29 Mayıs 2015 Cuma

En Güzel Android Uygulamaları

Uindir.com bir program indirme sitesinden çok daha fazlasıdır. Pc programlarından, Mobil uygulamalara her çeşit programı web sitemizde bulabilir, ekran görüntülerine bakabilir, varsa videolarını izleyebilirsiniz. Her platform için ayrı bir alt sayfamız bulunmaktadır ve her platform kendi içerisinde kategorilere ayrılmıştır. Ayrıca arama motorumuzla da aranan programa çok daha kolay şekilde ulaşılabilmesi sağlanmaştır. Web site tasarımımız mobil ve tablet uyumludur. Bu şekilde sizlere en güzel şekilde hizmet verme arzusundayız. İşlevsel olarak sitemizin çok kullanışlı olması, kullanıcı dostu olmasına çok özen gösterdik. İlerleyen zamanda çok daha güzel şeyler yaparak Türkiye'nin en iyi program indirme sitesi olmayı hedefliyoruz.

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Türkiye Arıcılık Sektörü Dünya Zirvesini Hedefliyor!

Türkiye, yıllık 102 bin ton civarında bal üretimiyle dünyanın ikinci büyük bal üreticisi. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, "Bal üretiminde dünyada ilk sırada yer alan Çin'e kavanozla bal satıyoruz." açıklamasında bulundu.

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, bal üretiminde dünyada ilk sırada yer alan Çin'e bal sattıklarını belirterek, "Rakamsal değerler açısından Çin'in ardından ikinci sıradayız. Fakat coğrafi özelliklerimiz dikkate alındığında, aslında daha iyi durumda olan biziz. Beş yıl içinde üretimimizi iki katına çıkararak Türkiye'yi arıcılıkta zirveye oturtmak istiyoruz" dedi.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, yıllık 102 bin ton civarında bal üretimiyle dünyanın ikinci büyük bal üreticisi olduğunu söyledi. Arıcılıkta istikrarlı bir yükseliş yakaladıklarını aktaran Yılmaz, üreticilerin bilinçli ve kaliteli bir duruş sergilediğini, belirlenen standartlar çerçevesinde ürünlerini, güvenli bir şekilde tüketiciye sunduğunu kaydetti.

Yılmaz, kişi başına düşen yıllık bal tüketiminin 1 kilogramdan fazla olduğunu bildirerek, "Bu, insanımızın balı sofrasından eksik etmediği anlamına geliyor. Dolayısıyla 10 bin yıl öncesine uzanan arıcılık kültürümüzün geleceği çok parlak." diye konuştu.

"Dünyada bal üretiminde zirvede yer alan Çin'e kavanozla bal satıyoruz." diyen Yılmaz, "Çin, Türkiye'nin neredeyse 13 katı bir alana sahip ve arıcılıkta birinci sırada, biz de onu takip ediyoruz. Fakat, her sene ürettiğimiz 150 ton dolayında balı bu ülkeye pazarlıyoruz ve ülkemize ekonomik açıdan katkı sağlıyoruz. Coğrafi özelliklerimiz dikkate alındığında aslında daha iyi durumda olan biziz. Beş yıl içinde üretimimizi iki katına çıkararak, Türkiye'yi arıcılıkta zirveye ulaştırmak istiyoruz." ifadesini kullandı.

"Dünyadaki Arı Irklarının Yüzde 22'sinin Gen Merkeziyiz"

Yılmaz, propolis, arı sütü gibi ürünlerin de yerli ırklar sayesinde üretilebileceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu ürünlerde her ne kadar dışa bağımlı olsak da kendi üretimimizi yapabilecek potansiyelimiz var. Diğer ülkelere göre çok avantajlı konumdayız. Çünkü dünyadaki arı ırklarının yüzde 22'sinin gen merkeziyiz. Bal ve propolis taşıyan, arı sütünde verimi sağlayan, zorlu doğa koşullarına dayanıklı ırklarımız var. Üreticilerimizi ve tüketicileri alternatif ürünler konusunda bilinçlendirirsek, kendi üretimimizi yapabilecek duruma geliriz. Örneğin, her yıl 300 ton polen ithal ediyorduk, bu rakamı 140 tona kadar düşürdük. Yeterli üretim sağladığımızda ithalatı durduracağız. İnşallah, 2020 itibariyle tüm arı ürünlerinde ihtiyacımız olan üretim seviyesini yakalamayı kendimize hedef koyduk. Türkiye, dışa bağımlı olmadan, kendi insanına güvenilir ürünleri sunacak, dünya da bundan faydalanacak."

"En Büyük Tehlike, Tarım İlaçları ve Sahte Bal Piyasası"

Yılmaz, tarım ilaçları ve sahte bal piyasasının arıcılıkta ağır hasarlar oluşturduğunu, kararlılıkla bu konuların üzerine gidilmesi gerektiğini bildirdi. Bal diye glikoz satanlar ve bilinçsiz tarım ilacı kullananların arıcılık için en büyük tehdit olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu tür kişilerin hemen ticaretten men edilmesi gerektiğini kaydetti. Yılmaz, 57 bin profesyonel üyeyle 81 ilde aktif şekilde faaliyet gösterdiklerini aktararak, ürettikleri ürünleri kovandan sofraya kadar takip ettiklerini anlattı.

Tarım ilaçları kullanımı konusunda, bilgilendirme toplantıları yapılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, "Anadolu'da anızların yakılması neticesinde tozlaşmayı sağlayan böcek türleri yok oluyor. Arılar, polinasyonu en etkili şekilde sağlayan, verimin artmasına katkıda bulunan canlılardır. Arı olmazsa tarım olmaz, tarım olmayınca da insanların besin değerleri sıkıntıda demektir. Çiftçilerimiz bunun bilinciyle hareket etmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, arıcılıkta dünya markası olmak için devlet desteğinin kaçınılmaz olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Kovan başına ortalama 17 kilogram olan üretimimizi, ilk beş yıl içinde 40 kiloya çıkarmayı hedefledik. Bu rakamlara çıkmak için olumsuzluğa yol açan etkenlerle titizlikle mücadele edilmesi gerekiyor. Devlet de arıcılara olan desteğini sürdürerek sektörü teşvik etmeli. Özellikle büyük çoğunluğu gezginci olan arıcılarımızın nakliye yardımıyla desteklenmesine ihtiyacımız var. Tarım Bakanlığımızdan kaliteli damızlık talep ediyoruz. Sahip olduğumuz arı ırklarımız son derece önemli, arıcılıkla uğraşan Avrupa ülkeleri damızlık konusunda bizi tercih ediyor. Çünkü, en kaliteli ırklar bizde. Bu, Türkiye için çok önemli bir kazanım, bilim insanları da bu konuya özen göstermeli."

Haberimizi arıcılık sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

26 Mayıs 2015 Salı

Dijital Okuryazarlık Eğitimi İle 300 Bin Kişi Yazılımcı Olacak!

Yazılım sektöründe 300 bin kişilik açık bulunduğunu belirten TİM Başkanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile konuştuklarını, bir yıllık dijital okuryazarlık eğitimi verilecek gençlerin bu açığı kapatacağını söyledi.

Vodafone Türkiye’nin ev sahipliğinde bu yıl ilk kez düzenlenen Vodafone Dijital Dönüşüm Zirvesi, 3 bini aşkın davetlinin katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.“Yarına hoş geldiniz” temasıyla düzenlenen ve 3 bini aşkın davetlinin katılımıyla başlayan zirve dijitalleşmede yeni trendlerle tanışarak geleceğin dünyasına bugünden hazır olmayı hedefliyor.

Gökhan Öğüt’ün moderatörlüğünde düzenlenen “Türkiye’de Dijitalleşme Oturumu-Türk İş Dünyası” oturumunda TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes, Doğan TV Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay dijitalleşme ve getirdiği dönüşümü konuştu.

Kendisinin dijital doğan nesilden olmadığını dile getiren Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, “Bugün Türkiye’de hayatında daha önce hiç teknoloji kullanmamış binlerce çiftçimiz tarlasını evinde oturduğu yerden sulayabiliyor. Dijitalleşme ile artık ülkemizde binlerce kadın ekonomik hayata kolayca katılabiliyor. Artık, sağlıktan bankacılığa, tarımdan hizmete, her sektörde dijitalleşme yaşamı ve iş yapış şekillerini değiştiriyor” dedi. Hem sabit hem de mobil genişbant yatırımlarını arttıdıklarını söyleyen Öğüt, “İşte bu çalışmalardan esinlenerek, biz de bu yıl ilk kez bu zirveyi düzenliyoruz. Bugün burada sizlerle Türkiye’de dijitalleşme diyaloğunu başlatmak istiyoruz. Vodafone olarak, geleceği bugünden yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.

Hizmet İhracatında Hedef 3 Kat Büyümek

Bugün 50 milyar dolar seviyesinnde olan hizmet ihracatının 2023 yılında 150 milyar dolara çıkarılmasının amaçlandığını hatırlatan Büyükekşi, ihracatın artırılmasının geleneksel metodlarla başarılamayacağını ifade ederek şöyle dedi: “Bunu başarabilmemiz için yeni ekonomiye odaklanmamız lazım. Katma değeri artırmamız gerekiyor. Geleneksel metod ve eski uygulamalarla firmalarımız artık dünyada öne geçemezler. Burada mutlaka dijitalleşme ile ilgili kendilerine hedef belirlemeleri lazım, her sektörde dijitalleşme mümkün.”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile yaptığı bir sohbete de değinen Büyükekşi, “Türkiye’nin yazılım sektöründe 300 bin eksiği var. Öneri şu oldu, İŞ-KUR ile bir çalışma yapıp, üniversite mezunu gençlere 1 yıllık bir dijital okuryazarlık eğitimi vererek, bu ihtiyacı karşılama hedefi var” dedi. Mehmet Büyükekşi, ODTÜ Teknopark ve Türk Ekonomi Bankası ile geçen ay Silikon Vadisi’nde açtıkları ofisi anımsatarak, “2020 yılına kadar Türkiye’den, ODTÜ Teknopark’tan 1 milyar dolarlık bir şirket çıkarma hedefi koyduk, bunu dijitalleşme ile başaracağız” diye konuştu.

TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran-Symes da TÜSİAD’ın dünyadaki dijital ekonomi etrafındaki tüm gelişmeleri takip eden bir çalışması olduğunu belirterek, çalışmaları 9 ana tema altında topladıklarını, bunların ortasına da dijital ekonomiyi koyduklarını söyledi. Symes, “Geçen hafta Bilkent Üniversitesi ile Bilgi Ekonomisi Forumu kurduk. Burada son derece değerli çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. İş dünyasında dijital dönüşümü ve bunun çok önemli bir ayağı olan büyük datanın analizine odaklı çalışacağız” diye konuştu.

Tüketiciyle yakın bir ilişkiye sahip medyanın, dijital dönüşüm sonrası hiç olmadığı kadar tüketiciyle iç içe olduğunu söyleyen Doğan TV Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, daha önce 500 bin satan gazetenin, bugün internetle birlikte 24 milyon kişi tarafından okunduğunu söyledi. İnternet tüketicilerinin yüzde 32’sinin internetten para harcamaya başladığını söyleyen Yalçındağ, Türkiye’de halen bir korsan sorunu olduğunu ve bu konuda çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.

Kendilerini bankacılık lisansı olan bir teknoloji şirketi olarak gördüklerini söyleyen ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay ise, “İnsanların bankacılara ihtiyacı yok, bankacılığa ihtiyacı var. Nüfusumuzun yüzde 14’ü mobil bankacılık hizmetleri kullanıyor. 2013’de mobil bankacılıktan işlem hacmi yüzde 4 iken, 2014’te yüzde 8 olarak katlanmış durumda. Genç nüfusa sahip Türkiye teknolojiye çok çabuk adapte olabiliyor” dedi.

Haberimizi yazılım ve dijital sektörde faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

23 Mayıs 2015 Cumartesi

Satarsanız Girişimcisiniz, Satamazsanız Girişken!

Dünyaca meşhur CEEDS Webit Kongresi’nin bu yıl davetli konuşmacıları arasında yer alan Baybars Altuntaş, girişimci ile girişken arasındaki farkı anlatan bir yazı kaleme aldı.

Baybars Altuntaş, "Girişkenlikten girişimciliğe geçişte püf noktayı tüketiciye ulaşmak oluşturuyor. Bunu beceremezseniz ne kadar inovasyon yaparsanız yapın başarılı olamazsınız." diyor.

Peki Girişken İken Sizi Girişimci Yapacak Püf Nokta Ne?

Tüketiciye “Deneyelim” Dedirtebilmek

Pazarlama ve inovasyonun bir arada uygulanmasıyla başarının da beraberinde geldiğini belirten Altuntaş, ikisi arasındaki ilişkiyi şöyle anlatıyor;

"İnovasyon yoksa pazarlama bütçeniz artıyor. Bir girişimcinin rakiplerin arasından sıyrılarak, ortaya hiçbir yenilik koymadan başarılı olabilmesi mümkün mü? Tabii ki de mümkün. Ancak, inovasyon yaptığında harcaması gereken pazarlama bütçesinin en az 10 katını harcayarak bunu gerçekleştirebilir. İnovasyon ortaya koymadan yapılan pazarlama harcamaları önemli bir risk de içeriyor: Ya satmazsa?..

İşte, bu riski ortadan kaldırmanın ve pazara sürdüğünüzde satacağından emin olacağınız bir ürünü geliştirmenin sırrı da inovasyonda yatıyor. Tüketiciye, “Neymiş bu böyle? Bir deneyelim bakalım” dedirtmek kadar önemli bir an yok.Tüketici veya son kullanıcı işte bunu dedikten sonra, sizin ürününüzü tüketerek ilk denemesini yapacaktır. İşte bu deneyim, eğer tüketicinin pazarlama kampanyanızdaki iddialarla deneyiminin örtüştüğü bir noktaya giderse, gerçek girişimcilik yolculuğunuz başladı demektir. Yani, tüketici, sizin ürününüzde bir farklılık bulup, bundan hoşlandıysa yaşadınız demektir."

Kritik Nokta: Tüketiciye Ulaşmak

"Bu aşamadan sonra girişimcilik başlıyor. Aslında bu aşamaya kadar, girişimci ruhuyla hareket eden bir girişkendiniz. Tüketici, sizi girişkenlikten girişimciliğe geçişinizi onaylanmış oldu. Ancak, burada işin bir püf noktası var. Tüketiciye ulaşamazsanız, istediğiniz kadar inovasyon yapın, hatta ürününüzü tüketiciye bedava verin. Hiçbir faydası yok. Yani, tüketicinin sizden haberinin olması gerekiyor.

Girişimcinin başarısı, hem pazarlama yapabilme hem de inovasyon yapabilme becerisinin aynı anda hareket edebilmesiyle çok ilişkili. İkisinden birinin olmaması ya da doğru zamanda gerçekleşmemesi, ürünün veya hizmetin tüketiciyle buluşmasını engeller. Tüketicinin haberi olmadıktan sonra, isterseniz dünyanın en inovatif ürününü en uygun rakama üretmiş olun, ne faydası var?

Pazarlama becerisinden yoksun girişimci adaylarının şunu çok iyi anlamaları gerekiyor: İnovasyon, satarsa inovasyon, siz de ardından girişimci oluyorsunuz. Satmaz ise, icat ve de siz de ardından gitrişken ya da mucit oluyorsunuz. Bu yüzden, girişken – satamazsa – mucit – girişken; girişken – satarsa – inovatör – girişimci sırasını karşılaştırırsanız satış yapmanın sizin kaderinizde ne kadar etkisi olduğunu daha iyi anlarsınız."

Baybars Altuntaş/Para kaynaklı haberimizi girişimci veya girişimci adayı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

22 Mayıs 2015 Cuma

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 69,4 Milyar TL'ye Ulaştı!

TÜBİSAD “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2014 Yılı Pazar Verileri” ne göre sektör, TL bazında yıllık yüzde 12,1 büyümeyle 69,4 Milyar TL'ye ulaştı. Çift haneli büyüme ivmesini sürdüren sektörün istihdam gücü 103 bin kişiye çıkarken; bilişim ihracatı da 1,34 Milyar TL seviyesinde gerçekleşti.

Çift haneli büyüme performansını istikrarlı bir şekilde sürdüren Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü, 2014 yılında yüzde 12,1’lik bir büyüme ile 69,4 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Sektör, Türkiye ekonomisine 103 bin kişilik istihdam ve 1,34 milyar TL ihracat geliri sağlıyor. TÜBİSAD (Bilişim Sanayicileri Derneği), 2011 yılından bu yana düzenli olarak hazırladığı “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü Pazar Verileri” raporuyla sektörün gelişim ivmesini gözler önüne seriyor.

Ürettiği katma değerle Türkiye için stratejik öneme sahip olan Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörüyle ilgili güvenilir ve doğru bilgi sağlama misyonu ile hazırlanan raporun 2014 edisyonu, TÜBİSAD Başkanı Prof. Dr. Kemal Cılız ve Context CEO’su Howard Davies’in açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği bir basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısında, proje ortağı TOBB Telekomünikasyon Meclisi Temsilcisi ve proje danışmanı Deloitte Türkiye’nin Ortağı Tolga Yaveroğlu’nun yanı sıra, ODTÜ Teknokent Genel Müdürü Mustafa İhsan Kızıltaş da görüşlerini bildirdi. TÜBİSAD Bilgi Merkezi Komisyonu Başkanı Mustafa Çağan da 2014 yılı verileri hakkında detaylı bilgi verdi.

TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Cılız, 2014 yılında; küresel ekonominin genel seyrinin, döviz kurlarındaki hareketliliğin, yerel dinamiklerin ve tüketici finansmanına yönelik düzenlemelerin tüm sektörleri, özellikle de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünü etkilediğini dile getirdi. Cılız, sektörün bu ortamda büyümeye devam ettiğine de dikkat çekti. Teknoloji kullanımının tüm iş kollarına katma değer sağlamasının yanı sıra, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü’nün kendi büyümesiyle Türkiye’nin ekonomik performansına da doğrudan değer kattığını belirten Cılız, “Küresel streslere dirençli ekonomik büyüme istikrarı hedefleyen ülkemizde, teknoloji üretimi, bilişim ve inovasyonla büyüme odağının ekonomi politika ve öncelikleri arasında giderek daha önemli bir konum kazanması bizleri sevindiriyor. Çift haneli büyüme ivmesini sürdüren bilişim sektörü, ekonominin geneline yayılan çarpan etkisi ile kendisine atfedilen bu önemi fazlasıyla hak ediyor. Proje paydaşlarımızla birlikle sorumluluk alarak ve kaynak ayırarak hazırladığımız, sektörünün nabzını tutan bu rapor, bu açıdan son derece değerli. Sektörün ilgisi ve çalışmanın tüm kamu raporlarında referans olarak kullanılmasından aldığımız güç ile her geçen yıl çalışmamızı bir üst seviyeye taşıyoruz.” dedi.

TÜBİSAD'ın öncülüğünde organize edilen Türkiye Bilişim Teknolojileri Distribütör Paneli sayesinde Türkiye'de ilk defa distribütör satış ürün ve fiyatlarının kayıt altına alındığını söyleyen Context Türkiye Ülke Müdürü Erol Kuseyri, sözlerine şöyle devam etti: “Distribütörler kanalı notebook ile yönetirken, tablet ve akıllı telefonlar operatörler üzerinden yönetiliyor.”

Dijital Türkiye Platformu Başkanı Faruk Eczacıbaşı “Ekonomik büyüme ve sosyal refahın artması için ileri teknoloji ürünü üretimini artırmamız gerekiyor. Bu, ülkemizin nasıl ileriye gideceğini belirleyecek bir atılımdır. Geleceği çok parlak olan ve olması da gereken bu sektör için TÜBİSAD’ın faaliyetlerini içtenlikle tebrik ediyorum ve ülkemizin yenilikçi gücünü yönlendirmede katkılarının devamını diliyorum.” dedi.

Bu sene de Bilgi Merkezi projesinde sektör danışmanı olarak yer almaktan ötürü çok mutlu olduklarını ifade eden Deloitte Türkiye’nin Ortağı Tolga Yaveroğlu da TÜBİSAD’ın dört yıl önce bu çalışmayı başlattığından bu yana sektörün 20 milyar TL'nin üzerinde büyüdüğünü ve özellikle yazılım sektöründeki sürekli büyümenin ve ihracat katkısının sevindirici olduğunu belirtti. Öte yandan hizmet sektörünün toplam Bilgi Teknolojileri pazar büyüklüğü içindeki payının küçük kalmaya devam ettiğini ve burada %5 seviyesinde gerçekleşen büyüme oranının tatmin edici olmadığını paylaşan Yaveroğlu, “Sektör oyuncularının da en sık dile getirdiği nitelikli iş gücü açığı ve fiyat odaklı kamu ihale politikaları gibi belli başlı sorunların giderildiği bir ortamda, hizmet sektöründe de bir atılım öngörüyoruz.” dedi.

Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü 2014 yılı pazar verilerini paylaşan TÜBİSAD Bilgi Merkezi Komisyonu Başkanı Mustafa Çağan, önemli paydaşlarla işbirliği yaparak, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin de dahil olduğu 2032 firmadan sağlanan bilgilerle çalışmanın her yıl daha da kapsayıcı bir hale geldiğini belirtti. Özellikle yazılım tarafında önemli bir gelişme olduğunu dile getiren Çağan, “Yazılım, etkileyici gelişim ivmesiyle büyümeye ve ihracat kapasitesini genişletmeye devam ediyor. İnovasyon ve Ar-Ge konularının iş dünyası açısından artan önemi ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin olumlu etkisi, Türkiye’de yazılımın gelişimini de destekliyor. Yazılım tarafında, özellikle Anadolu’da yaygın küçük oluşumların markalaşma ve büyüme iştahlarının teşvik edilmesiyle, daha fazla büyüme elde edilecektir.” dedi.

Toplantıda katılımcılara  Türkiye'deki bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe faaliyet gösteren firmaların yaşadığı problemleri anlatan Odtü Teknokent Genel Müdürü Mustafa İ. Kızıltaş, Türkiye'de teknoloji şirketlerinin "pazarlama sıkıntısı, uzmanlaşamama, rekabetin fiyat üzerinden yapılanması, yurtdışına açılamama ve işbirliğine yatkın olmama" gibi sorunlar yaşadığını belirtti. Bu doğrultuda Odtü Teknokent olarak bünyelerinde faaliyet gösteren firmaları yukarı taşımak üzere "Üniversite - Sanayi İşbirliği ile uzmanlaşma, yurtdışı ofisleri ile yurtdışına açılma, kümeler ile işbirliği" sağladıklarını belirtti.

2014 Bilgi ve İletişim Sektörü Pazar Büyüklüğü

Çağan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye Bilişim sektörünün 2014 yılı büyüklükleri şu şekilde sıralandı:

Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü toplam büyüklüğü % 12,1’lik büyüme ile 2014 yılında 69,4 milyar TL’lik hacme ulaştı.Toplam sektör büyüklüğünü, 48,9 milyar TL ile İletişim teknolojileri, 20,4 milyar TL ile bilgi teknolojileri oluşturdu.20,4 milyar TL’ye ulaşan bilgi teknolojileri sektörünün alt kategorilerinde 2014 yılı hacimleri şöyle oldu:Bilgi teknolojileri donanım – 10,6 milyar TLBilgi teknolojileri yazılım – 6,3 milyar TLBilgi teknolojileri hizmet – 3,6 milyar TL2013 yılına göre en yüksek büyüme yüzde 12,3 ile bilgi teknolojilerinin yazılım ve donanım kategorisinde gerçekleşti. Böylece, yazılım sektörünün toplam bilgi teknolojilerindeki payı, arzu edilen dağılım doğrultusunda yüzde 30 seviyelerine ulaşmış oldu.48,9 milyar TL büyüklüğe sahip iletişim teknolojileri sektörünün alt kategorilerindeki 2014 yılı hacimleri ise şöyle oldu.İletişim Teknolojileri donanım – 13,4 milyar TLİletişim Teknolojileri elektronik haberleşme – 35,5 milyar TL

İhracat 1,5 Milyar TL’ye Yaklaşıyor, En Çok İhracat Yapılan Ülke Azerbaycan

Sektörün, toplam ihracat rakamı 1,34 milyar TL’ye ulaştı. Toplam ihracatın yarısından fazlası 800 milyon TL ile yazılımdan geldi. Bu da yazılım kategorisindeki cironun yüzde 12,7’lik kısmının, ihracattan elde edildiğini gösteriyor. Ankete katılan firmalara göre, en çok ihracat yapılan ülkeler arasında Azerbaycan başta geliyor. Azerbaycan’ı Almanya, Türkmenistan, Amerika, Hollanda ve İngiltere takip ediyor. Sektörün sağladığı istihdam, bu yıl 2 bin 500 artışla 103 bin oldu.

2015 Yılı Büyüme Beklentisi

Ankete katılan firmalar, 2015 yılında sektörde yüzde 11 ile 15 arasında bir büyüme beklediklerini ve büyümede Ar-Ge yatırımı ve inovasyonun en önemli faktör olacağını belirtti. Diğer yandan araştırma sonuçlarına göre sektörde yer alan şirketler, 2015 yılı için kamu alımlarının büyümede olumlu etkisinin olacağını düşünüyorlar.

TÜBİSAD ve “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü Pazar Verileri” raporu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.tubisad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

21 Mayıs 2015 Perşembe

İstanbul Üniversitesi Türkiye'nin En Rekabetçi İllerini Açıkladı!

İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Murat Şeker, Yrd. Doç. Dr. Arif Saldanlı ve Araştırma Görevlisi Hakan Bektaş'ın hazırladığı 'İller Arası Rekabet Endeksi 2013-2014' raporu açıklandı.

Çalışma hayatı, sanayileşme, altyapı, ulaşım ve nüfus yoğunluğu gibi birçok yükü sırtlayan ve Türkiye'nin kalkınmasında önemli rol üstlenen İstanbul, Ankara ve İzmir illeri rekabet sıralamasında da öne çıktı.

Kayseri Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Hiçyılmaz'ın katkısıyla hazırlanan raporda, 81 il düzeyinde demografik yapıdan eğitime, sağlıktan sosyal yaşama, ekonomik ve sektörel yapıdan altyapı ve ulaşıma, inovasyondan girişimciliğe toplam 276 farklı değişken derlenerek iller arası rekabet endeksi oluşturuldu. Ayrıca 15 alt endeks yapılarak illerin farklı alanlardaki rekabet gücü hesaplandı.

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan Doç. Dr. Şeker, araştırmanın ilkini 2010 verileriyle Küresel Rekabet Endeksi olarak gerçekleştirdiklerini belirterek, aradan geçen sürede illeri rekabet açısından izlediklerini kaydetti.

Şeker, illeri;

Yorgun İller: İstanbul, Ankara, İzmirGüçlü İller: Kocaeli, Antalya, Bursa, Eskişehir, Konya, AdanaRekabetçi İller: Muğla, Kayseri, Balıkesir, Tekirdağ, Trabzon, Samsun, MersinPotasiyel Gücü Olan İller: Gaziantep, Aydın, Çanakkale, Manisa, Denizli, Edirne, Sakarya, Yalova, Isparta

olarak sınıflandırdığını ifade ederek, şunları söyledi:

"İstanbul, Ankara ve İzmir Türkiye'nin en rekabetçi illeri ve diğer illerin bu illerle arasındaki fark kapanamayacak noktada bulunuyor. Fakat bu iller sanayileşmenin getirdiği yük, çalışma hayatının yoğunluğu, turizm sektörünün aktif yaşanması, ticari kültürel ve sosyal alanda faaliyet göstermesi nedeniyle çok göç alıyor. Bunlara altyapı ve ulaşım sorunları da eklendiğinde genel olarak bir kentleşme sorunuyla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bu iller en rekabetçi, dev iller ama kentsel düzeyde sorunların yaşandığı ve bu sorunların kısa zamanda da çözüme kavuşturulamayacağı iller. İstanbul, Ankara ve İzmir'i yeniden planlamak mümkün değil, bu sebeple bu illeri 'yorgun devler' olarak sınıflandırdık."

"Güçlü iller" sınıfındaki illerin tarım, sanayi, turizm gibi sektörel olarak ön plana çıktığını anlatan Şeker, "rekabetçi iller"in de cazibe ve çekim merkezi olarak öne çıkan ve "güçlü illerle" rekabet edebilecek düzeye gelebilecek iller olduğunu söyledi.

Şeker, "Potansiyel gücü olan iller" sınıfında ise gelecek vadeden, sanayileşmesi, atılımları ve hızlı ivme ile ekonomik ve sosyal alanda rekabet gücü potansiyeli olan iller bulunduğunu dile getirdi.

İstanbul'da Kilometrekareye 620 Araç Düşüyor

Rapora göre, demografik yapıya bakıldığında Şırnak ve Hakkari'de bir hanede ortalama 7 kişi yaşarken, Çanakkale, Balıkesir ve Eskişehir'de 3'ün altında ortalama değerlere rastlanıyor.

Son 5 yılda nüfusu en çok artan iller Antalya, Tekirdağ ve Şanlıurfa iken, nüfusu en çok azalan iller Yozgat, Ardahan ve Tokat olarak sıralandı.

Okuryazar kadın oranının en yüksek olduğu illerden Antalya, Tekirdağ ve Çanakkale'de kadınların yüzde 97'si okuryazar iken, Siirt, Mardin ve Şırnak'ta 5 kadından biri okuryazarlığı bulunmuyor.

Ankara, Eskişehir ve İzmir üniversite mezunu oranı en yüksek iller olurken, Muş, Şanlıurfa ve Ağrı üniversite mezunu oranı en düşük iller oldu.

Ulaşım ve altyapıya bakıldığında İstanbul'da kilometrekare başına 620, İzmir'de 96, Kocaeli'de 92 araç düşerken, Tunceli ve Hakkari'de ise kilometrekare başına sadece 1 araç bulunuyor.

Türkiye'deki toplam uçak trafiğinin yüzde 46'sı İstanbul'da gerçekleşirken, Antalya yüzde 14 ile ikinci sırada, Ankara ise yüzde 8 ile üçüncü sırada yer alıyor.

Hakkari, Mardin ve Iğdır'da 10 Bin Kişiye 9 Doktor Düşüyor

Sağlık alanında 10 bin kişiye düşen yatak sayısında Elazığ 51 yatakla ilk sırada bulunurken, Bolu ve Edirne onu takip ediyor. Mardin, Şırnak ve Hakkari'de ise 10 bin kişiye düşen yatak sayısı 15'in altında yer alıyor.

10 bin kişiye düşen doktor sayısında ise Ankara 32 doktor ile ilk sırada olurken, onu Isparta ve Edirne izledi. Hakkari, Mardin ve Iğdır'da ise 10 bin kişiye düşen doktor sayısı 9 ile sınırlı kaldı.

Eğitim alanında okul öncesi eğitime katılım oranı en yüksek olan iller Amasya, Tunceli ve Hatay iken, Ağrı, Mardin ve Hakkari en düşük iller oldu.

Şanlıurfa, Ağrı ve Şırnak'ta bir öğretmene ortalama 28-30 öğrenci düşerken, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da bir sınıfta ortalama olarak 42-46 öğrenci eğitim alıyor. Bu oranlar Türkiye'deki en yüksek oranlar arasında bulunuyor.

Sosyal yaşam alanına bakıldığında en fazla sinema ve tiyatroya gidilen iller İstanbul, Eskişehir ve Ankara olarak sıralandı.

En Fazla Vergi Toplanan İl İstanbul

İşsizlik oranın en yüksek olduğu iller Batman, Mardin ve Siirt olurken, Manisa, Konya ve Karaman işsizlik oranının en düşük olduğu iller arasında bulunuyor.

İstanbul, İzmir ve Ankara en fazla verginin toplandığı iller iken, ödediği vergiye oranla devletin daha az harcama yaptığı illerin başında Kocaeli, İstanbul ve İzmir geliyor. Ödediği vergiye göre daha fazla oranda devletin harcama yaptığı iller ise Hakkari, Trabzon ve Mardin oluyor.

İstanbul'da geçen yıl satılan konut adedi 100 binin üzerindeyken, Ardahan'da 100'ün altında kaldı. Türkiye'deki ihracatın yüzde 52'si İstanbul, yüzde 6'sı İzmir ve yine yüzde 6'sı Bursa'dan yapıldı.

Türkiye'de en fazla OSB Bursa'da (14 OSB) bulunurken, küçük sanayi sitelerinin en yoğun olduğu il Konya (21 Küçük Sanayi Sitesi) oldu.

Tüketici ve konut kredilerinde Ankara liderken, taşıt kredilerinde İstanbul zirvede yer alıyor. Takipteki alacak kredilerin (batık kredi) en yoğun olduğu iller ise Batman, Zonguldak ve Adana oluyor.

Turizmde otellerdeki doluluk oranlarına bakıldığında Antalya yüzde 61 ile liderken, onu Aydın ve Muğla izledi. Türkiye'deki tarımsal alanın en fazla olduğu illerin başında ise Konya ve Şanlıurfa geldi.

En fazla patent alan iller İstanbul, Bursa ve Ankara olarak sıralanırken, İstanbul, Ankara ve İzmir en fazla Ar-Ge merkezi olan iller oldu.

Dünya kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Ordu'nun Dereleri Bu Girişimlerle Yukarı Değil Turizme Akacak!

Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu'nun ev sahipliğinde 17- 18- 19 Nisan 2015 tarihinde düzenlenen Ordu Valiliği Turizm Tanıtım Programı'na ekonomi gazetecileri ve iş adamları yoğun ilgi gösterdi. Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu ve EDG Başkanı Celal Toprak'ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında Ordu'nun turizm fırsatları masaya yatırıldı.

Memleketi Ordu olan EGD Başkanı Celal Toprak, kendisinin de yeterli iş imkanı olmadığı için Ordu'dan ayrıldığını kaydederken, günümüzdeki iş potansiyeli ve teknolojinin sunduğu imkanlar ile Anadolu illerinde de iş fırsatlarının arttığını söyledi.

Havalimanı İçin 350 Milyon Dolar Ayrıldı

Ordu - Giresun Uluslararası Havalimanı Mayıs 2015 tarihinde açmayı planladıklarını aktaran Ordu Valisi Balkanlıoğlu, yapımı 3,5 yıldır süren havalimanının yaklaşık 350 milyon dolara mal olacağını hatırlattı. Havalimanının, Japonya ve Hong Kong'un ardından dünyada denize doldurulmuş tek havalimanı olduğunun altını çizen Balkanlıoğlu, "Ordu-Giresun Havaalanı, hem Ordu hem Giresun illerimize hizmet verirken, günde ortalama 10 uçağın inmesini öngörülüyor." diye konuştu.

Gelecek iki yıl içinde Ordu'da 1 milyon turist ağırlamayı hedeflediklerini ifade eden Balkanlıoğlu, "2014 yılı itibariyle Ordu ya yerli ve yabancı 380 bin turist geldi. Ordu Giresun Uluslararası Havalimanı'nın açılmasıyla, Arap ülkelerinin yanı sıra, özellikle doğa turizmi ve doğa sporlarıyla ilgilenen ingiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerinde de turist ağırlanması hedefleniyor." dedi.

Arap Yatırımcıların İlgisi Artıyor

Turizmin gelişmesiyle birlikte girişimci sayısının artacağına dikkat çeken Balkanlıoğlu, son dönemde Ordu da Arap yatırımlarının hız kazandığını belirtti. Balkanlıoğlu, "Yerli ve ulusal zincirlerin yatırımlarının sürdüğü Ordu'da, Arap bir iş adamı da, önümüzdeki yakın gelecekte, doğal ortamda büyük bir tatil köyü projesi kuracaktır. Ayrıca yöresel ev pansiyonculuğu konseptinde de, doğa ortamında butik hizmet veren işletmeler bulunuyor. Doğanın kalbindeki bu tesislerde; sabah uyandığınızda yumurtanızı kendiniz alıp, sütünüzü kendiniz sağıp, salatayı bahçenizden koparabileceğiniz tamamen doğanın içinde tatil ve dinlenme sunuluyor." dedi.

Çambaşı Yaylası'na Kayak Merkezi

Ordu'nun doğa turizmi açısından büyük potansiyeli olduğunu hatırlatan Balkanlıoğlu, " Ordu'da yamaç paraşütü büyük ilgi görüyor. Aynı zamanda, doğada 5 kilometreden 50 kilometreye yürüyüş parkurları vardır ve tüm yürüyüş parkurları güvenlidir. Türkiye'nin en büyük yaylalarından biri Çambaşı Yaylası'na ülkemizin gözde kayak merkezlerinden birisi de kurulacaktır. Aynı zamanda, bölgemizde yaylaları birbirine bağlayacak; Yeşil Yol projesi vardır. Ordu, Samsun, Tokat illerimizdeki yaylaları birbirine bu yol ile bağlayacağız." diyerek sözlerini sürdürdü.

Ordu'nun Ekonomisi Fındığa Dayanıyor

Ordu'nun ekonomisinin fındığa dayandığının altını çizen Balkanlıoğlu, "Fındık en rahat paraya çevrilebilen ürünlerin başında geliyor. 2015 yılında, 650 bin ton fındık üretimi öngörülüyor. Fındığın kilo fiyatının 13 TL'nın altına düşmeyeceğini düşünüyoruz. Fındık üreticilerinin önemli hedeflerinden biri ihracatı arttırmak. Ordu'da 50'ye yakın tesis bulunuyor. Dünya fındık pazarına baktığımızda, Türkiye fındık üretiminde dünya birincisidir ve ardından italya, Hindistan, ispanya gibi ülkeler geliyor." dedi. Ordu'nun tarımsal ekonomisinde kivi ve balın da önemli yer tuttuğuna işaret eden Balkanlıoğlu, Ordu'nun bal üretiminde ikinci, kivi üretiminde üçüncü sırada olduğuna dikkat çekti.

Ordu'nun yatırımda 5'incı bölgede bulunduğunu ifade eden Balkanlıoğlu, Ünye'de Organize Sanayi Bölgesi [OSB] kurulması için çalışmaların sürdüğünü anlattı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'de Bir İlk: Kendi Elektriğini Kendi Üreten Otel!

Talesun, Şırnak'taki otel kompleksine kurduğu güneş enerjisi santraliyle "Kendi ürettiği elektriği kullanan ilk otel" projesine imza atıyor. Projenin sahibi Acar Group, Şırnak'taki yeni otelinde fotovoltaik teknolojisine yatırım yapıyor.

Uluslararası düzeyde önde gelen yüksek kaliteli güneş enerjisi hücreleri ve modüllerinin üreticisi Talesun Solar, Türkiye'deki ortak girişim organizasyonu Talesun Anadolu Solar Enerji üzerinden Güneydoğu Anadolu'da 293 kWp kapasiteli anahtar teslim bir fotovoltaık tesisin inşaatını tamamladı. Türk girişimci Acar Group'a ait Şehr-i Nuh Oteli, yakın gelecekte kendi ürettiği elektriği kullanacak.

293 kWp kapasiteli proje, planlama aşamasından inşa aşamasına ve genel elektrik şebekesine bağlanıncaya kadar tümüyle Talesun Anadolu Solar Enerji tarafından gerçekleştirildi. Talesun Solar Germany şirketi, bu bağlamda uygulamayı yapan genel girişimci oldu. Metrekare başına yaklaşık 1.179 kW saatlik kapasiteyle, Güneydoğu Anadolu kenti Şırnak'taki lokasyon, mükemmel ışınım değerlerine sahip. Şehr-i Nuh Oteli, Türkiye-Suriye-Irak üçgeni içinde yer alıyor. Özellikle yıl boyunca havanın görece az bulutlu olması ve ortalama 284 günün güneşli geçmesi, bölgeyi fotovoltaik kullanım için cazip kılmakta.

Talesun Solar Germany'nin Müdürü Gregor Albrecht, "İş ortaklarımızla birlikte Türkiye'de tüm fotovoltaik değer yaratma zincirini oluşturma konumundayız." açıklamasıyla konuya dikkat çekerek, "Bu değer yaratma zinciri, projelendirmeye uygulama aşamasından finansman hizmetlerine ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına tam olarak uyan fotovoltaik sistemlerin ve parkların teslime kadar uzanıyor" diyerek projenin özelliğini vurguladı.

Yüksek dayanıklılığa sahip polikristal modüller Şırnak'takı tesisin inşasında Talesun, TP 660P tip 250 W kapasiteli 1.172 adet polikristal modül kullanmış. Açık alan tesisi Şehr-i Nuh Oteli'nin arazisi üzerinde şebeke bağlanmış ve otelin kendi elektrik tüketimini karşılama amacına hizmet etmekte. Acar Group'un CEO'su Yahya Acar "Bu proje güvenilir bir biçimde çalışan ve yüksek verim sağlayan bir sistemi gerektirmiştir. Talesun ile tam otomatik modül üretimi sayesinde kalite ve doğru fiyatper'ormans ilişkisini en uygun biçimde bir araya getiren uluslararası düzeyde güçlü ve deneyim sahibi bir EPC iş ortağını yanımıza aldık." diyerek projenin özelliğini açıkladı.

İdeal Güneş Enerjisi Lokasyonu Olarak Türkiye

Türkiye, “Yenilenebilir Enerji” için özellikle cazip bir pazar konumunda. Bunun öncelikli nedeni, Türkiye’nin başlıca enerji kaynağının şimdiye kadar fosil enerji kaynaklarının ithalatına bağımlı olması. Bu nedenle, Türkiye kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2023’de yenilenebilir enerjilerin toplam enerji teminindeki payını yüzde 30’a çıkarmayı hedeflemekte. Devlet, güneş enerjisinin kapasite hedefini İstanbul’da beş GW olarak tanımlıyor.

Türkiye, 2013 yılında Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda değişiklik yapmış ve böylelikle “Şebeke Bağlantılı Tesis”lerden elde edilen elektrikle genel şebekeyi besleyen mümkün olduğunca fazla işletmeci kazanmayı hedeflemekte.

ajanspress kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

18 Mayıs 2015 Pazartesi

5 Yaşında Madenci Kıyafeti Tasarladı, Türkiye'nin En Genç Girişimcisi Oldu!

İstanbul’da, henüz 5 yaşında olmasına rağmen dört haftada okuma-yazma öğrenen Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma faciasından etkilenerek "madenci kıyafeti" tasarladı.

Dahi seviyesindeki hem zekasıyla hem de tasarımı ile şaşırtan küçük çocuk yaşam odalarına eş değer biçimde tasarladığı projesiyle Türkiye’de bir ilke imza atarak 450 bin TL tutarında KOSGEP’ten Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı. Küçük dahinin, “Soma’da madenciler ölmesin çocuklar babasız kalmasın” çağrısına da Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield kulak verdi.

Küçük dahi Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma’da 301 cana mezar olan faciadan etkilenerek boyundan büyük işlere kalkıştı. Facianın Türkiye geneline yayılan acı fotoğrafından etkilenen küçük çocuk dahi seviyesindeki zekasıyla ekmeğini kara elmastan çıkaran madenciler için umut niteliğinde bir proje geliştirdi. 5 bin başvurunun içinde “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazanan küçük çocuğun projesi Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield’dan da tam not aldı.

Türkiye'de Bir İlki Gerçekleştirdi

İstanbul’dan Soma’ya uzanan projenin tamamlanma sürecindeki izlenen yol hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Fizik Öğretmeni Gökhan Aldemir, “Evde gerçekleştirdiği çizimlerini inceledik ardından da çeşitli akademisyenlere de yönlendirdik. Onların da onayını alarak Türkiye genelinde her yıl düzenlenen “Bir Fikrin mi Var?” yarışmasına katılmasını sağladık. 5 bin başvuruda ilk 5’e kaldı ve ardından da birincilik ödülünü kazandı. Ahmet Yiğit 5 yaşında okuma yazma bilmiyordu ve sırf bu proje için okuma yazmayı kendi kendine öğrendi ve ilk okuduğu kitabı da fizikti. Onun içinde kocaman bir bilim adamı yatıyor. Çünkü o 450 bin TL tutarında KOSGEP’ten Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı” dedi.

Nasıl Bir Kıyafet?

Madencilerin olası bir faciada hayatta kalmalarını sağlayacağı öngörülen kıyafetin tasarım özelliklerini anlatan Aldemir şunları söyledi: “Bu elbise yaşam odalarının giysi versiyonu. Herhangi bir facia sırasında üzerindeki kask ile oksijen sağlıyor. Üzerindeki elektronik devreler ve çipler ile sinyal gönderiyor genel merkeze. Ayrıca üzerindeki kamera ile GPS sayesinde takip sistemi sağlıyor. Arkasında bulunan oksijen tankı ortalama olarak bir madencinin 2,5 saat rahat nefes alışverişini sağlayacak. Raylardaki borular sayesinde de oksijen takviyesi yapılabilecek. Bu giysi 2 bin , 2 bin 500 TL değerinde bir maliyet ile üretilebiliyor. Yaşam odaları ile kıyaslandığında ciddi bir avantajlar sağlıyor.”

Geleceğin Bilimadamını Ailesi Anlattı

5 yaşında olmasına rağmen gelecek yıllarda bilim dünyasına büyük umutlar vaat eden oğullarının birinciliği göğüsleyen projesinin bir gece yarısı yapılan karalama çizimle ortaya çıktığını anlatan Baba Sinan Başoğlu, “Ahmet Yiğit sosyal olaylar karşısında araştırmacı ve sorgulayan birisi. Çok fazla bununla ilgili o dönemlerde haber de izledi. Muhtemelen oradaki çocukların ve ana - babaların gözyaşlarından etkilenerek bir gece yarısı bazı çizimler yaptığını ve projesinin olduğunu söyledi. Ahmet ara ara geceleri uyanır ve çeşitli çizimler yaparak tekrar uyuyan bir çocuk. Gün geçtikçe de ihtiyaçlar doğrultusunda projesine eklemeler yaptı. Daha sonra biz bu projesini öğretmenleri ile paylaştık. Ahmet Yiğit enteresan bir çocuk. Okuma yazmayı da kendi kendine öğrendi. 5 yaşında ama dahi seviyesinde bir zekası var. Henüz çocuk ama birçok insandan farklı düşüncesine sahip. Etrafta da bunu çok fazla hissettirmemeye çalışıyoruz. Çünkü o bunların hepsini oyun mantığı içerisinde gerçekleştiriyor. Çünkü biz ona böyle bir amaç yüklersek çocukluğunu yaşayamayacak. O açıdan çevremizde de sürekli takdirle karşılanıyor” diye konuştu.

Ders Niteliğindeki Sözler

Gerçekleştirdiği tasarımla madencilik sektöründen de tam not alan Ahmet Yiğit Başoğlu, Boğazhisar Eğitim Kurumları'nda anaokulu öğrencisi. Küçük çocuk bilim dünyasını şaşırtan, iş dünyasında Türkiye’de bir ilk gerçekleştiren ve madencilik sektöründen de tam not alan projesini gerçekleştirmedeki amacını ise ders niteliğindeki şu sözler ile anlattı: “Türkiye’de 190 bin maden işçisi var. Madenciler ölmesin diye bunu çizdim. Soma’da madenciler ölüyor çocuklar gözyaşı döküyor diye yaptım.”

Duyarlı kişiliği ile hepimize büyük dersler veren "Küçük girişimcimiz" Ahmet Yiğit Başoğlu'nu Girişim Haber olarak tebrik ediyor, ilerleyen yaşamında da kendisine başarılar diliyoruz.

www.iha.com.tr kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

16 Mayıs 2015 Cumartesi

Madenci Kıyafeti Tasarlayarak "Türkiye'nin En Genç Girişimcisi" Ödülünü Kazandı!

İstanbul’da, henüz 5 yaşında olmasına rağmen dört haftada okuma-yazma öğrenen Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma faciasından etkilenerek "madenci kıyafeti" tasarladı.

Dahi seviyesindeki hem zekasıyla hem de tasarımı ile şaşırtan küçük çocuk yaşam odalarına eş değer biçimde tasarladığı projesiyle Türkiye’de bir ilke imza atarak 450 bin TL tutarında KOSGEP’ten Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı. Küçük dahinin, “Soma’da madenciler ölmesin çocuklar babasız kalmasın” çağrısına da Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield kulak verdi.

Küçük dahi Ahmet Yiğit Başoğlu, Soma’da 301 cana mezar olan faciadan etkilenerek boyundan büyük işlere kalkıştı. Facianın Türkiye geneline yayılan acı fotoğrafından etkilenen küçük çocuk dahi seviyesindeki zekasıyla ekmeğini kara elmastan çıkaran madenciler için umut niteliğinde bir proje geliştirdi. 5 bin başvurunun içinde “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazanan küçük çocuğun projesi Türkiye’nin önemli madencilerinden Zuhal Mansfield’dan da tam not aldı.

Türkiye'de Bir İlki Gerçekleştirdi

İstanbul’dan Soma’ya uzanan projenin tamamlanma sürecindeki izlenen yol hakkında bilgi veren Proje Koordinatörü Fizik Öğretmeni Gökhan Aldemir, “Evde gerçekleştirdiği çizimlerini inceledik ardından da çeşitli akademisyenlere de yönlendirdik. Onların da onayını alarak Türkiye genelinde her yıl düzenlenen “Bir Fikrin mi Var?” yarışmasına katılmasını sağladık. 5 bin başvuruda ilk 5’e kaldı ve ardından da birincilik ödülünü kazandı. Ahmet Yiğit 5 yaşında okuma yazma bilmiyordu ve sırf bu proje için okuma yazmayı kendi kendine öğrendi ve ilk okuduğu kitabı da fizikti. Onun içinde kocaman bir bilim adamı yatıyor. Çünkü o 450 bin TL tutarında KOSGEP’ten Ar-Ge İnovasyon desteği alarak “Türkiye’nin En Genç Girişimcisi” ödülünü kazandı” dedi.

Nasıl Bir Kıyafet?

Madencilerin olası bir faciada hayatta kalmalarını sağlayacağı öngörülen kıyafetin tasarım özelliklerini anlatan Aldemir şunları söyledi: “Bu elbise yaşam odalarının giysi versiyonu. Herhangi bir facia sırasında üzerindeki kask ile oksijen sağlıyor. Üzerindeki elektronik devreler ve çipler ile sinyal gönderiyor genel merkeze. Ayrıca üzerindeki kamera ile GPS sayesinde takip sistemi sağlıyor. Arkasında bulunan oksijen tankı ortalama olarak bir madencinin 2,5 saat rahat nefes alışverişini sağlayacak. Raylardaki borular sayesinde de oksijen takviyesi yapılabilecek. Bu giysi 2 bin , 2 bin 500 TL değerinde bir maliyet ile üretilebiliyor. Yaşam odaları ile kıyaslandığında ciddi bir avantajlar sağlıyor.”

Geleceğin Bilimadamını Ailesi Anlattı

5 yaşında olmasına rağmen gelecek yıllarda bilim dünyasına büyük umutlar vaat eden oğullarının birinciliği göğüsleyen projesinin bir gece yarısı yapılan karalama çizimle ortaya çıktığını anlatan Baba Sinan Başoğlu, “Ahmet Yiğit sosyal olaylar karşısında araştırmacı ve sorgulayan birisi. Çok fazla bununla ilgili o dönemlerde haber de izledi. Muhtemelen oradaki çocukların ve ana - babaların gözyaşlarından etkilenerek bir gece yarısı bazı çizimler yaptığını ve projesinin olduğunu söyledi. Ahmet ara ara geceleri uyanır ve çeşitli çizimler yaparak tekrar uyuyan bir çocuk. Gün geçtikçe de ihtiyaçlar doğrultusunda projesine eklemeler yaptı. Daha sonra biz bu projesini öğretmenleri ile paylaştık. Ahmet Yiğit enteresan bir çocuk. Okuma yazmayı da kendi kendine öğrendi. 5 yaşında ama dahi seviyesinde bir zekası var. Henüz çocuk ama birçok insandan farklı düşüncesine sahip. Etrafta da bunu çok fazla hissettirmemeye çalışıyoruz. Çünkü o bunların hepsini oyun mantığı içerisinde gerçekleştiriyor. Çünkü biz ona böyle bir amaç yüklersek çocukluğunu yaşayamayacak. O açıdan çevremizde de sürekli takdirle karşılanıyor” diye konuştu.

Ders Niteliğindeki Sözler

Gerçekleştirdiği tasarımla madencilik sektöründen de tam not alan Ahmet Yiğit Başoğlu, Boğazhisar Eğitim Kurumları'nda anaokulu öğrencisi. Küçük çocuk bilim dünyasını şaşırtan, iş dünyasında Türkiye’de bir ilk gerçekleştiren ve madencilik sektöründen de tam not alan projesini gerçekleştirmedeki amacını ise ders niteliğindeki şu sözler ile anlattı: “Türkiye’de 190 bin maden işçisi var. Madenciler ölmesin diye bunu çizdim. Soma’da madenciler ölüyor çocuklar gözyaşı döküyor diye yaptım.”

Duyarlı kişiliği ile hepimize büyük dersler veren "Küçük girişimcimiz" Ahmet Yiğit Başoğlu'nu Girişim Haber olarak tebrik ediyor, ilerleyen yaşamında da kendisine başarılar diliyoruz.

www.iha.com.tr kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

15 Mayıs 2015 Cuma

Türkiye'de Aileler İlkokulda Bilişim Eğitimi İstiyor!

Çocukların ve gençlerin teknolojide kullanıcı olmaktan bir adım öteye geçmesi, ‘üretici’ olmayı öğrenmesi ve ebeveynlerin bu konuda bilgilendirilmesi amacıyla, Bilişim Zirvesi tarafından 23-24 Mayıs tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde, Türkiye’de bir ilk olarak "Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi" gerçekleştiriliyor olacak.

Konuya dair mevcut durumu ve tercihleri ortaya koymak için yapılan araştırma sonuçlarına göre; ailelerin yüzde 84,91’i ilkokulda bilişim eğitimi verilmesini isterken, yüzde 80,77’si çocuklarını gönderecekleri okulu seçerken bu alanda eğitim verilmesinin seçimlerini olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor.

Türkiye’de bilgisayar kullanma yaşının 8’e, cep telefonu kullanma yaşının ise 10’a düştüğü günümüzde, çocukların teknoloji kullanımının onlar için bir avantaj mı yoksa tehlike mi olduğu sorusu akılları meşgul ediyor. Bilişim Zirvesi tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre ise; aileler teknoloji kullanımını çocukları için zararlı görmediği gibi, bilişim eğitiminin ilkokulda verilmesini istiyor. Araştırma sonucuna göre ailelerin yüzde 84,91’i çocuklarının teknoloji eğitimi almasını istiyor.

Ebeveynlerin katılımı ile yapılan araştırmada; ailelerin yüzde 59,26’sı çocuklarının teknoloji kullanımından memnun iken, ailelerin yüzde 80,77’si çocuklarını gönderecekleri okulu seçerken bilişim eğitimi verilmesinin seçimlerini olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor.

Araştırmaya katılan ebeveynlerin yüzde 45,45’i çocuklarının 5 ila 9 yaş arasında bilişim eğitimi alması gerektiğine inanıyor. Aynı şekilde ailelerin yüzde 62,50’si çocuklarının ilerde bilişim sektöründe çalışmasına sıcak bakıyor. Eğitimden sağlığa güvenlikten teknolojiye kadar 100’e yakın oturumun yer alacağı Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi’nde ise tüm veriler ve daha fazlası konunun uzmanları tarafından ele alınacak.

Çocukların Tercihi Oyun ve Tablet

Araştırmaya göre çocuklar günde ortalama 2-3 saat teknoloji aletleri kullanıyor. Bunun yanı sıra çocukların cep telefonundan çok tablet kullandıkları görülüyor. Çocuklarda tablet kullanım oranı yüzde 89,90 iken, cep telefonu kullanımı yüzde 53,54’lük orana sahip. Bu oran taşınabilir bilgisayarlarda yüzde 49,49, masaüstü bilgisayarlarda yüzde 38,38 olarak görülüyor.

Teknoloji kullanım amacına bakıldığında ebeveynlerin en çok araştırma için çocukların ise oyun için teknolojiyi kullandığı görülüyor. Ailelerin yüzde 84,91’i araştırma, yüzde 82,08’i sosyal medya, yüzde 76,42’si gazete okumak için teknolojiden faydalanırken; çocukların yüzde 84,31’i oyun oynamak, yüzde 56,86’sı film izlemek, yüzde 50,98’ise eğitim amaçlı faydalanıyor.

Türkiye’de İlk Defa Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi

Katılımcıların web sitesi üzerinden online kayıt oluşturarak ücretsiz katılım sağlayabilecekleri Çocuklar için Bilişim Zirvesi; eğitim, güvenlik, teknoloji, sağlık gibi ana kategorilerde de uzman konuşmacıların katılımları ile ailelere yeni bir bakış açısı sunacak. Geniş bir yerleşim alanında, çocukların ve gençlerin uygulamalı takım çalışmalarının, ebeveynler için 100’e yakın oturumun gerçekleşeceği etkinlik, “Teknolojiye Doğan Çocuklar” mottosuyla hayata geçirilecek.

Unutmayın, Türkiye’nin ilk "Çocuklar için Bilişim Zirvesi" etkinliği 23-24 Mayıs tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirilecek.

Kapıları herkese açık olan Bilişim Zirvesi etkinliğine katılmak isteyen okurlarımız www.bzcocuk.com adresinde bulunan “Online Kayıt” formu doldurularak kayıt işlemlerini gerçekleştirebilirler.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

14 Mayıs 2015 Perşembe

Google'un Android One Programı Avrupa'da ilk kez Türkiye'de!

Gelecek bir milyar internet kullanıcısına performansı güçlü akıllı telefon deneyimi yaşatmak amacı ile tasarlanan ‘Android One Programı’nın Türkiye’deki ilk telefonu ‘General Mobile 4G’ satışa sunulmaya hazır.

Google, akıllı telefon deneyimini herkes için ulaşılabilir kılmak amacıyla başlattığı Android One Programı'nı Avrupa’da ilk kez Türkiye’de hayata geçiriyor. Program kapsamında her aşaması Google onayıyla General Mobile tarafından tasarlanan ilk Android One telefon olan ‘General Mobile 4G’, 15 Mayıs’tan itibaren satışa sunulacak.

Android One Programı'nın tanıtımı için İstanbul’da gerçekleştirilen basın toplantısına Google Android One Ürün Grubu Başkan Yardımcısı Caesar Sengupta'da katıldı ve bir konuşma yaptı. Mobil internet alanında yaşanan gelişmeleri devrim olarak niteleyen Sengupta, bu devrimde Android platformunun büyük bir rol oynadığını söyledi. "Günümüzde neredeyse ‘süper bilgisayar’ özelliklerine sahip akıllı cihazları cebimizde taşıyoruz. Bu heyecan verici. Dünyada yaklaşık 1,75 milyar kişi akıllı telefon kullanıyor, ancak daha gidilecek yolumuz var. Geliştirilen mobil uygulama ve servislerin sağladığı fırsatlardan henüz herkes yararlanamıyor" dedi.

İnternetin, ekonominin her segmenti için bir “büyüme motoru” işlevi üstlendiğine de dikkat çeken Sengupta, akıllı telefonların özellikle gelişmekte olan ülkeler için büyük fark yarattığını belirtti ve şunları söyledi: “İnovasyon ve yaratıcılığı destekleyen Google, iş ortakları ile birlikte Android ekosisteminin büyümesi ve kullanıcıların farklı katma değerli servislerden faydalanması için çalışmalarına devam ediyor. Bugün dünyada satışa sunulan her 10 telefondan 8’i Android işletim sistemine sahip. Günümüzde 3 milyar kişi internete erişiyor. Bu büyümenin itici gücü ise, akıllı telefonlar. Akıllı telefonların pazardaki payının yüzde 40’ın üzerinde olduğu Türkiye, bu alanda büyük bir potansiyele sahip. 2017’de akıllı telefonların pazar payının yüzde 70 olması bekleniyor.”

Herkes İçin Yüksek Performanslı Akıllı Telefon Deneyimi: Android One

Android One programı kapsamında önde gelen donanım ve telefon üreticileri ile işbirliği yapan Google böylece yüksek kalite, performans ve uygun fiyatlı akıllı telefon seçeneklerinin tüketicilere sunulmasına destek oluyor. Android One programı kapsamında üretilen telefonlar, kullanıcıya Android işletim sisteminin en güncel versiyonu ile, en yeni özellik, uygulama ve güncellemelerin rahatlıkla yüklenebileceği bir şekilde sunuluyor. Android One programı kapsamında geliştirilen telefonlar hızlı işlemci, üstün kaliteli geniş ekran, yüksek çözünürlüklü ön ve arka kameralar gibi gelişmiş özelliklere sahip.

Android One programı kapsamında, her aşamada Google onayıyla General Mobile tarafından tasarlanan ‘General Mobile 4G’ akıllı telefonlar internete yüksek hızda bağlanma, uygulamaların ve videoların ihtiyaç duyduğu geniş bellek kapasitesi ve bu kapasitenin Micro SD kart ile artırılabilmesi gibi özelliklerle kullanıcıya sunuluyor.

Türkiye’de ki İlk Android One Telefon ‘General Mobile 4G’

Google Android One Programı'nın Türkiye’deki iş ortağı olan General Mobile tarafından üretilen General Mobile 4G, Türkiye’de ilk kez Android’in en güncel versiyonu Lollipop 5.1.1. ile geliyor. Şık ve ince tasarımı, 5 inç ekranı ile kullanıcılara Android avantajlarını en yüksek performansla sunmak üzere tasarlanan General Mobile 4G, 15 Mayıs 2015’ten itibaren 699 TL’lik fiyat etiketi ile satışa sunulacak.

General Mobile ve Telpa Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Yaman, Google ile yaptıkları stratejik ortaklığın ilk ürünü olarak General Mobile 4G’yi lanse etmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Yaman; "Android One programı çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz işbirliğinin markamızın Türkiye'den dünyaya açılma hedefinde önemli bir adım olduğuna inanıyoruz" dedi.

General Mobile Genel Müdürü Muzaffer Gölcü, Google mühendislerinin de General Mobile 4G’nin hızını, performansını ve kalitesini onayladığını belirtti. General Mobile tarafından tasarlanan General Mobile 4G ile ilgili bilgiler veren Gölcü, “Google Android işletim sisteminin en güncel versiyonu Lollipop 5.1.1.’i ilk kez General Mobile 4G ile Türkiye’de kullanıcılara sunacağız. Bir çok deneyimi ve yeniliği beraberinde getiren Android Lollipop 5.1.1 General Mobile 4G kullanıcılarının en önemli ayrıcalıklarından biri olacak” dedi.

Muzaffer Gölcü; “Cihaz, 150 Mbps 4G-LTE hızında interneti, 13 MP ana kamera ve 5MP Selfie kamerası, 5” HD IPS dayanıklı Gorilla Glass 4 ekranı, Qualcomm Snapdragon 64 Bit güçlü işlemcisi ve 2 kat daha iyi performans sunan 2GB RAM ile tüketicilere benzersiz bir akıllı telefon deneyimi sunuyor. Ayrıca 16GB hafızaya sahip General Mobile 4G Micro SD kart girişiyle hafızası arttırılabiliyor. 2500 mAh çıkartılabilen pili ve Android one platformuyla da 90 dakikaya kadar ek aktif kullanım süresi, sağlıyor” diyerek sözlerine son verdi.

Android One platformu ve General Mobile 4G hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.android.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

12 Mayıs 2015 Salı

Uluslararası Ar-Ge Projeleri Yarışması Ödülleri Sahiplerini Buldu!

MEF Eğitim Kurumları tarafından Türk ve yabancı lise öğrencileri arasındaki genç araştırmacıları desteklemek ve onları daha fazla bilimsel araştırmalara yönlendirmek amacıyla düzenlenen “24. Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması”nın ödülleri sahiplerini buldu.

MEF Üniversitesi’nde 5-8 Mayıs 2015 tarihleri arasında sergilenen projeler arasında, Türkiye’den fizik alanında Kuleli Askeri Lisesi, kimya alanında İzmir Özel Türk Fen Lisesi ve biyoloji alanında Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri birincilik ödülüne layık görüldüler.

Yarışmaya yurt dışından katılan projeler arasında yapılan değerlendirme sonucunda ise fizik alanında Litvanya, kimya alanında Slovenya, biyoloji alanında ise Bulgaristan birincilik ödülünün sahibi oldular.

MEF Eğitim Kurumları tarafından 1992 yılından bu yana düzenlenen ve artık uluslararası bir bilim zirvesi olarak kabul gören “Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması”nın ödül töreni, 8 Mayıs 2015 tarihinde MEF Okulları Ulus Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Toplam 1434 öğrenci ve 771 proje arasından gerçekleştirilen ön eleme sonucunda Türkiye genelinden 66, yurt dışından ise 25 projenin finale kaldığı yarışmada mekanik ısı ve termodinamik yasaları ağırlıklı uygulamalı çalışmalar, canlı organizmaların yapılarının anlaşılmasında optik yöntemler içeren projeler ve nanoteknolojik uygulamalar öne çıktı.

MEF Üniversitesi’nde 5 Mayıs 2015 tarihinden itibaren üç gün boyunca sergilenerek kamuoyuna ve jüriye sunulan projelerde bu yıl en fazla dikkat çeken, öğrencilerin geçen yıllara oranla daha fazla gözlem yapmaları ve yaratıcılıklarını artırmaları oldu. Yapılan ön değerlendirme sonucunda 163 öğrencinin hazırladığı 91 projenin sergilenmeye değer görüldüğü yarışmada, jüri üyelerinin ortak görüşü projelerin neredeyse tamamının sanayiinin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni teknolojilerle donatılmış nitelikte olduğu idi.

MEF Eğitim Kurumları’nda okuyan öğrenciler dışında tüm gençlerin katılımına açık olarak gerçekleştirilen yarışmanın 24.’sünde, öğrencilerin yaşadıkları bölgelerin farklı ihtiyaçlarına yönelik projeler geliştirdikleri de gözlemlendi.

Her yıl daha fazla sayıda projenin sanayide hayata geçirildiği yarışmaya mimik kontrollü protez koldan, maden ocağı havalandırma sistemi tasarımına, patlayıcı maddelere karşı güçlendirilmiş beton panellerden yeni nesil yakıt piline, kanser tedavisinde yeni yaklaşımlardan üst solunum yolu enfeksiyonları tedavisine, diyabet hastaları için yer elmasından cips ve içecek üretiminden alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılabilecek yeni yöntemlere kadar farklı konularda farklı sektörlerin sorunlarına çözüm üreten birçok proje katıldı.

Başta Türkiye olmak üzere Arnavutluk, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Dubai, Filipinler, Gürcistan, Hırvatistan, İsveç, Karayipler, Kırgızistan, K.K.T.C., Kosova, Letonya, Macaristan, Makedonya, Malezya, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya ve Türkmenistan’ın da katıldığı yarışmada yurt dışından gelen öğrenciler de uluslararası arenada ülkelerini temsil etme heyecanını ve onurunu yaşadılar.

Kazanan Ulusal Projeler

Yarışmada birinci olan ulusal projeler;

KategoriKazanan OkulŞehir ProjeFizikKuleli Askeri Lisesi İstanbulElektromanyetik Kalkanlama ile Elektromanyetik Radyasyona Karşı Koruyucu ve Isı Yönetimi ile Termal Konfor Sağlayan Antimikrobiyal Kompozit Pilot Üniforması TasarımıKimyaİzmir Özel Türk Fen LisesiİzmirTrombin Enziminin Tayini için Grafit Tabanlı Tek Kullanımlık Empedimetrik Aptasensör GeliştirilmesiBiyolojiKuleli Askeri LisesiİstanbulGeleneksel Yönteme Modern Bir Yaklaşım: İki Bitkinin Sinerjik Etkisiyle Yeni Bir Yanık İyileştirici Sprey Üretimi

Yarışmada ikinci olan ulusal projeler;

KategoriKazanan OkulŞehir ProjeFizikÖzel Çakabey Anadolu LisesiİzmirUzaysal Işık Modülatörü GeliştirilmesiKimyaKuleli Askeri LisesiİstanbulPatlayıcı Maddelere Karşı Güçlendirilmiş Çelik Lif Katkılı Ultrayüksek Performanslı Beton Panel Yapı Malzemesi GeliştirilmesiBiyolojiİzmir Özel Ege LisesiİzmirKanser Tedavisi için Zerdeçal Taşıyan Nanopartiküllerin Geliştirilmesi

Yarışmada üçüncü olan ulusal projeler;

KategoriKazanan OkulŞehir ProjeFizikİstanbul Özel Bahçeşehir Fen ve Teknoloji LisesiİstanbulSnell Yangın DedektörüKimyaİzmir Özel Fatih Fen LisesiİzmirKurşun analizine Yönelik Yeni Nesil Kolorimetrik Bir Yöntem: Aptamer Modifiye Altın NanoparçacıklarBiyolojiKeşan Dr. Rıfat Osman Mesleki ve Teknik Anadolu LisesiEdirneBilinmeyen Hazine (Hordeum Murinum L – Yaban Arpası veya Pisipisi Out)

Yarışmada teşvik ödülü alan ulusal projeler;

Kazanan OkulŞehir ProjeIsparta Süleyman Demirel Fen LisesiIspartaPDTP (Pil Dönüşüm Teşvik Projesi)TED Antalya Koleji Özel Fen LisesiAntalyaElektrospinning Yönetim Uygulanarak Nanomanyetit Demir Katkılı Nanolif ile Elektromanyetik Dalgalardan Korunma KalkanıSamsun Garip Zeycan Yıldırım Fen LisesiSamsunŞifalı Dondurma

Yarışmada jüri özel ödülü alan ulusal projeler;

Kazanan Okul ProjeSamsun Garip Zeycan Yıldırım Fen LisesiMimik Kontrollü Protez KolÖzel Darüşşafaka Eğitim KurumlarıKullanılmayan Auger Spiral Sea Snail and Cypraea Vitellus Deniz Kabuklarından İmplant Kaplamaları ve Protez Yapımında Kullanılan Hidroksiapatit (HA) ile Trikalsiyumfosfat (TCP) Eldesiİzmir Özel Fatih Fen LisesiHesperetinin ve Punica Granatum Ekstretinin Multiple Miyeloma Hücreleri Üzerine Apoptotik Etkileri

Beşiktaş Belediyesi özel ödülü alan ulusal projeler;

Kazanan Okul  ProjeEyüp Aygar Anadolu LisesiMersinEgzoz Gazının Isı Enerjisinden Faydalanarak, Egzozdan Çıkan Zararlı Gaz Seviyesinin, Dolayısıyla Hava Kirliliğinin En Aza İndirgenmesiİzmir Özel Bornova Fen LisesiİzmirModifiye Grafen Oksit Yüzeyler ile Yeni Nesil Yakıt PiliÖzel Rota Fen Lisesiİzmirİzmir Gaziemir Serbest Bölgesinde Havadaki Ağır Metal Kirliliğinin Hypnum Cupressifurme Türü Karayosunlarının Kullanımıyla Ölçümlenmesi

Kazanan Uluslararası Projeler

Yarışmada birinci olan uluslararası projeler;

KategoriKazanan OkulÜlke ProjeFizikRiga 41st Secondary SchoolLitvanyaMonte Carlo Simulation of Photon Transport in SkinKimyaII. Gimnazia MariborSlovenyaSlovenya – Effect of Concentration of AgNO3 and of the Reducing Agent to the Size and Morphology of Silver and Nanoparticles Suitable for Use in Medical PurposesBiyolojiSecondary Medical School of The City of Skopje “D-R Panche Karagjozov”MakedonyaGenetic Transformation of Nicotiana Tabacum L. with Conserved Culture of Agrobacterium Rhizogenes A4

Yarışmada ikinci olan uluslararası projeler;

KategoriKazanan OkulÜlke ProjeFizikLyceum No 1553RusyaThe Research on the Stability of a Proportional ControllerKimyaChyngyz Aytmatov Bishkek Kyrgz Turkish High SchoolKırgızistanCleaning Oily Wastewater, Combination of Extraction and Absorption MethodsBiyolojiBatory High School in WarsawPolonyaAllelopathic Effects of Synapsis Alba on Germination and Seedling Growth of Secale Cereale and Triticum Aestivum

Yarışmada üçüncü olan uluslararası projeler;

KategoriKazanan OkulÜlke ProjeFizikInternational School of TuzlaBosna HersekPump it UpKimyaLyceum Named After Academician Zarifa AliyevaAzerbaycanUsing Bioliminisence As a Biomarker in MedicineBiyolojiSecondary School “Asen Zlatarov”BulgaristanImpact of the Degree of Invasion of Varroa Destructor on the Hygenic Behavior of the Bees

Yarışmada teşvik ödülü alan uluslararası projeler;

KategoriKazanan OkulÜlke ProjeFizikDubai International AcademyDubaiFuture of Renewable Energy Harnessing Evaporation Energy from Bacterial SporesKimyaSackhere 2nd Public SchoolGürcistanUtilization of Secondary Vegetable Oils and Transformation into BiodieselBiyolojiRingsjöskolanİsveçSewage Water Treatment by Plants for Single Households

Yarışmada jüri özel ödülü alan uluslararası projeler;

Kazanan OkulÜlke ProjeGimnazija ProkuplyeSırbistanHydrogen Propelled EngineGymnazija No:1 of ZodinoBelarusThe Second Life of Tetra – Pak PackagingChung Ling High School PenangMalezyaHerbal Feed Supplements as Growth Promoter and Alternative Medicine to Red Tilapia in Tank Culture

24. Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.mefproje.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

11 Mayıs 2015 Pazartesi

“birFİKRİNmiVAR?” Girişimcilik Yarışmasının Kazananları Belli Oldu!

Yapımcılığını Fuat Sami’nin üstlendiği Türkiye’nin en büyük girişimcilik yarışması birFİKRİNmiVAR? ekran hayatında 9. Sezonunu da tamamladı.

10. Sezon hazırlıklarına hız kesmeden başlayan birFİKRİNmiVAR? 360 TV ekranlarında başarılı girişimcilerin hayallerini gerçekleştirmeye devam edecek. Yayın hayatına başladığı günden bu yana tam 30.000 girişimciye direkt olarak ulaşıp içlerinden milyon dolarlık başarı hikayeleri yaratan ve milyonlarca izleyiciye ulaşan “birFİKRİNmiVAR?”; yeni sponsorları ve yeni jüri üyeleri ile 10. sezonuna merhaba diyecek.

Binlerce başvurunun arasından iş fikirleri tek tek incelenerek ön elemelerden geçen girişimci adaylarına; program öncesinde verilen eğitim desteğinin yanı sıra, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ve KOSGEB’in desteği de sağlanmakta.

Ses getiren projelerin sunulduğu “birFİKRİNmiVAR?”, yayınlanan fikirlerle yurtdışındaki yatırımcıları da heyecanlandırıyor. Örneğin; geçen yılın kazananı olan “Hızlı Soğutma Cihazı” fikri bu yarışmayla fenomen olmuş ve 8 ülkeden yatırımcı bu projeye destek olmak istemiş.

Bu sezon ise VCR Eleme Makinaları projesi ile Serim Berke Yarar ve Kablosuz Enerji Transferi Projesi  ile Metin Ceylan isimli girişimler büyük ödülün sahibi olmaya hak kazandılar. Ayrıca daha yarışma bitmeden yatırımcılar ve milyonlarca liralık iş geliştirme fırsatları yakaladılar.

 "birFİKRİNmiVAR?" Yarışmasının Kazanan Girişimleri

VCR Eleme Makineleri

Yarışmaya İstanbul'dan katılarak finalist olmaya hak kazanan girişimci Serim Berke Yarar tarafından geliştirilen "VCR Eleme Makineleri" 1,000,000 microndan 20 microna kadar aynı eleme prensibini kullanarak çok verimli ve %60 enerji tasarrufuna varan elek makinesi olma özelliği taşıyor.

Kablosuz Enerji Transferi

Yarışmaya Afyon'dan katılarak finalist olmaya hak kazanan girişimci Metin Ceylan tarafından geliştirilen "Kablosuz Enerji Transferi" projesi ile enerji kablo olmadan kullanılan cihaza aktarılabiliyor. Belirli bir alanda üretilen elektirik kablosuz bir şekilde priz olmadan kullanılabiliyor. Bu proje ile telefonlar prizsiz şarj edilebiliyor. Proje hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz buradaki röportajımızı okuyabilirsiniz.

"birFİKRİNmiVAR?" Yarışmasının 10.Sezon Başvuruları Başladı

Birbirinden iddialı fikirlerle ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan, ekonomi ve iş dünyasının önemli katılımlarıyla girişimciliğe verdiği destek ile adından söz ettiren yarışma programı “birFİKRİNmiVAR?” 9. Sezonuyla ekranlara şimdilik bir soluk molası verdi. Ancak bu süreçte ‘bir fikrim var’ diyen herkese hayallerini gerçekleştirmek için başvuru sürecini devam ettiriyor.

Sizin de bir fikriniz varsa ve ‘icat çıkartmakta üstüme yoktur’ diyorsanız hemen www.birfikrinmivar.com adresinden başvurularınızı yapabilirsiniz.

Haberimizi iddialı fikirleri olan tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Milyonlarca Solucanla Organik Gübre Üretip Satıyor!

Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde, KOSGEB'ten aldığı kredi ile solucan gübresi üretimine başlayan İlknur Pazarcık, bu gübrenin kilosunu 4 liradan satıyor.

Bandırma'da yaşayan İlknur Pazarcık, eşiyle birlikte araştırma yaparken dünyada yaygın olarak üretimi yapılan, ancak birçok insanın bakmaya cesaret edemediği solucan gübresine ilgi duydu.

Dünya 50 Yıldır Biliyor

Solucan gübresinin dünyada 50 yıldır kullanıldığını belirten Pazarcık, "Bir metreküp bitkisel atığa, 50-60 bin solucan koyuyorum. Bu solucanların yedikleri atıklar, 1.5-2 ayda gübreye dönüşüyor. Solucan gübresi daha sonra konulan dorselerin altındaki elekten aşağı düşüyor. Bunları toplayıp, eleyip torbalayıp Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne satıyoruz." dedi.

Devletten Destek Aldı

2012 yılında KOSGEB'ten aldığı kredi ile bu projeyi yaşama geçiren Pazarcık, işini genişleterek Edincik Mahallesinde tesis kurmayı başardı. Halen 5 milyon adet solucanın bulunduğunu ve bunlardan ortalama 20 ton gübre ürettiğini söyleyen İlknur Pazarcık, AB ve ABD'nin ülkesinde solucan gübresi üretimine destek verildiğini söyledi.

Tamamen Organik Olan Gübre Seralar İçin Çok Önemli

Türkiye'nin bu sektöre teşvik vermesini isteyen İlknur Pazarcık, tamamen organik olan solucan gübresinin özellikle seralarda kullanımının çok önemli olduğunu dile getirdi. İşini severek yaptığını belirten Pazarcık, "Verimi en az ortalama yüzde 30 artırırken, 10-15 gün erken hasat imkanı sağlıyor. Solucanların organik artıkları tükettikten sonra ortaya çıkardığı atık olan 'solucan gübresinin' hiçbir kimyasal madde içermemesi nedeniyle tarımda doğal, organik üretim açısından büyük önem taşıyor. Toprakta kimyasal kirliliği ortadan kaldıran, verimi ortalama yüzde 30 artıran, toprağı yenileyen, rehabilite eden ve su tutma kapasitesini artıran solucan gübresini, her çiftçi üretebilir." dedi.

Türkiye'nin Dışa Bağımlılığını Azaltıyor

Pazarcık, solucan gübresi üretiminin artırılması ile birlikte kimyasal gübre üretiminde dışa bağımlı olan Türkiye'nin önemli döviz tasarrufu sağlayacağını belirtti.

5 Milyon Solucanı Var

Solucan gübresi üretiminde özellikle kırmızı solucanların kullanıldığını dile getiren Pazarcık, "50 yıldır dünyada kullanılan bu çok kıymetli ürün, Türkiye'de yaygın olarak bilinmiyor ve kullanılmıyor. 5 milyon solucanım var. Her gün 5 milyon işçi, hiç sigorta-yemek istemeden benim için üretim yapıyor. Solucan gübresi 1 metreküp bitkisel atığa 50-60 bin adet solucan koyuyoruz, 1,5-2 ayda gübreye dönüşüyor. Solucanların yedikleri atıklar gübre oluyor, gübre dorselerin altındaki elekten aşağı düşüyor. Bunları toplayıp, eleyip torbalayıp Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne satıyoruz. Normal şartlarda solucan gübresinin kilogramı 4 lira, ancak toptan satışlarda fiyatlar değişebiliyor." dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

8 Mayıs 2015 Cuma

XII. Teknoloji Ödülleri İle Teknoloji Seferberliği İçin Düğmeye Basıldı!

TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD tarafından gerçekleştirilen “Teknoloji Ödülleri”nin 12’incisi için düğmeye basıldı. Türkiye’nin teknoloji geliştiren ülkeler arasında yer almasını sağlamak ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesini teşvik etmek amacıyla düzenlenen ödüllerde bu yıl, 2023 hedefleri için ‘seferberlik’ çağrısında bulunuldu.

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD), Türkiye’nin teknoloji geliştiren ülkeler arasında yer almasının sağlanması ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesinin teşvik edilmesi amacıyla düzenlediği Teknoloji Ödülleri’nin 12’ncisi için başvurular başladı.

Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes’ın katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye’nin teknoloji geliştirme ve 2023 hedeflerine ulaşma konusunda, devlet ile özel sektörün el ele vererek seferber olması gerektiği çağrısında bulunuldu.

Toplantının açılış konuşmasını yapan XII. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, “Bugün artık Türkiye’nin, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak, ileri teknoloji tasarımı ve üretiminde bölgesel merkez olmak gibi iddialı hedefleri var. Geleceğin tasarlandığı bu süreçte, 2023 hedeflerine ulaşmak için yüksek teknolojide hakimiyet sağlamak ve Bilgi Toplumu’na dönüşmek şart” dedi.

“Daha Çok Kaynak Ayrılmalı”

Türkiye’nin dünyada rekabetçi ekonomiler arasında yerini sağlamlaştırabilmesi için yenilikçi ürün ve teknoloji geliştirmeye daha fazla kaynak ayrılması gerektiğine dikkat çeken Müjdat Altay, “2014 yılında 242 milyar dolar olan toplam ithalatımızın yaklaşık 180 milyar doları imalat sanayi ürünlerinden oluşuyor. Bu alanda ortalama Ar-Ge’ye ayrılan payın yüzde 2.5 olduğunu varsayarsak yurtdışında yapılan Ar-Ge’yi 3 milyar dolar ile desteklemiş olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu trendi, tersine çevirmek zorundayız. Unutmamalıyız ki, bu alanda ancak topyekûn bir işbirliği ile başarılı olabiliriz” dedi.

Türkiye’nin her yıl düzenli olarak yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi'nde son 4 yılda basamakları 10'ar, 20'şer tırmandığının altını çizen Müjdat Altay, "30 başvuru ile başladığımız Teknoloji Ödüllerine 11 yılda 872 proje ön başvuruda bulundu. Bugün 12’ncisini başlatırken, önceki yılın 198 olan ön başvuru sayısını aşmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes günümüzde milyarlarca makinanın, önümüzdeki yakın yıllarda ise yüz milyarca makinanın birbirleriyle iletişimde olup, veri üreten bir yaşamın olacağına değinerek; “Yaşamın her noktasında ve her anında bu bilgiler insanların, kurumların iş yapma biçimlerini ve yaşam beklentilerini, özel hayatlarını değiştiriyor olacak. Daha akıllı endüstriler, akıllı şehirler ve sonunda daha akıllı bir dünya söz konusu olacak. Bizim işte böyle bir dünyaya hazırlanmamız gerekiyor. Ülkemizde teknolojiye yatırım yapan şirketlerin ve nitelikli araştırmacı insan gücünün katkısıyla büyüttüğümüz Teknoloji Ödülleri’nin 12.sinin başvuru sürecini bugün başlatıyoruz. Başvuruların sayılarının bu sene artmasını ümit ediyoruz. Etkinliğimizin özel sektör içerisinde heyecan verici bir yarış olduğunu görmekten çok mutluyuz. Bugünün acımasız küresel rekabet ortamında, kazananlar tarafında olmak istiyorsak, amaç, neler olabileceği üzerine fikir yürütmek değil, nelerin olmasını sağlayabilirim diye hayal kurmak olmalıdır. Yenilik tiryakisi olmak zorundayız” açıklamasını yaptı.

“Orta Gelir Tuzağından Çıkış Yolu, Teknoloji”

TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ise Teknoloji Ödülleri’nin Türkiye’deki benzerlerine göre en önemli farkının; ‘her alanı temsil etme gücü’ olduğunu vurguladı. Ultav, konuşmasında şunları söyledi: “Önemli bir dönemeçten geçiyoruz. İçinde bulunduğumuz orta gelir tuzağından kurtulmak, ancak inovasyon ve teknolojiyle mümkün. Ülke olarak, bir üst lige çıkmak, verimlilik ekonomisi paradigmasını değiştirmek için, rekabet gücümüzü ortaya koymamız gerekiyor. Bu önemli dönüşümde ‘ben de varım’ diyen tüm firmaları, Türkiye'nin Teknoloji Ödülleri yarışına katılarak rekabet güçlerini göstermeye davet ediyoruz. Bizden önce, bu yolculuğa çıkan ülkelere yetişmek, onları geçmek, bütçeleri ile birçok devlet bütçesini aşan dünya devi markaları yakalamak için tek yol; Ar-Ge’de, teknolojide, inovasyonda yetkinliğimizi artırmak. İnanıyoruz ki, bundan sonra da devlet ve özel sektör el ele verip aynı inançla çalışırsa, teknoloji geliştirme konusunda topyekun bir seferberlik ilan edip, başarıya giden yolu hızlandırabiliriz.”

Toplantıda TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu ise özel sektörün yenilik geliştirme konusunda başarılı ve girişken olduğunu, kendine güvendiğine değinerek; “AR-GE anlamında da zihinsel bir dönüşüm yaşıyor. Başarının burada olduğunu bizzat yaşayarak görüyor. Devlet desteği ile birlikte bu başarı çok yükseklere çıkıyor. AR-GE ve yeniliğin öneminin farkında olan bir devlet politikası izlenmesi ve buna sınırsız destek verilmesi ile ciddi mesafe aldığımızı söyleyebiliriz. Bugün Ankara’da özel bir etkinlikle Türk Sanayisi için geliştirilen ve tanıtımı gerçekleştirilecek Ufuk2020 projesi de güzel bir örnek. Bu teşviklerle ödüller başvurunun nitelik ve nicelik olarak artacağını söyleyebiliriz. Bugün sürecini başlattığımız 12. Teknoloji ödülleri sürecinin sonunda yaklaşık 1 yıl sonra farklı ödül kategorilerinde ve farklı ölçeklerde başarılı firmalar teknoloji ödüllerine kavuşmuş olacaklar. Seneye bu vakitlerde bir firmamız büyük ödülü alarak en büyük sevinci yaşayacak. Biz de onları alkışlayarak bu coşkuya ortak olacağız. Bu yarışta yer alacak tüm firmalarımızı kutlamak istiyorum. Aslında kaybedeni olmayan bir yarışma olacak.” dedi.

Teknoloji Ödülleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.teknoloji.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi teknolojik gelişmelere ilgi duyan, bu alanda girişim fikri olan okurlarımız ve yatırımcılarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

7 Mayıs 2015 Perşembe

Eğlence Ekonomisi Zirvesi 11-12 Mayıs'ta İstanbul'da!

Türkiye'nin ilk "Eğlence Ekonomisi Zirvesi", 11 - 12 Mayıs 2015 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü, Albert Long Hall'de gerçekleştirilecek.

Türkiye'de bir ilk olarak gerçekleştirilecek Eğlence Ekonomisi Zirvesi, spor, sinema, televizyon, yemek ve turizm sektörlerinin önde gelen firmaları ve lider isimleriyle sektörün finansman sürecini katılımcılar ile beraber irdeleyecek.

Eğlence sektöründeki lider firmaları ve öncü isimleri bir araya getirmeyi hedefleyen Eğlence Ekonomisi Zirvesi'inin konuşmacılar arasında;

Spor dünyasından Fikret Orman, Fuat Akdağ, Uğur MelekeSinema dünyasından Muzaffer Yıldırım, Cem Yılmaz, Pamir DemirtaşTelevizyon sektöründen Timur Savcı, İzzet PintoMüzik dünyasından Cem Yegül, Zümrüt Arol BekçeEğlence sektörünün önde gelen firmalarından Istanbul Entertainment Group, Zorlu PSM, Ülker Arena, Fanta Gençlik Festivali 

gibi isim ve firmalar yer alıyor. 

Unutmayın, "Eğlence Ekonomisi Zirvesi", 11 - 12 Mayıs 2015 tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü, Albert Long Hall'de gerçekleştirilecek.

"Eğlence Ekonomisi Zirvesi" hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.eglencezirvesi.com web adresini ziyaret edebilir, biletlerinizi ise buradan satın alabilirsiniz.

Haberimizi eğlence ekonomisine ilgi duyan, bu alanda girişim fikri olan okurlarımız ve yatırımcılarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

6 Mayıs 2015 Çarşamba

Sodexo "İşyeri Trendleri 2015" Raporunu Açıkladı

Tüm dünyada binlerce kurum ve yüz binlerce çalışana yemek, temizlik, teknik bakım gibi birçok hizmet sunan Sodexo, hazırladığı “Workplace Trends Report” ile iş dünyasının güncel trendlerini araştırdı. Rapora göre; aile yaşamını destekleyen ve kolaylaştıran şirketlerin çalışanları, iş – aile yaşamı ikileminde kaybolmuyor, daha sağlıklı ve mutlu bir profil çiziyor.

Sodexo, “Workplace Trends Report 2015” (İşyeri Trendleri Raporu 2015) ile global çapta iş dünyasının güncel trendlerini araştırdı. Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi, iş dünyasında yaşam kalitesini yükseltmek ve kurumlarının verimliliğine katkı sağlamak adına rapordan önemli başlıkları açıklıyor.

Rapor’da, kurumların insan kaynakları politikalarında öne çıkmaya başlayan “aile dostu” şirketler kavramı ile birlikte çalışanların iş – aile yaşamı dengesine verilen destek önemli bir yer kaplıyor.

Teknolojinin yeni iş alanları ve çoklu kariyer imkânları yarattığı günümüz dünyasında özellikle ebeveynler, iş yaşamlarındaki kariyerlerinde ilerlerken, aile yaşamının getirdiği farklı roller ve sorumluluklar arasında sağlam bir denge kurmaya çalışıyor.

İş ve Aile Dengesi Bozulan Çalışanda Hem Fiziksel Hem de Ruhsal Sorunlar Baş Gösteriyor

Çalışma temposu nedeniyle kendine yeterince vakit ayıramayan, ailesine karşı bireysel sorumluluklarını yerine getirmediğini düşünen ebeveynler çeşitli sorunlarla yüzleşiyor. Bunların başında ise “iki kariyeri” arasındaki dengenin bozulmasından mutsuz olan çalışanın motivasyonunun azalması geliyor. Devamında ise uykusuzluk, depresyon gibi ciddi sorunlarla karşılaşılabiliyor.

Aile Dostu Şirket Çözümleri

Çalışanlarının iş – aile yaşamını dengelemesine destek veren şirketler bu konuda birçok insan kaynakları politikasını da hayata geçiriyor. Bunların başında ise çalışma alanı içerisinde bakım alanları, esnek çalışma saati/ yeri imkanı, uzaktan çalışma, yarı zamanlı çalışma, iki ebeveyn için de doğum izni uygulamaları, aile yaşamı dengesi koçluğu geliyor. Bununla birlikte aile dostu şirket kavramı şirket kültürleri içerisinde yerini almaya başlıyor. Bu anlamda gelişme sağlayan şirketler çalışanlar tarafından tercih ediliyor.

İş ve Aile Dengesini Sağlayabilen Çalışan İşini Seviyor

Workplace Trend Report 2015’e göre “aile dostu şirket” çalışanları, iş ve aile yaşamı dengesini kolayca sağlayabildiklerinden işlerine daha bağlı ve mutlu oluyorlar. Bununla birlikte bu şirketlerde çalışanların, sağlık sorunlarında ve devamsızlıklarında azalma, kuruma olan bağlılıklarında artış ve dolayısıyla işten ayrılma oranlarında düşüş gözlemleniyor.

Haberimizi işveren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

5 Mayıs 2015 Salı

"Bir Konu Bir Konuk" Etkinliklerinin Mayıs Konuğu: Nevgül Bilsen Safkan

"Bir Konu Bir Konuk" düzenli olarak gerçekleştirdiği etkinliklere devam ediyor. "Bir Konu Bir Konuk"un Mayıs ayı konuğu Kliksa.com Genel Müdürü Nevgül Bilsen Safkan olacak. 

Nevgül Bilsen Safkan, 6 Mayıs 2015 tarihinde gerçekleştirilecek etkinlikte 'E Ticarette Rekabet ve Farklılaşma' konusu ile katılımcıların karşısında olacak.

Bir Konu Bir Konuk; meraklı öğrencileri, ilgi duydukları konularda, her hafta profesyonellerle bir araya getiren sosyal bir proje niteliği taşıyor. 

Bir Konu Bir Konuk'un 6 Mayıs 2015 tarihinde Kliksa.com Genel Müdürü Nevgül Bilsen Safkan ile 'E Ticarette Rekabet ve Farklılaşma' konusunda gerçekleştireceği söyleşi 18:00-20:00 saatleri arasında Teknosa Plaza /Yenisahra'da gerçekleştirilecek.

Nevgül Bilsel Safkan Kimdir?

Nevgül Bilsel Safkan, 1989 yılında Avusturya Lisesi ve 1993 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü’nden mezun olmuş. Aynı yıl Arthur Andersen’de denetim bölümünde profesyonel kariyerine başlayan Safkan, 2003 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde Executive MBA programını tamamlamış.

22 yıllık iş deneyiminin 20 yıllık kısmında sektörünün lideri şirketlerde (Karma International, Superonline ve Paxar Türkiye) finanstan sorumlu üst düzey yönetici olarak görev almış. 2005 yılında Sabancı Topluluğu bünyesine katılan Safkan, Marsa Kraft Foods’ta Finans Direktörü olarak göreve başlamış. 2006 yılında Teknosa’da Finans Direktörlüğü’ne, 2009 yılında ise Teknosa Finans Genel Müdür Yardımcılığı’na (CFO) atanmış. Teknosa kariyeri boyunca önemli şirket satın almalarında (Best Buy, Uzelli gibi) proje liderliği görevini üstlenmiş. Teknosa’nın başarılı halka arzının ve yatırımcı ilişkilerinin de liderliğini gerçekleştirmiş. 2013 yılında Kliksa İç ve Dış Tic. A.Ş.’ye Genel Müdür olarak atanan Safkan, halen bu görevini sürdürmekte.

Unutmayın, "Bir Konu Bir Konuk" etkinliği 6 Mayıs 2015 Çarşamba günü 18:00-20:00 saatleri arasında Teknosa Plaza /Yenisahra'da gerçekleştirilecek. Etkinliğe kayıt yaptırmayan katılımcılar güvenlik sebebiyle etkinliğe alınamayacak.

"Bir Konu Bir Konuk" etkinliği hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz facebook ve twitter hesaplarından yapılan paylaşımları takip edebir, sorularınız için birkonukonuk@gmail.com'a mail gönderebilir, kayıt işlemlerini ise buradan gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Tarıma Değer Katanlar Yarışmasının Kazananları Belli Oldu!

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından DenizBank sponsorluğunda hayata geçirilen “Tarıma Değer Katanlar” yarışmasında kazanan projeler açıklandı.

Toplumsal sorumluluk vizyonu kapsamında Denizbank ve T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı işbirliği ile tarımın gelişimine destek olma çalışmalarının önemli bir parçası olan “Tarıma Değer Katanlar” yarışmasının sonuçları belli oldu.

DenizBank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun; “Bankamızın tarım ile gönül bağı var. Tarımın sadece finansman tarafıyla değil sosyal tarafı ile de uzun yıllardır ilgileniyor ve bu konuda Bakanlığımız işbirliğinde gerçekleştirdiğimiz projeler başta olmak üzere birçok öncü girişime imza atıyoruz. Türkiye’nin, lider özel ‘Tarım Bankası’ olarak üreticilerimiz için tüm kaynaklarımızı seferber etmeye bundan sonra da devam edeceğiz.”

Ankara’da düzenlenen ödül töreninde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, DenizBank Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun ve ödül almaya hak kazanan yarışmacılar hazır bulundu.

52 İl Müdürlüğünden 11’i kadın, 48’i erkek olmak üzere 59 bireysel çalışma ve 43 adet projeli çalışmadan oluşan toplam 102 proje, yarışmada aday gösterildi. Bireysel çalışmalar ve projeler kategorisinde verilen ödüller ise şu şekilde oluştu;

- Bireysel Çalışmalar Kadın Yayımcılar Kategorisi

 Kazananlar İlProjeBirincilik Ödülü:Birsen ErgünAdanaÇiftçilerin doğru tarım tekniklerini geliştirerek alternatif üretime yönlendirilmesiİkincilik Ödülü:Nevin ÖzerAntalyaKarabuğdayın ülkemizde yetiştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıÜçüncülük Ödülü:Gül Söylemez ÖzelMalatyaSebze üretimiMansiyon Ödülü:Sibel TagayİzmirKuşkonmaz yetiştiriciliği

- Bireysel Çalışmalar Erkek Yayımcılar Kategorisi

 Kazananlar İlProjeBirincilik Ödülü:Engin UçarÇanakkaleAlternatif enerji kaynaklarının tarımsal sulamada kullanılmasıİkincilik Ödülü:Hüseyin DoğançukuruKonyaMutlu inekler, mutlu çiftçilerÜçüncülük Ödülü:Köksal KatrancıÇorumTarımsal gelir miktarının artırılması sonucunda kırsal göçün önlenmesiMansiyon Ödülü:Uğur MacitAmasyaBaklagillerin önemi ve çağımızın sorunu obezite

- Projeler Kategorisi

 Kazananlar İlProjeBirincilik Ödülü:Barış Kılınç, Ebubekir Köse, Güler Çapık,OsmaniyeYerfıstığında aflatoksin probleminin çözümünde römorklu kurutma sisteminin uygulanmasıİkincilik Ödülü:Hasan Özçelik, Salih Er, Hasan Karakuş,Gürhan DaşçıKırşehirToprak işlemesiz tarımÜçüncülük Ödülü:Ercan GürbüzBartınKırsalda bilinçli kadın ve sütte kalite seferberliğiMansiyon Ödülü:Kenan Güçlü, Engin MetinTunceliPertek tarımsal alet ekipman parkı (ortak makine kullanımı)Jüri Özel Ödülü:İdris UceHakkariÇiçeklerin özü projesiDenizBank Özel Ödülü:Ahmet ÇelenAdanaKırsal alanda kıt su kaynaklarının değerlendirilerek tarımsal üretime dönüştürülmesi

“Üreticimize Desteğimiz Artarak Sürecek”

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan DenizBank Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yürütülen bu yarışma ile tarıma değer katan ve toplumda fark yaratacak projelerin yaygınlaşmasına destek olmaktan büyük mutluluk duyduklarının altını çizdi.

Sun şöyle devam etti: “Tarım bankacılığına başladığımız ilk günden bugüne üreticilerimizle sürekli iletişim halinde olduk, hayatlarına değer katmayı ve hayatlarında değerli olabilmeyi önemsedik. Bugün çiftçimizle aynı dili konuşabilmenin, aynı hedefe birlikte yürümenin mutluluğu içindeyiz. Tabii tarımın finansmanı yanında sosyal alandaki çalışmalarımıza da her zaman önem verdik. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız öncülüğünde birçok  projeye imza attık. Tarıma Değer Katanlar Yarışması da bu yöndeki çabalarımızın bir meyvesi olarak öne çıkıyor. Yarışmaya çalışmalarıyla katılarak ödül almaya hak kazanan tüm yarışmacıları tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. DenizBank olarak üreticimize destek vermeye bugün olduğu gibi önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.”

Haberimizi tarım sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.