısı Arasındaki Fark Nedir?

Her iki kavram aynı anlama gelmekte. Girişim çevrelerinin melek yatırımcı olarak adlandırdığı kavram Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında çıkarılmış olan yönetmelikte ‘Bireysel Katılım Yatırımcısı’ olarak ifade edilmiş.

17 - BKY Lisansı Kim Tarafından Verilmektedir?

BKY lisansı temelde T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından verilmekte olup lisanslama süreci akredite edilmiş ağlar üzerinden yönetilmekte.

18 - BKY Lisansına Sahip Olmak için Gereken Özellikler Nelerdir?

BKY Lisansına sahip olmak için T.C. Hazine Müsteşarlığı’nın Bireysel Katılım Sermayesi Hakkında çıkardığı yönetmelikte belirtilen kriterlere uygun olunması aranıyor. Bu kriterler temel olarak iki başlık altında toplanmakta.

Yüksek gelir veya servete sahip olmak Tecrübeli olmak Yıllık gayrisafi geliri 200 bin ve üzerinde veya Kişisel servetinin toplam değeri 1 milyon liranın üzerinde olan yatırımcılarBanka ve finansal kuruluşlarda, Yüksek cirolu şirketlerde,Yurtiçi kuluçka merkezlerinde yönetici olarak iş tecrübesine sahip ve BKY ağı üyesi olan yatırımcılar19 - BKY Lisansı Süresi Ne Kadardır?

Lisans süresi 5 yıl. Bu sürenin bitiminde yeniden talep edilirse lisans yenilenebiliyor. Bunun için kriterlerin sağlanıp sağlanmadığına tekrar bakılıyor.

20 - BKY Lisansı için Herhangi Bir Ücret Ödenmekte Midir?

Hayır. Ancak akredite ağlar belirli miktarda ücret talep edebiliyor.

21 - BKY Lisansının Uluslararası Geçerliliği Var Mıdır?

Bireysel katılım yatırımcısı lisansı yalnızca Türkiye’de geçerli.

Melek Yatırımcılık hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz ülkemizdeki melek yatırım ağlarından birisi olan Melek Yatırım Platformu'nun web adresini (www.melekyatirimplatformu.com) ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca BKS hakkında detaylı bilgi için Hazine Müsteşarlığı'nın ilgili sayfalarını muhakkak incelemelisiniz.

Melek Yatirim Platformu kaynaklı haberimizi girişimcilerimiz ve potansiyel yatırımcı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

8 Ocak 2015 Perşembe

Huzurlarınızda 15 Garip Teknoloji Şirketi ve İsimlerinin Hikayeleri

Apple, Twitter, Google, Yandex ve diğerleri... Huzurlarınızda ilk duyduğumuzda kulağa garip gelen 15 teknoloji şirketinin isimleri ve hikayeleri!

Twitter

Twitter'ın çalışma adı, "Status"du. Ancak şirketin kurucuları, daha iyi bir sözcük aramak için sözlüğe bakmaya koyuldular. Dorsey, konuyu Los Angeles Times'a şöyle açıklamış:

"Arkadaşınızın cebini titrettiği hissini yakalamaya çalıştık. Tüm dünyayı titretmek gibi... Dolayısıyla bir isim-fırtınası gerçekleştirdik ve 'twitch' (Türkçe karşılığı; seğirmek, kıpırtı) kelimesini bulduk. Ancak 'twitch' iyi bir ürün adı değildi, çünkü doğru görüntüyü akla getirmiyordu... Benzer sözcükleri bulmak için sözlüğe bakmaya devam ettik ve 'twitter'ı bulduk. Bu kelime tam aradığımızdı. Tanımı ise 'önemsiz bilgilerin kısa bir patlaması' ve 'kuşun cıvıldama sesi' idi."

Apple

Apple ortak kurucusu Steve Wozniak'a göre Steve Jobs; Palo Alto ve Los Altos arasındaki Highway 85 üzerinde sürüş yaparken "Apple Computers" ismini keşfetti.

Wozniak, olayı şöyle anlatıyor: "Jobs 'Harika bir isim buldum: Apple Computers' dedi. Belki elma ağaçlarında çalışmıştı. Sormadım bile. Belki onun için başka bir anlamı vardı. Belki de fikri, Apple Records ile ilgiliydi. Birçok teknik insan gibi o da müzikle ilgiliydi."

Google

Sergey Brin ve Larry Page, arama motoruna ilk sürümünde "Back Rub" adını vermişlerdi. Şirketin adını, sonradan matematiksel terim "googol"u (10 üzeri 100'e eşittir) temel alan "Google" ile değiştirdiler. Brin ve Page'in bu ismi tercih etmesindeki neden, arama motorunun çok güçlü olmasıydı.

Skype

Projenin ilk adı olan "Sky peer to peer" ("Gökyüzünde eşten eşe") zaman içinde "Skype"a dönüştü. İlk başta "Skyper"a dönüştürülen isimdeki "r" harfi, domain adı kısıtlamaları nedeniyle çıkartıldı.

Zynga

"Zynga" adı size bir hayvan ismi gibi geliyorsa, bu konuda yanılmıyorsunuz. Mark Pincus’un şirketi Zynga, adını buldok köpeğinin adı "Zinga"dan almıştı.

Yahoo

Jerry Yang ve David Filo, şirketlerini 1994'te "Jerry's Guide to the World Wide Web" olarak adlandırmışlardı. Yeni isim ise "Yet Another Hierarchical Officious Oracle"ın bir kısaltmasıydı. Yahoo'nun sözlük anlamı ise "kaba", "gelişmemiş" ve "görgüsüz".

Pandora

Pandora, bir Yunan tanrıçasının adıydı. Pandora, Yunanca'da "kabiliyetli" anlamına geliyor.

GoDaddy

Bob Parsons, GoDaddy'yi 1997'de Jomax Technologies adıyla kurmuştu. İki sene sonra daha akılda kalır bir isim arayışına giren şirket, bir beyin fırtınası oturumu düzenledi. Buradan "Big Daddy" ismi çıktı, ancak domain adı alınmıştı. Fikir "GoDaddy" olarak değişti. Parsons, yeni ismi beğenmişti çünkü "GoDaddy" adı, insanların yüzünü güldürüyordu.

Hulu

Hulu CEO'su Jason Kilar, çok uzun bir isim listesi üzerinde çalıştıktan sonra Hulu adını bulduklarını söylüyor. Çincenin Mandarin lehçesinde kullanılan Hulu'nun iki anlamı bulunuyor: “sukabağı” ve “etkileşimli kayıt”.

Etsy

Robery Kalin, anlamsız bir kelimeyi markaya dönüştürebileceklerini hissetmişti. Yabancı filmleri seyreden Kalin, duyduklarını yazdı ve bunu firmanın adı haline getirdi. Etsy, İtalyancada "oh, evet"; latincede ise "ve eğer" anlamına geliyor.

Meebo

Şirketin kurucuları, iki heceli kelimeden oluşan, telaffuzu kolay, ancak bir anlamı olmayan bir kelime oluşturmak istemişlerdi. İçinde "m" harfi olursa, bu daha da iyiydi. Şirket blog'unda "Meebo"nun gizli bir kısaltma veya şaka olmadığı yazılı.

Bebo

Sosyal ağ Bebo, adını "blog early, blog often" ("erken blog'layın, sık blog'layın") cümlesinin kısaltmasından alıyor.

Zillow

Zillow, "Zillons" ve "Pillows" (katrilyonlar ve yastıklar) kelimlerinin bir araya getirilmiş hali. Zillow'a göre bu isim, sayısız veri noktasını herkesin erişimine açma arzusundan doğmuş.

Yandex

Rus arama motorunun adı hem bir kısaltma, hem de bir kelime oyunu. Wikipedia'ya göre isim, ilk başta "Yet Another iNDEXer"ın kısaltılmış haliydi. Rusça'da "?" kelimesi ('Ya'), İngilizcede şahıs zamiri "I"a karşılık geliyor. "?ndex" ise "index" üzerinde iki dilli bir kelime oyunu.

Yipit

Anlamlı her domain adının kapıldığını farkeden Yipit ortak kurucusu Vinicius Vacanti, kısa bir isim bulmak istediklerini ve sonunun 'it' ile bitmesini istediklerini söylüyor. "İnsanların 'Google it' dediklerini farkettik ve bir gün yeterince ünlü olursak, 'it' ismimizin bir parçası olduğundan bu, kullanıcılarımızın işini kolaylaştıracaktı."

Gazete Vatan kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.