31 Mart 2015 Salı

Kuru Meyve Sektörü İhracatında Hedef Pazar: Çin!

Türkiye’nin üretiminde ve ihracatında dünya lideri konumunda olduğu çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ihracatının ağırlıkta olduğu ve Türkiye’ye yıllık 1,5 milyar dolar döviz kazandıran Kuru Meyve Sektörü, 2023 hedeflerine ulaşmak için güç birliğine gitti.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği tarafından 26-27 Mart 2015 tarihlerinde Çeşme Radisson Blu Resort Hotel’de, “Kuru Meyve Çalıştayı” düzenlendi.  Çalıştay’da kuru meyve sektöründe üretimden sofraya kadar olan süreçte yaşanan sorunlar masaya yatırıldı.

2023 yılı için 3 milyar dolar ihracat hedefi ortaya koyan Türk kuru meyve sektörü, Kuru Meyve Tanıtım Grubu öncülüğünde önümüzdeki süreçte yürüteceği tanıtım çalışmalarını da masaya yatırdı.

Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, kuru meyve sektörünün tamamı yerli girdilere dayalı üretim yapısı ile ilk ihracatçı sektörlerden olduğunu, ilerleyen üretim teknolojisi, ambalajlı, kaliteli ve katma değer yaratan ürünleri, kuru kayısı, kuru incir ve çekirdeksiz kuru üzüm üretim ve ihracatında elinde bulundurduğu dünya liderliği ile ülkemiz tarım ürünleri ihracatında önemli bir yere sahip olduğunu, 2023 hedeflerine ulaşmak için “Kuru Meyve Çalıştayı”na büyük önem verdiklerini kaydetti.

Kuru meyve ihracatına bakıldığında 2014 yılında bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 8 düşüşle 435.511 ton, değerde ise yüzde 2’lik artışla 1,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anlatan Celep, “Önümüze bir hedef koyduk ve 2023 ihracat hedefimizi de 3 milyar dolar belirledik” diye konuştu.

İhracatta Sürdürülebilirlik Çok Önemli

Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği Genel Müdürü Mehmet Karabay, ihracatta sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu, ihracatın sürdürülebilir olması adına Ekonomi Bakanlığı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak gerekli denetimleri yaptıklarını bundan sonra da yapmaya devam edeceklerini kaydetti.

Kuru Meyve Çalıştayı’nda sektör temsilcilerinin başlarının iki ellerinin arasına alıp “Ne yapmalıyız” demeleri gerektiğini anlatan Karabay, “Haziran sonu Temmuz başında Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Konseyi Uzmanlar Grubu Toplantısı İzmir’de yapılacak. Bu toplantıyı bir milat kabul edelim ve kuru meyve üretim ve ihracatında sürdürülebilir politikalar geliştirelim. Ekonomi Bakanlığı olarak, kuru meyve sektöründe sürdürülebilir olmak adına üzerimize düşeni yapacağız, yapmaya da başladık” diye konuştu.

Hedef Pazar Çin Olacak

Kuru meyve sektörünün 2023 yılı hedefine ulaşması için tanıtım kampanyaları düzenlenen Kuru Meyve Tanıtım Grubu (KMTG) önümüzdeki süreçte Çin’i hedef pazar olarak belirledi. KMTG Başkanı Osman Öz, ihracatımızda öne çıkan çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve antep fıstığının yurt dışında tanıtımını yaparak daha fazla ihracatını gerçekleştirmek, yeni pazarlar bulmak ve pazar paylarını arttırmak için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini ifade etti.

Tanıtım Grubu olarak; yeni bir kurumsal kimlik, slogan ve logo ile yurtdışında farkındalık yaratarak ihracata ivme kazandırmak istediklerini anlatan Öz, “Hedef pazar olarak belirlediğimiz Çin Halk Cumhuriyeti’nde 2015 yılında yoğun bir tanıtım atağına geçiyoruz. Bunun için de bu faaliyetlerde oldukça yeterli olan bir firma ile çalışıyoruz” diye konuştu.

Türk kuru meyve sektörünün kazanılmış pazarları kaybetmemesi için ürünlerde kalıntı ilaç sorununun çözümünün şart olduğunu savunan Öz, şöyle konuştu: “Türk üzümünde kalıntı var diye basında yurtdışında haber çıktı mı, büyük imaj sorunu yaşarız. Tüketici olarak bize güven veren ürünleri alıyoruz pazarda, bu durum yurtdışında da aynı. Sağlık sisteminde çok güzel bir reçete sistemimiz var. Doktor size bir aylık bir ilaç verdiyse 29. gün gittiğinizde o ilacı alamıyorsunuz, aynı sistem tarım ilaçlarında da kullanılabilir. Bu altyapı var. Tarım ilaçları satan bayiler de eczane gibi çalıştırılabilir. Bu sorun bu sayede çok kolay çözülebilir.”

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Selçuk ise, kuru meyve ürünlerinde yaşanan sorunların önüne geçmek için sözleşmeli üretimin çözüm yöntemlerinden biri olabileceğini kaydetti. Selçuk, “Kontrollü üretime olanak verecek, üreticinin atacağı ilacın kontrol altında olacağı, ürün kalitesini arttırabilecek bir yöntem olarak sözleşmeli üretim düşünülebilir” dedi.

Ekonomi Bakanlığı bürokratları ise, Türk kuru meyve sektörünün imajının düzeltilmesi adına başta Kuru Meyve Tanıtım Grubu olmak üzere sektör temsilcilerinin yeni bir imaj çalışması yapması gerektiğini, bu çalışmalara Ekonomi Bakanlığı olarak destek vermeye hazır olduklarını ifade ettiler.

“Kuru Meyve Çalıştayı”nda kuru incirde kimyasal madde kullanımının ve tağşişin önlenmesi, ihracatta geri dönen ürünlerin yurda girişinde karşılaşılan sorunlar, üreticilerin eğitimi konularında da sektör temsilcileri görüşlerini dile getirdi.

Tarım Gıda Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TAGYAD)Başkanı İsmail Uğural’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Kuru Meyve Çalıştayı”na Ekonomi Bakanlığı Ürün Güvenliği Genel Müdürü Mehmet Karabay, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Selçuk, Ekonomi Bakanlığı bürokratları, İzmir, Manisa ve Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürleri, Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği üyelerinden oluşan 120 kişi katıldı.

Haberimizi kuru meyve sektöründe faaliyet gösteren girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

28 Mart 2015 Cumartesi

Düşük Gelirli Bölgelere İstihdam İçin Özel Teşvik Geliyor!

Gelişmiş bölgelerden düşük gelirli bölgelere taşınacak özellikle emek yoğun işletmeler, kapsamlı teşviklerden yararlandırılacak. Kalkınma Bakanlığı'nın koordinasyonunda hazırlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi doğrultusunda devlet desteklerinin ulusal kalkınma yanında bölgesel gelişme hedefine de hizmet etmesine yönelik tedbirler alınacak.

Bu kapsamda, bölgelerin niteliklerini gözeten farklılaştırılmış destekleme mekanizmaları tanımlanacak. Kalkınma ajansları, merkezi kurum ve kuruluşların uygulayacakları ulusal ve uluslararası programlarda bölge düzeyinde koordinatörlük işlevi görecek, destek uygulamalarının izlenmesi ve değerlendirilmesi yapılarak mükerrerlikler önlenecek. Bölgesel gelişme açısından özel tedbirler alınmasını gerektiren alanlardaki müdahalelerin ve bölge kalkınma idarelerince eylem planları kapsamında uygulanan bölgesel gelişme projelerinin (GAP, DAP, DOKAP ve KOP) finansmanı için belirli miktarda yatırım ödeneği ayrılabilecek.

Bölgesel gelişme projeleri, bölge planlarının uygulanması için hazırlanabilecek bölgesel programlar, kalkınma ajanslarının destek programları ve bölgesel gelişmeye dair diğer programlar ile yatırım programı kapsamındaki projelerin finansmanı arasında bütünlük ve tamamlayıcılık gözetilecek. Teşvik sistemi, bölgesel gelişme politikaları doğrultusunda sektörel ve bölgesel açıdan daha hassas hale getirilecek. Düşük gelirli bölgelerde istihdam yoğun sektörlere özel teşvik oranları uygulanacak, gelişmiş bölgelerde ise bölgeler arası işbölümü ile bölge özelliğine göre sektörler belirlenecek.

Gelişmiş bölgelerden düşük gelirli bölgelere taşınacak, özellikle emek yoğun işletmeler kapsamlı teşviklerden yararlandırılacak. Turizm konusunda düşük gelirli bölgelerde özel teşvik uygulamaları yapılacak ve kamu destekleri sağlanacak. Başta termal turizm olmak üzere turizmi çeşitlendirici yatırımlara özel teşvik tedbirleri uygulanacak. Sosyal girişimcilik geliştirilerek bölgesel gelişmede etkili olarak kullanımı için gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılacak ve destek mekanizmaları geliştirilecek.

Haberimizi yoğun emek gerektiren işletmeler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

27 Mart 2015 Cuma

Huzurlarınızda 29 Mart'ta birFİKRİNmiVAR? Yarı Finalinde Yarışacak Girişimler

Türk Televizyonlarında bir ilk ile tam 2 milyon TL'lik ödülün girişimcilere dağıtılacağı Türkiye’nin en büyük girişimcilik yarışması BİR FİKRİN Mİ VAR, "yarı final" heyacanıyla 360 ekranlarında birbirinden ilginç fikirlerin önünü açmaya devam ediyor!

Bir Fikrin mi Var?’ın ana jürisi olan Zuhal Mansfield, Murat Kolbaşı, Yalçın Ayaydın ve Fuat Sami yarı final dönemi boyuncada girişimcilerin projelerini değerlendirecekler.

Her hafta 1 konuk jüri daha ağırlanacak olan yarışma iş dünyasından önemli isimlerinin katılımı ile gerçekleşecek. 2.000.000 TL büyük ödülün yanı sıra, değerli Sponsorlar da kendi alanlarındaki birincilere ödüllerini takdim edecekler.

Bu Hafta "birFİKRİNmiVAR?" Yarı Finalinde Yarışacak Girişimciler ve Girişimleri

Geri Donusebilen Patatesler

Yarışmaya Ankara'dan katılarak yarı finale kalmayı başaran girişimci Özlem Gönülkırmaz, fast-food restoranlarının patates kızartmalarını 7dakikadan sonra hayvan yemi olarak geri dönüştürebilmelerini sağlayabilecek "Geri Donusebilen Patatesler" projesini geliştirdi.

FIFO (First In First Out)

Yarışmaya Mersin'den katılarak yarı finale kalmayı başaran girişimci Hulusi Yağ tarafından geliştirilen "FIFO (First In First Out)" projesi, üretilen ilk ürünün ( cam Paketinin ) ambardan ilk olarak sevk edilmesini sağlıyor. Proje hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz buradaki röportajımızı okuyabilirsiniz.

Arı Kovanı Yerleştirme Projesi

Yarışmaya Ankara'dan katılarak yarı finale kalmayı başaran girişimci Timur Kayhan, geliştirdiği "Arı Kovanı Yerleştirme Projesi" ile endüstriyel atıkların bertaraf edilebilmesini ve enerji ihtiyacı problemine önemli ölçüde katkıda sağlamayı hedefliyor.

Joycad (Bilgisayar ve Konsol Cihazlari Icin Yeni bir Joystick)

Yarışmaya Mersin'den katılarak yarı finale kalmayı başaran girişimci Tayfun Çavdar, geliştirdiği "Joycad", günümüz oyunlarını yepyeni donanımsal ve ergonomik özelliklerle eksiksiz oynamayabilme imkanını sağlayan yeni nesil oyun kolu olma özelliği taşıyor.

Akıllı Sandalye

Yarışmaya Elazığ'dan katılarak yarı finale kalmayı başaran girişimci Mustafa Onur Aydın tarafından geliştirilen "Akıllı Sandalye" projesi, kullanıcısının vereceği sesli komutlar ya  da dokunmatik ekran ile hareket edebilen, telefon görüşmesi, mesajlaşma, internete girme işlemlerini gerçekleştirebilen bir akülü sandalye olma özelliği taşıyor. Proje hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz buradaki röportajımızı okuyabilirsiniz.

Bayanlar İçin Hijyenik Taharet Ortamı saglayan önden yıkamalı Klozet Aparatı

Yarışmaya İzmir'den katılarak yarı finale kalmayı başaran Serpil Uz ve Nedret Eyupoglu isimli girişimciler tarafından geliştirilen "Bayanlar İçin Hijyenik Taharet Ortamı saglayan önden yıkamalı Klozet Aparatı", klozetlerdeki taharet musluğunun tercihe göre önden veya arkadan akmasını sağlıyor. Proje hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz buradaki röportajımızı okuyabilirsiniz.

Özlem Gönülkırmaz, Hulusi Yağ, Mustafa Onur Aydın, Timur Kayhan, Tayfun Çavdar, Serpil Uz ve Nedret Eyupoglu isimli girişimciler projelerinin detaylarını pazar akşamı birFİKRİNmiVAR? Jürisine sunacak. 29 Mart 2015 Pazar akşamı 19:00’da TV360 ekranlarında yayınlanacak birFİKRİNmiVAR? TV Show’unu izleyerek bu girişimler hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

birFİKRİNmiVAR? yarışması hakkında diğer tüm detaylar için www.birfikrinmivar.com web adresini ziyaret edebilir, girişim başvurularınızı buradan yapabilirsiniz.

Haberimizi iş fikri veya girişim prototipi olan ve yatırım arayan girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

21 Mart 2015 Cumartesi

Ekonomiye 1.5 Milyar Destek Veren Girişim Kültürü: Geri Dönüşüm!

ÇEVKO tarafından yapılan açıklamada, 2014 yılında yürüttükleri organize atık toplama faaliyetlerinin ekonomiye toplam faydasının 1 milyar 490 milyon TL düzeyinde olduğu belirtildi.

TÜİK verilerine göre, sanayi atıklarında yüksek oranlı geri kazanım imkanına ulaşıldı. Ancak, evsel atıklar için yeterli geri kazanım bilinci sağlanamadı.

Türkiye’nin atık toplama konusunda en deneyimli kurumlarından biri olan ve sanayicilerin de katkı verdiği ÇEVKO, 2014 yılı faaliyetlerine ilişkin yaptığı açıklamada, başta ambalaj olmak üzere atık toplama çalışmalarıyla sağlanan faydanın parasal değerinin 1 milyar 490 milyon TL’ye ulaştığını, buna ek olarak, geri kazanılan atıklar nedeniyle 4 milyon yeni ağacın kesilmediğini ve 6.3 milyon metreküp su tasarrufu sağlandığını açıkladı.

ÇEVKO Genel Sekreteri Mete İmer ambalaj başta olmak üzere atıkların geri kazanımında sağlanacak faydanın tahmin edilenden fazla olduğunu belirterek; “Toplumumuzun çoğunluğunun kaynağında ayırma alışkanlığı edinmesi ve geri dönüşüm kültürünün oluşmasıyla bu rakamları katbekat artırmak çok mümkün… Yeter ki, bu faydaları görelim, gözetelim” dedi.

İmer; elyaf içeren tekstil ürünleri, atık su boruları, mobilya yan ürünleri, marley vb. malzeme üretiminde geri kazanılmış hammaddelerin kullanılmasının olağanüstü tasarruf sağladığının altını çizdi.

Öte yandan sanayi atıkları konusunda TÜİK’in yaptığı geniş kapsamlı çalışma olan 2012 anketine göre, Türkiye’de yıllık 14.4 milyon ton sanayi atığı çıkıyor. Bunun 6 milyon 964 bin tonu da geri kazanılıyor. 7.4 milyon tonu ise bertaraf ediliyor. Bertaraf modelleri içinde çöplüklere giden atık miktarı ise 547 bin ton seviyesinde. Atıkların 1.5 milyon tonu ise tesislerin uygun yerlerinde depolanıyor.

Dünya kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

19 Mart 2015 Perşembe

Türk İhracatçılarının Yeni Hedef Pazarı Hindistan!

Türk ihracat sektörü, ihracat pazarlarını çeşitlendirme çabalarını aralıksız sürdürüyor. Avrupa ve komşu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik krizler nedeniyle alternatif pazar arayışlarına ağırlık veren Türk ihracat sektörü, dünyanın hızlı gelişen ekonomilerinden Hindistan’a gidiyor.

Ekonomi Bakanlığı koordinasyonu, Türkiye İhracatçılar Meclisi organizasyonu ve Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) işbirliği ile 06 - 09 Nisan 2015 tarihleri arasında Hindistan’ın en büyük kenti olan Mumbai’ye yönelik gerçekleştirilecek olan Ticaret Heyeti Organizasyonu’na Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım başkanlık edecek. Ege İhracatçı Birlikleri heyetine ise Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Seyyar başkanlık yapacak.

Ziyaret öncesi yaptığı değerlendirmede düzenlenecek heyetin önemine işaret eden Ekonomi Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım, bu gibi faaliyetlere Ekonomi Bakanlığı olarak maddi, manevi destek vererek, ülkemiz ihracatçılarının arkasında devlet desteğini hissetmelerinin öneminin farkında olduklarını ifade etti.

Hindistan’a düzenlenecek ticaret heyetinin sadece iki ülke arasındaki ticarete değil, uzun vadede karşılıklı yatırımlara da katkı yapacağını dile getiren Yıldırım; “Ülkemiz ihracatçılarının böylesi faaliyetler ile iş yapma kültürlerinin yelpazesi genişliyor. Bu da iş dünyamızın yapısını her geçen gün kuvvetlendiriyor” diye konuştu.

“Hedefimiz Hindistan’a İhracatımızı Arttırmak”   

Yüzölçümü bakımından dünyanın yedinci, nüfus bakımından ise ikinci büyük ülkesi konumundaki Hindistan’a Türkiye’nin yaptığı ihracatın 565 milyon dolar seviyesinde olduğuna işaret eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, söz konusu rakamın arttırılması için çaba göstereceklerini kaydetti.

Hindistan’ın 500 milyar doları aşkın ithalatı olduğunu anlatan Ünlütürk; “Hindistan’ın ekonomik büyüklüğü şu anda dünyanın en büyük ekonomisi Amerika Birleşik Devletleri’nin yüzde 10’u seviyesinde ama mevcut büyüme ve gelişme hızı ile 2050 yılında ABD’yi yakalama potansiyeli var. Hindistan ekonomisi her yıl yüzde 5 seviyesinde büyüme kaydediyor. Böylesine büyük potansiyele sahip Hindistan’ın bu gelişiminden daha fazla pay almak için bu tür ticaret heyeti organizasyonları hayati öneme sahip” diye konuştu.

Türkiye’nin Hindistan’dan yıllık 6 milyar dolar seviyesinde ithalat yaptığına işaret eden EİB Koordinatör Başkanı Ünlütürk şöyle devam etti: “Hindistan dev bir pazar. Hindistan’a nüfus büyüklüğü ve GSMH açısından yoksul ülke gözüyle bakmak yanlış. 250-300 milyon kadar orta-yüksek gelir grubuna dâhil bir kesim var. Pazar her geçen yıl daha da serbestleşiyor. Gıda (konserve gıda ve içecekler, bisküvi, şekerli ve çikolatalı mamuller, makarna, zeytinyağı, kuru ve sert kabuklu meyveler), kimyevi maddeler (tekstil kimyasalları, ilaç sanayisi hammaddeleri), inşaat malzemeleri (seramik, fayans, banyo takımları), demir çelik, otomotiv ve yan sanayi, makine ve aksamları (tekstil ve gıda makineleri, takım tezgahları, pompa ve kompresörler), beyaz eşya, maden ve mineraller, mobilya, tekstil ve hazır giyim, ağaç mamulleri (kağıt peçete, havlu vb.), doğal taş sektörleri başta olmak üzere uluslararası standartlara uygun ürünleri imal ve ihraç eden firmalarımızın heyete katılmalarında fayda görüyoruz. Heyetin en fazla 25 işadamı ile sınırlı tutulması planlanıyor. Organizasyon kapsamında, iki ülke üst düzey yetkililerin katılımlarıyla bir iş forumu düzenlenecek her iki ülke girişimcileri ile iş görüşmeleri gerçekleştirilecek. Heyetimize, Hindistan pazarına girmek isteyen veya Hint pazarındaki paylarını arttırmak isteyen firmalarımızın katılımlarını bekliyoruz.”

Haberimizi imalat ve ihracat sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

18 Mart 2015 Çarşamba

ASİAD Sosyal Girişimcilik Yaparak Organlarını Bağışladı!

Organ bağışının önemine dikkat çekmek için Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD)’ın ev sahipliğinde Dünya Yaşlılık Derneği’nin (DÜYADER) katkıları ile Organ Bağışı Sempozyumu düzenlendi. Sempozyuma ASİAD Başkanı Barış Aydın, DÜYADER Başkanı Umut Çınar, Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Merkezi Birim Sorumlusu Bahri Kemaloğlu ve Ankara’daki STK temsilcileri katıldı.

Organ Bağışçısına Prim ve Vergi Teşviki

ASİAD Başkanı Aydın, sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye’de yeterli düzeyde organ bağışı yapılmadığına işaret ederek, bu alanda bilinç oluşturma ve farkındalık yaratma konusunda hem devlete, hem özel sektöre, hem de sivil toplum örgütlerine görev düştüğünü vurguladı. Sağlık Bakanlığı’nın organ bağışı konusundaki faaliyetlerinin büyük önem taşıdığını ifade eden Aydın, ASİAD olarak kendilerinin de her zaman konunun destekçisi olduğunu belirtti.

Organ bağışında farkındalığın artırılmasının bir devlet politikası olması gerektiğini ifade eden Aydın, şöyle konuştu: “İşe girişte, çalışanlar organ bağışına davet edilip, bağışta bulunmak isteyenlere prim, vergi indirimi gibi teşvik unsurları uygulanabilir, bu gibi teşvik edici düzenlemeler üzerinde çalışılabilir. Biz, ASİAD olarak dernek bünyesinde de bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Sağlık Bakanlığımızın organ bağışı konusunda ülke genelinde ciddi bir kamuoyu oluşturmak için yoğun bir çaba sarf ettiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Ülke genelinde 111 tam donanımlı nakil merkezine ve bu konuda yeterli deneyime sahip bulunuyoruz. Nakil sayısı bakımından Avrupa’da üst sıralarda yer alıyoruz. Organ nakli olmuş hastalarda başarı ve sağ kalım oranı Avrupa’da yüzde 85-96 arasında bulunuyor ki; bizdeki oran da hemen hemen bu seviyelerdedir. Gerekirse adeta bir seçim kampanyası yapıyor gibi aktif bir çalışma süreci ile kapı kapı dolaşarak organ bağışı anlatılmalı, vatandaşlar bu konuda bilinçlendirmelidir.”

25 Bin Kişi Organ Bekliyor

Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Merkezi Birim Sorumlusu Bahri Kemaloğlu da konuşmasında, ülkede organ nakli bekleyen 25 bin dolayında hasta bulunduğu, ABD’de bir milyon kişi başına 25 olan organ bağışında bulunan sayısının, Türkiye’de sadece 5 kişi düzeyinde kaldığına işaret etti. Kemaloğlu, ABD’de yüzde 80-90 olan beyin ölümü sonrası ailelerin organ bağışlama oranının Türkiye’de yüzde 25’te kaldığına dikkat çekti. İnsanların sosyokültürel ve dini çekincelerle organ bağışından kaçındığı vurgulayan Kemaloğlu, sivil toplum örgütleriyle işbirliği içinde bu konuda farkındalık yaratmaya, halkı bilinçlendirerek organ bağışına özendirmeye çalıştıklarını söyledi.

DÜYADER Başkanı Umut Çınar ise, Türkiye’de organ bağışı konusunda farkındalık oluşturulması konusunu kendilerine misyon edindiklerini ifade ederek, bu amaçla yurtdışı dahil 850 bin gönüllü ile çalıştıklarını söyledi. Çınar, önümüzdeki günlerde İstanbul’da gerçekleştirilecek Dünya Markalar Zirvesi’nde de katılımcı olarak yer alacaklarını ve bu konuyu gündemde tutacaklarını belirtti.

İşadamlarından Organ Bağışı

Sempozyum kapsamında; Sağlık Bakanlığı’nca oluşturulan stand aracılığıyla katılımcılar organ bağışında bulundu. ASİAD Başkanı Barış Aydın, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanı Nezih Allıoğlu ve işadamlarının da aralarında bulunduğu 28 kişi organ bağışı için form doldurdu.

Ankara Sanayici ve İş Adamları Derneği (ASİAD) ve çalışmaları hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.asiad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

17 Mart 2015 Salı

Konya’da Mühendis Öğrenciler Yerli Protez Bacak Üretti!

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mühendislik Fakültesi'nden 4 öğrenci, hem engelli sporcuların yarışlarda hem de diğer engellilerin günlük hayatlarında kullanabilecekleri, tamamen yerli malzemeden protez bacak üretti.

2008 Pekin Paralimpik Olimpiyatları’nda sporcuların kullandığı protez bacağı Türkiye’de de üretmeye karar veren öğrenciler, yerli kaynaklar kullanarak daha düşük maliyetle protez üretmek üzere çalışmaya başladı.

Öncelikle, şu an kullanımda olan tezgahlardan farklı özellikte birden fazla protez yapılabilen “Vakum Destekli Reçine Transfer Kalıplama” (VARTM) tezgahını tasarlayan 4 arkadaş, temin ettikleri malzemelerle yaklaşık 2 yıllık bir çalışma sonucu protez bacak geliştirdi.

Protezde, diğerlerinden farklı olarak enfeksiyon riskini ortadan kaldırmak için karbon fiber malzeme kullanan genç mucitler, şimdi kendilerine sağlanacak destekle ürünlerini engellilerin kullanımına sunmayı amaçlıyor.

“Maliyeti Çok Düşük Oldu”

SÜ Makine Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Hüseyin Sancar, Pekin Paralimpik Olimpiyatları’nda sporcuların kullandığı protez bacakları yerli malzemeler kullanarak üretmeye karar verdiklerini söyledi.

Bu ürünü milli sporcuların dışarıdan temin ettiğini gördüklerini belirten Sancar; “Akademik olarak deneylerimizi yapalım, ürünü belli bir aşamaya getirelim, imkanlar dahilinde ticarileştirelim” diyerek, çalışmalara başladıklarını dile getirdi. Yurt dışından temin edilen protez bacakların maliyetinin çok yüksek olduğunu anlatan Sancar, şunları kaydetti:

“Tamamen yerli malzeme kullandığımız için maliyeti çok düşük oldu. İnşallah hem halkımız hem de Sağlık Bakanlığımız açısından büyük avantaj sağlayacak. Ürünümüzü önce paralimpik olimpiyatlarındaki sporcular için tasarladık. Daha sonra karbon fiber malzeme kullanarak, sadece sporcular için değil diz altı ve üstü engeli olanların da kullanabileceği hale getirdik. Karbon fiberin çok avantajı var. Normal protez kullananlar belli bir yürüme mesafesinden sonra ağrı hissediyor ve koşamıyor. Biz de engellilerin rahatlıkla kullanabileceği esneklikte tasarladık.”

Sancar, protez yapımında kullanılan tezgahı da kendilerinin ürettiklerini belirterek; “Normalde Vakum Destekli Reçine Transfer Kalıplama (VARTM) tezgahı sadece bir ürün elde etmek amacıyla kullanılırken, bizim tezgahımızda birden çok ürün yapılabiliyor” dedi.

Enfeksiyon Riski Ortadan Kalkıyor

Öğrencilerden Tevfik Burak Konyalı ise sınıf arkadaşları Hüseyin Sancar, Mehmet Eraslan ve Ozan Akdoğan ile proje üzerine çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.

İlk ürün ortaya çıktıktan sonra bakış açılarının değiştiğini anlatan Konyalı, şöyle devam etti: “Vücut içi protezlerde alüminyum veya titanyum kullanılırken biz bunun yanında karbon fiberi de kullandık. Çünkü karbon elyaflar vücutla reaksiyona girmediği için enfeksiyon riski ortadan kalkıyor. İstanbul’da düzenlenen proje pazarında Türkiye birincisi olduk. Türkiye’de ilk kez yerli malzemeler ve karbon fiber kullanarak protez bacak üretmiş olduk. Bize sağlanacak destekle, ürünümüzü daha da geliştirmeyi ve ticari hale getirmeyi istiyoruz.”

Sözcü kaynaklı haberimizi genç girişimci okurlarımız ve engelli okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

14 Mart 2015 Cumartesi

Müsiad 15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri Sahiplerini Buldu!

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından bu yıl on beşincisi düzenlenen Ekonomi Basını Başarı Ödülleri sahiplerini buldu.

MÜSİAD Genel Merkezinde düzenlenen ödül töreninde 11 kategoride toplam 29 kişi ödüle layık görüldü. Ekonomi Basının duayen isimlerinin ve iş dünyasının seçkin isimlerinin jüri heyetinde bulunduğu törene, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, MÜSİAD İstanbul Valisi Vasip Şahin, MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak, MÜSİAD Genel Başkan Yardımcıları Kemal Yamankaradeniz, Nazım Özdemir ve Abdurrahman Kaan katıldı. MÜSİAD İletişim Komisyonu Başkanı Aytekin Mert, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, MÜSİAD Yönetim Kurulu üyeleri ve basın mensupları katıldı.

Ödül Töreninde açılış konuşması yapan MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Kemal Yamankaradeniz, “Ödüller, bir mesleğe emek veren sanat erbaplarının kıymetlerinin bilinmesi, yeni düşüncelerin gelişmesi, meslek duayenlerinin hatırlanması, yeteneklerin fark edilmesi ve ortaya çıkarılmasını sağlayan güzel geleneklerden biridir. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri verilirken haberlerin özgün, toplumsal fayda sunan, mesleki ve ahlak ilkelere göre hazırlanmış, çarpıcı ve güçlü olması gibi kriterleri esas aldık” ifadelerini kullandı.

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak yaptığı açılış konuşmasında, “Biz işadamları olarak çalışırken, faaliyetlerimizi, düzenlediğimiz ulusal ve uluslararası etkinliklerimizi, kamuoyuyla paylaşmamızı sağlayanlar siz değerli basın mensubu arkadaşlarımızdır. Sizlerin bu katkısını taçlandırabilmek, kendi adımıza bir teşekkür sunabilmek adına, 15 yıl önce başlattığımız ve bugün Geleneksel hale gelen EBBÖ, bu teşekkürün, bizim tarafımızdan bir ifadesi” dedi.

‘2015 Yılı Bizim için Anlamlı Bir yıl Olacak’

2015 yılının, MÜSİAD için daha özel ve anlamlı bir yıl olacağını vurgulayan Nail Olpak, “Büyük heyecan ve coşkuyla, 25. yılımızı idrak edeceğiz. Ülkesini ve milletini seven, özverili iş insanlarının, 25 yıl boyunca, her gün birer tuğla örerek kurduğu bu yapı, bugün uluslararası alanda da saygın bir marka. Bugün, Yurtiçindeki 85 noktamıza ek olarak, 65 ülkede 164 noktada faaliyetteysek, bunun altında, bir sevda yatmaktadır” diye konuştu.

MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak konuşmasına şu şekilde devam etti:

‘Büyümede Yaşanan Hız Kaybını 2012 Yılında da Eleştirmiştik’

“Biliyorsunuz, 2014 yılında ekonomimiz, siyasi, iktisadi ve toplumsal kargaşa çabalarına rağmen, istikrarını korumaya devam etmiş ve 2014 yılının ilk çeyreğinde %4,8 devamla ikinci çeyrekte %2,2 ve üçüncü çeyrekte %1,7 büyüyerek, 20 çeyrek üst üste büyüdü. Aynı dönemde, AB'nin %0,1 büyüdüğünü hatırlatırım.

İkinci ve üçüncü çeyrek büyümeleriyse, bizim ve piyasa beklentilerinin altında kalmıştır. Cari Açığı azaltmak gibi doğru bir hedefle, piyasayı soğutarak, 2014'ün ilk çeyreğinden sonra yaşanan bu hızlı büyüme düşüşleri, ekonomide bir ivme kaybına neden olmuş, yapısal problemlerimizden olan Cari Açık, önemli ölçüde azalırken, bütçe performansı da hedefe uygun kapanmıştır. Burada sorulacak soru şudur: "4 çeyrek üst üste % 4'ün üzerinde büyütüldükten sonra, büyümedeki hız kaybı, daha yumuşak planlanamaz mıydı?" Biz, büyümede yaşanan bu hızlı ivme kaybını, 2012'de de eleştirmiştik.”

‘Doların Değerinin Artması Türkiye’de Krize yol Açmayacaktır’

“Bugünlerde, Ekonomiye ilişkin değerlendirme yaparken, konulardan ikisi, Faiz ve Döviz oluyor. Temelde, yoğun bir şekilde ABD Doları’nın tüm para birimleri karşısında değer kazanmasından kaynaklanmakla birlikte, bazı çevrelerin manipülasyonunun da etkisiyle, doların, TL karşısında beklenenin üzerinde değer kazandı.

Elbette, parite değişiminin, özellikle ihracatımız üzerindeki olumsuz etkisi, ki buradaki Ciro Kaybı, aslında direk olarak Kar Kaybıdır, dolaylı olarak da tüm piyasadaki olumsuz etkisi, çok uzatılmadan hafifletilmelidir. Buna rağmen, doların, Euro ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değerlenmesi, kimilerinin beklentisinin aksine, Türkiye’de bir krize yol açmayacaktır. Bilakis Türkiye, yeni bir büyüme modeline geçmek için, zor da olsa, mevcut durumu bir fırsata çevirebilmekle karşı karşıyadır.”

‘Programda Reformların Bir An Önce Hayata Geçirilmeli’

“Bu noktada, Yeni bir Ekonomik Model ihtiyacı konusunda, ‘Öncelikli Dönüşüm Programında' yer alan yapısal dönüşümleri önemsiyoruz. Programdaki reformların bir an evvel hayata geçirilmesi, Türkiye ekonomisi için elzemdir. Türkiye’nin, sanayi sektöründen hizmet sektörüne hızlı bir şekilde kayan ekonomisi, yeniden sanayi eksenini de ağırlık merkezine almalı ve ‘kur-faiz-enflasyon’ üçlüsüne bağımlı ekonomik yapıdan, ‘verimli üretim’ odaklı bir ekonomik modele geçiş sağlanmalıdır.

Ticaretten ve yatırımdan para kazanan iş âlemi olarak, faiz konusundaki değerlendirmemizi yaparken, daha önceki çeyreklerde büyümeye olumlu katkı yapan, fakat 2014 Ocak ayındaki faiz artışı sonrasında, yılın ilk 3 çeyreğinde, hem % 0,7’lik daralmayla kamu yatırımları, hem de, önce % 1,1 sonra %3,6 küçülen ve üçüncü çeyrekte hiç büyümeyen Özel Sektör yatırımlarının, büyümeye negatif etkide bulunduğu gerçeği, göz ardı edilmemelidir.”

‘Cumhurbaşkanı Ve Merkez Bankası Arasında Yapılan Görüşme Piyasayı Rahatlattı’

“Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Ekonomi Yönetimimiz ve Merkez Bankası arasında yapılan son görüşmeler sonrası, piyasadaki gerginliği rahatlatan, risk algısını düşüren, olumlu gelişmelerin yaşanmasını hükümetimizden ve yetkililerden bekliyoruz.

İşsizlik konusunda, Global Kriz dönemindeki sağlanan başarıya rağmen, bir miktar da İşgücüne Katılım'ın artmasıyla, işsizlik rakamının da artması önemlidir. Sorunun temelinde, İş hayatının temel ilkelerindeki yanlışlar yatmaktadır. Bugünkü İşgücü katılığı ve uygulamalarıyla, bugünkü İş Hukuku Yargılama Sistemi ve sonuçlarıyla, İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamalarının ağırlıklı olarak denetim üzerine oturduğu bugünkü yöntemiyle, istenen sonucu almak biraz zordur.”

‘Eski Türkiye'deki Gibi, Sık Sık Seçim Gündemiyle Uğraşmayı Doğru Bulmuyoruz’

“İş âlemi olarak önceliğimiz, Huzur, Güven ve Pozitif İstikrar Ortamının korunmasıdır. Bu noktada, siyasete de bir çağrımız var. Seçimler demokratik hayatın arenasıdır ama Eski Türkiye'deki gibi, sık sık seçim gündemiyle uğraşmayı doğru bulmuyoruz. 2019'da, Genel, Yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı yılda yapılacak olmasını önemsiyoruz.

Bir Anayasa değişikliğiyle, Milletvekilliği seçimlerini tekrar 5 yılda bir yapabilirsek, ‘kesintisiz 5 yıllık seçimsiz dönemlerle devam edip’, işimize odaklanabiliriz.”

 

‘Aşırı Değerli Türk Lirasıyla Sanayi Üretim Yapamaz’

15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri Törenine katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, "Ekonomi basını önemli bir kamu görevi yapıyor. Onun için ben burada bulunan bulunmayan bütün basın mensuplarına şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Aşırı değerli TL bu ülkenin yapabileceği en büyük hatalardan birisi olduğunu ifade eden Bakan Zeybekçi, “Aşırı değerli TL'den bahsediyorum, değerinde olan TL'den değil. Aşırı değerli TL olduğu zaman bu ülkede sanayi, üretim yapmak istemez" diye konuştu.

“Akıllı Bir Şekilde Süreci Yönetmemiz Gerekiyor”

ABD'nin parasal daralmaya gitmesiyle gelişmekte olan ülkelerin bundan etkilenmesinin normal olduğunu aktaran Zeybekci, “Biz de dedik ki Türkiye olarak biz de bundan etkileneceğiz ama AB ile toplam dış ticaret hacminin yüzde 40'ını yapan, yani yüzde 36-37 civarında ihracatını sadece AB'ye yapan, yüzde 45 seviyesinde ithalatını AB'den yapan, doğrudan yabancı sermaye girişini yüzde 72 oranında AB'den alan Türkiye'nin, ABD'den etkilendiği negatif etkilenmeden daha fazla pozitif bir şekilde AB'den etkileneceğini o gün söyledik. Onun için AB'yi yakından takip etmemiz gerektiğini söyledik” şeklide konuştu.

Avronun dün akşam itibarıyla 2014 Haziran ayından itibaren dolar karşısında yüzde 28,1 değer kaybettiğini aktaran Zeybekci, Türk lirasının yüzde 23,5 değer kaybettiğini kaydetti.

Zeybekci, "Küresel ölçekte yaşanan bu gelişmeler, Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesi değildir. Beklenen, öngörülebilen, hesaplanabilen bir dalgalanma yaşıyoruz. Türkiye de bu dalgalanmaya karşı dünyada doların değer kazanmasını engelleyeceğim diye bir tepki verme durumunda değildir. Akıllı bir şekilde süreci yönetmemiz gerekiyor. Şu anda da öyle yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

“Siyasi İstikrar Sağlamda”

Türkiye'de halkın siyasi istikrardan yana bir kaygı taşımadığını aktaran Zeybekci, "Yapılan bir ankette vatandaşların yüzde 80'den fazlası, '7 Haziran seçimlerinde bir iktidar değişimi bekliyor musunuz?' sorusuna 'hayır' demiş. Bu, şu demek; Türkiye'de hiç kimsenin siyasi istikrarla ilgili bir şüphesi yok. Siyasi istikrar sağlamda, sürdürülebilir bir şekilde sağlamda” dedi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi Konuşmasına şu şekilde devam etti:

‘AB Adayı Olan Türkiye AB Ülkelerin den Daha İyi Bir Noktada’

"Ekonomiyle ilgili 2014 yılında cari açığını yüzde 30 daraltan bir Türkiye, dış ticaret açığını yüzde 20 oranında daraltmış olan bir Türkiye, etrafındaki bu yangın yerine rağmen, Ukrayna'sından Rusya'sına kadar Gürcistan'dan İran'daki yaptırımlara kadar ve yüzde 40'ı işgal edilmiş olan en büyük ikinci ihracat pazarımız olan Irak'taki, Suriye'deki yıkıma rağmen, en büyük müteahhitlik pazarımız Libya'nın şu anda 3-4 parçaya bölünmüş olmasına rağmen.

AB'nin toplam geçen sene sıfır seviyesinde büyümüş olmasına rağmen, ithalatında AB'nin ortalamada yüzde 1 seviyesinde ithalatını ancak artırabildiği bir ortamda, Türkiye ihracatını yüzde 5,1 oranında artırmış. Bütün bunlara rağmen Türkiye yüzde 3 seviyesinde 2014 yılında büyümüş. Tüm müteahhitleriyle dünyada Çin'den sonra 2. sırada yer almış. Bütçe açığında yüzde 1'in de altına inerek, AB adayı olan bir Türkiye, hemen hemen AB'deki bütün ülkelerden daha iyi bir noktaya gelmiş."

‘Endişe Etmeye Gerek Yok’

“Bazıları bu istikrar ortamından rahatsız. Bu ülkede kriz tellallarına ekmek yok. O kriz tellalları bu ülkede üretime kaynak aktararak üretip, sonunda ürettiğinden helal kar ederek, bundan kar sağlayacak kadar saf değildir. Dışarıda onlar sisteme faizle para vererek, faizin vadesi gelip de o vadede faizini almak gibi bir şaşkınlığı saflığı gösterecek kadar da şaşkın değillerdir. Onlar dünyanın neresinde olursa olsun olağanüstü hal yaratarak o kırılma anlarında farkı almaya kendilerini programlamışlardır. Onlar Türkiye'ye de bunu yapmak istiyorlar. Endişe etmeye gerek yok.”

‘Merkez Bankamızın Bağımsızlığıyla Bugüne Kadar Bizim Asla Tartışmamız Olmamıştır’

“Türkiye'deki ekonomik başarılarda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) büyük bir payı bulunuyor. Merkez Bankamızın hukuken olan bağımsızlığıyla bugüne kadar bizim asla tartışmamız olmamıştır. Sorumluluklarıyla ilgili zaman zaman belki bazı şeyler olmuş olabilir ama milletimizin, reel sektörümüzün taleplerini de hiç kimse kulak ardı etmesin. Biz daha çok üretmek, daha çok istihdam sağlamak için yarışacağız.”

11 Kategori de 29 Ödül Verildi

MÜSİAD 15. Ekonomi Basını Başarı Ödüllerinde;

Yılın Ekonomi Haberi Ödülü; "Fikirtepe'de tek başına" haberiyle Hürriyet Gazetesi'nden Gülistan Alagöz'e,Yılın Reel Sektör Haberi Ödülü; "İstanbul'un yatırım haritası çıkarılacak" haberiyle AA'dan Elif Ferhan Yeşilyurt'a, Yılın Araştırma Haberi Ödülü;"20 milyar dolarlık ihracat 3 kişiye emanet" haberiyle Milliyet Gazetesi'nden Fehim Genç'e, Yılın Ekonomi Röportajı Ödülü; "Ben savaş malzemesi üretmem" röportajıyla Yenişafak Gazetesi'nden İbrahim Acar'a, Yılın Ekonomi Kulisi Haberi Ödülü; "15 günde bir soyulan PTT artık şubelerine para göndermiyor" haberiyle Akşam Gazetesi'nden Özgül Öztürk'e,Yılın Ekonomi Yazarı Ödülü; Sabah Gazetesi'nden Şelale Kadak'a, Yılın Ekonomi Yayını Ödülü; Turkishtime Dergisi'ne,Yılın Ekonomi Sitesi Ödülü; finansgundem.com'a,Yılın Ekonomi Programı Ödülü; Bloomberght'den "Yatırım kulübü" programı ile Açıl Sezen'e,Jüri Özel Ödülü; Prof. Dr. Tevfik Güngör Uras'a,MÜSİAD Özel Ödülü; Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak'a

sunulduğu gecede, AA muhabiri Belgin Yakışan Mutlu "Kahvenin getirisi altını 5'e katladı" başlıklı haberi ile Yılın Ekonomi Araştırma Haberi kategorisinde üçüncülüğe, aafinans.com ise Yılın Ekonomi Sitesi kategorisinde ikinciliğe layık görüldü.

15. Ekonomi Basını Başarı Ödülleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.musiad.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi ekonomi basınında faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

13 Mart 2015 Cuma

Yerli Dizel Motor Üretimi İçin İlk Adım Atıldı!

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan, aksamları ile birlikte yıllık yaklaşık 3 milyar dolar dış ticaret açığına sebep olan dizel motor ihtiyacının yerli üretimle karşılanması yönünde çalışma başlatıldığı bildirildi.

50 Yıllık Hayal Gerçek Oluyor

Ağır ticari araçlarda, yol dışı iş makinalarında, traktörlerde, askeri araçlarda, jeneratör tarzı makinalarda ve denizcilik uygulamalarında yoğun olarak kullanılan dizel motorlardan yılda ortalama 150 bin adet  ithal edildiği kaydedilen açıklamada, Dünyadaki en büyük motor üreticilerinin başta döküm olmak üzere birçok girdisinin yerli üreticilerce sağlandığının altı çizildi.

Makina ve traktör üreticilerini yurt dışına bağımlı olmaktan kurtaracak çalışmanın, Türkiye'nin bu alandaki rekabet gücünü daha da artıracağı ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:  "Türkiye, yaklaşık 1,8 milyon traktör parkı ve Çin ve Hindistan'ın ardından en büyük üçüncü büyüyen iş makinaları pazarı ile yerli üreticilere büyük fırsatlar sunuyor. Yılda 60 bin adetlik traktör pazarının, eski traktörlerin yenilenmesi ile çok daha büyüyeceği öngörülüyor. Tank ve hızlı taşıyıcıların yanı sıra denizcilik uygulamalarında da yerli motorların kullanılacak olması savunma sanayisine de güç katacak."

Çevreci Motor

Bakanlığın çalışmasında AB kurallarına göre emisyon değerleri düşük, çevreci motor üretimi hedefleniyor.

İlk Toplantı Yapıldı

Açıklamaya göre, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli dizel motor üretiminde rol oynayabilecek sanayi kuruluşları ile bir araya geldi.

Toplantıda ülke ihtiyaçları değerlendirilirken, sanayi kuruluşları arasındaki muhtemel işbirliği imkanları masaya yatırıldı. Bakanlığın ve TÜBİTAK'ın Ar-Ge destekleri ile işbirliğine ortam oluşturan 'Kümelenme Destek Programı' için prensip kararı alındı.  'Motor Mükemmeliyet Merkezi' oluşturulması için ön hazırlıkları yapacak 'Motor çalışma grubu' oluşturulmasına karar verildi.

Motor çalışma grubu Bakanlığın koordinesinde alanda deneyimli bir akademisyenin başkanlığında özel sektör temsilcilerinden oluşacak.

“Global Şirketlere Bağımlı Kalmayalım”

Toplantıda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dünyada tekel olan global şirketlerin ürettiği motorlara bağımlı kalınmaması gerektiğini vurgulayarak, yerli dizel motor alanında üreticilerin kümelenme yoluyla işbirliği yapmasını istedi. Işık, dünyaya motor parçası üreten yerli firmaların büyük düşünmesi gerektiğine işaret ederek;  “Güçlerimizi birleştirerek, devletin desteğini arkamıza alarak motor üretimiyle ilgili bir yapı oluşturup önce kendi ihtiyacımızı karşılayıp sonra dünyayla rekabet eden noktaya gelebiliriz” dedi.

Işık konuşmasına şöyle devam etti: “Ar-Ge pahalı bir iş. Sizlerin şu anda tek başınıza bunun altından kalkmanız zor. Burada birlikte Ar-Ge çalışması yapabiliriz. İngiltere’de Rolls Royce mükemmeliyet merkezini gördüm ilham verdi. Üretim ve arge mükemmeliyet merkezi kurma noktasında beraber olabiliriz. Birlikte iş yapma kültürü olmazsa devlet ne türlü destek verirse versin sonuç çıkmaz.  Bireysel başarılarımızı kollektif başarıya nasıl dönüştürürüz buna odaklanalım.  Biz size can suyu vermeye çalışıyoruz bir başlayalım kimse önümüzde duramaz. Çin’in bile maliyetleri bu kadar düşük olamaz. Ama fazla zamanımız yok.”

Derleme haberimizi yerli dizel motor üretiminde rol oynayabilecek sanayi kuruluşlarında faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

12 Mart 2015 Perşembe

Kadınlar Parladıkça Firmalar da Parlıyor!

Her yıl dünya genelinde yaklaşık 700 araştırma gerçekleştiren Mercer’ın kadınların iş gücüne sağladığı katkıyı mercek altına aldığı ‘Kadınların İşgücüne Katılımı Araştırması’ tamamlandı. 28 ülkede gerçekleştirilen araştırmaya göre, dünya genelinde kadınların iş dünyasındaki yeri hala istenilen düzeyde değil.

Araştırmaya göre, geçen 20 yılda yapılan geliştirmeler, kadının iş yerindeki konumunu biraz daha iyiye taşısa da, temsil, eşitlik ve kariyer açısından kadınlar erkeklerden hala çok gerideler. Araştırmaya katılan firmaların kadınlara bakış açısı aynı şekilde devam ettiği sürece üst yönetim pozisyonlarının sadece üçte biri kadınlar tarafından temsil edilecek. 2024 yılında dünyanın gelişmiş ekonomilerinden Amerika ve Kanada’da üst yönetim pozisyonlarının sadece yüzde 25’i kadınlar tarafından temsil görecek. Araştırmanın şaşırtıcı sonuçlarından birisi de, gelişmemiş ülkelerde kadınların temsilinde büyü hızı daha fazla olacak.

Araştırmanın sonuçlarına göre, dünyada iş gücünün yüzde 41’i kadın ve kadınlar daha çok destek birimlerinde rol alıyor. Profesyonel seviyede ise kadın iş gücünün oranı yüzde 40 olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların yüzde 36’sı müdür seviyesinde, yüzde 20’si kıdemli müdür ve yüzde 19’u ise direktör rollerinde görev alıyor.

Cinsiyet Eşitliği İçin Yönetim Desteği Şart

Araştırmanın sonuçlarına göre, işyerlerinde eşitliği sağlamak adına gerçekleştirilen en etkili yöntemlerden biri, üst yönetimin bu çalışmaya birebir katılması ve desteklemesi. Katılım gösteren firmaların yüzde 56’sı üst yönetimin böyle bir çalışmada yer aldığını belirtti. Ayrıca iş yerlerinde bu konuya adanmış bir grubun olması, kadın-erkek ücretlerindeki eşitlik, esnek çalışma saatleri ve evden çalışılabilen programlarını geliştiren firmalar, kadınların lider rollerde yer almasını kolaylaştırıyor.

İş dünyasında kadınları daha yukarı seviyeye taşımak adına geleneksel yaklaşımların aksine, daha çeşitli emeklilik programı, cinsiyete göre sağlık programı ve yatırım eğitimleri gibi uygulamaları hayata geçiren firmalar daha başarılı oluyor. Bu firmaların yüzde 15’i çalışanlarının birikimlerini takip ediyor ve onlara cinsiyet farklılığına göre kişiye özel emeklilik programı sunuyor. İş hayatında ücret, kariyerde yükselme gibi cinsiyetler arasındaki farklılıkları elimine edebilen ülkeler, gayri safi yurtiçi hasılasını yüzde 34 oranında yükseltebiliyorlar.

Kadını Üst Düzey Rollerde Tutmak İş Dünyasında Ayrıştırıcı Bir Faktör

Dünyada işgücünün yüzde 41’ini kadınlar oluştururken, bu oran Amerika ve Kanada’da yüzde 48, Avrupa ve Okyanusya’da yüzde 37 ve Latin Amerika’da ise yüzde 33 olarak karşımıza çıkıyor.

Amerika ve Kanada’da kariyerin her aşamasında gerçekleştirilen işe alımlarda, kadınlar erkeklere göre daha arka planda yer alıyor. Avrupa ve Okyanusya’da ise sadece müdür seviyesinde aynı orandalar. Latin Amerika ise, giriş seviyesinde gerçekleştirilen işe alımlarda en agresif ve dikkat çeken ülke olarak göze çarpıyor; ancak müdürlük seviyesine bakınca kadınlar yine erkeklerin arkasında yer alıyor.

Araştırmanın sonuçlarına göre, gelecek 10 yıl içerisinde Amerika’da kadın istihdamı aynı oranda kalacak; ancak üst düzey kademede yüzde 24’ten yüzde 26’ya bir yükseliş söz konusu olacak. En büyük gelişme Avrupa ve Okyanusya’da gerçekleşecek ve üst düzey kademelerdeki kadın oranı yüzde 18’den yüzde 47’ye ulaşacak. Latin Amerika’da da gözle görülür bir gelişme yaşanacak ve yüzde 12’den yüzde 39’a doğru bir artış söz konusu olacak.

Araştırmayı genel olarak incelediğimizde, Amerika ve Kanada’nın terfilerde eşitliği yakalaması gerekirken, Avrupa ve Okyanusya’nın her kademede daha çok kadın istihdamı yapması gerekiyor. Latin Amerika’nın ise kadınları iş hayatında tutmanın yöntemleri üzerine çalışması gerekiyor. Tüm coğrafyalarda ise, kadınları üst düzey rollerde elde tutabilmek önemli ve iş dünyasında ayrıştırıcı bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.

Dinçer Güleyin: “Kadınlar İş Sonuçlarına Ve Performansa Değer Katıyor”

Mercer Türkiye Genel Müdürü Dinçer Güleyin, kadınların iş hayatına katılması ya da kariyerlerinde devam etmesinin ekonomik ve sosyal gelişim açısından son derece önemli olduğunu belirtirken, kadınların iş hayatında yer almasının iş sonuçlarına ve performansa doğrudan değer kattığını söyledi. İş dünyasında kadınların temsilinin, o iş yerinin kadını çekme, geliştirme ve tutma stratejileri ile doğrudan etkili olduğuna dikkat çeken Güleyin, özellikle kadınlara yönelik programları uygulayan firmaların önümüzdeki yıllarda çok daha avantajlı olacaklarını söyledi.

Haberimizi kadın okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

11 Mart 2015 Çarşamba

Domates Ömrünü 90 Gün Uzatan Projeye TÜBİTAK’tan 300 Bin TL!

2012 yılında Manisa Akhisar'da dört genç girişimci tarafından kurulan şirketin TÜBİTAK-TEYDEB’e sunduğu “Uzun Raf Ömürlü, Doğal Yarı Kuru Domates” proje önerisi kabul edildi. TÜBİTAK'ın 300 bin TL destekte bulunacağı proje ile pastorize edilmeden ve koruyucu kullanmadan kuru domatesin raf ömrünün 90 güne kadar artırılması hedefleniyor.

Manisa Akhisar'da dört genç girişimci tarafından kurulan şirket, pastorize edilmeden ve koruyucu kullanmadan üretilecek yarı kuru domatesin raf ömrünü 90 güne çıkartarak Avrupa piyasasında İtalyan ve Fransızların egemenliğini kırmayı hedefliyor.

Eko Food Kurucu Ortağı Aşkın Güzel, yurt dışından doğal ve koruyucusuz gıda ürünlerine talebin son yıllarda zirveye ulaştığını söyledi.  Bu yıl en büyük hedeflerinin projeyi sonuçlandırarak ürünün ticarileşmesini sağlamak olduğunu belirten Güzel şunları söyledi:

“Bugüne kadar Avrupa Yatırım Bankası ve Dünya Bankası'na projelerini onaylatarak ek finansman yarattık. Firmamızın bu noktaya gelmesinde güçlü Ar-Ge'nin rolü yatıyor. Pastorize edilmeden ve koruyucu kullanmadan üretilecek yarı kuru domatesin raf ömrünü doksan güne çıkarmayı hedefliyoruz. Tarladan aldığımız domatesi değer katarak, başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya satmayı hedefliyoruz.”

Hürriyet kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

10 Mart 2015 Salı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Yeni GAP Eylem Planı'nı Açıkladı!

GAP İdaresi Başkanlığı'nın Mardin'de düzenlediği toplantıda Güneydoğu Anadolu Projesi Eylem Planı'nı açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni planla, mevcut yatırımların tamamlanacağını, yenilikçi, ekonomik ve toplumsal gelişimi hızlandırıcı, istihdam arttırıcı, üretim odaklı, insani kalkınmayı teşvik eden yeni politikalar ortaya koyacaklarını söyledi.

"GAP bölgesi yatırımlarının toplam kamu maliyetleri içindeki payı 2002'de yüzde 5'ti. Bizim dönemde bu yüzde 10,5'e çıktı" diyen Davutoğlu, "Burada da durmayacağız. İkinci eylem döneminde de yaklaşık 26,7 milyar lira kamu yatırımı yapacağız" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, planda 5 ana eksen olduğunu söyledi, bu eksenlerin "ekonomik kalkınmanın hızlandırılması, sosyal gelişmenin güçlendirilmesi, şehirlerde yaşanabilirliğin artırılması, altyapının geliştirilmesi ve kurumsal kapasitenin artırılması" olduğunu söyledi.

Bu kapsamda plan döneminde Merkezi Yönetim Bütçesinden Ekonomik Kalkınmanın Hızlandırılması için 1 milyar 628 milyon, Sosyal Gelişmenin Güçlendirilmesi için 6 milyar 195 milyon, Şehirlerde Yaşanabilirliğin Artırılması için 1 milyar 4 milyon, Altyapının Geliştirilmesi için 17 milyar 836 milyon ve Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi için 25 milyon lira olmak üzere toplam 26 milyar 688 milyon lira yatırım ödeneği ayrılacak.

26.7 Milyar TL Değerinde 115 Yeni Hamle

Başbakan, eylem planını 115 yeni hamle ile gerçekleştireceklerini belirtti, bu 115 projeden başlıkları şu sözlerle paylaştı:

Eylem Planı çerçevesinde, bölgede tarımsal üretimde verimlilik artırılarak tarıma dayalı sanayi yapısı geliştirilecek. Üretici örgütlülüğü, tarım teknolojileri, değer zinciri esaslarına dayalı doğaya dost tarımsal üretim sistemlerinin yaygınlaştırılması desteklenecek.Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi için altyapı eksikleri giderilecek. İç sularda su ürünleri üretimini artırmaya yönelik destek programlarına önem verilecek.

Tarıma Dayalı İhtisas OSB'leri Kurulacak

Sanayi altyapısının temelini oluşturan Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve Küçük Sanayi Siteleri (KSS) yatırımlarına devam edilecek. İhtiyaç duyulan illerde Tarıma Dayalı İhtisas OSB'leri kurulacak. Bölge sınır kapıları güçlendirilecek ve sınır komşuları ile ticaret artırılacak.Özel sektör yatırımlarının artırılması amacıyla teşvik sisteminin daha etkin bir şekilde uygulanmasına yönelik tedbirler alınacak.Kültür varlıklarının korunarak turizm odaklı değerlendirilmesi, istihdam ve sosyo-ekonomik kalkınmaya katkı sağlanması için turizm altyapısının iyileştirilmesi, turizm çekim merkezleri oluşturulması ve turizmin çeşitlendirilmesi için gerekli çalışmalar yapılacak.Yenilenebilir enerji ile ilgili uygun yatırım alanları tespit edilecek, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi, tarım, turizm gibi alanlarda kullanımına yönelik araştırma ve uygulama faaliyetleri desteklenecek.

2018 Yılı İhracat Hedefi 22 Milyar Dolar

GAP Bölgesi ile ilgili temel ekonomik göstergelerin yer aldığı planda, söz konusu göstergelere ilişkin 2018 hedeflerine de yer verildi.

Buna göre;

2018 yılı sonunda bölgede işsizlik oranının yüzde 10,3'e inmesi beklenirken, istihdam oranının yüzde 35,3'e, iş gücüne katılma oranının yüzde 39,1'e, Gayri Safi Katma Değerin Türkiye ortalamasına oranının yüzde 54,4'e, ihracatın da 22 milyar 119,8 milyon dolara çıkması hedefleniyor.

Derslik Başına Öğrenci Sayısı 33'e Düşürülecek

Dönem sonunda okul öncesi eğitimde yüzde 70 okullaşma oranına ulaşılacak. Bu çerçevede 4 bin 79 derslik yapılacak. İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı azaltılacak, fiziki altyapı ihtiyacı giderilecek. Bölgede ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının 33'e düşürülmesi amacıyla 8 bin 302 derslik inşa edilecek. Aynı şekilde ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı da 33'e indirilecek ve bu amaçla 4 bin 683 derslik açılacak.Öğretmenlerin bölgede çalışmalarının özendirilmesi ve mevcut öğretmenlerin en az 4 yıl kalmalarının sağlanması amacıyla konut imkanlarının sınırlı olduğu yerlerdeki eğitim ikamet merkezleri artırılacak, sosyal hizmet tesisi yapımına ağırlık verilecek.Yükseköğretimde kalitenin artırılması amacıyla bölge üniversitelerinin fiziki ve beşeri altyapısı geliştirilecek. Toplam 8 bin 750 kişilik yurt kapasitesi oluşturulacak. Bunun 4 bin kişilik bölümü kiralama yöntemi ile 4 bin 750 kişilik bölümü ise yatırım programı kapsamında gerçekleştirilecek.GAP illerinde kreş ve gündüz bakım evlerinin sayısı da artırılacak.Okuma kültürünün geliştirilmesi için mevcut okullar bünyesinde zenginleştirilmiş kütüphaneler oluşturulacak. Uluslararası öğrenci sayısının artırılması için gerekli tedbirler alınacak, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı azaltılacak.

İstihdamın Artırılmasına İlişkin Hedefler

İstihdamın artırılması, işgücünün kalitesinin yükseltilmesi ile sosyal bütünleşmenin sağlanması için başta kadınlar ve gençler olmak üzere kırılgan grupların iş gücü piyasasına girişleri kolaylaştırılacak.Sosyal yardım alan çalışabilir durumdaki yoksulların istihdamının artırılmasına yönelik ailelere bilinçlendirme eğitimleri verilecek ve gerekli tedbirler alınacak.

Konut Üretimi Teşvik Edilecek

Bölgenin büyüme ve çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek, çekim merkezi olabilecek illerinde fiziki ve sosyal altyapı güçlendirilerek, iş ortamı iyileştirilerek, yatırımların bu merkezlere yönelmesi teşvik edilerek yeni sanayi odaklarının oluşması sağlanacak.Cazibe Merkezleri Destekleme Programı uygulamalarına Diyarbakır, Şanlıurfa ve Gaziantep'te devam edilecek. Yaşanabilir, düzenli, sağlıklı ve güvenli kentlerin oluşturulması için örnek imar uygulamaları desteklenecek.Şehirlerin rekreasyon ihtiyaçlarını giderecek özel bir program geliştirilecek. Bu çerçevede; yaşam mekanları spor yapmayı ve hareketliliği sağlayacak şekilde tasarlanacak, kültür ve spor aktivitelerinin gerçekleştirilebileceği mekanlar iyileştirilecek, dinlenme alanlarının sayısı ve kalitesi artırılacak.Hane halkı büyüklüklerine yönelik konut ihtiyaç araştırması yapılacak ve ihtiyaç olan yerlerde konut üretimi teşvik edilecek, gerekli finans desteği ve teknik altyapı sunulacak. Sağlıklı ve güvenli yaşam alanları oluşturmak amacıyla kentsel dönüşüm projeleri uygulanacak.

1,1 Milyon Hektarlık Alan Sulamaya Açılacak

Plan dönemi sonunda GAP kapsamında toplam 1,1 milyon hektar alanın sulanması için depolama altyapıları tamamlanacak, şebeke inşaatları da önemli ölçüde bitirilecek.Plan çerçevesinde devam eden 362 kilometre ana kanal inşaatı tamamlanacak. Yüksek terfili sulama projelerinin etüt çalışmalarının yapılmasına devam edilecek ve bunun sonucunda öncelik görülmesi halinde uygun projeler hayata geçirilecek.Harran Ovası başta olmak üzere sulama alanlarında drenaj sistemlerinin kurulması tamamlanacak. Taşlı arazilerin belirlenmesi, haritalandırılması ve temizlenmesine yönelik arazi ıslahı çalışmaları yapılacak.Ilısu Barajı ve HES tamamlanacak, bunun yanı sıra Cizre Barajı ve HES yaptırılacak. Doğalgaz iletim altyapısı güçlendirilecek, Bölgeye doğalgaz arzı sağlayacak projeler tamamlanacak.Merkezi idarelerin taşra teşkilatlarındaki personelin eğitim ihtiyaçları çerçevesinde eğitim programları düzenlenecek. Yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarının beşeri kapasitesi geliştirilecek.Belediye hizmetlerinin daha şeffaf şekilde sağlanabilmesi için belediyelerin internet sitelerinin altyapılarının geliştirilmesi desteklenecek.Kamu kurumlarında üst düzey görevlerde bulunmuş ancak halihazırda emekli olan kişilerin bilgi ve tecrübelerinden ihtiyaçlar doğrultusunda yararlanılması sağlanacak.

"Ders Niteliğinde"

Davutoğlu, yeni eylem planının, bölge ülkeleri için bir ders niteliğinde olduğunu söyledi:

"Bizim temel görevimiz, özel sektörü de devreye sokup kalkınmanın önünü açmak. Bunun için de güvenliği ve huzuru sağlamaktır. Dışarıdaki durgunluk ülke ekonomisinin direnci göz önüne alındığında, kalkınma hamlelerini olumsuz etkilenmeyecektir. Bu eylem planının, bölgedeki vatandaşlara ve tüm Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum. Bu eylem planı sadece Türkiye açısından değil etrafta ateş çemberi halindeki ülkeler için de ders niteliğindedir. Bölgesel kalkınma örneği inaşllah Suriye ve Irak'a da geniş katkı sağlayacaktır. Bir gün oralarda da bu şiddet ortamı ortadan kalktığında GAP'taki kalkınma hem bir ilham hem de bir güç kaynağı olacaktır. Siyasi istikrar, huzur, ekonomik kalkınma, Türkiye nin geleceğini belirlemede ana faktörlerdir."

Yeni GAP Eylem Planı hakkında daha detaylı bilgi için www.gap.gov.tr web sayfasını ziyaret edebilir ve bu belgeyi inceleyebilirsiniz.

GirişimFinans kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

9 Mart 2015 Pazartesi

Huzurlarınızda 8 Mart'ta birFİKRİNmiVAR?'da Yarışacak Girişimler

Son 7 senedir yüzbinlerce TL yatırım yaparak başarılı girişimcilerin hayallerini gerçekleştiren "birFİKRİNmiVAR?", Cumartesi Pazar akşamları 19:00’da TV 360 ekranlarında girişimcileri tanıtmaya ve ödüllendirmeye devam ediyor.

"birFİKRİNmiVAR?"  Türk televizyonlarının en büyük para ödülü olan 2 milyon TL yatırım ödülü ile bir ilke imza atarak girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Aynı zamanda bu 2 milyon TL’lik büyük ödül için Türkiye’nin en önemli kurumlarından KOSGEB 1 milyon TL’yi bulan şirket hibe paketleriyle girişimcileri desteklerken, Türkiye’nin en büyük yatırım bankası Aktif Bank da 1 milyon TL tutarında bir fonla girişimcilerin hayalini gerçeğe dönüştürecek. Bunun dışında "birFİKRİNmiVAR?" girişimcilik yarışmasının sporsorları da dereceye giren girişimcileri çeşitli ödüllerle ödüllendiriyor.

"birFİKRİNmiVAR?" girişimcilik yarışmasının jürisinde ülkemiz iş dünyasının önemli isimleri yer alıyor. İşte jüri üyeleri; LabX Yatırım Danışmanlığı şirketinin kurucusu Fuat Sami, Miroglio Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın, Madencilik sektörünün en iddialı isimlerinden Zuhal Mansfield, Arzum’un Ceosu Murat Kolbaşı ve her programda sürpriz bir konuk jüri.

Bu Hafta "birFİKRİNmiVAR?" da Yarışacak Girişimciler ve Girişimleri

Hermatik Bacalı Katı Yakıt Sobası

İsmail Yeşilçimen tarafından geliştirilen "Hermatik Bacalı Katı Yakıt Sobası" projesi ile %50 yakıt tasarrufu sağlanıyor.

Pagegy

Gokhan Erdogan ve Hakan Aydemir isimli girişimciler tarafından geliştirilen "Pagegy" projesi, saniyeler içinde kendi online mağazanızı oluşturabileceğiniz bir internet sitesi.

Emergenerji

Ümit Toksoy tarafından geliştirilen "Emergenerji", deniz şezlonglarına monte edilebilen, çok amaçlı, pozisyonu ayarlanabilen, ayrıca ana tabla üzerine monteli solar enerjili şarj cihazı olma özelliğini taşıyor.

Dikey Eksenli Yonlendiricili Yuksek Verimli Ruzgar Turbini

Cihan Ergin tarafından geliştirilen "Dikey Eksenli Yonlendiricili Yuksek Verimli Ruzgar Turbini", düşük rüzgarlarda tork artırıcı mekanizma ve regüle özelliği olan, yönlendiricili kanatlara sahip yüksek verimli rüzgar türbini olma özelliğini taşıyor.

Bayanlar İçin Hijyenik Taharet Ortamı saglayan önden yıkamalı Klozet Aparatı

Serpil Uz ve Nedret Eyupoglu isimli girişimciler tarafından geliştirilen "Bayanlar İçin Hijyenik Taharet Ortamı saglayan önden yıkamalı Klozet Aparatı" ile klozetlerdeki taharet musluğunun tercihe göre önden veya arkadan akmasını sağlanıyor.

İsmail Yeşilçimen,Gokhan Erdogan, Hakan Aydemir, Ümit Toksoy , Cihan Ergin, Serpil Uz ve Nedret Eyupoglu isimli girişimciler projelerinin detaylarını cumartesi akşamı birFİKRİNmiVAR? Jürisine sunacak. 8 Mart 2015 Pazra akşamı 19:00’da TV360 ekranlarında yayınlanacak birFİKRİNmiVAR? TV Show’unu izleyerek bu girişimler hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

birFİKRİNmiVAR? yarışması hakkında diğer tüm detaylar için www.birfikrinmivar.com web adresini ziyaret edebilir, girişim başvurularınızı buradan yapabilirsiniz.

Haberimizi iş fikri veya girişim prototipi olan ve yatırım arayan girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

7 Mart 2015 Cumartesi

Çözüm Süreci Güneydoğu Bölgesinde Yatırımı Şaha Kaldırdı

Çatışmalı ortam nedeniyle yatırımın yıllarca akamete uğradığı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde çözüm sürecinin getirdiği huzur ve güven sayesinde ekonomik kalkınmayı sağlayacak yatırımlara hız verildi.

Rotalarını bölge illerine çeviren yatırımcıların talebiyle Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) doluluk yüzde 100'e ulaşınca sırada bekleyen yüzlerce yatırımcı için yeni bölgeler ve ilave etaplar kuruluyor.

"Çözüm Süreci Yatırımı Şaha Kaldırdı"

Diyarbakır Organize Sanayi İşadamları Derneği (DOSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Özkılıç, ilde 532 hektarlık alanda 2 etaptan oluşan bir OSB bulunduğunu, ilk kurulan OSB'nin yüzde 95 doluluğa ulaşmasıyla 2 bin hektarlık alana ek OSB'nin kurulduğunu söyledi.

Yer tahsislerine başlandığını ancak yatırım için yoğun talep söz konusu olduğundan buranın da ihtiyaca cevap vermeyeceğini dile getiren Özkılıç, Diyarbakır'da talebi karşılamak için yeni rezerv alanı oluşturulması gerektiğini belirtti.

Özkılıç, mevcut OSB'de 240 firmadan 180'inin faal, geri kalanların ise inşaat ve proje aşamasında olduğunu ifade ederek, Diyarbakır ve bölgenin Ortadoğu'ya açılan kapı olması nedeniyle çözüm sürecinde yatırım için yoğun talep gördüğünü dile getirdi.

Özkılıç; "Buraya yatırım yapan tüm sanayiciler kısa sürede ve en hızlı şekilde karşılığını alıyor. Yatırımın maliyeti düşük, pazar sıkıntısı yok. Hükümetin teşvik politikaları veçözüm süreci yatırımı şaha kaldırdı" dedi.

"Bölgeye Yatırım Yapmanın Tam Zamanı"

"Çözüm sürecinin kalıcı barışa doğru gitmesi gerekiyor ki; bölge ile batı arasındaki gelişmişlik farkı kapansın. Biz çok umutluyuz. Silahların bırakılması çağrısı herkesi bir kez daha umutlandırdı. Bize barışın yakın olduğunu gösterdi" diyen Özkılıç, bölgeye yatırımın hız kazandığını, bunun kesilmemesi gerektiğini aktardı.

İki yılda yatırımın yüzde 50 arttığına işaret eden Özkılıç, şunları dile getirdi: "Bölgeye yatırım yapmanın tam zamanı. Bölgede her şeye ihtiyaç var. Kim ne yatırım yaparsa misli ile karşılığını alacaktır. Biz de yatırım yaptık. Herkesi de Diyarbakır'a yatırıma davet ediyoruz. Partner, teşvik, arsa ve pazar var, gelin yatırım yapın."

Diyarbakır için 100 yatırımcının arsa tahsisi beklediğine dikkati çeken Özkılıç, sürece dair her olumlu açıklamanın yatırımı olumlu etkilediğini adeta yüreklere su serpildiğini, yatırım kararlarını rafa kaldıranların da bu kararlarını raftan indirdiğini belirtti.

"Mardin'e Yatırım İçin Yoğun Talep Söz Konusu"

Mardin Sanayici İşadamları Derneği (MARSİAD) Başkanı Nasır Duyan, OSB'de 169 firmadan 106'sının faaliyetini sürdürdüğünü, 63'ünün ise inşaat ve proje aşamasında olduğunu söyledi.

Mardin'in sanayide nimet, tarımda bereket yaşamak için de cennet olduğunu ifade eden Duyan, şunları kaydetti: "Mardin'e yatırım için yoğun talep söz konusu. Mevcut OSB'de doluluk yüzde 100. Yaklaşık 170 yatırımcı arsa tahsisi için sırada bekliyor. Yoğun talep üzerine bu yıl ikinci OSB'yi kuruyoruz. Terörden en fazla etkilenen Güneydoğu barışı ve çözümü de en çok isteyen bölge. Çözüm süreci mutlak surette bu bölgeyi şahlandıracak."

"Artık Biz Yatırımcıyı Seçiyoruz"

Siirt OSB Müdürü Bahattin Çelik, çözüm sürecinden önce 7 fabrikanın bulunduğu OSB'de çözüm sürecinde 3 fabrikanın kurulduğunu 6 fabrika için de çalışmaların sürdüğünü belirtti.

"Eskiden yatırımcı bizi seçiyorken şimdi biz yatırımcıyı seçiyoruz. En çok istihdamı sağlayacak yatırıma öncelik veriyoruz" ifadelerini kullanan Çelik, süreçten önce 75 istihdamın olduğu OSB'de artık sadece bir fabrikada 175 kişinin istihdam edildiğini anlattı.

200 Yatırımcı Batman İçin Sırada Bekliyor

Batman OSB Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Ekmen de çözüm sürecinden önce 50 fabrikanın bulunduğu OSB'de 75 fabrikanın faaliyetini sürdürdüğünü, 200 yatırımcının da arsa tahsisi için sırada beklediğini aktardı.

Mevcut OSB'de yer kalmadığı için kısa vadede çözüm için OSB'nin genişletilmesinin planlandığını ifade eden Ekmen, ayrıca yeni bir OSB kurulmasının da düşünüldüğünü kaydetti.

Ekmen, katma değeri yüksek yatırıma öncelik verdiklerine işaret ederek, ayrıca bölgede olmayan yatırımların da tercihleri olduğunu ifade etti.

OSB Genişletiliyor

Bingöl OSB Müdürü Mürşit Aytekin ise çözüm süreciyle yatırımların hız kazandığını belirterek, OSB'de 45 parselden 44'ünün tahsisinin yapıldığını, bir parselin de en çok istihdam oluşturacak firma için bekletildiğini söyledi.

Aytekin, çözüm sürecinden önce 3 aktif fabrikanın bulunduğu OSB'de fabrika sayısının 19'a yükseldiğini vurgulayarak, 25 firmanın yatırım için sırada beklediğini, bu nedenle talebe yetişmek amacıyla mevcut OSB'nin genişletilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü aktardı.

Cizre OSB'de Yer Kalmadı

Cizre Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Süleyman Çağlı da bölgede yaşanan huzursuzluktan dolayı proje aşamasında bekletilen 7 fabrikanın son bir yıl içerisinde faaliyete geçtiğini söyledi.

14 fabrika için de OSB'de yer tahsis edildiğini ifade eden Çağlı, mevcut OSB'de bir fabrika için dahi yer kalmadığını belirtti.

Çözüm süreci ile Şırnak'a yatırımın hız kazandığına işaret eden Çağlı, şunları kaydetti: "Yatırımcılar arsa tahsisi için sırada bekliyor. Yoğun talebi karşılamak için bin dönüm alanda ikinci etap OSB için çalışmalara başladık. 5 dönüm alana yatırımda 15-20 kişilik istihdam şartı arıyoruz. Ayrıca çözüm sürecindeki olumlu gelişmelerle ilçedeki iş adamları olarak bizler de yatırıma hız verdik."

Diyarbakır'ın İlk Ağır Metal Sanayi Yatırımı

Mina Galvaniz Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Özekinci, çözüm süreciyle aldıkları karar doğrultusunda Diyarbakır'da 27 bin metrekare alanda ilin ilk ağır metal sanayi yatırımını gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bir yıldır faaliyet yürüttükleri kentte enerji nakil hattı ve aydınlatma direkleri ürettiklerini, bu kapsamda yaklaşık 300 kişiye istihdam imkanı sunduklarını ifade eden Özekinci, kentte model olacak kurumsal bir fabrika haline gelerek istihdam ve yatırımı artırmayı hedeflediklerini dile getirdi.

Özekinci, şöyle konuştu: "Eskiden Diyarbakır'a yatırım yapmak ateşten gömlek giyinmeye benziyordu ama çözüm süreci ile bu ön yargıyı kırarak bölgeye yatırım yaptık. Batıdan tersine göçle profesyonel bir ekip kurduk. Bölgeden seçtiğimiz çalışanlarımızın vasıflarını artırmaya yönelik hizmet içi eğitim veriyoruz. Tüm yatırımcıları bölgeye davet ediyoruz."

Yatırım İçin Tersine Göç

Mardin'deki Akkuş Tekstil Genel Müdürü İbrahim Batuk de 1990'lı yıllarda yaşanan olaylar nedeniyle göç ettikleri İstanbul'dan çözüm süreciyle yeniden memleketlerine döndüklerini söyledi.

Mısır'a yatırım yapmayı düşündüklerini ancak huzur ortamı nedeniyle Mardin'e yatırım kararı aldıklarını ifade eden Batuk, merkezi İstanbul'da olan şirketin genel müdürlüğünü de Mardin'e taşıdıklarını belirtti.

OSB'de 3 bin 500 metrekare kapalı alanda kurdukları tekstil fabrikasında 150 kişiye istihdam sağladıklarını dile getiren Batuk, Avrupa'nın 15 ülkesine ihracat gerçekleştirdiklerini aktardı. Batuk, önümüzdeki süreçte yatırımı ve istihdamı 350'ye çıkarmayı planladıklarını sözlerine ekledi.

Silah Bırakma Çağrısı İşadamlarını Umutlandırdı

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yatırımları bulunan iş adamları, çözüm süreci çerçevesinde PKK'ya silah bırakma çağrısı yapılmasının bölge ekonomisine olumlu katkı yapmasını bekliyor.

Konuyla ilgili AA muhabirine açıklama yapan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Ahmet Sayar, silah bırakma çağrısının öneminin bu zamana kadar hayatını kaybedenler göz önünde bulundurulduğunda rahatlıkla görülebileceğini söyledi.

Çağrının gerek bölge gerekse ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını dile getiren Sayar; "Bu bölge, sosyo-ekonomik anlamda bu denli geri kalmışlığı, yoksulluğu, işsizliği hak etmiyor" dedi.

Diyarbakır'ın Türkiye açısından önemli ihracat bölgesi olan Ortadoğu'ya yakınlığına dikkati çeken Sayar; "Diyarbakır'ın Ortadoğu'ya yapılan toplam ihracattan aldığı pay yüzde 1 bile değil. Bu açıdan bakıldığında kalıcı barış ortamı sanayi ve turizm yatırımlarına olumlu etki edecek. Ülke ekonomisine katkı sağlayacak" değerlendirmesinde bulundu.

GAP kapsamındaki sulama kanallarının bir an önce yapılmasının Diyarbakır'ın tarımına ve dolayısıyla ihracatına önemli etkide bulunacağını anlatan Sayar, barış sürecinin bölgenin ekonomik potansiyelini harekete geçireceğini söyledi.

Sayar, silah bırakma çağrısının Diyarbakır'da iş dünyası üzerindeki etkisine ilişkin, "Ekonomik kalkınmayı sağlayan iş dünyasıdır. Bu çağrı, bölgede var olan yatırımların genişletilmesi ve daha fazla yeni yatırım yapılması konusunda iş dünyasını umutlandırdı" diye konuştu.

"Can Güvenliğinin Olduğu Yerde Yatırım da İhracat da Artar"

Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Başkanı Abdulkadir Çıkmaz da çağrının ekonomik anlamda hemen bir etki yaratmasını beklememelerine karşın, silahların bir an önce bırakılmasının bölge ekonomisine önemli katkıda bulunacağını ifade etti. Bu anlamda çağrının gereğinin yerine getirilmesinin önemine işaret eden Çıkmaz; "Bu çağrının gereği hakikaten gerçekleşirse sanayi, iş dünyası, çalışan ve üretici kesim açısından önemli bir gelişme olur. Çünkü can güvenliğinin olduğu yerde yatırım da ihracat da artar. Ben bu işin gerçekleşeceğine inanıyorum. Hükümetimizde o kararlılığı görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Çözüm Sürecinde Bölge Ekonomisi Canlandı

Bu arada, çözüm süreciyle birlikte bölgedeki terör olaylarının azalması son yıllarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinin ekonomilerine olumlu katkı sağladı.

Buna göre, 2012 yılının haziran ayında yürürlüğe giren Yeni Teşvik Yasası ile Türkiye ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeylerine göre 6 bölgeye ayrıldı ve 6. bölge kapsamındaki Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerine yönelik yatırımlara önemli teşvikler verildi. Ekonomi Bakanlığının verilerine göre, 6. bölge kapsamındaki 15 ilde gerçekleştirilmesi planlanan sabit yatırımların tutarı; 2010-2014 Eylül döneminde yabancı yatırımlar dahil 2,3 katına çıkarak 3 milyar 473 milyon liraya yükseldi. Aynı dönemde söz konusu yatırımlar çerçevesinde öngörülen istihdam da yüzde 24 artış kaydetti ve 13 bin 741 kişiye ulaştı.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) dış ticaret verileri değerlendirildiğinde, söz konusu illerin toplam ihracatı 2010-2014 yılları arasında yüzde 37 artarak 2,9 milyar dolara yükseldi.

Mardin, geçen yıl sonu itibarıyla en fazla ihracat yapan il olarak kayıtlara geçti. Mardin'in ihracatı bu dönemde yüzde 65 artarak 932 milyon dolara çıktı.

En fazla ihracat yapan ikinci il Şırnak'ın 2010 yılında 625,4 milyon dolar olarak hesaplanan dış satımı da yüzde 11 artışla 2014 yılı itibarıyla 694 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hakkari ise 389 milyon dolarla 6. bölge illeri arasında en fazla ihracat yapan 3. il olurken, ilin ihracatı son 5 yılda yüzde 26 artış kaydetti. Bu dönemde, Batman yüzde 72, Van yüzde 77, Diyarbakır yüzde 90, Şanlıurfa yüzde 44 ile ihracatını artıran diğer iller olarak dikkati çekti.

TÜİK verilerine göre 6. bölgede yer alan illerin 2010-2014 yılları arasındaki ihracat tutarlarındaki (bin dolar) değişim şöyle:

İller20102014Değişim (%)Ağrı76.90482.6047Ardahan3.3061.208-63Batman27.21346.70172Bingöl6.2548.54237Bitlis3.4174.55033Diyarbakır165.055312.85390Hakkari309.076389.43926Iğdır101.692123.23621Kars159411158Mardin564.205931.87065Muş15.4134.781-69Siirt11.3241.481-87Şırnak625.402693.94211Şanlıurfa173.079249.48244Van18.91133.42377Toplam2.101.4102.884.52337

Girişim Finans kaynaklı derleme haberimizi yatırımcı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

6 Mart 2015 Cuma

Her 100 Uygulamadan 87'sine Dışarıdan Erişim Sağlanabiliyor!

Cep telefonlarında kullanılan uygulamalarda, kişisel verilere başkalarının ulaşma riski bulunduğu bir kez daha vurgulandı. Cep telefonları için geliştirilmiş her 100 uygulamadan 87'sine dışarıdan erişilebildiği belirtildi.

Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, günlük hayatta cep telefonlarının bilgisayar işlevi gördüğünü, çoğu işlemin uygulamalar vasıtasıyla gerçekleştirildiğini söyledi.

Telefonlarda kullanılan uygulamaların risk taşıdığına dikkati çeken Sağıroğlu, "Uygulamalar insan hayatını kolaylaştırıyor fakat bu verilerin, istenmeyen kişilerin eline geçmesi büyük tehdit oluşturuyor. Özellikle kritik görevde çalışanların çok dikkat etmesi gerekiyor" diye konuştu.

Mümkün Olduğu Kadar Az Veri Paylaşın

Kişisel bilgilerin, uygulamalar vasıtasıyla paylaşıldığını anlatan Sağıroğlu, gereksiz kullanımdan kaçınılmasını istedi. İndirilen bazı uygulamaların, başka yazılımları harekete geçirebileceğine işaret eden Sağıroğlu, şu uyarılarda bulundu: "Bir uygulama var, sizin rehberinizi diğer kişilerle paylaşıyor. Bir başka uygulama ise mesajlarınızı veya görüntülerinizi başkalarıyla paylaşıyor. ABD’de pek çok ünlü sanatçının, cep telefonlarından elde edilen özel görüntüleri yayınlanıyor. Elektronik ortamlarda bir kelime dahi israf edilmiyor. Dolayısıyla bu ortamlarda tutacağımız, paylaşacağımız veriler konusunda dikkatli olalım. Mümkün olduğu kadar az veri paylaşmalıyız. Verilerin, bu ortamlarda kalıcı olduğunu unutmayalım."

Tıkladığınız Zaman Casus Yazılımlar İniyor

Sağıroğlu, hayatı kolaylaştırmasının yanında risk de taşıyan uygulamaların dikkatli kullanılması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: "Cep telefonlarından kredi kartı bilgileriyle uçak bileti satın alıyoruz, her türlü veriyi paylaşıyoruz. Bu çok güzel, hayatımızı kolaylaştırıyor ama bunların tehdit oluşturduğunu bilip, daha dikkatli kullanmalıyız. Kullandığımız teknolojinin özelliklerini çok iyi bilelim. Her 100 uygulamanın 87’sine erişilebiliyor. Uygulamalar, telefon rehberinize, banka hesaplarınıza, özel mesajlarınıza ve diğer bazı içeriklere başkalarının ulaşabilmesine neden olabilir. Bilmediğimiz linklere tıklamayacağız, kaynağı bilinmeyen mailleri açmayacağız. Çünkü tıkladığınız zaman casus yazılımlar iniyor. Eğer bir durumdan şüpheleniyorsak, casus yazılımın olup olmadığını kontrol eden merkezler var, onlardan yardım isteyebiliriz. Ayrıca anticasus, antivürüs gibi uygulamaları da indirip kullanırsak, internet ortamındaki riskleri azaltabiliriz." Sağıroğlu, kullanıcılardan, devletin sunduğu güvenli internet hizmetlerinden yararlanmalarını önererek, bu hizmetlerin operatörler aracılığıyla ücretsiz verildiğini kaydetti.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

5 Mart 2015 Perşembe

Huzurlarınızda 7 Mart'ta birFİKRİNmiVAR?'da Yarışacak Girişimler

Son 7 senedir yüzbinlerce TL yatırım yaparak başarılı girişimcilerin hayallerini gerçekleştiren "birFİKRİNmiVAR?", Cumartesi akşamları 20:00’da TV 360 ekranlarında girişimcileri tanıtmaya ve ödüllendirmeye devam ediyor.

"birFİKRİNmiVAR?"  Türk televizyonlarının en büyük para ödülü olan 2 milyon TL yatırım ödülü ile bir ilke imza atarak girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Aynı zamanda bu 2 milyon TL’lik büyük ödül için Türkiye’nin en önemli kurumlarından KOSGEB 1 milyon TL’yi bulan şirket hibe paketleriyle girişimcileri desteklerken, Türkiye’nin en büyük yatırım bankası Aktif Bank da 1 milyon TL tutarında bir fonla girişimcilerin hayalini gerçeğe dönüştürecek. Bunun dışında "birFİKRİNmiVAR?" girişimcilik yarışmasının sporsorları da dereceye giren girişimcileri çeşitli ödüllerle ödüllendiriyor.

"birFİKRİNmiVAR?" girişimcilik yarışmasının jürisinde ülkemiz iş dünyasının önemli isimleri yer alıyor. İşte jüri üyeleri; LabX Yatırım Danışmanlığı şirketinin kurucusu Fuat Sami, Miroglio Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın, Madencilik sektörünün en iddialı isimlerinden Zuhal Mansfield, Arzum’un Ceosu Murat Kolbaşı ve her programda sürpriz bir konuk jüri.

Bu Hafta "birFİKRİNmiVAR?" da Yarışacak Girişimciler ve Girişimleri

Hermatik Bacalı Katı Yakıt Sobası

İsmail Yeşilçimen tarafından geliştirilen "Hermatik Bacalı Katı Yakıt Sobası" projesi ile %50 yakıt tasarrufu sağlanıyor.

Pagegy

Gokhan Erdogan ve Hakan Aydemir isimli girişimciler tarafından geliştirilen "Pagegy" projesi, saniyeler içinde kendi online mağazanızı oluşturabileceğiniz bir internet sitesi.

Emergenerji

Ümit Toksoy tarafından geliştirilen "Emergenerji", deniz şezlonglarına monte edilebilen, çok amaçlı, pozisyonu ayarlanabilen, ayrıca ana tabla üzerine monteli solar enerjili şarj cihazı olma özelliğini taşıyor.

Dikey Eksenli Yonlendiricili Yuksek Verimli Ruzgar Turbini

Cihan Ergin tarafından geliştirilen "Dikey Eksenli Yonlendiricili Yuksek Verimli Ruzgar Turbini", düşük rüzgarlarda tork artırıcı mekanizma ve regüle özelliği olan, yönlendiricili kanatlara sahip yüksek verimli rüzgar türbini olma özelliğini taşıyor.

Bayanlar İçin Hijyenik Taharet Ortamı saglayan önden yıkamalı Klozet Aparatı

Serpil Uz ve Nedret Eyupoglu isimli girişimciler tarafından geliştirilen "Bayanlar İçin Hijyenik Taharet Ortamı saglayan önden yıkamalı Klozet Aparatı" ile klozetlerdeki taharet musluğunun tercihe göre önden veya arkadan akmasını sağlanıyor.

İsmail Yeşilçimen,Gokhan Erdogan, Hakan Aydemir, Ümit Toksoy , Cihan Ergin, Serpil Uz ve Nedret Eyupoglu isimli girişimciler projelerinin detaylarını cumartesi akşamı birFİKRİNmiVAR? Jürisine sunacak. 7Mart 2015 Cumartesi akşamı 20:00’da TV360 ekranlarında yayınlanacak birFİKRİNmiVAR? TV Show’unu izleyerek bu girişimler hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

birFİKRİNmiVAR? yarışması hakkında diğer tüm detaylar için www.birfikrinmivar.com web adresini ziyaret edebilir, girişim başvurularınızı buradan yapabilirsiniz.

Haberimizi iş fikri veya girişim prototipi olan ve yatırım arayan girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

4 Mart 2015 Çarşamba

birFİKRİNmiVAR? Girişimci Proje Röportajı: FIFO Stoklama Düzeneği

7 senedir yüzbinlerce TL yatırım yaparak başarılı girişimcilerin hayallerini gerçekleştiren "birFİKRİNmiVAR?", Cumartesi akşamları 20:00’da TV 360 ekranlarında girişimcileri tanıtmaya ve ödüllendirmeye devam ediyor. Girişim Haber olarak her Cumartesi dereceye giren projeleri, girişimcileriyle yaptığımız röportajlarla sizlere tanıtmaya başlıyoruz.

Bu hafta (28/02/2015) "birFİKRİNmiVAR?" girişimcilik yarışmasında yine birbirinden güzel girişimler, seyirci ve jüri üyelerinin beğenisine sunuldu. Yarışmacıların hepsi girişimlerini tanıtarak hedeflerindeki büyük ödüle ulaşmaya çalıştı.

Yarışmaya “FIFO Stoklama Düzeneği” projesiyle katılarak dereceye girmeyi başaran girişimci Hulusi Yağ ile gerçekleştirdiğimiz röportajı tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Merhaba Hulusi Bey, Bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

"Merhaba. 60 yaşımdayım. ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisiyim. Yaklaşık olarak 30 yıldır ülkemin sesini dünyaya duyurabilecek buluşlar peşinde koştum. Kendime göre birkaç güzel buluş da yapmadım değil. Ancak destek bulmak ya da uygulamak mümkün olmadı. Programda yayınlanan buluşa konu olan proje bile 20 sene önce yaptığım bir çalışmadır."

“FIFO Stoklama Düzeneği” isimli projenizle Bir Fikrin mi Var? Jürisine TV360 ekranlarında sunum yaptınız. Sunum esnasında neler hissettiniz?

"Heyecanlıydım. Televizyona çıkıyor olmaktan ziyade projeme ilgi gösteren değerli jüri beni sevindirdi. Bu saygıdeğer insanlara ve emeği geçen herkese buradan teşekkür ederim. Çekim sırasında “İyi ki varsınız” şeklindeki ifadem yıllardan sonra dinleniyor olmamın bana verdiği mutluluğun yansımasıdır. Tüm buluşu olanlar adına tekrar ediyorum, İyi ki varsınız"

Projenizden bize de kısaca bahsedebilir misiniz? Proje fikriniz nasıl oluştu ve hangi soruna/ihtiyaca çözüm getiriyorsunuz?

"Globalleşen dünyada ticaretin kolaylaşması para kazanmayı zorlaştırmıştır. Bu nedenle para kazanmak ve karını artırmak için yöneticiler her türlü imkanı zorlamayı denemektedirler. Tasarruf etmek de karı artıran bir unsurdur ancak yeterli değildir. İşletmeler en iyi lojistik uygulamayı yapmak zorundadırlar. İşletmelerin günümüzde kar etmek için denedikleri son çare de iyi bir ürün stok yönetimi olmaktadır. Avrupada bazı şirketler kar için stoksuz çalışmayı bile zorlamaktadırlar. Stoksuz çalışmanın mümkün olmadığı durumlarda ise mutlaka “İlk Giren Ürün İlk Olarak Ambardan Çıkar” yöntemi uygulanmalıdır.

Ancak, First In First Out (FIFO) denilen bu yöntem tüm dünyada cam, mermer ve tahta plaka gibi ürünlerin sektöründe uygulanamamaktadır.

Patentini de almış olduğum FIFO Stoklama Düzeneği, bunu kullanacak olan şirketlere çok büyük katma değerler sağlayacak niteliktedir. Bu durum jüri üyelerimizden Yalçın Bey tarafından “Projeyi kullanacak şirketler minnet duyacaklardır” şeklinde vurgulamıştır."

Peki projeniz şuan prototip aşamasında mı? Yoksa seri üretim veya aktif hizmet aşamasıda mısınız?

"Prototip ve deneme testi aşamaları başarıyla geçildi. Patentli buluşumu benden habersiz ve izinsiz olarak ihalede kullanan büyük bir şirket olduğunu da biliyorum."

Projenizi merak eden okurlarımız ve yatırımcılar fikrinizle ilgili detaylı bilgilere nasıl ulaşabilirler?

"Aklıma ilk gelen e-mail ile ulaşabilecekleridir. hulusiyag@hotmail.com"

Son olarak Girişim Haber okurlarına projenizle veya girişimcilikle ilgili iletmek istedikleriniz nelerdir?

"Kullanacak olan şirkete çok büyük getirisi olan bu projemin yanısıra, elektrik kullanmadan, su ve hava yardımıyla çalışan asansör ile arabalardaki “Hybrid” kullanımını on kat daha performanslı hale getiren buluşumu da gündeme getireceğim.

Buluşlarımızla ülkemizin adını dünyaya duyurmak adına elimizden geleni yapmalıyız. Arabanın motorunu bile yapamayan bir tüketim toplumu olmaktan çıkmalıyız."

Sorularımıza verdiği samimi yanıtlar için "birFİKRİNmiVAR?" yarışmasında dereceye girmeyi başaran girişimci Hulusi Yağ’a teşekkür ediyor, hem yarışma esnasında hemde yarışma sonrasındaki girişimcilik hayatında kendisine ve projesine başarılar diliyoruz.

BİR FİKRİN Mİ VAR? yarışması hakkında diğer detaylar için www.birfikrinmivar.com web adresini ziyaret edebilir, girişim başvurularınızı buradan yapabilirsiniz. "Bir Fikrin mi Var?" her Cumartesi saat 20:00 ‘da TV 360 ekranlarında.

Haberimizi ekosistemimizdeki tüm girişimci okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

3 Mart 2015 Salı

Huzurlarınızda 2014'te En Çok ve En Az Yatırım Çeken İllerimiz

Türkiye'nin rekabet haritasını hazırlayan Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), bu kez de 2014 yılı yatırımlarını analiz etti.

İl ve sektör bazında yatırımları sınıflandıran TÜGİAD uzmanları, 2014 yılında Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenen yatırım teşvik belgeleri üzerinden analizler yaparak ilginç sonuçlara ulaştı.

Türkiye'nin yatırım haritası sonuçlarını açıklayan TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; "Aslında devletimizin elinde çok değerli bilgiler var. Yeter ki bunları işlemeyi bilelim. Sağlıklı bir sanayi envanterimiz yok. Ölçümleyemediğimiz sürece yönetemeyiz. Sonuçları herkesin iyi okuması gerekiyor." dedi. Yücelen, teşvik sisteminin az gelişmiş iller için yeterli olmadığını vurgulayarak, "Yeni bir destek ve büyüme modeli lazım” dedi.

Analizlerin amacının coğrafi bazda 2014 yılında yatırımların nasıl dağıldığı tespit etmek, yatırım yeri tercihinde yatırımcıların hangi illeri cazip bulduklarını belirlemek olduğunu dile getiren Yücelen; analizlerde enerji, hizmetler, imalat, madencilik, tarım olmak üzere ekonomik faaliyetlerin 5 ana sektör altında tanımlandığını belirtti. İstanbul özellikle hizmet sektöründe ağırlıklı yatırım çekerken; hem yatırım miktarı hem de yatırım adedi bakımından en gözde il oldu.

Türkiye'nin En Çok Yatırım Çeken İli İstanbul

Yatırım teşvik belge sayısı olarak ele alındığında İstanbul, 2014 yılında yatırım yeri tercihinde yüzde 12,8 ile en çok yatırım yapılan ile olurken yüzde 5,4 ile Bursa yatırımcıların ikinci tercihi oldu.

Bursa'yı yüzde 4,6 ile İzmir ve 4,1 ile Ankara izlerken, Konya 3,9 ile 5. sırada yer aldı. Belgelerin yüzde 2,9'unu alan Diyarbakır da ilk 10'a girmeyi başardı.

TÜGİAD tarafından yapılan araştırmanın bir diğer kriteri de yatırım miktarı oldu.

İlk sırayı koruyan İstanbul belge sayısı bakımından yüzde 12,8 pay alırken yatırım miktarı bakımından payını yüzde 14'e yükseltiyor.

 Yatırımın Yeri

Belge Sayısından

Aldığı Pay (2014)

Yatırımın Yeri

Sabit Yatırım Toplamından

Aldığı Pay (2014)

1İSTANBUL12,8% 1İSTANBUL14,1%2BURSA 5,4%2İZMİR6,6%3İZMİR4,6% 3ANKARA6,5%4ANKARA 4,1%4MANİSA5,9%5KONYA    3,9%5ANTALYA    5,0%6GAZİANTEP3,9%6GAZİANTEP    4,3%7ANTALYA    3,4%  7KOCAELİ    3,7%8KOCAELİ    2,9%8BURSA    3,5%9DİYARBAKIR    2,9%9TEKİRDAĞ    3,4%10MANİSA    2,8% 10SAKARYA    3,1% TEKİRDAĞ    2,8%    

Belge sayısı bakımından 3. sırada yer alan İzmir miktar bakımından yüzde 6,6 ile ikinci sıraya yükselirken İzmir'i yüzde 6,5 ile Ankara, 5,9 ile Manisa ve yüzde 5 ile Antalya izliyor. Belge sayısı bakımından 2. sırada yer alan Bursa yatırım miktarı açısından yüzde 3,5 ile 8. sırada yer alırken Gaziantep'in sanayi kenti olarak bilinen Kocaeli, Bursa gibi illeri geride bırakması da araştırmanın ilginç sonuçları arasında yer alıyor.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; Türkiye ekonomisinin KOBİ'lerin omuzlarında yükseldiğine dikkat çekerek; "Bölgesel refah uçurumunu azaltmak istiyorsak en değerli kozumuz KOBİ'ler olacaktır. Bu nedenle Türkiye KOBİ'ler için çok daha etkili ve verimli adımlar atmalıdır." dedi.

En Az Yatırım Çeken İller

2014 yılında en az yatırım çeken 4 il sırası ile; Bayburt, Ardahan, Tunceli ve Hakkari oldu. Bu illerin rekabet değerlendirmesine de dikkat çeken Yücelen; bu yörelere özel planlamalar yapılması gerektiğini belirtti. Araştırmaya göre bu 4 ilimize 2014 yılında yatırım teşvik sistemi altında yatırım yapmak isteyen yatırımcı sayısı toplamı 10’a ulaşamadı ve söz konusu 4 ilin her birinin çektiği yatırım miktarı ise 10 milyon Lira’nın altında kaldı.

Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin bölgesel refah uçurumu olduğunu belirten Yücelen; "Türkiye'nin bazı illerinde tek kuruş yatırım yapılmazken bazı illerde rekor yatırım yapılması bizi mutlu etmiyor. 2009 yılından bu yana kapsamı genişletilen yatırım teşvik sisteminin tüm cazibesine rağmen, Ardahan, Tunceli, Bayburt gibi illerimizde istenen yatırım cazibesinin yaratılamadığı görülüyor. Mevcut teşvik sisteminin etkili olmadığı en az gelişmiş iller için ve yalnızca bu illere münhasır "özel sektör odaklı" yeni bir destek ve büyüme modeli kurgulanmalı ve uygulanmalıdır." dedi.

Yatırımların Sektörel Dağılımı

Enerji

Araştırmanın sektörel boyutuna göre özellikle enerji yatırımlarında 2014 yılında yatırım miktarı olarak en büyük yatırımları kendine çekmeyi başaran il yüzde 25 ile Manisa oldu. Manisa'yı yüzde 10 ile Erzincan ve yüzde 9 ile Siirt takip etti.

 

Enerji Yatırımının Yeri

Sabit Yatırım ToplamındanAldığı Pay (2014)1MANİSA    24,47%2ERZİNCAN    10,15%3SİİRT    8,29%4İZMİR    5,85%5KAHRAMANMARAŞ    5,64%

Hizmetler

Hizmetler sektöründe en fazla yatırımın (hem adet hem de yatırım miktarı olarak) İstanbul’a yapıldığı dikkat çekiyor. Yatırım miktarı olarak ele alındığında İstanbul’un yüzde 27’lik payı dikkat çekicidir. Zira İstanbul başka hiçbir sektörde bu miktarda yatırımı kendine çekememiştir. Bu yönüyle İstanbul’un üretimden ziyade hizmetler sektörüne kaydığı anlaşılmaktadır. Hizmetler sektöründe ön plana çıkan diğer üç il Antalya, İzmir ve Ankara oldu.

 Hizmet Yatırımının Yeri Belge SayısındanAldığı Pay (2014)Yatırımın YeriSabit Yatırım ToplamındanAldığı Pay (2014)1İSTANBUL    17,8% 1İSTANBUL    27,1%2ANTALYA    7,4%2ANKARA    11,7%3İZMİR    5,1%3ANTALYA    10,5%4ANKARA    4,4%4İZMİR    7,8%5MUĞLA    4,0%5KOCAELİ    4,7%

İmalat

İmalatta yatırımcıların yüzde 12.5’i İstanbul’u tercih ederken yatırım miktarı olarak bakıldığında İstanbul 3. sıraya gerilemektedir. Bunun anlamı: İstanbul kendisine büyük imalat yatırımlarını çekmekte zorlanıyor. Dikkat çeken 2 il: Gaziantep ve Konya’dır. Diğer şehirleri geride bırakan Gaziantep ve Konya Türkiye’nin üretim üssü haline gelme noktasında birbirleri ile yarışmaktadırlar.

 İmalat Sektör YatırımınınYeriBelge SayısındanAldığı Pay (2014)Yatırımın YeriSabit Yatırım ToplamındanAldığı Pay (2014)1İSTANBUL   12,5%1TEKİRDAĞ    8,0%2BURSA   7,7% 2SAKARYA    7,7%3GAZİANTEP    5,9%3İSTANBUL    7,4%4KONYA    4,8% 4GAZİANTEP    6,9%5KOCAELİ    4,5%5BURSA    6,7%

Yatırım miktarı olarak ele alındığında 2014 yılında Tekirdağ ve Sakarya’nın az sayıda ancak büyük yatırımları kendine çektiği, Gaziantep’in ise hem fazla sayıda hem de hacim olarak büyük yatırımlara ev sahipliği yaptığı anlaşılmaktadır.

Madencilik

Madencilik yatırımlarında yatırımcının 2014 tercihinde ilk üç il Afyon, Denizli ve Sivas oldu.

 Yatırımın Yeri Belge SayısındanAldığı Pay (2014)1AFYONKARAHİSAR 10,1%2DENİZLİ    6,5%3SİVAS    6,0%4BURDUR    6,0%5MUĞLA    5,4%

Tarım

Tarım yatırımlarında yatırımcıların yüzde 10’una yakını Diyarbakır’ı yatırım yeri olarak tercih etmiş ve bu şekilde Diyarbakır birinci il konumuna gelmiştir. Diyarbakır’ı Afyon, Antalya ve Konya takip etmektedir.

 Yatırımın YeriBelge SayısındanAldığı Pay (2014)1DİYARBAKIR    9,5%2AFYONKARAHİSAR7,4%3ANTALYA    7,4%4KONYA    5,3%5ŞANLIURFA    5,3%

Dünya kaynaklı haberimizi enerji, hizmetler, imalat, madencilik ve tarım sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.